Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/297 E. 2019/1157 K. 05.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/680 Esas
KARAR NO : 2019/1155

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 11/03/2016
KARAR TARİHİ : 05/12/2019

Mahkememizde görülen Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 16/07/2015 tarihinde…’in sevk ve idaresinde bulunan … plakalı araç ile babası … ve vekil edeni … ile çocukları …, … ve … olduğu halde devam eden yol yapım çalışmalarında yola serilen mıcır nedeniyle…’in aracın hakimiyetini kaybetmesi sonucu meydana gelen trafik kazasında araçta bulunan 3 yaşındaki …’in kaza sonrasında 19/07/2015 tarihinde vefat ettiğini, diğerlerinin ise ayakta tedavi görerek taburcu edildiklerini, bu elim kaza sonucunda ortaya çıkan elem ve acının hiçbir şekilde maddi ya da manevi olarak telafisinin mümkün olmamasının yanı sarı en azından hiçbir kusuru bulunmayan vekil edeninin hayatının devamı sürecinde …’in maddi ve manevi desteğinden yoksun kalmasına ilişkin zararın tazmini gerektiğini, … plakalı aracın 07/03/2015 tarihli poliçe ile… A.Ş. Tarafından Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik Sigortası) Sigortası kapsamında bulunduğunu belirterek, 16/07/2015 tarihinde… A.Ş. Kapsamında zorunlu trafik sigortası bulunan … plakalı araçla gerçekleştirilen kaza neticesinde vefat eden …’in desteğinden yoksun kalan davacı lehine destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin sorumluluğunun sigortalısının kusuru ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, ZMMS ile karşı yanın uğrayacağı zararların tamamı değil kusura göre belirlenecek tutarın ödenebileceğini, destekten yoksun kalma tazminatı talep edilebilmesi için kendisinin gelir ve bakım gücünun kendisinde mevcut olmadığını ispat etmesinin gerektiğini, müvekkilinin sigortalısının kusur durumunun belirlenmesinin gerektiğini, buna göre hesaplamaların yapılmasının gerektiğini, kusur durumu belirlendikten sonra aktüer bilirkişi tarafından tazminat hususunun hesaplanmasını, inceleme sonucunda müteferik kusur indiriminin yapılmasını, haksız davanın reddini talep etmiştir.

DEĞERLENDİRME:
Mahkememizde açılan dava, davacı desteği olan çocuğunun trafik kazasında ölümü sebebiyle açılan destekten yoksunluk tazminatı talebine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır.
Tarafların dilekçelerinde bildirdikleri ve resen toplanması gerekli belgeler için müzekkereler yazılmış ve istenilen belgeler dosyaya sunulmuştur.
Dosya mahkememizce resen belirlenen Aktüer bilirkişiye tevdi edilerek rapor hazırlaması talep edilmiş olup bilirkişi raporunda “Olayın meydana gelmesinde dava dışı sürücünün %100 kusuru ile meydana gelmiş ve müteveffanın yolcu konumunda olup kendisine kusur atfedilemeyecek olması sebepleriyle maddi tazminat miktarında kusur indirimi uygulanmamıştır.Davalı sigorta şirketi tarafından davacı hak sahibine ödeme yapıldığında dair bilgi ve belge mevcut olmadığından davacı hak sahibinin hesaplanan maddi tazminat miktarından indirim uygulanmamıştır.Davacı annenin ev hanımı olup herhangi bir gelir sahibi olmaması karşısında Yargıtay tarafından kabul edilen yapılması zorunlu ve gerekli yetiştirme masrafı indirimi uygulanmamıştır. SGK tarafından rücuya tabi davacı hak sahibine ödeme yapıldığına dair bilgi ve belge dosyada mevcut olmadığından davacı hak sahibinin hesaplanan Maddi Tazminat miktanndan bu hususta da indirim uygulanmamıştır. Davacı tarafça ödeme hususunda davalı Sigorta Şirketine başvuruda bulunduğuna dair bilgi ve Belgeye rastlanmamıştır. Bu duruma göre; temerrüt ve faiz baş a ıgıç tarihinin dava tarihi olarak kabulü gerekmektedir. Davacı Anne …’in nihai ve gerçek maddi zararının 41.553,43 -TL’den İbaret olduğu,” şeklinde raporunu sunmuştur.
Davalı taraf kusur durumu hususunda rapor alınmasını talep etmiş olmakla; dosya kusur durumuna ilişkin rapor hazırlamak üzere ATK ya gönderilmiş olup, davalı vekilinin bilirkişi raporuna karşı sunmuş olduğu itiraz dilekçesinde de belirttiği üzere “Davacı annenin müterafik kusuru olup olmadığının araştırması ile kazanın oluşumuna etken kusur oranlarının saptanmasına yönelik ihlal edilen mevzuat hükümleri, zararlı sonuçların önlenmesi için koşulların taraflara yüklediği (çocuk koltuğu, emniyet kemeri vs.) özen ve dikkat yükümüne aykırı davranışın doğurduğu sonuçların ortaya konması için kusur incelemesi talep edilmiştir.
ATK Trafik İhtisas Dairesi kusur raporunda “Tüm dosya kapsamı, Safranbolu CBS. … Srş sayılı dosya sureti, tüm beyanlar, kaza tespit tutanağı incelendiğinde kazanın yukarıda “OLAY” kısmında açıklandığı biçimde gerçekleştiği anlaşılmış olup; Davaya konu kaza sırasında müteveffa çocuğun aracın hangi konumunda (ön koltuk veya arka koltuklarda) ne şekilde yolculuk yaptığında, araç içinde çocuk için tehlike arz eder bir durum olup olmadığına ve kaza sırasında çocuğun araçtan fırlayıp fırlamadığına dair dosya içinde bir bilgi/tespit bulunmadığı, çocuğa uygun olmayan şekilde yolculuk yaptırılmış olması durumunun tespiti halinde de bu konudaki kusurun babası ve araç sürücüsü olan denetim ve gözetiminden sorumlu sürücü…’e ait olacağı, kazanın oluşumuna dair başkaca kusuru olan kişi veya kurum olmadığı görülmekle aşağıdaki kanaate varılmıştır;
Sürücü… idaresindeki kamyonet ile seyir halindeyken seyrini olay mahalli yol/zemin durumu ile mevcut azami hız limitini dikkate alarak yol içinde kalacak şekilde sürdürmeye yeterli özeni göstermediği, yola gereken dikkatini vermediği ve olay mahalline geldiğinde sevk-idare hatası neticesi kontrolünü kaybetmek suretiyle yol dışı kaldığı olayda asli derecede kusurludur. SONUÇ : Yukarıdaki hususlar muvacehesinde, olayda; Sürücü…’in %100 (yüzde yüz) oranında kusurlu olduğu” şeklinde rapor sunulmuştur.
Netice olarak mahkememizce yapılan değerlendirmede; davacının trafik kazasında vefat eden çocuğu yönünden destekten yoksun kalma talep etme hakkının bulunduğu, aktüer bilirkişi raporunun dosyaya temin edilmiş olan SGK müzekkere cevabına, sosyal ekonomik durum araştırmasına ilişkin ilgili kolluk birimi tarafından gönderilmiş olan müzekkere cevabına, davalı sigorta tarafından gönderilmiş olan bilgi ve belgelere, mevzuata ve uygulamaya göre hazırlandığı, hükme esas alınmaya elverişli olduğu kanaatine varılmış ve bilirkişi raporunda belirlenmiş olan bedeller üzerinden dava dilekçesi ve ıslah dilekçesi doğrultusunda davacılar lehine tazminata hükmolunmuş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
Davalı taraf kusur durumu yönüyle, davacının aracın arkasında oturduğu ve aynı şekilde arkada oturan ve kazada vefat eden çocuğun güvenliğinden sorumlu olduğu ve davacının kendisinin sorumlu olduğunu iddia etmiş olup, ATK raporunda da belirtildiği üzere davaya konu kaza sırasında müteveffa çocuğun aracın hangi konumunda (ön koltuk veya arka koltuklarda) ne şekilde yolculuk yaptığında, araç içinde çocuk için tehlike arz eder bir durum olup olmadığına ve kaza sırasında çocuğun araçtan fırlayıp fırlamadığına dair dosya içinde bir bilgi/tespit bulunmadığı, çocuğa uygun olmayan şekilde yolculuk yaptırılmış olması durumunun tespiti halinde de bu konudaki kusurun babası ve araç sürücüsü olan denetim ve gözetiminden sorumlu sürücü…’e ait olacağı, kazanın oluşumuna dair başkaca kusuru olan kişi veya kurum olmadığı anlaşılmakla ve bu kanaat mahkememizce de yerinde görülmekle davacının kusurunun bulunmadığı yönünde değerlendirme yapılmıştır.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulü ile 41.553,43 TL destekten yoksun kalma tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınması gerekli 2.838,51 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 29,20 TL harcın ve 692,55 TL ıslah harcının mahsubu ile geriye kalan 2.116,76 TL eksik harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafça başlangıçta yapılan 62,70 TL toplam harç ve 692,55 TL ıslah harcı ile yargılama aşamasında yapılan tebligat, posta ücreti 234,90 TL, ATK fatura bedeli 314,50 TL ve bilirkişi ücreti 400,00 TL olmak üzere toplam 1.704,65 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
4-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 4.920,88 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
5- Karar kesinleşene kadar yapılacak yargılama giderlerinin davacı gider avansından karşılanmasına, karar kesinleştikten sonra bakiye avansın istek halinde davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık kesin süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.

Katip

Hakim
¸