Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/248 E. 2019/1160 K. 05.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/248 Esas
KARAR NO : 2019/1160

DAVA : İtirazın İptali (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/10/2017
KARAR TARİHİ : 05/12/2019

İstanbul Anadolu … Asliye Ticaret Mahkemesinin 16/02/2018 tarih,… esas ve … karar sayılı ilamıyla YETKİSİZLİK kararı verilmiş olup, dosya tevzi bürosunca mahkememize gönderilmekle mahkememiz … esas numarasına kaydı yapılarak yapılan yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalıdan olan alacağının tahsili amacıyla davalı aleyhine başlatmış olduğu İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü … E. sayılı dosyası ile takip dosyasına davalı yanca itiraz edilerek durdurulduğunu, alacağın tahsili amacı ile huzurdaki davayı açarak yapılan itirazın iptalini takibin kaldığı yerden devamını, %40 oranında icra inkar tazminatının davalı üzerine bırakılmasını talep etmiştir.

CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davanın yetkili mahkemede görülmesi gerektiğini, müvekkil şirket 2013 Temmuz ayında şahıs şirketi olarak kurulduğu, bilahare anonim şirket statüsüne geçtiği, acentelik faaliyetleri kapsamında Hayat, Sağlık, Elementler Sigortalar ve Bireysel Emeklilik branşlarında kurumsal ve bireysel müşterilere sigorta aracılık hizmeti saglamakta olduğu, elementler ve saglık sigortaları branşında … A.Ş … AŞ,… AŞ gibi bir çok önemli sigorta şirketinin ecenteliğini gerçekleştiren müvekkil şirket davacı şirketin acenteliğini yaptığı, müvekkil şirketin hiçbir borcu olmadığını beyanda davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

DELİLLER VE DEĞERLENDİRME:
Mahkememizde açılan dava: İİK.nun 67.maddesine dayalı itirazın iptali davasıdır.
Dosyamıza getirtilen İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü … Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine toplam 253.512,64-TL üzerinden icra takibi yapıldığı, davalının itirazı üzerine takibin durduğu, itirazın süresinde ve usulüne uygun yapıldığı, buna göre davanın, bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Dava konusu ihtilaf; taraflar arasında bulunan 01.07.2013 tarihli acentelik sözleşmesi ve bu acentelik sözleşmesi kapsamında 01.01.2015 tarihli 2015-20 no.lu protokol ve sözleşmeler gereğince davalıya yapılan ödemelerin avans niteliğinde olup olmadığı, ödenen bu paraların davacıya iadesinin gerekip gerekmediği, bu doğrultuda davacı tarafından tahsil için başlatılan icra takibine yapılmış itirazın iptali noktasında toplanmaktadır.
Dosya konusunda uzman bilirkişi heyetine tevdii edilerek rapor hazırlaması istenmiş olup bilirkişi heyeti raporunda “İşbu dava, davacı …Ş, ile davalı … A.Ş. arasında açılmış bulunmaktadır. İncelememizde, davaya dava dışı …A.Ş, ve … A.Ş. firmaları da karıştırılmış bulunmaktadır. Bu karışıklık içinde davacının borçlu olarak dava açtığı davalının olayda direkt olarak borçlu olduğu kanaati doğmamaktadır. Şöyle ki; davalı … A.Ş., ilk kuruluşta …SİGORTA …olarak 01.07.2013 tarihinde kurulmuş olup, 24.03.2014 tarihinde ticaret siciline tescil ile nev’i değiştirmiş ve… A.Ş. olarak faaliyetini devam eltirmiş, 11.09.2015 tarihinde davalı … OFİSİ’NİN, … deki acenteliği iptal edilerek tüm portföyü, … ŞİRKETİ’nin % 100 hissedarı olan …A.Ş. ye devretmiştir. Dolayısıyla davalının bu portföyünden doğan sorumlulukların da “portföy devir protokolü” mucibi. …ŞİRKETİ’ne devredildiği kanısındayız. Bu devir sonucunda, inceleme bölümü 0. Madde de açıklandığı şekilde devredilen portföyün karşılığı olarak Davalı …A.Ş, ye 406,585,96 TL para ödemesi yapılarak ibralaşıldığj açıkça görülmektedir. Bunun devamı olarak 27.08.2014 tarihinde … A Ş. ye verilen 27.08.20)5 vadeli 100,000, TL tutarındaki Teminat Mektubu da yenilenmeyerek, davalı …. A.Ş.ye bdc edilmiştir. İnceleme bölümü 7. Maüde dc izah edildiği şekilde, bu defa Davalı …. A.Ş, yc. 09,09.2015 Tarihinde… AŞ nin sahibi olduğu, … Şirketinin % 50 hissesi k Hissedarlar Sözleşmesi” ile devredilerek yeni bir Tüzel Kişilik oluşumu yapılmıştır. Davalı … Ofisi burada sadece B tipi bir hissedar olarak yer almakladır. Dolayısıyla …A.Ş. ııın acentesi artık bu…A.Ş. …A,S. nin unvanı 10.03.2016 tarihinde * …A.Ş, olarak değiştirilerek ortaya yeni unvanlı bir tüzel kişilik oluşturulmuştur, lîu tüze! kişiliğin ortakları % 50 hisse ile …A.Ş, ve % 50 hisse ile …A.Ş. olarak teşekkül etmiştir 3 ve 4.Maddeler de belirtilen tüzel kişiliklerin … şirketlerinin, …A.Ş, nin acentesi olarak çalıştığı çok açık olup bu çalışmada Portföyünü devreden ve acenteliği fesih edilen Davalı … A.Ş. nin yeni oluşumlarda direkt olarak herhangi bir yönetimsel sorumluluğu olduğu kanaati doğmamıştır. Dolayısıyla 10.05.2017 Tarihînde Davalıya … Noterliği kanalı ile 1L05.20I7 tarihinde gönderilen •’FESİH İHBARNAMESİ* nde” ver alan 249,126,97 TL borç ( 11.05,2017 tarihli icra takibinde de yer alan 1 Davacının 15.01.2015 – 16.02.2017 tarihleri arasında Ödenen destek komisyonlarından olan bakiye alacalından kaynaklandığı davacının defter kayıtlarında gözükmekle beraber bunun acenteliği iptal edilen ve portfovü devredilen …A.Ş. ile ilişiği tespit edilememiş bu konuda davacı vekiline borcun kime ait olduğuna dair yazılı olarak sorduğumuz soruya da cevap verilmemiştir. Böyle bir borç dolmuş ise Davalıya 406.585,96 TL para ödemesi yapılırken ve 100,000.- TL teminat mektubu yürürlükte iken borcun neden buradan tasfiye edilmediği hakkında bir açıklama yapılmamıştır. Bu konuda davacı vekilinin; “IV-Davulıya yapt fan komisyon ödemeleri; davaya ve 11.05.201? tarihti icra takibine konu olan ve Müvekkil sirke/ tarafından ” acentelik ilişkisi içinde ” Davalıya avans komisyonu olarak ödenmiş of an toplamda 300.000.- TL nin. Davalının acentelik i% ilişkisi devam eitiü’t surede, taahhüt etmiş oldusu satış hm istinaden henüz hak etmediği kısmı du fazladan ödenmiş ve daha sonrasında Müvekkil şirketin tek taraflı fesih hakkını kullanarak acentelik ilişkisini sona erdirmiş ve tutar muaccel hale gelmiştir. Davalı tarafında hak kazandan komisyonun bu tutardan düşülmesi suretiyle kalan tutar hesaplanmış olup “249J 26,97 Tl ” olarak belirlenmiştir”İddiası ile cevap verildiği ve bu 300.000.- TL nin dava djşı tüzel kişiler … A.Ş. ve … A.Ş. lerin acenteliği döneminde verildiği, dolayısıyla bu borcun bu dava dışı tüzel kişilere ait olduğu durumu ile kanaatimizi, takdir sayın Yargı Makamına ait olarak Yüce Mahkemenin takdirlerine saygıyla arz ederiz.” raporunda belirtmiştir.
İtiraz üzerine bilirkişi heyetinden ek rapor alınmış olup, bilirkişiler ek raporlarında ;29.11.2018 tarihli bilirkişi kök raporunun sonuç ve kanaat bölümünde belirtilen tespit ve kanaatlerimizi aynen tekrar ettiğimizi, davacının, 11.03.2015 tarihinde …A.Ş. ye acentelik ilişkisi içinde ” davalıya avans komisyonu olarak ödenmiş olan toplamda 300.000.- TL nin. davalının acentelik iş ilişkisi devam ettiği sürede, taahhüt etmiş olduğu satışlara istinaden….” gönderildiği, davacı …Ş. İLE SİGORTA OFİSİNİN 01.01.2016 -09.09.2015 tarihleri arasındaki acentelik faaliyetinin devam ettiği, bu dönemde taraflar arasında borç/alacak ilişkisinin ve hesapların devam ettiği muhasebe kayıtlanın incelenmesinde görülmüş olduğu, dava konusu alacağın, işbu komisyon avansının da dâhil olduğu donemde, davacı bu avanstan davalının henüz hak etmediği dolayısıyla kendisine fazladan ödenen miktarının geri alınması gereken kısmının 249.126,97 TL olduğunu beyan etmiştir. Davacının yaptığı fesih dolayısıyla, davalının tüm portföyü 09.09.2015 tarihli portföy devir protokolü ile … A.Ş. ye devredilmiştir. bu devir karşılığı davalı acenteye … şirketi tarafından, (ki bu şirketin % 100 hissedarı … olup) portföy devir karşılığı olarak 406.586,96 TL ödeme yapılmıştır. Davacının alacak rakamının da bu hesaplaşma içinde kapatıldığı kanısındayız. Davacının bu alacağı ile ilgili icra takibi ile fesih ihbarnamesini 10.05.2017 tarihinde yürürlüğe koyması sonucu 09.09.2015 ile 10.05.2017 arasında davalı … davacının hesaplannın kapanmış olması dolayısıyla bu borcun doğuşu izah edilememiştir. Bu itibarla davacının böyle bir alacağı varken. ısbu borç bakiyesini protokol ve sonucunda taraflarca mutabık kalınarak yapılan ödemeden mahsup etmemesi ve de teminat mektubunun iadesi dolayısıyla, davalının borcunun kapanarak tasfiye edilmiş olduğu hususunun, nihai takdir hakkı mahkemenize ait olmak üzere sunulur” şeklinde beyan ve görüşlerde bulunmuşlardır.
Tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasında acentelikten kaynaklanan ticari ilişkinin mevcut olduğu, davalı tarafından davacı şirkete ödemede bulunulmadığı,bunun üzerine İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyası ile takip yapıldığı, itiraz üzerine takibin durduğu, davanın İ.İ.K nun 67. Maddesi gereğince bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı, yapılan bilirkişi incelemesinde davacının haklı olmadığı tespit olunmuştur.
Mahkememizce yapılan nihai değerlendirmeye göre; bilirkişi raporundaki açıklama ve değerlendirmelerin dosya içeriğine göre yerine olduğu kanaatine varılarak hükme esas alınmaya uygun bulunmuştur. Zira, davalı … A.Ş., ilk kuruluşta Tanrıverdi Sigorta Aracılık Şaban… olarak 01.07.2013 tarihinde kurulmuş olup, 24.03.2014 tarihinde ticaret siciline tescil ile nev’i değiştirmiş ve…A.Ş. olarak faaliyetini devam ettirmiş, 11.09.2015 tarihinde davalı … Ofisi’nin, … deki acenteliği iptal edilerek tüm portföyü, … Şirketi’nin % 100 hissedarı olan …A.Ş. ye devretmiş olduğu tespit edilmiş olup, davalının bu portföyünden doğan sorumlulukların da “portföy devir protokolü” gereğince … Şirketi’ne devredildiği kanaatine varılmış, bu devir sonucunda, bilirkişi raporunda da tespit edildiği üzere devredilen portföyün karşılığı olarak davalı … A.Ş, ye 406,585,96 TL para ödemesi yapılarak ibralaşıldığı anlaşılmıştır. Yapılan bu ibralaşma sonrasında, davacının alacak olarak talep etmiş olduğu kısmın da bu ibralaşma sürecinde kapatıldığı kanaatine varılmıştır. Raporda da tespit edildiği üzere davacının bu alacağı ile ilgili icra takibi ile fesih ihbarnamesini 10.05.2017 tarihinde yürürlüğe koyması sonucu 09.09.2015 ile 10.05.2017 arasında davalı … davacının hesaplarının kapanmış olması dolayısıyla bu borcun doğuşu izah edilememiştir.
Netice olarak; davacının, dava ve takibe konu alacağına dair iddiası varken. iddia edilen davalı borcunun, protokol ve sonucunda taraflarca mutabık kalınarak yapılan ödemeden mahsup edilmemiş, teminat mektubunun iadesi dolayısıyla davalının borcunun kapanarak tasfiye edilmiş olup, davacının yapılan takipte ve açılan işbu davada haklı olmadığı görülerek dava reddedilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın reddine,
2-Koşullar oluşmadığından davalı tarafın kötü niyet tazminatı taleplerinin yerinde görülmeyip reddine,
3-Alınması gerekli harç 44,40 TL olup, peşin alınan 3.061,81 TL den mahsubu ile fazla alınmış olan 3.017,41 TL harcın karar kesinleştikten sonra istek halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yatırılan gider avansından posta ve tebligat ücretlerinde kullanılan toplam 75,50 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davalı taraf vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 21.160,76 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
6- Karar kesinleşene kadar yapılacak yargılama giderlerinin davacı gider avansından karşılanmasına, karar kesinleştikten sonra bakiye avansın istek halinde davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık kesin süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.

Katip …

Hakim …
¸