Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/31 E. 2020/352 K. 01.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO: 2018/31 Esas
KARAR NO: 2020/352

DAVA: İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:11/01/2018
KARAR TARİHİ: 01/07/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Davalı tarafın müvekkili bankanın eski personeli olduğunu, müvekkili bankanın … şubesi nezdinde kurum talimatlarına aykırı olarak krediler kullandırdığını, kurum tarafından mali sorumluluk saklı kalmak kaydıyla davalı tarafa kınama cezası verildiğini, 11.01.1999 tarihli yönetim kurulu toplantısında davalı yanın tespit edilen kredilerden dolayı müvekkili bankada zararın doğması halinde mali mesuliyetine karar verildiğini, ….Ltd.Şti firmasına kullandırılan 100.000,000,00 TL’lik senet karşılığı avans kredisine ilişkin tasdik talimatında azami vadesi 6 ay olan çek ve senetlerin teminata alınması ve %40 marj uygulanması öngörüldüğü halde davalının … şubesinde görev yaptığı dönemde söz konusu hususlara uymadığını, ….Ltd.Şti’nin iflas etmesi sonrasında müvekkili banka alacağının …. İflas Müdürlüğü’nün … iflas sayılı dosyasına kaydının yapıldığı ve 02.04.1996 tarihinde müflis firma hakkında aciz vesikası verildiğini, bunun üzerine davalı yan hakkındaki mali sorumluluk kararının kesinleştiğini, davalı tarafa …. Noterliği’nin 07.05.2013 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile 3.400,00 TL tutarındaki bedelin ödenmesinin ihtaren talep edildiğini, ihtara rağmen herhangi bir ödeme yapılmadığını ve …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında 3.400,00 TL’lik ilamsız icra takibi başlatıldığını, takibe itiraz edilerek durdurulduğunu, açıklanan nedenlerle;davalı tarafın yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine %20’den az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı tarafın cevap dilekçesinde özetle: Davacı bankaya herhangi bir borcunun olmadığını, bankadan mal ve hizmet alınmadığını, banka kayıtlarında da alacak kaydının bulunmadığını, banka yönetim kurulu tarafından uygulanan ceza ve sözde alacağın 1997 yılına ait olduğunu ve zaman aşımına uğradığını, davacının kötü niyetli olduğunu, alacağın isnat edildiği olayın 21 yıl öncesine dayandırıldığını ve müdür ünvanlı personele en düşük brüt ikramiye tutarında mali bir disiplin cezası verilecek ise davaya konu alacağın isnat edildiği 1997 yılında en düşük brüt müdür ikramiyesinin 250,00 TL civarlarında olduğunu ve disiplin cezasına konu edilmesi gereken miktarın da 250,00 TL olduğunu, emekli olmuş personel olmayan birisine Disiplin Kurulu Yönetmeliğine göre disiplin cezasının uygulanamayacağını ve davanın reddini savunduğu görülmüştür.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi ve sair tüm evraklar hep birlikte incelenmiştir.
Mahkememizde açılan dava: İİK.nun 67. maddesi gereğince itirazın iptali davasıdır.
Dosyamıza getirtilen …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine toplam 3.400,00-TL üzerinden icra takibi yapıldığı, davalının itirazı üzerine takibin durduğu, itirazın süresinde ve usulüne uygun yapıldığı, buna göre davanın, İİK.67.maddesinde yazılı 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açDavada uyuşmazlığın; davalının, davacı bankada müdür olarak çalıştığı dönemde verilen kredi nedeniyle mali sorumluluğunun bulunup bulunmadığı, davacı bankanın davalıdan zararına ilişkin talepte bulunup bulunamayacağı noktalarında toplandığı anlaşılmıştır.
Açılan davada, mahkememizce öncelikle dava şartları yönünden inceleme yapılması gereği duyulmuş ve bu nedenle de öncelikle mahkememizin görevli olup olmadığı hususu değerlendirilmiştir. Zira görev, 6100 sayılı HMK’nun 114/1-c maddesi uyarınca bir dava şartı olup, dava şartlarının HMK 138.maddesi uyarınca öncelikle değerlendirileceği ve HMK 115/1 maddesi uyarınca yargılamanın her safhasında resen değerlendirileceği sabit olduğundan mahkememizce bu yönde değerlendirme yapılmıştır.
