Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/363 E. 2020/230 K. 03.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/356 Esas
KARAR NO : 2020/102

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/04/2018
KARAR TARİHİ : 04/02/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin toptan satış yapan bir sermaye şirketi olduğunu, davalı ile aralarında satış sözleşmesi imzalandığını ve ticari ilişki başladığını, sözleşme kapsamında sözleşme ile belirtilen ürünlerin davalıya teslim edildiğini ancak davalı tarafından ürün bedellerinin ödenmediğini, bunun üzerine alacağın tahsili için İstanbul … İcra Dairesinin … Esas sayılı icra dosyasından davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalı tarafça takibe itiraz edildiğini ve takibin durduğunu, yapılan itirazın hukuka aykırı olduğunu belirterek davanın kabulü ile takibe yapılan itirazın iptaline, davalının %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, taraflar arasında akdedilen herhangi bir sözleşme bulunmadığını ve müvekkilinin borçlu olmadığını belirterek davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi ve sair tüm evraklar hep birlikte incelenmiştir.
Mahkememizde açılan dava: İİK.nun 67. maddesi gereğince itirazın iptali davasıdır.
Dosyamıza getirtilen İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine toplam 41.490,02-TL üzerinden icra takibi yapıldığı, davalının itirazı üzerine takibin durduğu, itirazın süresinde ve usulüne uygun yapıldığı, buna göre davanın, İİK.67.maddesinde yazılı 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Dava konusu ihtilaf; taraflar arasında imzalanan 09/06/2016 tarihli sözleşme kapsamında, davalı tarafından alım ediminin yerine getirilip getirilmediği, yerine getirilmemiş ise davacı tarafından sözleşme kapsamında ödenen bedelin davalıdan tahsilinin mümkün olup olmadığı ve tahsili mümkün ise miktarı ve davacı tarafça ödenen bedelin tamamının itahsili istemiyle başlatılan icra takibine davalı tarafça yapılan itirazın iptali koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
İddia, savunma, toplanan deliller ve tarafların ilişki dönemlerine ait taraf ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş ve bilirkişi sunmuş olduğu raporunda özetle; davacı şirketin 2016, 2017, 2018 yıllarına ait ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun olarak tutulduğu, davalı tarafın incelenmek ve değerlendirme üzere ticari defler ve belge ibraz etmediği, sözleşmenin 5.maddesine göre davalı tarafından 10/06/2016 tarih ve … numaralı 35.400,00 TL (KDV dahil) bedelli faturanın hizmet bedeli açıklaması ile davacıya gönderildiği, davacı tarafından davalının banka hesabına fatura bedelinin ödendiği, sözleşme kapsamında davalı tarafından 3000 şişe ürün alınması gerekirken alınan ürün miktarının 360 şişe olduğu ve toplam bedelinin ise KDV dahil 12.841,85 TL ve KDV eklenmeksizin 10.882,92 TL olduğu, sözleşme kapsamında davalı tarafça 3000 şişe ürün alınması halinde bedelinin ise KDV eklenmeksizin 102.875,00 TL olduğu, bu durumda davalının ürün alım taahhüdünü %10,57 oranında yerine getirmiş olduğu kıstalyevm usulü davacı tarafından yapılan ödemenin de bu şekilde değerlendirilmesi ile sözleşmenin % 89,43 oranındaki kısmının yerine getirilmemiş olması sebebiyle 35.400,00 TL’nin bu oran üzerinden hesap edilen 31.658,22 TL’si yönünden davacının alacaklı olduğu, tamamının iadesi gerektiği değerlendirilmesi halinde ise 35.400,00 TL alacaklı olduğu yönünde görüş ve kanaat sunmuştur.
Taraflar arasında imzalanan 09/06/2016 tarihli satış sözleşmesinin yapılan incelemesinde; davacının “satıcı”, davalının ise “alıcı” olarak yer aldığı, sözleşmenin konusunun Ek-1’de listesi bulunan, satıcı tarafından temin edilecek ürünlerin aynı listede belirtilen bedeller üzerinden, alıcı tarafından satın alınması ve satıcı tarafından alıcının sipariş vermesi üzerine irsaliye, fatura ve diğer evraklar ile alıcıya teslim edilmesi olduğu anlaşılmıştır. Sözleşmenin bedel ve ödeme koşulları başlıklı 5.maddesi “Satıcı, Ek-1’de ver alan listede belirlenmiş olan sasabit fiyatlara KDV bedeli dahil değildir. Fatura aşamasında KDV bedeli dahil eklenecektir. Alıcı tarafından sipariş edilecek olan sipariş adeti oranındaki ürünü alıcıya fatura edecektir. Fatura edilmiş ürünler için anlaşma gereği 60 gün vade tanınacak, alıcı firma satıcı firmaya, fatura kesim tarihinden itibaren 60 gün vadeli çek ile ürün teslimatında veya 60 gün vade sonunda havale veya kredi kartı ile ödemesini yapacaktır. Yapılan sözleşme gereği satıcı firma alıcı firmaya 30.000 TL + KDV vermeyi taahhüt eder. Bu ödeme tek seferde alıcının belirlemiş olduğu banka hesabına havale olarak gönderilecektir. Bu ödeme karşılığı alıcı firma, satıcı firmaya hizmet bedeli faturası kesecektir.”, sözleşmenin süresi ve yürürlük şartları başlıklı 6.maddesi “İş bu sözleşme imzalandığı tarihte yürürlüğe girecek ve 12 ay (on iki ay) sürecektir. Ek-1’deki listede belirtilen ürünlerin alıcının almayı taahhüt ettiği miktarların (toplam 3000 şişe 75 cl) siparişinin verilmesi ve ürünlerin satıcı tarafından işbu sözleşme hükümlerine uygun olarak alıcıya teslim edilmesi gerekmektedir. Taraflar yazılı olarak ayrı ek protokoller düzenleyerek bu sözleşmedeki ürünlerin miktarlarını yenileyebilirler. Sözleşmede belirtilen ürün fiyatları, devlet tarafından ötv ve benzeri vergi artışı olmadıka sabit kalacaktır. Eğer bu artışlar gerçekleşirse fiyatlara yansıtılacaktır. Döviz kurunun değişimlerine bağlı artışlar, karşılıklı olarak görüşülüp fiyatlara yansıtılabilir”, sözleşmenin feshi ve sonuçları başlıklı 9. Maddesi “Satıcı ve/veya alıcı sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerini zamanında ve gereği gibi yerine getirmedikleri takdirde, diğer tarafa en geç 15 (onbeş) gün önce yazılı ihbarda bulunup düzeltme ister, 2.yazılı ihbarı 15 (onbeş) gün sonra yapar ve yukarıda anılan süre içerisinde düzeltme olmaması şartıyla sözleşmeyi tek taraflı olarak fesih ile fesih nedeniyle uğranılan tüm zarar ve ziyanını talep etme yetkisine sahiptirler.” şeklinde düzenlenmiştir. Sözleşmeye göre davalı tarafından 3000 şişe ürün alımı gerçekleştirileceği taahhüt edilmiş ise de 360 şişe ürün alımının yapıldığı tespit edilmiştir. Davacı tarafından ise 3000 şişe ürün alım taahhüdüne istinaden sözleşmenin 5.maddesi uyarınca davalı tarafından düzenlenen hizmet bedeli açıklamalı 10/06/2016 tarih ve …numaralı 35.400,00 TL (KDV dahil) bedelli faturaya istinaden davalının banka hesabına 35.400,00 TL ödeme yapıldığı tespit edilmiştir. Davalı tarafından alınan 360 şişe ürüne istinaden davacıya toplam 10.882,92 TL ödeme yapıldığı, sözleşme kapsamında davalı tarafça 3000 şişe ürün alınması halinde ise davacıya yapacağı ödemenin 102.875,00 TL olduğu, bu durumda davalının ürün alım taahhüdünü 10.882,92 TL / 102.875,00 TL = %10,57 oranında gerçekleştirdiği, % 89,43 oranındaki kısmını yerine getirmediği, bu nedenle davacı tarafından ödenen 35.400,00 TL’nin % 89,43 oranında hesap edilen 31.658,22 TL’nin davacıya iadesi gerektiği kanaatine varıldığından bilirkişinin bu yöndeki hesaplaması hükme esas alınarak davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir. Davacının takip dosyasında ayrıca faiz talebi mevcut ise de davanın asıl alacak üzerinden açıldığı anlaşılmakla, bu nedenle faiz yönünden bir değerlendirme yapılmamıştır.
İİK 67/2 maddesinde “…borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.” hükmü yer almakta olup, davalının itirazında haksız olduğu ve alacağın likit olduğu dikkate alınarak alacak miktarının %20’sine tekabül den icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

H Ü K Ü M :
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile davalının İstanbul … İcra Dairesinin… Esas sayılı icra dosyasına yapmış olduğu İTİRAZIN KISMEN İPTALİNE, takibin 31.658,22-TL üzerinden devamına, takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
2-Alacak tutarı olan 31.658,22-TL’nin %20’si oranında hesap edilen 6.331,64-TL inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli 2.162,57-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 604,55-TL harcın mahsubu ile geriye kalan 1.558,02-TL eksik harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafça başlangıçta yapılan 41,10-TL gider ile yargılama aşamasında yapılan 665,50-TL olmak üzere toplam 706,60-TL yargılama giderinden davanın kabul ve ret oranına göre hesaplanan 631,91-TL yargılama gideri ve peşin yatan harç gideri 604,55-TL’nin toplamı olan 1.236,46-TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, geriye kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 4.748,73-TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
6-Davalı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 3.400,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
7-Gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili tarafa iadesine,

Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip …
(e-imza)

Hakim …
(e-imza)

BU EVRAK 5070 SAYILI KANUN GEREĞİ ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞTIR