Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/288 E. 2019/445 K. 13.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO: 2018/288 Esas
KARAR NO: 2019/445

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 30/03/2018
KARAR TARİHİ: 13/05/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: müvekkili ile davalı arasında uzun yıllardan beri süregelen bir ticari ilişki olduğunu, davalı borçlunun müvekkili şirkete personel temini hususunda bordrolama hizmeti verdiğini, davalı bünyesindeki işçilerin alacaklarının ödenmesi amacıyla davalıya avans ödemesi yapıldığını, söz konusu ödemelerin işçilere ödendikten sonra davalının toplam 72.672,39 TL tutarında komisyon alacağına hak kazandığını, mahsup yapılmadan kendisine toplam 450.945,79 TL’nin sehven ödendiğini, bu bakımdan davalı tarafın alacağını aşan tutarda 378.273,40 TL sebepsiz zenginleştiğini, davalı borçlu ile her türlü yoldan irtibat kurulmaya çalışıldığını ancak bütün çabaların olumsuz olarak sonuçlandığını, davalı borçluya …Noterliği 21.11.2017 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesiyle davalı borçlunun sebepsiz zenginleşmesine konu olan tutarın 5 gün içerisinde iadesinin talep edildiğini, borçlu tarafından söz konusu bedelin ödenmediği gibi müvekkili ile herhangi bir iletişime de geçilmediğini, davalı borçlu aleyhine alacağın tahsili amacıyla İstanbul …İcra Müdürlüğü … esas sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığını, davalı tarafından haksız ve kötü niyetli olarak itiraz edildiğini, açıklanan nedenlerle; davanın kabulü ile borçlunun haksız ve kötüniyetli itirazının iptaline, İstanbul …İcra Müdürlüğü… esas sayılı dosyasındaki takibin devamına, borçlu aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Müvekkili firma ile davacı firma arasında kuruluş tarihi olan 2007 yılından 01.10.2017 tarihine kadar ticari alışverişin devam ettiğini, söz konusu tarih itibariyle alacaklara binaen davacı firma tarafından da mutabık kalınan ve yasal kayıtlarca sabit olan 450.945,79 TL’nin davalı müvekkili firmaya ait olan …Bankası…Şubesi’nin TR… IBAN numaralı hesabına yatırıldığını, söz konusu alacak yatırıldıktan 1 gün sonra ibraname düzenlendiğini, düzenlenen ibranamede davacı tarafın müvekkili firmadan hiç bir hak ve alacaklarının kalmadığını, İstanbul Anadolu … İş Mahkemesinin … esas, … esas, … esas, İstanbul… İş Mahkemesinin … esas, İstanbul … İş mahkemesinin… esas, … esas, … esas, … esas ve… esas numaralı dosyalarda oluşmuş ve oluşabilecek tüm sorumluluğun davacı firmada bulunduğunu ve davalı müvekkili firmanın herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını kabul ve beyan ederiz denildiğini, bahse konu meblağın sehven değil mutabık kalınan ve kayden var olan borçlara binaen ödendiğini, davacı tarafın … Noterliği’nin 21.11.2017 tarih ve … yevmiye numaralı içeriğinin haksız ve mesnetsiz olması nedeniyle itibar edilmediğini, İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasıyla başlatılan icra takibinin hukuki dayanaktan yoksun olduğu nedenle süresi içerisinde itiraz edildiğini, sebepsiz zenginleşme esaslarının oluşmadığı mevcut durum itibariyle yasal kayıtlarca ve düzenlenen ibranameyle sabit olduğunu, açıklanan nedenlerle; davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLER VE GEREKÇE :
Dosyamıza getirtilen İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine toplam 380.613,00-TL üzerinden icra takibi yapıldığı, davalının itirazı üzerine takibin durduğu, itirazın süresinde ve usulüne uygun yapıldığı, buna göre davanın, İİK.67 maddesinde yazılı 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce tarafların iddia savunma ve tüm dosya kapsamı doğrultusunda bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Bilirkişi mahkememize sunduğu 04/02/2019 tarihli raporunda,” tarafların incelenen ticari defter kayıt ve belgelerine göre, davacı tarafın davalı taraftan 19.12.2017 takip tarihi itibariyle 369.911,63 TL. asıl alacak ve 2.178,93 TL. (talep 2.339,60 TL,) işlemiş faiz olmak üzere toplam 372.090,56 TL. alacaklı olduğu” hususlarında görüş ve kanaatini bildirmiştir.
Mahkememizde açılan dava: İİK.nun 67 maddesi gereğince itirazın iptali davasıdır.
Dava konusu ihtilaf; taraflar arasındaki ticari ilişkiden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın yerinde olup olmadığı, davacının davalıdan alacağı olup olmadığı, varsa takip ve dava tarihi itibariyle ferileri ile birlikte miktarı, alacağın likit olup olmadığı noktalarında toplandığı anlaşılmıştır.
Davacı taraf dilekçesi, davalı taraf cevap dilekçeleri, dosyaya sunulan bilgi ve belgeler, icra dosyası, alınan bilirkişi raporu, taraflar arasındaki 10.10.2017 tarihli davalı tarafın ibraname diye zikrettiği davacıdan sadır olmuş belge ve tüm dosya kapsamınca davacının davasının kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Davacı ile davalı arasında uzun yıllardan beri süregelen personel temini hususunda bordrolama hizmeti verildiği ve bu hizmetin sonlandırılması neticesinde davacı tarafça 10.10.2017 tarihinde imzalanan belgeye göre taraflar arasındaki ilişkinin tasfiyeye de tabi tutulduğu ve bu belgede “…Şti(… ile aramızdaki ticari ilişki sebebiyule Ata’dan hiç bir hak ve alacağımızın kalmadığını ve anılan ticari ilişki sebebiyle …’ya karşı açılmış olan İstanbul Anadolu… İş Mahkemesi nezdindeki …dosyalar kapsamında oluşmuş ve oluşabilecek minimum sorumluluğun münhasıran tarafımıza ait olduğunu, …’nın bu kapsamda herhangi bir sorumluluğunun bulunmayacağını açıkca beyan ve kabul ederiz. Buna ilaveten taraflar arasındaki ticari ilişkinin devam ettiği süredeki işçilik alacaklarına 01.10.2017 devir tarihine kadar olan tüm bordrolama işlemlerinde meydana gelebilecek cezalara ilişkin yükümlülüğün tarafımıza ait olacağını; gelecekte bu konuda …’ya yöneltilecek hukuki talepler kapsamındaki sorumluluğun da münhasıran tarafımıza ait olacağını açıkça kabul ve beyan ederiz….” şeklindeki bir nevi tasfiye hükmü olan belgede davalı tarafça ibraname olduğu belirtilmiş ise de bu belgede herhangi bir rakamdan bahsedilmediği, ibraname hükmünde olmadığına kanaat getirilmiştir. Kaldı ki bu belgede yükümlülüklerin davacı üzerinde olduğu, yani iş davalarından davacının sorumlu olacağının kararlaştırıldığı, bunun için ayrıca davalıya bir ödeme içermediği sabittir.
Davalının 08.06.2018 tarihli 2.cevap dilekçesinin 2 no’lu bendindeki “…bahse konu meblağ sehven ödenmemiştir, mutabık kalınan ve kayden var olan borçlara binaen ödenmiştir” şeklindeki savunması dikkate alındığında ve taraflar arasındaki iş ilişkisi dikkate alındığında davalının ibraname olarak nitelendirdiği bu belgede mutabık kalınan bir meblağın olmadığı, bir mutabakat olmadığı, davalının kayden var olan borçlara binaen savunması da dikkate alındığında, davacının davalıya ödeme yükümlülüğünü davalının sunduğu hizmete ilişkin ve buna karşılık kesmiş olduğu faturalardan ibaret olacağı ve sunulan davacı taraf defterlerinin usulüne uygun tutulmuş ve tasdikli olması nedeniyle davacı lehine delil oluşturduğu, oysa taraflar arasındaki farkın ortaya çıkmasına sebep 2015’den 2016’ya aktarılan taraf defterlerindeki farkın davalı tarafın 2015 yılı defterlerini sunmaması nedeniyle davalı defterlerinde ne şekilde göründüğü tespit edilememesine rağmen davacı taraf defterleriyle bu hususun aksinin tespit edildiği, tasdikli ve lehine delil olduğu, davalının defterlerini sunmaktan da kaçınmış olduğu, keza davacı defterlerinde görülen 450.945,79 TL’nin de davalının 2017 yılı defterlerine de kaydedilmemiş olduğu ve buna göre de davalı kayıtlarının usulüne uygun tutulmamış olması nedeniyle de itibar edilemeyeceği, aksine davacı taraf defterlerinin ise usulüne uygun, tasdikli olması cihetiyle lehine delil olarak kabulü gerektiğine, buna göre de davacıya hak ettiği komisyondan fazlasına ilişkin olarak gönderilen 378.323,13 TL’nin fazladan gönderildiği, davalı nezdinde sebepsiz zenginleştirme oluşturacağı, davacının ise bu miktardan daha az 378.273,40 TL’yi takip talebinde asıl alacak olarak talep ettiği ve talebiyle bağlı kalınması gerektiğine, buna göre de davalının bu asıl alacak miktarına ilişkin itirazında haksız olduğu cihetiyle davacının davasının bu kısmının kabulü ile, davalı itirazının bu kısmının reddine karar verilmiştir.
Davacı tarafın işlemiş faiz yönünden talebi incelendiğinde her ne kadar takip talebinde 2.339,60 TL talep etmiş ise de, davalıya gönderdiği Kadıköy 15. Noterliği 40126 yevmiye numaralı ihtarnemesinde davalıya ödeme için 5 günlük süre verdiği, ihtarnamenin davalıya 23.11.2017 tarihinde tebliğ edildiği, buna göre de davalı temerrütünün 29.11.2017 tarihi olduğu, takip tarihinin 19.12.2017 tarihi olması nedeniyle 20 günlük temerrüt dolayısıyla işlemiş faiz talep edebileceği ve tarafların tacir olması da dikkate alınarak avans faizi türünden temerrüt faizi talep edebileceği, buna göre yapılan hesaplamada (378.273,40 x 20 gün x 10,75 / 36500=) 2.228,18 TL işlemiş faiz talep edebileceğine kanaat getirilmiş ve davalının bu kısma ilişkin itirazında haksız olduğu cihetiyle davacının işlemiş faizin bu kısmına ilişkin davasının kabulü ile itirazın iptaline, davacının işlemiş faize ilişkin fazlaya istemin ise reddine karar verilmiştir. Buna göre de davalının 378.273,40 TL asıl, 2.228,18 TL işlemiş faiz olmak üzere 380.501,58 TL’ye ilişkin itirazın iptali ile takibin kabul edilen kısımlar yönünden devamına karar vermek gerekmiştir.
Dava konusu alacak ödeme belgeleri ile ve davalı tarafın kendi belgeleriyle tespit edilebilecek nitelikte olup, alacak likit kabul edildiğinden davacı lehine kabul edilen 380.501,58 TL üzerinden takdiren %20 oranında hesaplanan inkar tazminatının da davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM
1-Davacının davasının kısmen kabulü ile, davalının İstanbul …icra müd. … E.sayılı dosyasındaki 378.273,40 TL asıl, 2.228,18 TL işlemiş faiz olmak üzere 380.501,58 TL ye ilişkin itirazın iptali ile , takibin kabul edilen kısımlar yönünden aynen devamına,
Fazla ilişkin talebin reddine
2-Kabul edilen dava değeri 380.501,58 TL üzerinden takdiren %20 oranında hesaplanan 76.100,31 TL inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 25.992,06 TL karar harcından peşin alınan 6.499,92 TL’nin mahsubu ile geri kalan 19.492,14 TL bakiye harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydedilmesine,
4-Davacının yaptığı 5.415,95-TL yargılama giderinden red ve kabul oranına göre hesaplanan 5.414,36.-TL nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazla kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı kendini vekille temsil ettirdiğinden lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği 28.780,09 TL vekalet ücreti takdirine, bunun davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Davalı kendini vekille temsil ettirdiğinden lehine Asgari Ücret Tarifesi gereği 111,42 TL ücret takdirine, bunun davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
8-Harcanmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup anlatıldı.

Başkan …
E-imza
Üye …
E-imza
Üye …
E-imza
Katip …
E-imza

HARÇ BEYANI / YARGILAMA GİDERİ /
25.992,06 TL İ.H 4.637,95 TL İlk masraf
6.499,92 TL P.H / 700,00 TL Bilirkişi ücreti
19.492,14 TL Bakiye harç 78,00 TL Tebligat gideri /
5.415,95 TL