4857 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 1. maddesi gereğince,”Bu Kanunun amacı işverenler ile bir iş sözleşmesine dayanarak çalıştırılan işçilerin çalışma şartları ve çalışma ortamına ilişkin hak ve sorumluluklarını düzenlemektir. Bu Kanun 4 üncü maddedeki istisnalar dışında kalan işyerlerine, bu işyerlerinin işverenleri ile işveren vekillerine ve işçilerine faaliyet konularına bakılmaksızın uygulanır. İşyerleri, işverenler, işveren vekilleri ve işçiler, 3 üncü maddedeki bildirim gününe bakılmaksızın bu Kanun hükümleri ile bağlı olurlar” düzenlemesi ve 7036 sayılı Kanun “Görev” başlıklı 4.maddesinde “İş Mahkemeleri;
A)5953 sayılı Kanuna tabi gazeteciler, 854 sayılı Kanuna tabi gemiadamları, 22/05/2003 tarihli ve 4857 sayılı İş Kanununa veya 11/01/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun İkinci Kısmının Altıncı Bölümünde düzenlenen hizmet sözleşmelerine tabi işçiler ile işveren veya işveren vekilleri arasında, iş ilişkisi nedeniyle sözleşmeden veya kanundan doğan her türlü hukuk uyuşmazlıklarına, ….ilişkin dava ve işlere bakar” düzenlemeleri yer almaktadır. Kanun hükümlerine göre İş Kanunu’na göre işçi sayılan kimselerle işveren veya işveren vekilleri arasında iş akdinden veya İş Kanunu’na dayalı her türlü hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıklarının çözümünde İş Mahkemeleri görevlidir.
Yargıtay 11. H.D.’nin 25.10.2018 tarih, 2016/13587 esas, 2018/6684 karar sayılı emsal kararları ile “…davalı Mahmut Gökaydınoğlu’nun icracı müdür olmadığı sonucuna ulaşılması halinde ise 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 1.maddeleri gereğince iş kanununa göre işçi sayılan kimselerle işveren veya işveren vekilleri arasında iş akdinden veya iş kanununa dayalı her türlü hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıkların çözümünde İş Mahkemeleri görevlidir. Davalılardan … şube müdürü olup, 6762 sayılı eTK’nun 342.maddesi( 6102 sayılı TTK 367) gereğince icracı müdür olmakla, sorumluluğunun aynı yasanın yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğuna ilişkin hükümleri uyarınca değerlendirilmesi gerekmiş ise de iş mahkemelerinin ticaret mahkemelerine göre daha özel yetkili mahkemeler olması, davalı … hakkındaki davanın da diğer davalıya bağlı olarak özel yetkili mahkemede görülmesi gerektiği ve davanın birlikte görülmesinde yarar da bulunduğu, uyuşmazlığın çözümünde ihtisas mahkemesi olan İş mahkemesinin görevli olduğu gözetilerek, davalı … hakkındaki dava tefrik edilmeksizin her iki davalı yönünden açılan davada görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, açıklanan şekilde bir değerlendirme yapılmaksızın işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır.” şeklinde karar verildiği görülmüştür. Yine Yargıtay 11. H.D.’nin 27.01.2016 tarih, 2015/1025 esas, 2016/890 karar sayılı emsal kararı ile aynı yönde karar verildiği anlaşılmıştır.
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/1 maddesinde ise her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın bu kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı düzenlenmiştir. Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece re’sen dikkate alınması zorunludur. Dosyamız kapsamında somut durumda, Davalı … davalı bankada şube müdürü olarak çalışmış olup, iddia olan banka zararının ise çalıştığı dönemde verilen kredilerine ilişkin olduğu hususu tartışmasızdır ihtilafa konu temel ilişkinin iş sözleşmesine dayalı olduğu anlaşılmış, 6102 sayılı TTK’nın 367.maddesi gereğince davalının icracı müdür olmakla, sorumluluğunun aynı Yasa’nın yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğuna ilişkin hükümleri uyarınca değerlendirilmesi gerekmesi durumda bile, iş mahkemelerinin, ticaret mahkemelerine göre daha özel yetkili mahkemeler olması nedeniyle, yukarıda belirtilen kanun maddeleri ve yüksek yargı kararları gereğince uyuşmazlığın çözümünde iş mahkemesinin görevli olduğu belirlenmiştir. 6100 sayılı HMK 114/1-c maddesinde görev hususu dava şartları arasında sayılmış olup, “mahkemenin görevli olması” şartının iş bu dosya açısından mevcut olmadığı anlaşılmakla, 6100 sayılı 114/1-c ve 115 maddeleri gereğince Mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın usulden reddine karar karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-HMK 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın usulden reddine,
2-Görevli mahkemenin … İŞ MAHKEMESİ olduğuna,
3-HMK ‘nun 331/2. maddesi gereğince yargılama gideri ve vekalet ücreti hususunda yetkili mahkemece karar verilmesine,
4-HMK ‘nun 331/2. maddesi son cümlesi uyarınca dosya süresi içinde görevli mahkemeye gönderilmediği takdirde talep halinde yargılama gideri ve vekalet ücreti hususunda mahkememizce karar verilmesine,
5-Karar kesinleştiğinde HMK’nun 20/1. maddesi uyarınca 2 haftalık kesin süre içinde başvurulması halinde dosyanın görevli mahkemesine gönderilmesine, belirlenen süre içinde başvurulmadığı takdirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak tarafların yokluğunda verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 01/07/2020

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza