Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/272 E. 2022/867 K. 12.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/272 Esas
KARAR NO:2022/867

DAVA:Tazminat (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:28/11/2017
KARAR TARİHİ:12/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı sigorta şirketi arasında 01/03/2015 tarihinde acentelik sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşme gereğince müvekkili şirketin davalı sigorta şirketinin acenteliğini yapmaya başladığını, düzenlenen acentelik sözleşmesinde müvekkilinin hak edeceği komisyon oranlarının belirlendiğini, sözleşmeye göre davalının düzenlenecek kara araçları kasko sigortası için %15 oranında, zorunlu trafik sigortalarında ise %17 oranında komisyon ödemeyi kabul ettiğini, davalının müvekkiline gönderdiği 24/01/2017 tarihli yazıda belirtilen sigortalara ait komisyon oranlarını %5’e düşürdüğünü bildirdiğini, ancak yapılan bu indirime ilişkin müvekkilinden hiçbir onay ya da görüş alınmadığını, davalının tek taraflı olarak sözleşmenin esaslı şartlarından birinde müvekkili aleyhine değişikliğe gittiğini, müvekkilinin yapılan indirimlerden dolayı gelir kaybına uğradığını, davalının müvekkiline keşide ettiği … 47. Noterliğinin 29/05/2017 tarihli … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile sözleşmede yer alan taraflardan her biri diğer tarafa taahhütlü bir mektupla üç ay evvelinden haber vermek şartıyla sözleşmeyi her zaman yürürlükten kaldırabilir maddesine istinaden müvekkilinin acenteliğinin 3 ay sonra sona erdireleceğinin bildirildiğini, davalı tarafın … 47. Noterliğinin … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile müvekkili ile acentelik sözleşmesinin feshettiğini bildirdiğini, davalı tarafından yapılan feshin haksız olduğunu, bu aşamada müvekkilinin portföy tazminatı talep etme hakkının doğduğunu, davalı tarafından sözleşmeyi fesihte haklı bir sebebin ortaya konulması gerektiğini, müvekkili şirketin faaliyet göstermiş olduğu süre boyunca davalı şirket lehine oldukça verimli çalıştığını, başlangıç tarihi olan 2015 Mat ayı ile fesih tarihi olan 2017 yılı Eylül ayı arasında geçen süre zarfında takriben 3.500.000,00 TL’lik sigorta poliçesi satışı yaptığını, davalı adına aylık ortalama 112.000,00 TL bedelli poliçe tanzim eden müvekkilinin … bölgesinde en yüksek ciroya ulaşan acente olduğunu ve davalının müşteri portföyünü genişlettiğini, acentelik süresince müvekkilinin 2015 yılındaki 10 ay için 64.744,96 TL, 2016 yılı için 172.985,07 TL, 2017 yılı ilk 9 ayı için 179.685,97 TL komisyon ödemesi hak ettiğini, müvekkilinin aylık ortalama 13.465,03 TL ve yıllık 161.580,36 TL prim hak edişi bulunduğunu, müvekkilinin çalışması süresince davalı adına toplamda 5631 adet poliçe tanzim ettiğini, müvekkilinin sözleşmenin feshinden sonra müşteri portföyünü kaybettiğini, sigortalılar ise üçüncü şahıs acenteler üzerinden yine davalı şirkete poliçeler tanzim ettirdiğini, davalının yaptığı fesih sebebiyle müvekkilinin kazandırmış olduğu portföyün doğrudan doğruya davalıya geçtiğini, davalının ilk önce tek taraflı olarak müvekkilinin komisyon oranlarını düşürdüğünü ve akabinde hiçbir yasal gerekçeye dayanmadan acentelik sözleşmesini feshettiğini, bu nedenlerle müvekkilinin haksız bir biçimde zarara uğradığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, uğramış olduğu zarar için şimdilik 10.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkiline verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, yetkili mahkemenin müvekkili şirket merkezi bulunan yer İstanbul (Çağlayan) Mahkemeleri olduğunu, davacı taraf ile müvekkili şirket arasında imzalanan 01/03/2015 tarihli Acentelik Sözleşmesinin 25.maddesinde bu sözleşmeden kaynaklanan ihtilafların İstanbul Mahkemelerinde görüleceğinin kabul edildiğini, bu itibarla davanın yetki yönünden reddi gerektiği, taraflar arasında imzalanan acentelik sözleşmesinin 24.maddesinde taraflardan her biri diğer tarafa taahhütlü bir mektupla 3 ay evvelden haber vermek şartıyla sözleşmeyi her zaman yürürlükten kaldırabileceği hükmünü içerdiğini, müvekkili şirket ile davacı taraf arasında akdedilen acentelik sözleşmesinin kanuna uygun olarak düzenlendiğini, sözleşmenin belirsiz süreli sözleşme olduğu, müvekkili şirketin TTK’nın 121 maddesine göre ve acentelik sözleşmesinin 24.maddesine uygun olarak … 47. Noterliğinin 29/05/2017 tarih ve … yevmiye numaralı yazısı ile davacı tarafa ihtarname gönderdiğini, acentelik sözleşmesinin 3 ay sonra fesih edeceğini bildirdiğini, müvekkili şirketin … 47. Noterliğinin 25/09/2017 tarih ve … yevmiye numaralı yazısı ile acentelik sözleşmesini fesih ettiğini, fesih bildirimi ile acentenin feshi arasında kanunun aradığı 3 aylık şartın doluğun, portföy tazminatının dayanaksız olduğunu, koşulların gerçekleşmediğini, davacı tarafın iddia ettiği gibi sürekli müşteri çevresinin sağlanmadığını, acenteye ait portföyde yenileme olmadığını, poliçe yenilenmiş ise de bu yenilemenin müvekkili şirketin diğer sigorta şirketlerinden daha düşük fiyat vermesi sebebiyle gerçekleştiğini, primlerin değiştirildiğine ilişkin itirazlarında yersiz olduğunu, acenteye ödenecek komisyonların belirlendiğini, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE
Dava ,Acentelik sözleşmesinin feshinden kaynaklanan denkleştirme tazminatı davasıdır.
Taraflar arasındaki ihtilaf, taraflar arasında düzenlenen sigorta acentecilik sözleşmesi gereğince davacı şirketin davalı şirketten alacaklı olup olmadığı, varsa miktarı üzerinde toplanmaktadır.
Dosyanın … 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/… esasına kaydı yapılmış, dosyada verilen yetkisizlik kararı gereğince, dosya mahkememize tevzi olunmuştur.
Davacı tarafın ticari defter ve kayıtlarının incelenerek rapor sunulmak üzere … Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılmış, … 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin … talimat sırasına kaydı yapılan dosyada rapor alınmış, raporda özetle; Taraflar arasında düzenlenen sigorta acentecilik sözleşmesi gereğince davacı şirketin 01.03.2015 – 25.09.2017 tarihleri arasında davalı şirketin sigorta acenteliğini yaptığını, davacı şirketin ticari defterlerine göre, taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin devam ettiği 01.03.2015 – 25.09.2017 tarihleri arasında davacı şirketin davalı şirket adına düzenlediği sigorta poliçelerine istinaden dava tarihi olan 28.11.2017 tarihi itibariyle davacı şirketin toplam 415.277,91.-TL. tutarında komisyon geliri elde ettiğini, davacı şirketin kayıt ve belgelerine göre, taraflar arasında sözleşmenin devam ettiği 01.03.2015 — 25.09.2017 tarihleri arasında davacı şirketin davalı adına düzenlediği sigorta poliçelerinin net prim toplam tutarının 3.042.815,32.-TL. Olduğu görüş ve kanaatini bildirmiştir.
Taraflarca sunulan bilgi ve belgeler, mahkememizce celp edilen bilgi ve belgeler hep birlikte değerlendirilmiş, dosyanın YMM, Sigorta Portföy tazminatı konusunda uzman ve Finans Uzmanından oluşan bilirkişi heyetine tevdi ile dosya kapsamında rapor istenilmesine karar verilmiştir.
Bilirkişi heyetince sunulan 15/05/2019 tarihli raporda özetle; Davacının talebinin, kara araçları kasko sigortası için %15, zorunlu trafik sigortalarında ise 417 oranında olan komisyon oranlarının davalı tarafından % 5’e düşürülmüş olmasından kaynaklanan zararların tespit ve tazminine, yinc portföy tazminatına hükmedilmesine ilişkin olduğu, davalı Şirketin 24.01.2017 tarih 072 sayılı mektupla, acentelik komisyon oranlarından; araç kasko ve sorumluluk sigorta komisyon oranlarını % 5 olarak değiştirdiği, ancak taraflar arasındaki sözleşmenin 11. maddesine göre: “Sigorta branşları ile ilgili komisyonlar taraflar arasında serbestçe belirlenir. Acente, Şirket tarafından komisyonlar üzerinde yapılabilecek değişiklikleri şimdiden kabul eder” hükmüyle davalıya tek taraflı olarak komisyon oranlarını belirleme yetkisi tanındığından, davacı tarafından komisyon değişikliğine ilişkin herhangi bir itirazda bulunulmayarak sözleşme ilişkisi devam ettirildiğinden, komisyon oranlarına ilişkin sözleşme hükümlerinin zımni olarak değiştirilmiş olduğunun dolayısıyla davacının bu yöndeki oluşan zararın tazmini talebinin yerinde olmadığını, Portföy tazminatına haklılık kazandıran hususun; sözleşmenin sona ermesi nedeniyle, acenteye, artık yapımcının mallarının teslim edilememesi ve bunun sonucunda da acentenin sözleşme süresi devamınca yapımcının markasına alıştırmış olduğu müşteri çevresini zorunlu olarak yitirmesi olduğu, Sözleşmenin sona ermesiyle birliktc, davacının rakip firmalardan aynı nitelikte poliçe temin etse dahi, davalıya ait markaya alıştırmış olduğu müşteri çevresini yitireceği, bu nedenle portföy tazminatı talep etme şartlarının oluştuğunu, davacının talep edebileceği portföy tazminatının 138.425,97-TL olarak hesaplanabileceği görüş ve kanaatini bildirmişlerdir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, taraflarca rapora karşı beyan ve itirazlar sunulmuştur.
Mahkememizce tarafların bilirkişi raporuna karşı beyan ve itirazları değerlendirilmiş, itirazlar da değerlendirilmek suretiyle ek rapor alınmak üzere dosya bilirkişi heyetine tevdi olunmuştur.
Bilirkişi heyetince sunulan ek raporda, davalıya bırakılan müşteri niteliği ve hacmi dikkate alındığında, bu müşteriler sebebiyle davalının “önemli menfaatler” elde ettiğinin kabulüne olanak bulunmadığını, bu durumda davacı açısından portföy tazminatı talep etme şartlarının da oluşmadığını, diğer hususlarla ilgili olarak kök raporlarındaki görüşlerini aynen koruduklarını bildirmişlerdir.
Bilirkişi ek raporu taraflar tebliğ edilmiş, taraflarca rapora karşı beyan ve itirazlar sunulmuştur.
Mahkememizce davalı şirketten 01/03/2015 tarihi ile 29/08/2017 tarihleri arasında davacı şirketin tüm branşlarda yapmış olduğu sigorta sözleşme adeti ve bu sözleşmelere dair kimlerle yapıldığına ilişkin listenin istenilmesi ile ayrıca fesih tarihinden sonra davacı acente ile sigorta sözleşmesi yapılanların poliçelerin yenilenip yenilenmediği veya başka acente üzerinden yenileme yapılıp yapılmadığı hususlarda kayıtlar istenilmiş, akabinde dosyanın yeni bir bilirkişi heyetine tevdi edilerek önceki bilirkişi heyetinden alınan raporlar, tarafların rapora karşı sunmuş oldukları itirazlar ve dosya kapsamında rapor sunulması istenilmiş, bilirkişi heyetince rapor düzenlenmiştir.
Bilirkişi heyetince düzenlenen 23/06/2021 özetle; tüm dosya kapsamı belgelerin hep birlikte incelendiğini, davalı sigorta şirketinin belirsiz süreli acentelik sözleşmesini feshettiğinin sabit olduğunu, bu hususun tartışmalı olmadığını, feshin acentenin sözleşmeye aykırı bir davranışına dayanmadığını, davalı sigorta şirketinin sözleşmede kendisine tanınan süreli olağan fesih hakkının kullanıldığını, denkleştirme tazminatının hukuki anlamda bir “tazminat” niteliğinde olmadığını, Sözleşmenin feshedilmesinde acentenin bir kusuru (sözleşme/borç ihlali) bulunmadığı takdirde acentelik veren sözleşmeyi haklı/sözleşmede kendisine tanınan bir sebeple feshetse bile, acenteye, şartları varsa Denkleştirme Bedeli ödeme yükümlülüğü altına girdiğini, bu açıklamalar ışığında acentelik sözleşmesinin somut olayda olduğu davalı sigorta şirketine sözleşmede tanınan süreli olağan fesih hakkının kullanılarak ve fakat acentenin sözleşmeye aykırı bir davranışı bulunmadığından feshedildiği hususun göz önüne alındığında uğranılan portföy zararının yasa ile de güvence altına alınmış olması karşısında, sigorta şirketince karşılanıp karşılanmayacağı hususunda nihai takdirin mahkemeye ait olacağı görüş ve kanaatini bildirmişlerdir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, taraflarca rapora karşı beyan ve itirazlar sunulmuş, ek rapor düzenlenmek üzere bilirkişiye tevdi olunan dosyada bilirkişilerce kök rapordaki görüş ve kanaatlerini aynen tekrar ettikleri anlaşılmıştır.
Davacı vekilince 28/06/2022 tarihli dilekçe ile 10.000,00 TL olan dava değerinin 160.121,85 TL’ye arttırılması ile talep olunan alacağa dava tarihinden itibaren ticari avans faizi işletilmesine karar verilmesini taleple, ıslah harcını mahkeme dosyasına depo etmiş olduğu anlaşılmıştır.
Uyuşmazlık, davacının denkleştirme tazminatı koşullarının bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır. Taraflar arasında 01/03/2015 tarihinde süresiz olarak acentelik sözleşmesi imzalandığı, davalı tarafından gönderilen 24/01/2017 tarihli mektupta komisyon oranlarının %5’e düşürüldüğü, davalının keşide ettiği … 47. noterliğinin 29/05/2017 tarihli ihtarnamesi ile acenteliğin 3 ay sonra sona erdirileceğinin bildirildiği, davalının … 47. noterliğinni 25/09/2017 tarihli ihtarnamesi ile sözleşmeyi feshettiğinin bildirildiği, taraflar arasındaki sözleşmede herhangi bir şarta bağlanmaksızın tarafların 3 ay önceden bildirmek şartıyla sözleşmeyi feshetme hakkının bulunduğu, davalının da sözleşmedeki usule uygun bir şekilde sözleşmeyi feshettiğinin anlaşıldığı, alınan bilirkişi kök ve ek raporlarında davacı acentenin sözleşme süresince davalı şirkete toplam net 3.042,815,32 TL poliçe üretim karşılığında toplam net 415.277,91 TL komisyon geliri elde ettiği, tarafların sunmuş oldukları belge ve delillerin değerlendirilmesinde davalı şirketin fesihten sonraki davacının kazandırmış olduğu müşterilere yapılan poliçeler toplamının 79.010,30 tl olduğu, davacının 01/03/2015-25/09/2017 tarihleri arasında elde etmiş olduğu net komisyon tutarının 411.929,91 tl olduğu, denkleştirme tazminatının ise 2.57 yıllık ortalaması ile 160.121,85 tl olarak hesaplandığı, davacının yenileme poliçelerinin yıllık prim üretiminin %6,81 oranına tekabül ettiği, ttk 122 maddesi gereğince portföy tazminatına hak kazanılıp kazanılamayacağının mahkemenin takdirine bırakıldığı anlaşılmıştır.
