Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/232 E. 2018/1229 K. 12.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/232 Esas
KARAR NO : 2018/1229
DAVA : Alacak (Komisyonculuk Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 13/03/2018
KARAR TARİHİ: 12/12/2018
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Komisyonculuk Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkillerinden …’in Kamu Bankalarından birinin Genel Müdür Yardımcılığından emekli, finans işi yapan bir işadamı olduğunu, davalıların Yurtdışında aldıkları büyük bir inşaat işi için banka teminat mektubuna ihtiyaç duymalarında dolayı, müvekkillere başvurduklarını, bunun için gerekli olan teminat mektuplarını müvekkillerinin aralarında akdettikleri sözleşmeye göre temin ettiklerini, sözleşmede belirtilen şekliyle üzerlerine düşen tüm yükümlülükleri yerine getirmelerine rağmen, davalıların, sözleşmeye göre yükümlülüklerini tam olarak yerine getirmedikleri gibi, hazır olan teminat mektubu alabilmenin şartlarını yerine getiremediklerini, müvekkillerine sözleşme konusu işin yapılması konusunda … adındaki kişinin firmalar adına başvurduğunu, şartların belirlenmesi maksadıyla aylarca ön görüşmelerde bulunulduğunu, bu görüşmeler sonucunda ortaya çıkan talebin Yurtdışında faaliyet gösteren davalıların sözleşmeyle tüm yükümlülüklerini üzerine aldıkları … A.Ş’nin …’da almış olduğu 330 Milyon (ABD Doları) işin %30’luk kısmına karşılık banka teminat mektubu alması şeklinde olduğunu, davalılar …’in aldığı işi yapabilmek ve iş bedelinin %30’u kadar avansı nakit alabilmek için ihtiyaç duyulan banka teminat mektubunun yurt içi veya yurt dışı finans dünyasından bulunması ve bu konuların hazırlık ve yürütülebilmesi müvekkillerinden danışmanlık hizmeti alması talepli olduğunu, müvekkillerinin işin yapılması için öncelikle taraflarla buna ilişkin danışmanlık anlaşması yaptığını, davalıların … yönünden bir sıkıntılarının olmadığını, işin kendilerinde olduğuna dair sözleşmelerinin olduğunu, ihtiyaç duydukları şeyin alacakları avansa karşılık banka teminat mektubu olduğunu söylediklerini, konuya ilişkin müvekkili …’in taraflara gönderdiği 16.01.2017 tarihli mail ve ekindeki bilgilendirme notundan da anlaşılacağı üzere müvekkillerinin sözleşme gereği üzerine düşen yükümlülüğü fazlasıyla yerine getirmiş olduğunu, açıklanan nedenlerle; davanın kabulüne, fazlaya ilişkin haklarımız saklı tutularak şimdilik danışmanlık ve komisyon bedeli olarak 50.000. TL. cezai şart olarak 10.000. TL. olmak üzere toplam 60.000. TL. nin, dava tarihinden itibaren ticari faiziyle birlikte tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak ödenmesine, dava masrafları ve vekalet ücretinin davalılar tarafından ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı …Şti. vekili cevabında özetle; Öncelikle yetkili mahkemenin Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, müvekkili ile davacılar arasında herhangi bir danışmanlık sözleşmesi olmadığını, davanın husumet sebebi ile reddinin gerektiğini, müvekkile verilmeyen bir hizmet sebebi ile hizmetin dava dışı … Holding’in kusuru ile verilemediği kabul edilmesine rağmen, müvekkilden alacak talep edilmesinin hukuki mesnedinin olmadığını, davacının verdiği herhangi bir hizmet de olmadığını, davacının dava dilekçesinde, dava dışı 3. kişi … Holding’e verilecek bir kredi aracılığı hizmetinden bahsedildiğini , davacı taraf kendine düşen her türlü edimi yerine getirmesine rağmen dava dışı 3. kişi … Holding’in üzerine düşen edimleri ifa etmediğinden teminat mektubunun çıkartılamadığını ifade ettiğini, müvekkili ile davacı taraf arasında, müvekkiline kredi sağlanmasına yönelik hizmet alımına dair herhangi bir sözleşme olmadığını, … , müvekkile teminat mektubu temin edeceği vaadi ile müvekkili dolandırmışlar ve savcılık şikayeti yapılmıştır. … , müvekkiline teminat mektubu temin edeceği vaadi ile müvekkilini dolandırdıklarını ve savcılık şikayeti yapıldığını, Yetki itirazımızın kabulüne açıklanan nedenlerle; aktif ve pasif husumet itirazlarımızın kabulüne, hukuki mesnetten yoksun, ispatlanamayan davanın reddine, iadeye ve fazlaya ilişkin haklarımızın saklı tutulmasına, yargılama gideri ve vekâlet ücretinin davacı tarafa yüklenmesine karar talep etmiştir.
Davalı … Şti cevap dilekçesinde özetle: Öncelikle yetki itirazında bulunduklarını, yetkili mahkemenin müvekkilinin işyerinin bulunduğu adres mahkemesi olan Sakarya Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, davanın yetki yönünden reddini talep ettikleri, müvekkili aleyhine açılan davanın haksız olduğunu, davacılar vekili, sözleşme gereği müvekkillerinin üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirdiğini, banka teminat mektubunun hazır edildiğini beyan ettiğini, ancak bahis konusu sözleşmeye göre davacıların iddia ettikleri şekilde yükümlülüklerini yerine getirmediklerini, davacının, davasını ispatlamakla yükümlü olduğunu, davacıların sözleşmedeki yükümlülüklerini yerine getirdiklerine dair ortada somut bir belge olmadığını, bu konuda sözleşmenin ifa edildiğine dair ‘orjinalliği’ teyit edilmiş ve taraflarca da kabul görmüş belgelerle de ispatlaması gerektiğini, dava dilekçesinde de herhangi bir belge sunmadığını, davacıların, sözleşmedeki hiçbir yükümlülüğünü yerine getirmediği halde danışmanlık ve komisyon bedeli başlığı halindeki taleplerinin neye göre talep edildiğini anlamanın mümkün olmadığını, sözleşmenin tamamı ile cezai şart hükmü birlikte değerlendirildiğinde genel ahlaka aykırılık teşkil ettiğini, dava konusu ücret ve cezai şartın tacir olan müvekkilinin ekonomik yıkımına sebep olacak boyutta olduğunu, açıklanan nedenlerle; müvekkili şirketin her türlü hak ile iadeye ve fazlaya ilişkin dava açma haklarını saklı tutarak; yetki itirazının kabulü ile haksız açılan davanın reddine, yargılama ücreti ve vekalet ücretinin karşı taraf yükletilmesine karar verilmesinitalep etmiştir.
Diğer davalılara usulüne uygun tebligatın yapıldığı, cevap vermedikleri görülmüştür.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi ve sair tüm evraklar hep birlikte incelenmiştir.
Dava, aracılık hizmetlerinden doğan alacak davasıdır.
Dava konusu uyuşmazlık; taraflar arasında imzalanmış olan “Dış Finansman Türev Araçları Temini Danışmanlık Sözleşmesi” nden kaynaklı olarak davacıların davalı taraflardan alacağı olup olmadığı varsa dava tarihi itibariyle miktarına ilişkindir.
Görev hususu HMK 114/1- c maddesi uyarınca dava şartlarında olup HMK 138 maddesi uyarınca dava şartlarının öncelikle inceleneceği ve HMK 115/1 maddesi uyarınca da dava şartlarının yargılamanın her safhasında dikkate alınacağı hususu göz önünde bulundurulduğunda, öncelikle bu yönde değerlendirme yapmak gerekmiştir.
Dosyada yapılan incelemede; davacılar ve davalılar arasında danışmanlık ve aracılık sözleşmesi bulunduğu ve davacılar tarafından bu sözleşmeden kaynaklanan danışmanlık, komisyon bedeli ve cezai şarta ilişkin borçların ödenmemesi nedeniyle açılan alacak davasında, 21/11/2018 tarihli duruşmada davacılar vekili tarafın imzalı alınan beyanında tacir olmadığı, esnaf olmadığı, ticaret odalarına, esnaf odalarına kayıtlarının bulunmadığına ilişkin beyanı ile davalılar tarafından bu beyanın aksine davacıların tacir olduğuna dair herhangi bir itirazının bulunmadığı, tacir olduklarını gösterir herhangi bir delilde dosyada olmadığı, taraflar arasındaki sözleşmede de tacir olduklarını gösterir herhangi bir ibarenin yer almadığı dikkate alındığında davalıların tacir olmadığına kanaat getirilmiştir.
Ticaret Mahkemesinin bir davaya bakabilmesi için 6102 sayılı yasa 5.maddedeki düzenleme uyarınca davanın ticari dava olması gerektiği ve 6102 sayılı yasanın 4.maddesinde belirlenmiş olan ticari davalara ilişkin olarak 1.fıkrasında her iki tarafında ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan dava olması şartının dosyamızda bulunmadığı, zira davalılar tacir olmasına rağmen davacıların tacir olmadığı, bu haliyle davanın nisbi ticari dava niteliğinin olmadığı, 6102 sayılı yasanın 4/1-a,b, c, d, e ve f bentlerinde sayılan mutlak nitelikte ticari dava türlerinden de olmadığı bu nedenle de davaya bakmaya mahkememizin görevli olmadığı, 6100 sayılı yasanın 1.maddesi uyarına görev hususunun kamu düzenine ilişkin ve kanunla düzenleniyor olması ilişkin maddesi ile yasalarda açıkça görevli mahkeme tayin edilmemiş olması halinde 6100 sayılı yasanın 2.maddesi uyarınca genel görevli mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olacağı buna göre de dosya davalıları tacir olmasına rağmen, dosyamız davacılarının tacir olmaması nedeniyle davaya Asliye Hukuk Mahkemesinin bakması gerektiği anlaşılmıştır. Buna göre de açılan davada davanın HMK 114/1-c maddesinde görev dava şartı yokluğunda HMK 115/2 maddesi uyarınca davanın usulden reddine karar vermek gerekip aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM
1-Davacının davasının TTK ve HMK 114/1-c maddesi uyarınca görev dava şartı yokluğundan, HMK 115/2 maddesi gereğince usulden reddine,
2-HMK 20 maddesinde belirtilen yasal süreler içerisinde başvuru yapılması halinde dosyanın görevli İstanbul Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine,
3-HMK ‘nun 331/2. maddesi gereğince yargılama gideri ve vekalet ücreti hususunda görevli mahkemece karar verilmesine,
4-HMK ‘nun 331/2. maddesi son cümlesi uyarınca dosya süresi içinde görevli mahkemeye gönderilmediği takdirde talep halinde yargılama gideri ve vekalet ücreti hususunda mahkememizce karar verilmesine,
5-Karar kesinleştiğinde HMK’nun 20/1. maddesi uyarınca 2 haftalık kesin süre içinde başvurulması halinde dosyanın görevli mahkemesine gönderilmesine, belirlenen süre içinde başvurulmadığı takdirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup anlatıldı.
Katip …
Hakim …