Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/228 E. 2019/495 K. 21.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO: 2018/228 Esas
KARAR NO: 2019/495

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 13/03/2018
KARAR TARİHİ: 21/05/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili firmanın davalı firmaya İş Sağlığı Güvenliği ve İş Yeri Hekimliği Hizmeti verdiğini, taraflar arasında yazılı bir sözleşmenin imzalanmadığını, ancak zımni olarak bir sözleşme kurulduğunu, iş güvenliği uzmanı atamasının İSG katip sistemi üzerinden yapıldığını bu atamanın karşı tarafında onayı ile olduğunu, davalı yan bu onayı yaptığını, davalının verilen hizmet gereği oluşan bedeli ödemediğini, bu sebeple alacağın tahsili amacı ile icra takibi başlattıklarını davalının bu takibe itiraz ederek durdurduğunu , bu nedenlede huzurdaki davanın açıldığını, davalıdan şimdilik 696 TL asıl alacak ve 23,51 TL geçmiş dönem faizine yapılan itirazın iptalini, takibin kaldığı yerden devamını, davalı aleyhine %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yapılan yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasını talep etmiştir.

CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının müvekkilinin iş güvenliği uzmanı atamasına onay verdiğini iddia ettiğini , ancak İSG katip uygulamasına girilidğinde müvekkili tarafından onay beklendiğinin karşılarına çıkacağını, müvekkilinin hiçbir şekilde onay vermediği bir işlemden sorumlu tutalamayacağını, sistem üzerinden onay verilmediği halde söz konusu uzmanın işe başlayıp hizmeti vermesinin mümkün olmayacağını, davacının kötü niyetli davrandığını, davanın ve icra takibinin reddine karar verilmesini, davacı aleyhine %20 kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yapılan yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLER VE DEĞERLENDİRME:
Mahkememizde açılan dava: İİK.nun 67.maddesine dayalı itirazın iptali davasıdır.
İcra İflas Kanununun 67/1 maddesine göre ‘Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.
Dava konusu İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine toplam 719,51 TL üzerinden icra takibi yapıldığı, davalının itirazı üzerine takibin durduğu, itirazın süresinde ve usulüne uygun yapıldığı, davanın, bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Dava konusu ihtilaf; taraflar arasında bulunduğu iddia olunan iş sağlığı ve güvenliği hizmetine dayanan ticari ilişki gereğince oluşan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine yapılmış itirazın iptali noktasında toplanmaktadır.
Dosya mahkemece reesen belirlenen mali müşavir bilirkişiye tevdii edilerek rapor hazırlaması talep edilmiş bilirkişi raporunda “Davacı yanın sunduğu ticari defterlerin TTK hükümlerine göre gerekli açılış ve kapanış onayına sahip olduğu, davacı defterlerinin HMK 222’ye göre delil niteliğinde olup olmadığı hususunun Sayın Mahkemenizin takdirinde bulunduğu, Davalı yanın sunduğu ticari defterlerin TTK hükümlerine göre gerekli açılış ve kapanış onayına sahip olduğu, davalı defterlerinin HMK 222’ye göre delil niteliğinde olup olmadığı hususunun Sayın Mahkemenizin takdirinde bulunduğu, Davacı yanın ticari defterlerinde yapılan inceiemc sonucunda, davalı yandan KAYDİ olarak 696,72 TL alacaklı göründüğü, Davalı yanın ticari defterlerinde yapılan inceleme sonucunda, davacı yana KAYDİ olarak borçJu görünmediği, Davalı yana hizmet verildiğini ilişkin olarak herhangi bir tevsik edici belge bulunmadığı, dolayısı ile, davacı yanın, davalı yana İş Sağlığı ve Güvenliği hizmeti verildiği yönündeki iddiasının belgesel anlamda izaha vc ispata muhtaç göründüğü” şeklinde rapor sunmuştur.
Davacı vekili rapor sonrasında sunduğu beyan dilekçesinde “müvekkil… A.Ş. Firmasına ait … şantiyesinde hizmet vermektedir. Şantiyede ana yüklenici firma …A.Ş. İle sözleşme imzalanmıştır. Ana yüklenici firma, şantiyedeki diğer işler için taşeron firmalarla çalışmaktadır. Bu taşeron firmalarla yaptığı sözleşmede, işçi sayısına göre her taşeron firmanın, şantiyenin iş sağlığı ve güvenliği ile işyeri hekimi hizmetlerinden faydalanması ve işçi sayısına oranla bu giderlere katılması yükümlülüğü yüklenmektedir. Bu bakımdan müvekkil firmanın şantiyedeki onlarca taşeron firma ile ayrı ayrı sözleşmesi mevcut değildir. Ancak şantiyenin tamamı iş güvenliği hizmetleri bakımından müvekkil firmanın sorumluluğundadır. Bu kapsamda müvekkil firma şantiyede tam zamanlı iş güvenliği uzmanı iş yeri hekimi hemşire istihdam etmiştir. Şantiyedeki bütün firmalara da firma ayırt etmeksizin hizmet sunmuştur. Sadece belli bir firmayı ayırarak ona hizmet sunmaması hem ticari hayatın olağan akışına aykırı hem de ana yüklenici firma ile yaptığı sözleşmeye aykırıdır. Bu nedenle doğrudan … firmasına hizmet sunulduğuna ilişkin belge sunulması mümkün değildir. Şantiyede hizmet sunulduğuna ilişkin belgeler istenirse mahkemenize sunulacaktır. Ancak mahkemenizde kanaat oluşmadıysa ve gerekli görülmesi halinde bahsi geçen şantiye ana yüklenici firmasına (… A.Ş.) bu hususların müzekkere ile sorulmasına karar verebilir. Böylece müvekkil firmanın şantiyede işgüvenliği hizmeti verip vermediği, … firmasına hizmet sunup sunmadığı hususunda da çelişki ortadan kaldırılabilir.” şeklinde ifadelere yer vermiştir.
Davacı vekilinin talebi üzerine şantiye ana yüklenici firması olan … AŞ ‘ye müzekkere yazılmış, ilgili şirket vekili aracılığı ile sunulan beyanda, …Şti ile müvekkil şirket …A.Ş. arasında müvekkil şirketin inşa etmekte olduğu…PROJESİ için 25.08.2015 tarihli İş Sağlığı Ve Güvenliği Uzmanlığı -İşyerı Hekimliği Hizmetleri Sözleşmesi imzalanmış , ilgili firma bu sözleşme kapsamında sadece müvekkil şirket personeli için 01.09.2015 tarihi itibariyle hizmete başlamış ve 05.06.2017 tarihi itibariyle hizmet taraflar arasında oluşan hukuki ihtilaflarla sona ermiştir. Bahsi geçen sözleşme müvekkil şirketçe sadece müvekkil şirket personeli için imzalanmış olup, … projesinde görev yapan taşeron firmaların personeli sözleşmeye dahil edilmemiştir. Müvekkil şirket , … firması dahil tüm taşeronlarla imzalamış olduğu yüklenicilik sözleşmelerinde İş Sağlığı Ve Güvenliği Uzmanlığı -İşyerı Hekimliği Hizmetleri alımasını yasal kapsamda zorunlu kılmış ancak ilgili taşeron firmaların bu konuda istediği firma ile anlaşma yapmasını istediği firmadan bu hizmeti almasını serbest bırakmıştır. İş bu nedenle bahsi geçen …Şti firmasının müvekkil şirketin Viraistanbul şantiyesinde görev yaptığı dönemde bu hizmetleri hangi firmadan aldığı konusunda müvekkil şirketin bir bilgisi bulunmamaktadır” şekline cevap vermiştir.
Neticeten mahkememizce yapılan değerlendirmede; bilirkişi raporu ile de belirlendiği üzere davacı şirketin hizmeti verdiği hususunu ispat edemediği, bu hususun ispatı için yazılmasını talep ettiği müzekkere cevabında da şantiye ana yüklenicisi olan dava dışı … AŞ nin kendi personeline hizmet verdiği, davalı gibi şantiyede bulunan taşeronlara ait işçilerin bu sözleşmeye dahil olmadıklarının anlaşıldığı, davalının bu yöndeki iddialarının doğru olduğu, davacı iddia ve taleplerinin yerinde olmadığı kanaatiyle davanın reddine karar verilmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davanın reddine,
2-Davalı tarafın kötü niyet tazminatı talebinin koşulları oluşmadığından reddine,
3-Alınması gerekli harç 44,40 TL olup, peşin alınan 35,90 TL nin mahsubu ile, eksik kalan 8,50 TL harcın davacıdan alınarak hazineye aktarılmasına,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı taraf vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 719,51 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
6- Karar kesinleşene kadar yapılacak yargılama giderlerinin davacı gider avansından karşılanmasına, karar kesinleştikten sonra bakiye gider avansının istek halinde davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı hüküm altına alınan miktar itibariyle istinaf yolu kapalı olup kesin olmak üzere karar verildi.

Katip …

Hakim …
¸