Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/359 E. 2018/572 K. 12.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2018/187 Esas
KARAR NO : 2018/626
DAVA : Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/02/2018
KARAR TARİHİ : 21/06/2018
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davalı bankaya devrinden önceki dönemde banka personelinin teşvik ve yönlendirmesi ile…bank A.Ş…. Şubesi vasıtasıyla…bank … nezdindeki…hesabına 26.11.1999 tarihinde vadeli olarak %80 faiz oranı üzerinden 21.400.-TL yatırdığını, anacak vade tarihinde bankaya el konulmuş olması nedeniyle mevduatını geri çekemediğini, …BANK A.Ş yönetimine 22.12.1999 tarihinde BDDK tarafından el konularak yönetiminin… ye devredildiğini, bankacılık yapma ve mevduat kabul etme izni kaldırılarak önce…BANK A.Ş ile daha sonra d…BANK A.Ş. ile birleştirildiğini, …BANK A.Ş. nin ise … BANK’a satılarak …BANK olduğunu .yapılan araştırmada müvekkilinin bankaya yatırdığı mevduatın ” …bank… ” adlı banka hesabına aktarılmış olduğu ve … mevduatlarının sigorta kapsamı dışında olduğu gerekçesi ile ödenmediğini, davalı bankanın sorumluluğunun hukuki nedenleri olarak, karz akdi gereğince belirli bir faiz oranı ile geri iade edilmek üzere mevduat toplayan bankanın bu mevduat alacağını işlemiş faizi ile birlikte iade etmekle yükümlü olduğunu, sebepsiz zenginleşme gereğince de müvekkilinin…BANK A.Ş ne yatırdığı mevduatın görünüşte KKTC.de kurulu …bank… adlı paravan bankaya havale edilmiş gibi işlem yapılmasına rağmen gerçekte bunun yapılmadığı ve bu durumda müvekkili aleyhine…BANK A.Ş nin sebepsiz olarak zenginleştiğini, …BANK A.Ş A.Ş nin yasa dışı mevduat toplamak olarak adlandırılarak işlemi ile iade edilmek üzere topladığı mevduatı iade sorumluluğu altında olduğundan şüphe bulunmadığını faizin başlangıç tarihinde dava tarihi değil paranın bankaya yatırıldığı tarih olduğunu, sonuç olarak, fazlaya ilişkin talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydı ile müvekkili tarafından davalı bankaya yatırılan 21.400,00TL mevduat alacağının davalı bankadan hükmen tahsiline, hesabın açıldığı tarihten itibaren 3095 sayılı yasanın 2/2. maddesi gereğince değişen oranlarda avans faizi uygulamasına, dava masrafları ve avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir
CEVAP: Davalı… BANK vekili cevap dilekçesinde özetle; huzurdaki davanın zaman aşımına uğradığını, 10 yıllık zaman aşımının söz konusu olduğunu, itirazlarının göz önünde bulundurularak davanın zamanında açılmaması sebebiyle reddine karar verilmesini talep ettiklerini, somut olayda müvekkili bankanın kendisine verilen talimatı (Ve dolayısıyla ödeme yetkisi) kapsamında söz konusu meblağı …bank … Şti. hesabına havale gönderildiğini, müvekkili bankanın sorumluluğunun sona ermiş bulunduğunu, müvekkili banka ile…bank …Şti. nin farklı tüzel kişiliklere sahip kuruluşlar olduğunu, davacının serbest iradesiyle daha fazla getiri sağlayan bir yatırım alternatifi olarak kıyı bankacılığını tercih ettiğini, kurucusu veya hissedarı olmadığı…bank… Şti. nin faaliyetlerinden dolayı ayrı bir tüzel kişiliğe sahip…bank A.Ş. nin sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını, davacının …bank A.Ş. tarafından dolandırılmasının söz konusu olmadığını, davacı parasını yatıracağı finans kuruluşu hakkında gerekli araştırmayı yapmak suretiyle tedbirli bir tutum içerisine girmesi gerekirken kendisinden beklenen bu özeni göstermediğini, müvekkili bankanın …bank … Şti. nezdindeki mevduatlar için herhangi bir garantisi bulunmadığını müvekkili bankanın davacı talebi doğrultusunda havale işlemini yerine getirdiğini, dava konusu işlemler tarihinde … bankaların Bankalar Kanunu’ na tabi olmadıklarını ve bu bankalara yatırılan mevduatların tasarruf sigorta kapsamında olmadığını mudilere bildirmek gibi bir yükümlülükleri bulunduğu şeklinde bir kabul mevcut olmadığını, Ceza Mahkemesi kararının bu davada kanıt olarak kullanılmaya müsait olmadığını, söz konusu ceza davsında müvekkili bankanın sanık değil suçtan zarar gören müdahil konumunda olduğunu, dava konusu miktarın …bank… Şti. ne havale edilmeden önce müvekkili banka nezdinde vadesiz bir hesapta olduğundan, Sayın Mahkemenizin davacıların iddiaları haklı bulunması halinde uygulanması gerektiğini, faiz oranı vadesiz