Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/172 E. 2018/871 K. 26.09.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/172 Esas
KARAR NO : 2018/871
DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 22/02/2018
KARAR TARİHİ: 26/09/2018
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalılar …ve yapım şirketinin fiillerini taahhüt eden … ile 01.11.2017 tarihinde “…” isimli televizyon dizisi yapım sözleşmesini imzaladıklarını, sözleşme gereği yapımcının dizi’nin her bir bölümünün yayına hazır ve eksiksiz yayın kasetini, müvekkili şirkete teslim etmekle yükümlü olduğunu, ancak sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerin defaatle gereği gibi ve eksiksiz ifa etmemesi nedeniyle cezai şart alacağının doğduğunu, …’in ise TBK’nun 110. maddesi gereğince Yapımcı’ nın fiillerini taahhüt etmek, Yapımcı’ nın işbu Sözleşme hükümlerini eksiksiz ve zamanında aynen ifa edeceğini garanti etmek, Yapımcı’ nın edimlerini aynen ifa etmemesi halinde, …’ın uğrayacağı her türlü zarar ve ziyanı karşılamakla yükümlü olduğunu, ancak Yapımcı sözleşmesin’den kaynaklanan yükümlülüklerini defaatle gereği gibi veya eksiksiz ifa etmemesi sebebiyle cezai şart alacağın doğmasına sebebiyet verdiğini, ayrıca müvekkilinin izni olmadan davalı şirketin imza yetkilisinide değiştirdiklerini, sözleşmenin ilk sekiz bölüm için yapıldığını, süresinde yayın kasetlerini teslim etmediklerini, böylece sözleşme gereği … lehine doğan cezai şartı hem Yapımcı hem de taahhüt edenden talep etme zorunluluklarının doğduğunu belirterek, taraflar arasındaki imzalanan sözleşme hükümlerinin bir kısmını ahde vefa ilkesine aykırı davranarak ihlal eden davalılardan öncelikle cezai şart ihlal sayısının tespit edilerek cezai şart alacaklarının belirlenmesini, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 100.000,00 TL cezai şartın temerrüt tarihinden işleyecek avans faizi oranında ticari temerrüt faiziyle birlikte alınarak müvekkili şirkete verilmesini, yargılama gideri ve ücreti vekaletin davalıya yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle, müvekkili ile davacı şirket arasında 01/11/2017 tarihinde adı geçen dizi projesine ilişkin yapımcılık sözleşmesi imzalandığını, müvekkilinin sözleşmenin tüm edimlerini eksiksiz yerine getirmeye çalıştığını, ancak 20/12/2017 tarihinde sözleşmenin devrine yönelik protokole imza atarak yapımcılık sözleşmesine dayalı bu ilişkinin sonlandırıldığını, müvekkilinin devir süreci nedeniyle mağduriyetin oluşmaması için gerekeni yaptığını, ilk sekiz bölüme ilişkin oyunculara tüm ödemeleri yaptığını, ancak davacı şirketin yapımcılık bedelini ödemediğini, ödenmeyen yapımcılık bedeli nedeniyle başlatılan icra takiplerine borcum yoktur itirazında bulunan davacının kötü niyetli bu davayı açtığını, devir protokolü gereği müvekkili şirketin projeyi…Şti’ne devrettiğini, 9.bölümün yayınından itibaren sözleşmenin yapımcı ve taahhüt eden tarafının … olduğu hususunda mutabık kaldıklarını, sözleşmenin devri sonucunda sözleşmeyi devreden taraf sözleşmeden doğan tüm hak ve borçlarını devralana bırakmış olduğunu, devir protokolünde TV dizisinin ilk 8 bölümüne kadar sözleşme yükümlülüklerinin yerine getirilmiş olduğu hükmüne yer verildiğini, devir protokolünde imzası bulunan davacının da bunu kabul etmiş olduğunu, bu nedenle davacının cezai şart ve herhangi bir bedel talep edemeyeceğini belirterek, BK.205.maddesine göre sözleşme devri nedeniyle taraf sıfatı bulunmayan müvekkili aleyhine geçmişe dönük talep oluşturulamayacağı, müvekkili aleyhine devir protokolü sözleşmesi 4.3.maddesi gereği cezai şart talep edemeyeceği, BK.179/2 madde uyarınca ifayı çekincesiz kabul eden davacının cezai şart talep edemeyeceği hususları nazara alınarak hakkın kötüye kullanımı mahiyetindeki haksız ve kötüniyetli davanın tüm bu gerekçelerle ve mübrez Yargıtay Kararları uyarınca reddine karar verilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
DELİL VE GEREKÇE : Davacı taraf yapım sözleşmesi, bilirkişi incelemesi, davalı taraf yapımcılık sözleşmesi, devir sözleşmesi, ihtarnameler, ticari defter ve kayıtları, bilirkişi incelemesi v.s. delillerine dayanmıştır.
Dava, sözleşmeden kaynaklı cezai şart alacağına ilişkindir.
Taraflar arasındaki ihtilafın, taraflar arasında yapılan sözleşmeye istinaden, davalı tarafın sözleşmedeki edimlerini zamanında ve usulüne uygun yerine getirip getirmediği, yerine getirmemiş ise bundan kaynaklı cezai şart talep şartlarının oluşup oluşmadığı, taraflar arasında kararlaştırılan cezai şart öngören hükümlerin hukuka, ahlaka, anayasaya ve dürüstlük kurallarına aykırı olup olmadığı, davacının davalıdan cezai şart talep edebilecek ise talep edebileceği miktarı, cezai şartın konu edildiği sözleşmenin devredilmiş olması nedeniyle davalının şartları oluşsa bile cezai şarttan sorumlu olup olmadığı noktalarında toplandığı görülmüştür.
Davacı ile davalı arasındaki sözleşme uyarınca davalı … Şti’nin üstlenmiş olduğu … isimli TV dizisi sözleşmesine diğer davalı …’in garantör olarak imza koyduğu ve davacı tarafça davalı tarafın sözleşmesel edimlerine yani gereği gibi ifa ve süresinde ifa şartlarına uyulmamış olmasından bahisle açmış olduğu davada talep etmiş olduğu cezai şartın tespiti ve fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak talep edilen 100.000,00 TL miktarında davalılardan tahsilini talep etmiş ise de talebi yerinde görülmemiş reddine karar verilmiştir.
Davacı …ile davalı … arasında yapılan yapım sözleşmesi uyarınca davalı … tarafından 8 bölümlük edim ifasından sonra tarafların anlaşması üzerine bu sözleşmeden kaynaklanan hak ve borçlar dava dışı 3.kişi …’a devredildiği ve davacı tarafça da bu devre muavafakat edildiği sabittir. Buna göre de varsa, davalı tarafın sorumluluğu ancak ilk çekimi yapılıp davacıya teslim edilen 8 bölüme ilişkin olabilir.
Davacı tarafça cezai şart sebebi olarak iki sebep gösterildiği ve bu sebeplerden yayın kasetlerinin süresinde teslim edilmemesi ve şirket yetkilisinin sözleşme süresince değiştirmeme yükümlülüğüne dayandırdığı sabit olup, buna göre de cezai şart maddesinin sözleşmenin 20.maddesinde düzenlenmiş olduğu, 20.maddenin 20.5 maddesinde düzenlenmiş olan hükmüne istinaden sözleşmenin 14.maddesinde düzenlenmiş olan master video bantların ve senaryoların teslimi başlıklı hükmü uyarınca “her bir bölüm için en geç …’ın belirleyeceği yayın tarihinden en geç 2 gün öncesinde …’ın göstereceği mahalde eksiksiz, hasarsız, daha önceden alenileşmemiş, gerekli sanatsal içeriğine haiz teknik yayın kalitesine ve yayın kuruluşunun genel izlenilirliği ve toplum nezdindeki imaj ve bilirnirliğine ve yayın kriterlerine uygun ve özgün bir şekilde …’a teslim edeceğini.. taahhüt eder.” hükmünün yani cezai şartın ifaya eklenen bir cezai şart olduğu türü olduğu buna göre de 6098 sayılı BK.nun 179/2 “ceza, borcun belirlenen zaman ve yerde ifa edilmemesi durumu için kararlaştırılmışsa alacaklı, hakkından açıkça feragat etmiş veya ifayı çekincesiz olarak kabul etmiş olmadıkça, asıl borçla birlikte cezanın ifasını da isteyebilir.” maddesi uyarınca davacı tarafça ifaya eklenen bu cezai şart yönünden süresinde ve usulüne uygun yayın kasetlerinin davalı tarafça sunulmadığı yönündeki cezai şart gerekçesinin dikkatel alınabilmesi için davacı tarafça her bölüm için sunulan kasetler için süresinde sunulmama veya istenilen özellikte sunulmaması halinde davalının ediminin ifası anında veya hemen akabinde bu yönde itirazi kayıt koyması gerektiği, oysa davacı tarafın bu yönde ihtirazı kaydının olmadığı dosyaya bu yönde bir delilin sunulmadığı ve 8 bölüm sonrasında yapım sözleşmesinin devredildiği, devre davacının da açık muvafakatının bulunduğu, buna göre de 6098 BK.205/1 “sözleşmenin devri, sözlemeyi devralan ile devreden ve sözleşmeden kalan taraf arasında yapılan ve devredenin bu sözleşmeden doğan taraf olma sıfatı ile birlikte bütün hak ve borçlarını devrelana geçiren bir anlaşmadır.” şeklindeki hüküm ile aynı maddenin 2.fıkrasındaki “sözleşmeyi devralan ile devreden arasında yapılan ve sözleşmede kalan diğer tarafça önceden verilen izne dayanan veya sonradan onaylanan anlaşma da sözleşmenin devri hükümlerine tabiidir.” şeklindeki düzenlemeler dikkate alındığında davalılar yönünden artık başvuruyu gerektirecek bir sorunuluk halinden bahsedilemez.
Davacı tarafın cezai şart talebine dayandırdığı sözleşmenin 4.5 maddesinde ki “yapımcı, …’ın ön yazılı onayı olmaksızın iş bu sözleşme süresi boyunca, sözleşmenin imza tarihindeki geçerli olan ortaklık yapısının imza yetkilerinin ve/veya imza sirkülerinin değiştirilemeyeceği ve/veya mevcut imza yetkililerinin isimlerinde ve yetki alanlarında değişiklik olmayacağı ve/veya yapımcının şirket ana sözleşme metninde herhangi bir değişiklik yapmayacağını kabul beyan ve taahhüt eder” şeklindeki hükme istinaden davalı taraftan cezai şart talebinde bulunmuş ise de bu talebide yerinde görülmeyip reddine karar verilmiştir. Zira şirketin yetkilisinin değiştirildiğine ilişkin 01/10/2017 tarihli genel kurul kararı ile dosyamız diğer davalısı … ve …’un müşterek imza ile şirketi temsile yetkili olduklarına karar verilmiş bu karar sicilde ilan edilmiş, ancak 14/11/2017 tarihli genel kurulda ise …’in şirketi süresiz olarak münferiden temsil etmesine karar verilmiştir. Buna göre de 01/10/2017 tarihli değişikliğin sözleşme tarihi olan 01/11/2017 tarihinden önce olduğu ve 14/11/2017 tarihli değişikliğin ise şirket yetkilisi olan … yönünden yapılan değişikliğin daha önce müşterek olan yetkinin onun yönünden münferid yetkiye dönüştürülmüş olduğu ve davacı aleyhine bir durum oluşturmadığı kaldı ki davalı tarafça devir sözleşmesinde borçların ifa edildiği, düzenleme bulunduğu ve davacı tarafın ifanın geç olmasından bahisle ifadan önce, ifa anında veya ifadan hemen sonraki bir tarihte ihtirazi kayıt koymadan ifayı kabul etmiş olması hususu da dikkate alındığında cezai şart talep edemeyeceği, kaldı ki; sözleşmedeki bu hükmün açıkça davacı tarafın sözleşmenin diğer tarafı olan davalı şirket üzerinde ahlaka aykırı olarak tahakküm kurmasına sebep olacağı, bu hükmün bu hali ile 6098 sayılı yasanın 27.maddesi uyarınca ahlaka aykırı olacağı ve ahlaka aykırılık halinde bu hükmün yok sayılması gerekeceği zira her tüzel kişinin kendi ortak ve yetkililerini belirleme hakkına sahip olduğu, davacı ile yapılan sözleşme gibi sözleşmeler nedeniyle davalı şirketin bu yükümlülük altına sokulmasının ahlaka uygun düşmeyeceği, kaldı ki, davalı ediminin bire bir şirket yetkilisinin kendi şahsi becerisi ve yeteneğinden kaynaklanan bir edebi eser yazma, film çekme gibi yeteneği gerektiren doğrudan o kişiye bağlı bir edim olmadığı zira davalı tarafın yapımcı şirket olduğu yani senaryo yazan oynayan veya yöneten yetkilisinin olmadığı bu haliylede bu sözleşme hükmünün davalı yönünden ahlaka aykırı olduğu anlaşılmış ve tüm bu nedenlerle davacının talepleri yerinde görülmediğinden davasının reddine karar vermek gerekmiş aşagıdaki şeklide hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçede açıklandığı üzere,
1-Davacının davasının reddine,
2-Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 35,90 TL ilam harcının peşin alınan 1.707,75 TL’den düşümü ile geri kalan 1.671,85 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin üstünde bırakılmasına,
4-Davalı kendini vekille temsil ettirdiğinden lehine Asgari Ücret Tarifesi gereği 10.750,00 TL ücret takdirine, bunun davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
Dair verilen karar tebliğden itibaren iki haftalık kesin süre içinde Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzlerine karşı alenen ve usulen tefhim olundu.
Katip …
Başkan …