Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/262 E. 2021/540 K. 29.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/262 Esas
KARAR NO:2021/540

DAVA:Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ:22/03/2018
KARAR TARİHİ:29/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin oğlu olan…ın 13.10.2016 tarihinde, … plakalı motosiklet ile … ilçesi istikametinden … istikametine seyir halinde iken yol üzerinde bulunan başıboş eşeğe çarparak devrilmesi ve ardından sürücüsü plakası tespit edilemeyen bir aracın …’a çarpması ve olay yerinden kaçarak ayrılması sonucunda meydana gelen kazada hayatını kaybettiğini, aynı gün tutulan kaza tespit tutanağı ve ifade tutanaklarından , söz konusu kazanın oluşumunda; olay yerindeki ölü eşeğin sahibinin bulunması halinde KTK md.69/2 kuralını ihlal ettiği, …’a çarparak olay yerinden kaçan sürücüsü ve plakası tespit edilemeyen aracın ise KTK md. 52/1-b ve 82/1-A ve 81/3 kurallarını ihlal ettiğinden kusurlu olduğu kanaatine varıldığını, dava konusu kaza sonucu 01.01.1995 doğumlu ve kaza tarihinde 21 yaşında olan …’ın hayatını kaybetmesi nedeniyle 28.11.1954 doğumlu babası …’ın destekten yoksun kalma zararına uğradığını, Sigortacılık Kanunu md.14 gereğince sigortalının tespit edilememesi durumunda kişiye gelen bedensel zararlardan … hesabının sorumluluğu bulunmakta olduğunu, kazaya ilişkin rapor ve tutanaklardan açıkça anlaşılacağı üzere kusurlu olan aracın plakasının tespit edilememesi, ZMMS sigortasının mevcut olup olmadığının belli olmadığından … Hesabı’nın müvekkilinin uğramış olduğu destekten yoksun kalma zararından sorumluluğunun mevcut olduğunu, müvekkili …’ın oğlunun desteğinden yoksun kalması nedeni ile zararın hesaplanarak taraflarına ödeme yapılması talebini içeren dilekçelerinin 29.06.2017 tarihinde … Hesabı tarafından teslim alındığını başvuru üzerine … Hesabının taraflarına 3.801,00-TL ödeme yapılabileceğini belirterek ibraname gönderdiğini, ancak teklif edilen miktarın müvekkillerinin zararını karşılamamasından dolayı 17.07.2017 tarihli dilekçe ile teklifin yeterli olmadığı ve bu nedenle taraflarınca kabulünün mümkün olmadığı hususunun … Hesabı bildirildiğini, bu hususun sigorta şirketine 18/07/2017 tarihinde tebliğ edildiğini,sigorta şirketine gönderilen red cevabından sonra davalı sigorta şirketince yeni bir teklif yapılmadığını, müteveffanın kaza tarihi itibarı ile asgari ücret düzeyinde gelir elde etmekte olduğunu ve tazminat hesaplamasının asgari ücret üzerinden yapılmasının gerekli olduğunu, tüm bu nedenlerle ölen desteğin (eğer yaşasa idi) ileriki yıllarda alabileceği ücret ve ücret artışlarına göre, yapılacak tazminat hesaplama sonuçları üzerinden, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 107. maddesi uyarınca, talep değerini artırmak üzere, davacı … için oğlu…ın vefatı nedeniyle yoksun kaldığı destekten yoksun kalma tazminatına karşılık gelmek üzere şimdilik 3.600,00-TL maddi tazminatın temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı … Hesabı’ndan tahsiline, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı yana tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; 6704 Sayılı Kanun gereği dava açılmadan önce sigorta şirketlerine başvuru şartı bulunmakta olduğunu, işbu sebeple müvekkil kuruma geçerli bir başvuru yapılmaksızın huzurdaki davanın ikame edildiğini, 6704 sayılı kanun gereği başvuru şartı yerine getirilmeksizin açılan bu davanın dava şartı eksikliği nedeniyle usulden reddinin gerektiğini, davaya konu kazaya ilişkin %25 kusur oranının kabul edilmesi gerektiğini. aksi takdirde, kusur oranlarının tespiti Adli Tıp Kurumu vasıtasıyla yapılmasının gerektiğini, davaya konu destekten yoksun kalma tazminatının uzman bilirkişilerce hesaplanması gerektiğini, yargılamaya konu somut olayda, davacının desteğinden yoksun kaldıkları müteveffanın motosiklette sürücü olarak bulunduğunu ve ehliyetinin olmadığının sabit olduğunu, öte yandan kazanın meydana gelmesini/artmasını önlemek için müteveffa sürücünün gerekli güvenlik önlemlerini aldığının davacı yan tarafından ispat edilemediğini, Yargıtay içtihatları gereğince hesaplanacak tazminattan müterafik kusur indirimi yapılması gerekmekte olduğunu, … hesabı’nın sorumluluğu poliçedeki teminat limiti ve kusur oranı ile sınırlı olduğunu, davacı tarafın temerrüt tarihinden itibaren avans faiz talebinin haksız olup ancak dava tarihinden itibaren yasal faiz talep edebileceğini, tüm bu nedenlerle Davanın başvuru şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine,haksız ve mesnetsiz açılan davanın esastan reddine,yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davacı yan üzerine bırakılmasına, karar verilmesini talep etmiş olduğu anlaşılmıştır.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Dava, trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
6098 sayılı TBK 53.maddesinde, haksız fiil nedeniyle ölüm halinde uğranılan maddi zararlar, cenaze giderleri, ölüm hemen gerçekleşmemişse tedavi giderleri ile çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar ve ölenin desteğinden yoksun kalan kişilerin bu sebeple uğradıkları kayıplar olarak belirtilmiştir. Yasal düzenlemeye göre ölenin yardımından faydalananlar, ölüm nedeniyle yoksun kaldıkları faydayı, tazminat olarak sorumludan isteyebilirler. Destekten yoksun kalma tazminatında amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır, destek tazminatı fiili ve sürekli olarak bakımdan yoksun kalınması halinde takdir edilen bir tazminattır.
Davaya konu kazanın 13/10/2016 tarihinde saat 02:15 sıralarında dava dışı davacıların murisi olan sürücü…ın sevk ve idaresindeki … plakalı motosiklet ile D-35/05 …-… il yolunu takiben, … istikametine doğru seyretmekle iken, anılan yolda, Km:21+500’ye geldiğinde, yolda önce başıboş bir eşeğe çarparak devrildiği, bir süre sonra aynı yolda seyreden ancak plaka numarası tespit edilemeyen bir taşıtın yerde yatan sürücü…a çarpması şeklinde meydana geldiği, kaza sonucunda davacıların murisi olan …”ın hayatını kaybettiği anlaşılmıştır. Poliçe ve hasar dosyasının yapılan incelemesinde ise davalı … Hesabına tazminat istemi ile 29/06/2017 tarihinde başvuruda bulunulduğu ancak sigorta şirketince bir ödeme yapılmadığı belirlenmiştir.
… Cumhuriyet Başsavcılığının … Soruşturma sayılı dosyasının yapılan incelemesinde, yapılan araştırmalar sonucunda olayın fail yada faillerinin tespitinin mümkün olmadığından, daimi arama kararı verildiği anlaşılmıştır.
İddia-savunma, poliçe hükümleri, talep kalemleri ve sorumluluklar denetlenmek suretiyle kusur tespiti ve destekten yoksun kalma tazminatı hesabı yönünden bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup bilirkişi heyetinin sundukları 10/04/2019 tarihli raporunda özetle: Müteveffa sürücü…ın, yağışlı bir havada ve kaygan zeminde, meskun mahal dışında, aydınlatılması olmayan yolda, önünde gidişine açık olduğunu gördüğü en kısa mesafede durabilecek şekilde hızını ayarlaması, tüm dikkatini yolan vermesi gerektiği halde, sürücünün bu hususlara riayet etmediği, yol içindeki hayvanı zamanında fark edemediği, küçük bir taşıt olan ve yüksek manevra kabiliyetine sahip taşıt ile kazayı önlemek adına etkin fren ve gidon tedbirlerine başvurmaması nedeniyle, kazada hatalı sevk ve idaresinin birinci derecede ve %50 (yüzde elli) oranında etkili olduğu, Kimliği belirlenemeyen sürücünün hatalı sevk ve idaresinin, birinci derecede ve müteveffa sürücü…ın hatalı sevk ve idaresi ile eşit (eşdeğer) derecede ve %50 (yüzde elli) oranında etkili bulunduğu, davacı baba …’ın 13,10.2016 tarihinde oğlunu kaybetmesi sonucu toplam maddi destek zararının 64.424,66 TL olduğu, müteveffanın kazanın oluşumunda % 50 kusurunun bulunduğunun kabulü durumunda talep edebileceği toplam destekten yoksun kalma tazminatının 32.212,33 TL olacağı, … Hesabı’nın limiti dahilinde olduğunu, (310.000,00 TL), 29.06.2017 başvuru kabul tarihinden sonraki 8 iş günü 12.07.2017 tarihinin temerrüt tarihi olarak kabulünün mahkemenin takdirinde olduğu görüş ve kanaatleri bildirilmiştir.
Tarafların bilirkişi raporuna itirazları nedeniyle ek rapor alınmasına karar verilmiştir. Aktüer bilirkişinin sunduğu 20/01/2020 tarihli raporunda özetle; itirazlar doğrultusunda davacı müteveffanın babası …’ın destek Paylarına göre destekten yoksun kalma tazminatının seçenekli olarak hesaplandığında; 1. Seçenek: Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2015/1724 E. ve 2017/9209 K. Sayılı kararı esas alındığında destek paylarına göre yapılan hesaplamaya göre; Davacı baba …’ın, 13.10.2016 tarihinde oğlunu kaybetmesi sonucu toplam maddi destek zararının 73.594,68 TL olduğunu, müteveffanın kazanın oluşumunda%50 kusurunun bulunduğunun kabulü durumunda talep edebileceği toplam destekten yoksun kalma tazminatının 36.797,34 TL olacağını, 2.Seçenek: Davacı vekilinin itirazının kabulü durumunda destek paylarına göre yapılan hesaplamaya göre; davacı baba …’ın, 13.10.2016 tarihinde oğlunu kaybetmesi sonucu toplam maddi destek zararının 84.424,11 TL olduğu, müteveffanın kazanın oluşumunda %50 kusurunun bulunduğu kabulü durumunda talep edebileceği toplam destekten yoksun kalma tazminatının 42.212,06 TL olacağını, müterafık kusurun kabulü durumunda; müterafık kusurun takdiri ve oranının mahkemeye ait olacağını, dosya kapsamında davacı müteveffanın Babası …’a oğlu…dan dolayı SGK tarafından gelir bağlandığına dair bilgi bulunmadığını, 29.06.2017 başvuru kabul tarihinden sonraki 8 iş günü 12.07.2017 tarihinin temerrüt tarihi olarak kabulünün takdirinin mahkemeye ait olduğu görüş ve kanaati bildirilmiştir.
Tarafların bilirkişi raporuna kusur yönünden yaptıkları itirazlar nedeniyle, … Karayolları ve Trafik Kürsüsünden seçilen heyetten rapor alınmasına karar verilmiştir. Bilirkişi heyetinin sundukları, 15/05/2020 tarihli raporunda özetle; iddia, savunma, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı üzerinde yapmış oldukları inceleme sonucunda, Davacının oğlu, ölen motosiklet sürücüsü …’ın, etkili kural ihlalinin bulunmadığı, Başıboş merkebin, kimliği bilinmeyen sahibinin hatalı davranışının, birinci derecede ve takdiren % 70 (yüzde yetmiş) oranında etkili olduğu, Plaka numarası tespit edilememiş aracın kimliği bilinmeyen sürücüsünün hatalı sevk ve idaresinin ise, ikinci derecede ve takdiren % 30 (yüzde otuz) oranında etkili bulunduğu görüş ve kanaati bildirilmiştir.
Mahkememizce, dosya kapsamında alınan 15/05/2020 tarihli rapor ile 10/04/2019 tarihli rapor arasında, kusur yönünden çelişki oluştuğu anlaşıldığından, çelişkinin giderilmesi için ATK Trafik İhtisas Kurulundan rapor alınmasına karar verilmiştir. 19/03/2021 tarih, 31636 sayılı raporda özetle; Mevcut verilere göre; kazanın gece vakti, yerleşim yeri sınırları dışında aydınlatması olmayan mahalde gerçekleşmiş olması, motosiklet sürücüsü açısından hayvanın fark edilmesine yönelik mevcut mahal şartlarının elverişsiz olması ve ayrıca müteveffa sürücünün birinci çarpışma akabinde yolun hangi yönüne savrulduğu konusunda net bir tespitin bulunmaması ve bu hususta tespite gidilememesi gibi kazaya ve kusur durumuna etken temel faktörler dikkate alındığında, kaplama içerisinde bulunan hayvanın meydana gelen bu olayda asli yönden tamamen etken sayılması ve her iki sürücünün ise kusursuz sayılması gerekeceği, Müteveffa sürücü…ın ve kimliği belirsiz sürücü, idarelerindeki araçlar ile olay mahalli yolda seyir halinde iken meydana gelen olayda; atfı kabil kusurları bulunmadığı, olay mahalli mevkide kaplama içerisinde trafiğin seyir durumunu tehlikeye düşürecek vaziyette bulunan başıboş hayvanın, kazanın meydana gelmesine zemin hazırladığı ve meydana gelen olayda; asli derecede ve tamamen müessir bulunduğu, sonuç olarak Müteveffa sürücü … ve kimliği belirsiz sürücünün, kusursuz olduğu, olay mahalli mevkide kaplama içerisinde bulunan hayvanın, %100 (yüzde yüz) oranında müessir olduğu kanaatinin bildirildiği anlaşılmıştır. Mahkememizce, sunulan rapor denetime elverişli bulunduğundan hükme esas alınmıştır.
5684 sayılı Kanunun 14.Maddesinde “… Hesabı” nın düzenlendiği; anılan maddeye göre “(1) Bu Kanunun 13 üncü maddesi, 13/10/1983 tarihli ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve 10/7/2003 tarihli ve 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu ile ihdas edilen zorunlu sorumluluk sigortaları ile bu Kanunla mülga 21/12/1959 tarihli ve 7397 sayılı Sigorta Murakabe Kanunu çerçevesinde ihdas edilmiş olan zorunlu sigortalara ilişkin olarak aşağıdaki koşulların oluşması halinde ortaya çıkan zararların bu sigortalarla saptanan geçerli teminat miktarlarına kadar karşılanması amacıyla Türkiye Sigorta, Reasürans ve Emeklilik Şirketleri Birliği nezdinde … Hesabı oluşturulur.
(2) Hesaba;
a) Sigortalının tespit edilememesi durumunda kişiye gelen bedensel zararlar için,
b)Rizikonun meydana geldiği tarihte geçerli olan teminat tutarları dâhilinde sigortasını yaptırmamış olanların neden olduğu bedensel zararlar için,
c)Sigorta şirketinin malî bünye zaafiyeti nedeniyle sürekli olarak bütün branşlarda ruhsatlarının iptal edilmesi ya da iflası halinde ödemekle yükümlü olduğu maddî ve bedensel zararlar için,
ç)Çalınmış veya gasp edilmiş bir aracın karıştığı kazada, Karayolları Trafik Kanunu uyarınca işletenin sorumlu tutulmadığı hallerde, kişiye gelen bedensel zararlar için,
d) Yeşil Kart Sigortası uygulamaları için faaliyet gösteren Türkiye Motorlu Taşıt Bürosunca yapılacak ödemeler için,
başvurulabilir. Cumhurbaşkanı, gerekli görülen hallerde, eşyaya gelecek zararların kısmen veya tamamen Hesaptan karşılanmasına karar vermeye yetkilidir.” hükmü düzenlenerek, … Hesabına başvurulabilecek haller sayılmıştır.
Trafik Sigortası Yaptırmak Zorunda Olanlar ise;
1- Araç sahibi – İşleten – Girişimci
KTK. m. 3’deki ve m. 85 ile sonraki maddelerdeki tanımlara göre, araç için adına yetkili idarece tescil belgesi verilmiş veya sahiplik veya satış belgesi düzenlenmiş olan araç sahibi,
Motorlu aracın sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracı uzun süreli kiralama, ariyet veya rehin gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan, aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işleten ve araç üzerindeki fiili tasarrufu bulunan, aracın kullanılmasından ekonomik çıkar ve yarar sağlayan işleten,
Motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi olan gerçek veya tüzel kişiler (girişimci), KTK ‘nun 91’inci maddesine göre Mali Sorumluluk Sigortası (Trafik Sigortası) yaptırmak zorundadırlar.
2- Motorlu araçlarla ilgili mesleki faaliyette bulunanlar
KTK. m.104’e göre motorlu araçlarla ilgili mesleki faaliyette bulunan teşebbüs sahibi, gözetim, onarım, bakım, alım-satım, araçta değişiklik yapılması amacı ile veya benzeri bir amaçla kendisine bırakılan bir motorlu aracın sebep olduğu zararlardan dolayı işleten gibi sorumlu tutulur.
yukarıda yazılı teşebbüs sahipleri kendilerine bırakılan motorlu araçların tümünü kapsamak üzere esasları Hazine Müsteşarlığı’nın bağlı olduğu Bakanlıkça tespit edilecek bir Mali Sorumluluk Sigortası yaptırmak ve denetimlerde bu sigortanın yapıldığını belgelemek zorundadırlar.
3- Motorlu araç yarış düzenleyicileri
KTK. m. 105/3’e göre yarış düzenleyicileri, yarışa katılanların ve yardımcı kişilerin yarış sırasında üçüncü kişilere vermeleri olası zararları karşılamak üzere bir Sorumluluk Sigortası yaptırmak zorundadırlar. Bu tür sigortalarda sigorta tutarları, zorunlu mali sorumluluk sigortasındaki tutarlardan az olamaz.
4- Motorlu araç römorkları ve çekilen araçlar yönünden sorumluluk sigortası
KTK. m. 102’ye göre, bir römorkun veya yarı römorkun veya çekilen aracın sebep olduğu zararlardan dolayı, çekicinin işleteni, motorlu aracı işletenin sorumluluğuna ilişkin hükümlere göre sorumlu tutulur. Çekilen araçla ilgili olarak sorumluluk genel hükümlere tabidir.
Çekicinin sorumluluk sigortası, çekiciyi işletenin, römorkun sebep olduğu zararlardan dolayı sorumluluğunu kapsar. İnsan taşımada kullanılan römorklar için ek bir sorumluluk sigortası yaptırılarak tüm katarın en az zorunlu mali sorumluluk sigortası tutarlarının kapsamına girmesi sağlanmadıkça, trafiğe çıkarılamaz.
5- Devlet ve kamu tüzel kişileri
KTK. m. 106’ya göre, genel bütçeye dahil dairelerle katma bütçeli idarelere, il özel idarelerine ve belediyelere, kamu iktisadi teşebbüslerine ve kamu kuruluşlarına ait motorlu araçların sebep oldukları zararlardan dolayı, bu kanunun işletenin hukuki sorumluluğuna ilişkin hükümleri uygulanır. Bu kuruluşlar 85’inci maddenin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere 101’inci maddedeki şartları taşıyan sigorta şirketlerine Mali Sorumluluk Sigortası yaptırmakla yükümlüdürler.
6- Yabancı plakalı taşıtlar
KTK. 91/6. maddesinde “turistlere ait taşıtlarla, uluslararası çok taraflı veya karşılıklı anlaşmalar kapsamına giren yabancı plakalı taşıtların Türkiye’de uluslararası anlaşmalarla kabul edilmiş sigortaları yoksa, bunlar için zorunlu mali sorumluluk sigortası Türkiye sınırlarına girişleri sırasında yapılır.” denilmiştir.
Trafik Sigortası Kapsamına Giren Araçlar;
1- Motorlu taşıt araçları
KTK. 91. maddesi ile bu maddenin yollama yaptığı 85/1. madde hükmüne göre sigorta kapsamına giren araçlar motorlu taşıt araçları’dır. Bu niteliği taşımayan araçlar (kural olarak) Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasından yararlanamazlar.
KTK. 3. maddesine göre taşıt, karayolunda insan, hayvan ve yük taşımaya yarayan araçlardır. Bunlardan makine gücü ile yürütülenlere motorlu taşıt, insan ve hayvan gücü ile yürütülenlere “motorsuz taşıt” denir.
Motorlu taşıtlar: Otomobil, minibüs, otobüs, troleybüs, kamyon, kamyonet, çekici, arazi taşıtı, itfaiye, cankurtaran ve cenaze araçları, motosiklet, triportör, radyo – televizyon – sinema – kütüphane ve araştırma araçları, bozuk veya hasara uğramış taşıt veya araçları çekmek, taşımak, kaldırmak gibi özel işlerde kullanılan motorlu araçlar, personel servis ve okul servis araçları, toplu taşıma araçları, kamu hizmeti taşıtları vb.dir. Bunlar yasanın 24. ve 25. maddelerine göre Mali Sorumluluk Sigortası yaptırmamışlarsa trafiğe çıkamazlar.
2- Römorklar
Motorlu araçla çekilen, insan ve yük taşımada kullanılan motorsuz taşıtlara römork; bir kısmı motorlu taşıt veya araç üzerine oturan, taşıdığı yükün ve kendi ağırlığının bir kısmı motorlu araç tarafından taşınan yarı römork; azami yüklü ağırlığı 750 kilogramı geçmeyen hafif römork türünden taşıtlar zorunlu sorumluluk sigortası kapsamına girmez ise de, KTK. m.102’ye göre bu tür araçların verdiği zararlardan dolayı, çekicinin işleteni sorumlu olduğundan, aynı maddenin 2. fıkrasına göre “çekicinin sorumluluk sigortası, çekiciyi işletenin, römorkun neden olduğu zararlardan dolayı sorumluluğunu da kapsar.”
İnsan taşımada kullanılan römorklar için 102. maddenin 3. fıkrasında “Ek sorumluluk sigortası” yaptırılacağı hükmü yer almış ve “insan taşımada kullanılan römorklar, römork için ek bir sorumluluk sigortası yaptırılarak tüm katarın en az zorunlu mali sorumluluk sigortası tutarlarının “kapsamına girmesi sağlanmadıkça trafiğe çıkarılamaz.” denilmiştir.
3- İş makineleri
KTK. 3. maddesinde 17.10.1996 gün 4199 sayılı yasa ile yapılan değişiklikle iş makineleri motorlu araçlar kapsamına alınmış ve “yol inşaat makineleri ile benzeri tarım, sanayi, bayındırlık, milli savunma ile çeşitli kuruluşların iş ve hizmetlerinde kullanılan; iş amacına göre üzerine çeşitli ekipmanlar monte edilmiş, karayolunda insan, hayvan, yük taşınmasında kullanılmayan motorlu araçlar” biçiminde tanımlanmıştır.
Gene yasanın 3. maddesinde lastik tekerlekli traktörler için ayrı bir tanımlama yapılmış ve “belli şartlarda römork ve yarı römork çekebilen, ancak ticari amaçla taşımada kullanılmayan tarım araçlarıdır.” denilmiştir.
Bu tanımlamalar çerçevesinde iş makineleri ve traktörler için Mali Sorumluluk Sigortası yaptırılması zorunludur.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın, davacının, trafik kazası nedeniyle desteğin ölmesi nedeniyle davalıdan tazminat talebinde bulunup bulunamayacağı noktasında toplandığı anlaşılmıştır.
Dosya kapsamında; mahkememizce hükme esas alınan kusura ilişkin ATK Trafik İhtisas raporunda; kazanın gece vakti, yerleşim yeri sınırları dışında aydınlatması olmayan mahalde gerçekleşmiş olması, motosiklet sürücüsü açısından hayvanın fark edilmesine yönelik mevcut mahal şartlarının elverişsiz olması ve ayrıca müteveffa sürücünün birinci çarpışma akabinde yolun hangi yönüne savrulduğu konusunda net bir tespitin bulunmaması ve bu hususta tespite gidilememesi gibi kazaya ve kusur durumuna etken temel faktörler dikkate alındığında, kaplama içerisinde bulunan hayvanın meydana gelen bu olayda asli yönden tamamen etken sayılması ve her iki sürücünün ise kusursuz sayılması gerekeceği, Müteveffa sürücü…ın ve kimliği belirsiz sürücü, idarelerindeki araçlar ile olay mahalli yolda seyir halinde iken meydana gelen olayda; atfı kabil kusurları bulunmadığı, olay mahalli mevkide kaplama içerisinde trafiğin seyir durumunu tehlikeye düşürecek vaziyette bulunan başıboş hayvanın, kazanın meydana gelmesine zemin hazırladığı ve meydana gelen olayda; asli derecede ve tamamen müessir bulunduğu, sonuç olarak Müteveffa sürücü … ve kimliği belirsiz sürücünün, kusursuz olduğu, olay mahalli mevkide kaplama içerisinde bulunan hayvanın, %100 (yüzde yüz) oranında müessir olduğu kanaatine varılmıştır. Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası mevzuatı uyarınca, Hayvan sahibinin zorunlu sigortalılardan olduğunun kabul edilemeyeceği ve 5684 sayılı kanun 14.maddesine göre de davalı … Hesabının sorumluluğu bulunmadığı anlaşıldığından, davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın reddine,
2-Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 59,30 TL karar harcından peşin alınan 35,90 TL’nin düşümü ile eksik olan 23,40 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydının yapılmasına,
3-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin üstünde bırakılmasına,
4-Davalı kendini vekille temsil ettirdiğinden lehine Asgari Ücret Tarifesi gereği 3.600,00 TL ücret takdirine, bunun davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde artan gider avansının ilgili tarafa iadesine,
Dair. Miktar itibariyle yasa yolu kapalı kesin olarak davacı yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup anlatıldı.29/09/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır