Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/40 E. 2019/580 K. 18.06.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO: 2018/40 Esas
KARAR NO: 2019/580

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 14/01/2018
KARAR TARİHİ: 18/06/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; Davalı şirket ile müvekkil şirket arasında yürütülen ticari ilişki neticesinde davalı şirketin müvekkil şirkete 2.034,10-TL Cari Hesap borcu meydana gelmiştir. Davalı şirket ile müvekkil şirket arasındaki ticari ilişkiden doğan borç, muhatap şirket tarafından müvekkil şirkete ödenmemiştir. Müvekkil şirket davalı tarafa 01.06.2016 tarih ve… nolu fatura ile 2.034,10 TL tutarlı fatura düzenlenmiştir. Müvekkil şirket ve davalı şirket tarafından bu fatura kayıtlara alınmış davalı tarafa yazılı ve öszlü bildirimlere rağmen fatura bedeli ödenmemiştir. Ticari satımlarda Türk Ticaret Kanunu uyarınca Borçlar Kanunundaki satım hakkındaki hükümler uygulanır. TTK uyarınca teslim sırasında ayıplı olduğu açıkça belli olmayan bir hizmeti ve uygulamayı alan alıcı haklarını muhafaza için uygulamanın bitiş ve teslim tarihinden itibaren 8 gün içinde durumu satıcıya yani uygulama yapana bildirmekle yükümlüdür. Aksi takdirde alıcı, satın aldığı ve kendisine teslim şeyi kabul etmiş olur . Davalı şirket müvekkil şirket ile arasındaki ticari ilişki çerçevesinde kendisine teslim edilen emtiayı teslim almış fakat ticari ilişkiler için özel olarak Ticaret Kanunu’nda öngörülen 8 günlük ayıp ihbar süresine riayet etmediği gibi müvekkil şirkete bu konuda herhangi bir ihbarda da bulunmamıştır. Yine aynı şekilde kanunda belirtilen süre içerisinde kendisine tebliğ edilen faturayı iade etmeyerek kayıtlarına alan davalı tarafın borçlu olduğu ve müvekkil şirkete olan borcunu ödememedeki gerekçesi haksız ve yersizdir. Bu tavrı ile davalı şirket kötüniyetli olduğunu da açıkça ortaya koymaktadır. Bu nedenle yapılan sözlü ihtarlara rağmen ödenmeyen bedel için tarafımızca icra takibi başlatılmak zorunda kalınmıştır. İstanbul … İcra Müdürlüğü … Esas sayılı icra dosyasından başlatılan takibe haksız olarak itiraz eden davalı tarafın itirazının iptali için işbu davanın açılması zorunluluğu hasıl olmuştur.Davalı tarafın itiraz dilekçesinde belirttiğinin aksine müvekkil şirketin alacağı geçerli ve taraf defter ve kayıtlarında belirtilmiş olup taraflar arasındaki ticari ilişki ve alacak bakiyesi uygulaması müvekkil şirket tarafından gerçekleştirilen şap ve uygulama işi nedeniyle doğmuş bulunmaktadır.Yapılacak bilirkişi incelemesi ile müvekkil şirketin alacaklı olduğu açık şekilde tespit edilebilecektir.” şeklinde beyanlarla itirazın iptaline takibin devamına, kötü niyetli davalının %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini ve yapılan yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde:”Davalı müvekkilim şirket ile …Şti şirket arasında mal alım satımına ilişkin süreklilik arz eden ticari ilişki mevcuttur. Ticari ilişki gereğince davalı müvekkilim şirket, …Şti den damacana kapağı satın almaktadır. Son olarak yapılan alım satım ilişkisinde yine damacana kapağı alımına ilişkin görüşülmüş olup …Şti tarafından ,01.06.2016 tarihli, … sıra numaralı sevk irsaliyesi ile emtialar davalı müvekkil şirkete teslim edilmiştir. …Şti. tarafından 01.06.2016 tarihli, söz konusu emtianın teslim edilmesi sebebi ile fatura düzenlenmiştir. Teslim edilen emtianın bedelleri de davalı müvekkil şirket tarafından 07.06.2016 Tarihinde … şirketine teslim edilen tüm mallara karşılık fatura bedeli olarak eksiksiz ödenmiştir. Ödenen tutar 2.034.10 TL dir. Söz konusu ödemeye ilişkin dekont dilekçemizin ekinde mevcuttur. Her iki şirket arasında organik bağ bulunması ve şirket unvanlarının dahi birbirine çok yakın olması ve faturaların da sürekli aynı muhatap kişiler tarafından tarafımıza gönderiliyor olmasından dolayı davalı müvekkil şirket tarafından faturaya itiraz edilmemiştir. Fatura yapılan ödemeye ve gönderilen emtialara ilişkin olduğundan ticari deftere de işlenmiştir. Ancak daha sonra şifahen yaptığımız araştırmalarda … Şti nin iflasının istendiğini ve tüm malvarlığını …ŞTİ ye devrettiğini öğrendik. İflasa ilişkin olarak; İstanbul …Asliye Ticaret Mahkemesinin …E ve 08.05.2017 tarihli kararı ile iflası açılmış 17.05.2017 de resen tescil edilerek Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edilmiştir. …Şti nin iflasından sonra, davacı şirket (…Şti) , …e söz konusu fatura karşılığı olarak ödeme yapılmış olmasına rağmen,01.06.2016 tarih … sıra numaralı faturaya sekiz gün içinde itiraz etmediğimizi bundan dolayı fatura bedelinin …Şti adına ödenmesi gerektiğini belirterek İstanbul …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyasıyla davalı şirket aleyhine icra takibinde bulunmuştur. Söz konusu alacak ödenmiş olduğu için yapılan takip haksız ve kötü niyetlidir. İki şirket arasındaki organik bağ; … Gazetesinin önceki yayınlarına bakıldığında her iki şirketin de ticari merkez adreslerinin aynı olmasından, faturalarda kullanılan kaşelerindeki fiili adreslerinin aynı olmasından, internet sitelerindeki reklamlarından, her iki şirketinde ortaklarında aynı kişilerin bulunmasından anlaşılacaktır. Ayrıca …Şti nin internet sitesindeki şirket tarihçesinde de söz konusu organik bağ zaten açıkça anlaşılmaktadır. Bu nedenlerle davalı şirketin söz konusu faturaya itiraz etmeyerek ticari defterlerine işlemesi de ticari hayatın olağan akışına uygundur. Kaldı ki söz konusu satış işlemine ilişkin olarak …ŞTİ tarafından düzenlenen fatura dışında …ŞTİ adına ayrıca başka bir fatura da düzenlenmemiştir. Ancak davacı şirketin, sırf fatura kendisinin adına düzenlenmiş olması nedeniyle, kötü niyetli olarak bedeli ödenmiş faturayı dayanak göstererek takip başlatması haksız ve hukuka aykırıdır. Davacı şirket tarafından verilen cevap dilekçesinde, davalı şirketin kendisine teslim edilen emtiayı teslim aldığını TTK da gösterilen 8 günlük ayıp ihbar süresine riayet etmediği gibi herhangi bir ihbarda da bulunmamıştır. Diyerek davalı şirketin borçlu olduğunu belirtmiştir. Ancak davalı müvekkil şirketin, söz konusu faturaya itiraz etmemesi zaten, ticari hayatın olağan akışına aykırı değildir. Şöyle ki; Faturaya itiraz edilmemesi, söz konusu faturanın içeriğinin kabul edildiğini gösterirken, faturanın düzenlenmesine neden işlemlerin hangi şirket tarafından yapıldığının, ödemenin hangi şirkete yapıldığının ispatlanmasına yetmemektedir.(Yargıtay 11 HD. 2005/4738 E,2004/7832 K. 05.05.2005 tarihli kararı.) Müvekkil davalı şirket de, … Şti ile yapılan emtia alım-satımı işleminin yukarıda bahsettiğimiz organik bağ dolayısıyla …Şti tarafından faturalandırılmış olmasını yukarıda bahsettiğimiz organik bağ dolayısıyla olağan karşılamış ve deftere işlemiştir. Tüm bu sebepler dikkate alındığında davalı müvekkilin icra takibine konu borcunun aslında bulunmadığını, söz konusu bedelin şuan artık ticari faaliyete devam etmeyen …Şti e zaten ödenmiş olduğu anlaşılacaktır.” şeklinde beyanlarla davanın reddini talep etmiştir.

DELİLLER VE DEĞERLENDİRME:
Mahkememizde açılan dava: İİK.nun 67.maddesine dayalı itirazın iptali davasıdır.
İcra İflas Kanununun 67/1 maddesine göre ‘Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.
Dava konusu İstanbul … İcra müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine toplam 2.034,10 TL üzerinden icra takibi yapıldığı, davalının itirazı üzerine takibin durduğu, itirazın süresinde ve usulüne uygun yapıldığı, davanın, bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Dava konusu ihtilaf; taraflar arasında bulunan ticari ilişki gereğince oluşan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine yapılmış itirazın iptali noktasında toplanmaktadır.
Dosya mahkemece reesen belirlenen mali müşavir bilirkişiye tevdii edilerek rapor hazırlaması talep edilmiş bilirkişi raporunda “Davacının 2616-2017 yıllarına ait yasal defterlerinin usulüne uygun tutulmuş olduğu açılış tasdikleri yasal süresinde olduğu, aynı şekilde yılsonu yapılması gereken kapanış yasal sürelerinde yapıldığı Raporun 2.1 bölümünde açıklandığı üzere Davacı şirketin Davalıdan takip tarihi olan 17.64.2017 tarihi itibarı ile toplam 2,881.96.-TL alacaklı olduğu, söz konusu tutarın Davacı şirketin icra takip tarihi itibarı talep ettiği asıl alacak miktarından 47386.-TL daha fazla olduğu görülaüş olup talebe bağlılık İlkesi gereğince takibin 2.634.16.-TL Raporun 2.3 bölümünde açıklandığı üzere Davacı yanın, Takip tarihinden dava tarihine kadar işlemiş faiz alacağının 147M.-TL olduğu, Davalı Ödemesinin dava dışı …. STİ.’ne yapmış ödeaeyle İlgili olarak takdir yetkisinin Sayın Mahkemeye alt olduğu Tespit edilmiştir” şeklinde rapor sunmuştur.
Tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasında ticari ilişkinin mevcut olduğu, alacağın davalıya fatura edildiği ancak davalı tarafından faturayı düzenleyen davacı şirkete ödemede bulunulmadığı, bunun üzerine İstanbul … İcra müdürlüğünün … sayılı dosyası ile takip yapıldığı, itiraz üzerine takibin durduğu, davanın İ.İ.K nun 67. Maddesi gereğince bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı, davalının yapılan bilirkişi incelemesinde borçlu olduğunun da belirlendiği ve mahkememizce aldırılan raporun uygulama ve mevzuata göre yerinde olup hükme esas alınmaya elverişli olduğu anlaşılmış, davalının itirazında haksız olduğu kanaatine varıldığından, takibin devamı ile itirazın iptaline karar verilmiştir.
Her ne kadar davalı taraf cevap dilekçesinde “…Şti. tarafından 01.06.2016 tarihli, söz konusu emtianın teslim edilmesi sebebi ile fatura düzenlenmiştir. Teslim edilen emtianın bedelleri de davalı müvekkil şirket tarafından 07.06.2016 Tarihinde … şirketine teslim edilen tüm mallara karşılık fatura bedeli olarak eksiksiz ödenmiştir. Ödenen tutar 2.034.10 TL dir. Söz konusu ödemeye ilişkin dekont dilekçemizin ekinde mevcuttur. Her iki şirket arasında organik bağ bulunması ve şirket unvanlarının dahi birbirine çok yakın olması ve faturaların da sürekli aynı muhatap kişiler tarafından tarafımıza gönderiliyor olmasından dolayı davalı müvekkil şirket tarafından faturaya itiraz edilmemiştir.” şeklinde beyanlarla dava dışı olan … şirketine ödeme yapıldığını ve organik bağ sebebiyle borcun ödenmiş kabul edilmesi gerektiğini iddia etmiş ise de, dosyaya temin edilen … Müdürlüğü kayıtlarından ve dosya içerisinde bulunan belgelerden, bu ödeme ile ilgili davacının davalı tarafa herhangi bir yazılı bildirimi, temliki ve talimatı mevcut olmadığı gibi davacı şirketin, dava dışı ödeme yapılan şirket ile herhangi bir ortaklığının mevcut olduğuna dair bir kanıya varılmamıştır. Davalı taraf sehven yanlış bir firmaya yaptığı ödemeyi ancak TBK kapsamında sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre dava dışı şirkete karşı alacak ve dava konusu edebilir.
İşbu davada davalı mahkememizce bilirkişi raporu ve dosya kapsamı itibari ile haksız görüldüğünden ve talep olduğundan alacağın likit olması sebebiyle %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine, karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davanın kabulü ile İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasına davalı tarafça yapılan itirazın iptali ile takibin aynı koşullarla kaldığı yerden devamına,
2-Alacak miktarı olan 2.034,10 TL nin %20 si oranında tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli 138,94 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile geriye kalan 103,04 TL eksik harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafça başlangıçta yapılan 77,00 TL toplam harç ile yargılama aşamasında yapılan tebligat, posta ücreti 98,50 TL ve bilirkişi ücreti 650,00 TL olmak üzere toplam 825,50 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
5-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 2.034,10 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
6- Karar kesinleşene kadar yapılacak yargılama giderlerinin davacı gider avansından karşılanmasına, karar kesinleştikten sonra bakiye gider avansının istek halinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda hüküm altına alınan miktar itibariyle istinaf yolu kapalı olup kesin olmak üzere karar verildi..

Katip …

Hakim …
¸