TTK’nın 122/1 ve 3. maddesine göre, müvekkilin, feshi haklı gösterecek bir eylemi olmadan, acente sözleşmeyi feshetmesi veya acentenin kusuru sebebiyle sözleşme müvekkil tarafından haklı sebeplerle feshedilmesi halleri saklı kalmak kaydıyla sözleşme ilişkisinin sona ermesinden sonra; müvekkil, acentenin bulduğu yeni müşteriler sayesinde, sözleşme ilişkisinin sona ermesinden sonra da önemli menfaatler elde ediyorsa, somut olayın özellik ve şartları değerlendirildiğinde, ödenmesi hakkaniyete uygun düşüyorsa acente müvekkilden uygun bir tazminat isteyebilir. Sigortacılık Kanunu’nun 23/16. maddesi de aynı mahiyettedir. 5684 sayılı Sigortacılık Kanununun 23/16 hükmüne göre, sigorta acentesinin denkleştirme talep edebilmesi için, sigorta acentelik ilişkisinin sona ermesi nedeniyle sigortacının acentenin portföyü sayesinde önemli menfaatler elde etmesi, hakkaniyetin tazminat verilmesini gerektirmesi, acentenin haklı bir nedene dayanmaksızın sözleşmeyi feshetmemiş olması yada kendi kusuruyla sözleşmenin feshine neden olmaması şarttır. Bu şartlardan birinin mevcut olmaması halinde sigorta acentesi denkleştirme talep edemez.
TTK 122 m. uyarınca, acentenin talep edebileceği denkleştirme tazminatı miktarı, son beş yıllık faaliyeti sonucu aldığı tüm ödemelerin (komisyon, prim vs.) yıllık ortalamasını aşamaz. Beş yıldan daha az süren acentelik ilişkilerinde talep edilebilecek denkleştirme tazminatında azami miktar, faaliyet gösterilen sürenin yıllık ortalamasıdır.
Somut olayda sözleşmenin davacının kusuruna dayanmaksızın sözleşmeye uygun bir şekilde davalı tarafından feshedildiği, acentenin bulduğu yeni müşteriler sayesinde sözleşme ilişkisinin sona ermesinden sonra da davalının önemli menfaatler elde etmeye devam ettiği(%6,81’lik oran), denkleştirme tazminatının sözleşmenin feshinden sonra 1 yıllık hak düşürücü süre içerinde talep edildiği anlaşılmışsa da, davacının dava dilekçesinde şimdilik fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 tl nin davalıdan alınarak müvekkiline verilmesini talep ettiği, davanın belirsiz alacak davası olduğuna dair herhangi bir ibareye yer vermediği( Yargıtay 3. HD’nin 2021/5148 E- 2021/9250 K sayılı, 29.09.2021 tarihli karar gerekçesinde de belirtildiği üzere; davacı vekili dava dilekçesinin hiç bir yerinde belirsiz alacak davasında söz etmemiş, hukuki dayanak olarak HMK’nın 107. maddesine dayanmamıştır), dava dilekçesinde bu konuda bir açıklık bulunmadığı sürece davanın kısmi dava olarak kabul edileceği, davacının 28/06/2022 tarihinde ıslah dilekçesi sunarak davasını 160.121,85 TL’ye ıslah ettiği, bu haliyle kısmi dava konusu olan 10.000,00 TL için hak düşürücü süre geçmemişse de, ıslah edilen kısım bakımından hak düşürücü sürenin geçmiş olduğu birlikte değerlendirildiğinde, davacının davasının dava dilekçesinde talep etmiş olduğu miktar itibariyle kabulüne karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kabulü ile 10.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Alınması gerekli 683,1 TL karar ve ilam harcının, 170,78 TL peşin harç ve 2.564,00 Tl ıslah harcının toplamı olan 2.734,78 TL’den mahsubu ile fazla yatan 2.051,68 TL harcın talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafça başlangıçta yapılan 206,78-TL yargılama gideri, 2.564,00 TL ıslah harcı ile ile yargılama aşamasında yapılan 8.266,40 TL masraf olmak üzere toplam 11.037,18 TL yargılama giderinin kabul-ret oranına göre 662,24 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, kalanının davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
5-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 9.200,00 TL- vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
6-Davalı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 23.518,28 TL- vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
7-Tarafların zorunlu arabuluculuk toplantısına katıldıkları halde anlaşamadıkları anlaşıldığından 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A maddesi ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL’nin kabul-ret oranına göre 79,2 TL’sinin davalıdan 1.240,8 TL’sinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak davacı vekili(e duruşma) ile davalı vekilinin yüzüne( e duruşma) karşı verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 12/10/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır