Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/159 E. 2019/1135 K. 28.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/159 Esas
KARAR NO : 2019/1135

DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/02/2018
KARAR TARİHİ : 28/11/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davalı bankadaki hesabından 87.500,00 TL nin 17/11/2017 günü müvekkilinin bilgisi dışında internet yolu ile yapılan işlemler neticesinde kötü niyetli 3. Kişiler tarafından çekildiğini, davalı bankanın bu durumdan sorumlu olduğunu, bu sebeple davalı yana başvuru yaparak ferileri ile birlikte bu tutarın hesabına yatırılmasını talep ettiğini, davalı bankanın internet işlemleri için kullanılan telefon hattınında cuma günü yanı olay günü kullanım dışı olduğunu, müvekkilinin pazartesi günü durumu fark ederek bildirdiğini, bu durumun İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına …soruşturma numarasıyla soruşturmaya başlandığını, davalı bankanın başvuruya kayıtsız kalması üzerine, … Noterliğinin… yevmiye nolu ihtarneme yollanarak talepte bulunduklarını, bu ihtarada cevap verilmemesi üzerine İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası üzerinden davalı aleyhine icra takibi başlattıklarını, davalının takibe itiraz ederek durdurduğunu,

CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının belirttiği banka işlemlerini yaptığı iddia olunan telefonun olay sonrası aramalarda şirketteki çalışanlarca kullanıldığının tespit edildiğini, özellikle şirketin internet bankacılığının yapıldığı telefonun birçok kişi tarafından kullanılmasının davacının ağır kusuru olduğunu, davanın …’e ihbar edilerek bu hattın tüm görüşme dökümlerinin çıkartılmasını, davacının hesabındaki paranın aktarımı esnasında banka personeli tarafından anne kızlık soyadının sorulduğunu, kötü niyetli 3. Kişilerin bu soyadının tamamını söyleyerek güvenlik duvarını aştığını, dolayısıyla davacının anne kızlık soyadını 3. Kişilere söyleyerek ağır kusur işlediğini, dolasıyla davacının kendi kusuru sonucu meydana gelen olayda müvekkilinin sorumlu olmadığını davanın reddine karar verilmesini, takibin iptalini, davanın…’e ihbarını, davacı aleyhine %20 kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yapılan yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

DEĞERLENDİRME:
Görülmekte olan dava; davalı banka şubesindeki davacıya ait mevduatın davacının talebi olmadan başka hesaplara gönderilmesi sonucu davacının uğradığı zararı davalıdan tahsili için başlattığı takibe davalının itiraz etmesi neticesinde açılan itirazın iptali davasıdır.
Davalı tarafın güvenlik hususunda olayın oluşmasında bir eksikliği yada kusuru olup olmadığının ve davacı tarafın zararından sorumlu olup olmadığının belirlenmesi gerekmektedir.
Dosya internet bankacılığı işlemleri yapılan telefonun operatörü olan …’e ihbar edilmiş, dosyaya takip dosyası getirilerek incelenmiş dosya kapsamı dosyaya sunulan deliller incelenerek dava konusu uyuşmazlığa ilişkin rapor hazırlaması talebi ile taraflar arasındaki görüşmelere ilişkin ses kayıtları CD çözümleme uzmanı bilirkişi tarafından dökülerek dosyaya temin edilmiş, bunun üzerine dosya bankacı ve ticaret hukuku bilirkişisine tevdii edilerek rapor hazırlaması talep edilmiş bilirkişi heyeti raporunda ” Yapılan inceleme sonucunda, taraflar arasında kendine özgü vadeli mevduat sözleşmesi söz konusu olduğu (TBK m. 386, 570); tüketim ödüncü sözleşmesine flişkin TBK m. 386 uyarınca, bankanın mevduat olarak yatırılan paranın mülkiyetim kazandığı, TBK m, 570 uyarınca misli şeyleri saklayan saklayanın saklama sırasında oluşacak hasara katlanması gerektiği, ancak davacı müşterinin kusurlu ve hukuka aykırı eylemi ile zararın doğmasına neden olduğu ispatlanırsa bu halde kusur oranında hasar bedeline katlanmaktan kurtulacağı, dosya kapsamında bu yönde bir belgeye rastlanmadığı, davalı bankanın uyuşmazlığın dayandığı olayın meydana gelmesinde internette işlem yapan kişinin kendi mudisı olup olmadığını bilememesi veya ayırt edememesi gibi bir kısım teknolojik ve alt yapı eksikliklerinin olayın oluşmasına sebep olduğu, takdiri sayın Mahkemeye ait olmak üzere, davalı banka tek kullanımlılık şifre uygulama sistemini (altın anahtar vs. gibi adlar altında) her ne kadar zorunlu kılmış ise de, yukarıda açıklanan nedenle bunun cep şifre uygulamasında sıhhatli olmadığı gibi 3.kişiler bu uygulamanın zaafiyetinden yararlanıp, tek kullanımlık şifrenin gerçek mudi dışında 3. Kişilere gönderilmesine zemin hazırladığı için artık güvenli bir uygulama yöntemi olmadığı, bunun yerine elektronik imzayı zorunlu kılmaması nedeniyle me2kur olayda davalı bankanın güvenli işlem yapılması konusundaki objektif özen yükümlülüğünü yerine getirmediği,” davacının takip tarihi itibariyle alacakları Anapara.: 87.500,00 İşlemiş faiz: 747.95 TOPLAM ALACAK: 88.247,95 TL’dır. Sayın Mahkemece raporun benimsenmesi halinde, takip tarihinden itibaren asıl alacak tutarı 87.500,00 TL’sı 3095 sayılı yasanın 2/2. m. hükmü uyarınca yıllık %9,75 ve değişen oranlarda basit usulde işleyecek avans faiz ile birlikte davacıya ödenmesi gerektiği ifade edilebilir. Sonuç ve kanaatine varılmıştır.” şeklinde rapor sunulmuştur.
Netice olarak mahkememizce yapılan değerlendirmede; taraflar arasında kendine özgü vadeli mevduat sözleşmesi söz konusu olduğu, davacının … nolu telefonu kullandığı, 17/11/2017 tarihinde davacının tasarruf mevduatı hesabından internet bankacılığı hesabından vadesiz mevduat hesabına para aktarıldığı, daha sonra dava dışı …’ın hesabına 87.500,00 TL para aktarılmış olduğu ve zararın bu şekilde doğduğu, davacı tarafından İstanbul CBS ‘ye suç duyurusunda bulunulduğu, davalı bankaya ihtarname gönderildiği, çekilen paranın ödenmesinin talep edildiği görülmüş olup, bilirkişi raporunda açıklanan BDDK ‘nin dinamik şifre ye ilişkin kararı ve uygulanma usulü, davacı hesap sahibinin ve bankanın müterafik kusurları olup olmadığına ilişkin değerlendirmeler kapsamında davacı bankanın sim karıtn blokesi öncesi ve sonrası 3 günlük döneme ilişkin yapılan ve çözümü yapılan görüşme kayıtları içeriğinden şüphe duyması gerektiği, BDDK tebliğ hükmü gereği sim kart değişikliğinde bloke uygulaması işlemlerinde kusurlu olduğu, tek seferlik şifre ve e imza kullanımının mecbur tutulması gerektiği bankanın güvenlik önlemlerinde yetersiz kaldığı ve davacının zararından sorumlu olduğu kanaatiyle, bu yöndeki hükme esas alınmaya elverişli rapor kapsamında davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM/ Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulü ile İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasına davalı tarafça yapılan itirazın iptali ile takibin aynı koşullar ile kaldığı yerden devamına,
2-Belirlenen toplam 88.247,95 TL alacağın %20′ si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli 6.028,21 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 1.065,82 TL harcın mahsubu ile geriye kalan 4.962,39 TL eksik harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafça başlangıçta yapılan 1.106,92 TL toplam harç ile yargılama aşamasında yapılan tebligat, posta ücreti 175,00 TL ve bilirkişi ücreti 1.850,00 TL olmak üzere toplam 3.131,92 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
5-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 9.809,84 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
6- Karar kesinleşene kadar yapılacak yargılama giderlerinin davacı gider avansından karşılanmasına, karar kesinleştikten sonra bakiye gider avansının istek halinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve ihbar olunan vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık kesin süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.

Katip

Hakim
¸