hesaplara uygulanan faiz oranı olması gerektiğini, davacının fazlaya ilişkin faiz talebinin fahiş ve haksız olduğunu belirterek hisse devir tarihinden önceki işlemlerden kaynaklanabilecek her türlü borcun … tarafından üstlenmesi sebebi ile ve 5411 sayılı Bankacılık Kanun’un 107.md /5b-5m. 107/ 6.m. 140 mucibince ve … nin taraf olduğu sözleşmeler uyarınca bankalarının sorumlu olmadığını , davada müvekkili bankanın değil hisse devir sözleşmesinden önceki işlemlerden kaynaklanabilecek borçları … nin üstlenmiş ve hisse devir sözleşmesinden önceki işlemlere ilişkin borçlar yasa gereği … üzerine nakil edilmiş olduğundan sadece … nin davalı sıfatı olması gerektiğinden bu sebeple öncelikle husumet itirazlarının kabulüne karar verilmesini, borcu üstlenmiş olan …’ye hisse devir sözleşmesinin tarafı olan OYAK’a HMK nun 61.maddesi gereğince ihbar edilmesini talep etmiştir
İhbar olunan …vekili cevap dilekçesinde özetle, davacının davalı … Bank A.Ş den(…bank) herhangi bir alacağının bulunmadığını , Husumet itirazları olduğunu, davacının hasım ve muhatap olarak…bank …Şti.ni göstermesi ve bu tüzel kişiden alacağını talep etmesi gerektiğini, müvekkili banka ayrı bir tüzel kişi olduğundan ve davacının müvekkili banka nezdinde hesabı bulunmadığından herhangi bir sorumluluğu ve ödeme yükümlülüğü olmadığını, somut olayda müvekkili bankanın kendisine verilen talimatı (Ve dolayısıyla ödeme yetkisi) kapsamında söz konusu meblağı…bank …Şti hesabına gönderildiğini, müvekkili banka ile…bank …Şti. nin farklı tüzel kişiliklere sahip kuruluşlar olduğunu, usulüne uygun aciz vesikası alınmadığını, davacının … hesap cüzdanını aldıktan sonra hiçbir itirazda bulunmadığını, yapılan bu işlemi benimsediği anlamına geldiğini, davacı serbest iradesiyle daha fazla getirişi sağlayan bir yatırım alternatifi olarak kıyı bankacılığını tercih ettiğini, kurucusu veya hissedarı olmadığı…bank …Şti. nin faaliyetlerinden dolayı ayrı bir tüzel kişiliğe sahip A.Ş. nin sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını müvekkili bankanın…bank …ŞtLnezdindeki mevduatlar için herhangi bir garantisi bulunmadığını müvekkili bankanın davacı talebi doğrultusunda havale işlemini yerine getirdiğini, dava konusu işlemler tarihinde … bankaların Bankalar Kanunu’ na tabi olmadıklarını ve bu bankalara yatırılan mevduatların tasarruf sigorta kapsamında olmadığını mudilere bildirmek gibi bir yükümlülükleri bulunduğu şeklinde bir kabul mevcut olmadığını, Ceza Mahkemesi kararının bu davada kanıt olarak kullanılmaya müsait olmadığını, faiz talebi ile ilgili beyanları olarak da; dava konusu miktarın…bank …Şti.ye havale edilmeden önce müvekkili banka nezdinde vadesiz bir hesapta olduğundan, Sayın Mahkemenizin davacıların iddiaları haklı bulunması halinde uygulanması gerektiğini, faiz oranı vadesiz hesaplara uygulanan faiz oranı olması gerektiğini, davacının fazlaya ilişkin faiz talebinin fahiş ve haksız olduğunu,sonuç olarak; ortada davacının daha fazla faiz getirişi elde etmek için seçtiği bir hesap türü ve parasını bu hesapta değerlendirmek üzere verdiği talimat ve bankanın da davacının bu talimatına uygun gerçekleştirdiği bir havale işleminin mevduat olduğunu dava konusu olayla ; davacının havale talimatına istinaden müvekkili…bank A.Ş. aracılığı ile havale işleminin gerçekleştirildiğini, gerçekleştirilen havale sonucu…bank …Şti. nezdinde mudi adına açıldığını , hesap açılmasına ve havale edilmesine ilişkin ilgili belgelerin davacı mudi tarafından doldurulduğu ve imzalandığını, davacı mudiinin … mevduatının kendi iradesinin sonucu olduğu kendinse bu yönde telkin ve yönlendirmeler yapıldığının somut biçimde belgelenmediğini, bir yandan…bank A.Ş. aracılığı ile…bank …Şti. nin para toplayıp banka hakim ortağına kredi kullandırıldığının iddia edilerek diğer yandan yapılan havalenin gerçekleştirilmediğini müvekkili banka nezdinde kaldığının ileri sürülmesinin çelişki oluşturduğu tespitlerinin dikkate alındığında iş bu davanın reddi gerektiğini belirterek öncelikle husumet yönünden davanın reddine, itirazlarının reddi halinde dava süresi içinde zamanaşımı ve hak düşürücü süre yönünden reddine, aksi halde davanın esas yönünden reddi ile yargılama masrafları ve ücreti vekaletin davacı yana yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce… esas… karar sayılı dosyada yapılan yargılamada; taraf delillerinin toplanmasından sonra bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş, bankacı bilirkişi tarafından düzenlenen bilirkişi raporunda sonuç olarak, davacının ve onun durumundaki off-shore hesaplara para yatıran kişilerin…bankbank A.Ş yöneticileri tarafından iradelerinin fesada uğratılarak, haksız ve hukuka aykırı bir fiile maruz bırakıldıklarının İst…..Ağır Ceza Mahkemesi karan ve Yargıtay’ın bu konudaki onama kararlarında belirtilmiş olduğunu, taraflar arasında ihtilaf konusu olan olayın hukuki tanımının havale görünümlü mevduat toplamak olarak değerlendirilmesi gerektiğini,…bank A.Ş tüzel kişiliğinin…BANK …Şti adlı bankanın paravan bir banka olduğunu bildiğini, buna rağmen bu banka adına mevduat toplamak suretiyle davacının zararına sebep olduğunu, paraların Yargıtay kararında yer aldığı üzere, KKTC’de kurulu…bank…Şti.ne gönderildiğine dair dekont ya da davacının davalı bankadan 26.11.1999 tarihi itibariyle 21.400,00TL anapara alacaklı olduğu kabul edildiği takdirde, alacağına uygulanacak faizin başlangıç tarihinin, hesabın açıldığı tarih olan 26.11.1999 tarihinden ödeme tarihine kadar TCMB’nin o tarihte yürürlükte olan % 80 ve müteakiben ilan edilen avans faizi oranlarında hesaplanacak temerrüt faizi talep edebileceğini belirterek mahkemenin taktir ve değerlendirmesine arz etmiştir. Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller mahkememizce incelenerek içeriği uygun bulunan bilirkişi raporu nazara alındığında; Davacının dava konusu parayı, önce … yönetimine, sonrasında davir ve temlikalan … Banka devredilen…bank şubesine yatırdığı davacının iradesi dışında bu paranın yurtdışındaki … hesabına aktarıldığının söylendiği, ancak bu yönde dekont veya masraf belgesi olmadığı, bahsi geçen eylemler nedeniyle davalının haksız ve hukuka aykırı fiile maruz bırakıldığı, kesinleşen ceza kararı ile sabit olup; davalı …BANK’ın devir ve temlik işlemlerinden dolayı sorumluluğu benzer Yargıtay içtihatları ile tespit edilmiştir. Mahkememizce hükme esas alınan 14/09/2015 tarihli bilirkişi raporu ile davalı bankanın sorumlu olduğu miktar belirlenmiş olup, açıklanan nedenlerle, dava konusu paranın banka hesabına yatırıldığı tarihten itbaren işleyecek yasal faiz ile birlikte davalı bankadan tahsili ile davacıya ödenmesine hüküm kurulmuştur.
Mahkememizce verilen bu karar temyiz üzerine Yargıtay … Hukuk Dairesinin … esas … kaar sayılı ilamı ile “Dava tarihi olan 20/08/2014 tarihinde yürürlükte bulunan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 3/1-k maddesinde tüketicinin; “ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi” ifade edeceği, 3/1-l maddesinde ise tüketici işleminin; “mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi” ifade edeceği düzenlenmiş, aynı Kanunun 73/1 maddesinde de; tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalara bakmaya tüketici mahkemelerinin görevli olduğu hüküm altına alınmıştır. Buna göre, mahkemece, tüketici konumundaki davacı tarafından açılan işbu davada tüketici mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın esası hakkında kararı verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.” gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkememizce bozma sonrası dosya işbu esasa kaydedilmiş ve bozma ilamı doğrultusunda 6502 sayılı yasanın 73/1 maddesi gereği görevsizlik kararı verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda çıklandığı üzere:
1-HMK, TTK ve 6502 sayılı yasanın göreve ilişkin maddeleri doğrultusunda Mahkememizin görevsizliği ile dava dilekçesinin usulden reddine,
2-HMK nın 20. maddesinde belirtilen yasal süreler içerisinde yapılacak başvuru üzerine dosyasın görevli İstanbul Nöbetçi Tüketici Mahkemesi’ne gönderilmesine,
3-Yargılama giderleri ile yargılama giderlerinden olan vekalet ücretinin görevli mahkemece karara bağlanmasına,
4-Tarafların 2 haftalık hak düşürücü süre içinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi için müracaat etmemeleri halinde yargılama giderleri ile yargılama giderlerinden olan vekalet ücretinin mahkememizce karara bağlanmasına,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 günlük kesin süre içerisinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.
Katip
Hakim
¸