Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/147 E. 2022/35 K. 19.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/147 Esas
KARAR NO :2022/35

DAVA:Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:08/10/2013
KARAR TARİHİ:19/01/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin …’ta kaldığı otelin gazinosuna inerek kumar oynadığını, nakit parasının tamamını kaybettiğini, gazino yöneticileri tarafından oyuna devam etmesi için teşvik edildiğini, oyuna devam ettiğini, gecenin sonunda 82.500,00 USD borçlandığını, parasının ödemesini istediklerinde parası olmadığını ifade ettiğini bunun üzerine 82.500,00 USD bedelli senet imzalattıklarını, ancak bu senedi hiç bir şekilde işleme koymayacaklarını, parası olduğunda peyderpey ödeme yapabileceğini, müvekkilinin imzaladığı iş bu senedin ….İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyası ile takip talebinde bulunduklarını, müvekkilinin davalı …’yı tanımadığını, bu şahsın kumar oynattıran kişilerin adamı olduğunu, herhangi bir ticari ilişkisinin bulunmadığını, bu senedin kumar borcuna istinaden tanzim edildiği için eksik borç niteliğinde olup, T.B.K.604.maddesi gereğince dava açılamayacağını, bu nedenlerle davalıya borçlu olmadığının tespitine, senedin iptaline, dava sonuçlanıncaya kadar müvekkilinin mağduriyetine sebep vermemek için İ.İ.K.72 madde gereğince icra takibinin dava sonuçlanıncaya kadar teminat karşılığı tedbir yoluyla durdurulmasını, yargılama gideri ve vekalet ücretini davalıya yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekilince dosyaya sunulan cevap dilekçesinde özetle; davanın, davacının borçlu bulunmadığına dair menfi tespiti davası olduğunu, borcun dayanağının takip konusu yapılmış bono olduğunu, takip borçlusunun ödeme emrini tebliğ aldıktan sonra borcunu ödememek adına çeşitli hukuki girişimlerde bulunduğunu, davacının bütün iddia ve çabalarının borcunu ödememeyi geciktirmemek olduğunu, borcu kendi dilediği şartlarda ödemeyi kabul etmesi için alacaklıyı çeşitli davalarla baskı altına alma düşüncesine dayalı olduğunu, dava dilekçesinde bahsi geçen kişiler, yerler ve olayların müvekkili ile hiçbir ilgisi olmadığını, bu çabaların tek tek sonuçsuz kalan borçlunun sonuçsuz olarak takip dosyasını geç de olsa ödemiş ve dosyayı kapattığını, davacının, davasını ispata yönelik herhangi geçerli bir delil de ileri sürmediğini, tanığın işbu davada tanık olarak dinlenemeyeceğini, yine delil listesinde gösterilen bilirkişi incelemesinin yapılamayacağını, tüm bunların belirsiz olup davanın amacının işin esasını bulandırmak olduğunu açıkça ortaya koyduğunu, Yargıtay emsal kararları da göz önünde bulundurularak davanın reddine, alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere tazminatın davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELLİR VE GEREKÇE :
Dava, kıymetli evraktan kaynaklanan menfi tespit davasıdır.
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi ve sair evraklar hep birlikte değerlendirilmiştir.
Dosya Mahkememizin … esasına kaydedilmiş, 09/10/2013 tarih, … Esas, 2013/258 Karar sayılı karar gereğince, mahkememizin görevsizliğine, dosyaya bakmakta görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna karar verilmiştir.
Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 09/04/2014 tarih, 2014/10404 Esas, 2014/10847 Karar sayılı kararı ile temyiz dilekçesinin süre yönünden reddine ilişkin 29/01/2014 gün ve … E. ve 2013/258 K. sayılı kararının yasaya uygun olduğundan bu karara yönelik temyiz itirazlarının reddiyle mahkeme kararının onanmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin onama kararı sonrasında dosya, İstanbul 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin … esasına kaydı yapılmış, mahkemenin 15/06/2017 tarih, … E., … K. sayılı kararı ile karşı görevsizlik verilmiştir.
Görev yönünden uyuşmazlığın çözümü hususunda dosya, Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesine gönderilmiş, Bölge Adliye Hukuk Dairesince ele alınan dosyada yapılan yargılama sonucunda 05/12/2017 tarih, 2017/795 esas,2017/605 kararı ile sayılı kararı gereğince “… Asliye Ticaret Mahkemesinin verdiği görevsizlik kararı Yargıtayca temyiz süresinde olmadığından incelenmemiş, temyiz talebinin reddine ilişkin ek karar onanmış, bu sebeple HMK 21/c gereği kanun yolu incelemesinden geçerek kesinleşen ve verildiği mahkemeyi bağlayan bir görevsizlik kararı söz konusu olmadığından karşı görevsizlik kararı verilmesine kanuni bir engel bulunmamaktadır. Davalı vekili hükmü kanun yolunun yanlış gösterildiğinden bahisle istinaf etmiş ise de Asliye Ticaret Mahkemesince verilen görevsizlik kararına ilişkin temyiz isteminin reddi isteminin süreden reddi üzerine Yargıtay inceleme neticesi dosyadan el çekilmiş görevli bulunan Asliye Hukuk istinaf incelemesinde ek geçici 3. Madde uyarınca Bölge Adliye Mahkemelerin göreve başlama tarihinden sonra ki bir tarihte 15/06/2017 tarihinde yine miktar itibariyle istinaf kanun yolu açık olmak üzere karşı görevsizlik kararı verildiğinden kanun yolu doğru olarak gösterilmiş olup davalı vekilinin gösterdiği istinaf sebebi yerinde bulunmamaktadır.
Dava kambiyo senedine davyalı menfi tespit istemine ilişkin olup kıymetli evrak hükümleri TTK nun 3. Kitabında düzenlenmiş olup; TTK 3. Madde gereği Ticaret Kanunun da düzenlenmiş hususlar ticari işlerdendir. Bu sebeple davanın Ticaret Mahkemesinde görülmesi gerekir. Konuyla ilgili olacak Yargıtaya uygulaması da araştırılmış olup, kumar borcu sebebiyle verildiği iddia olunan senetlere ilişkin Asliye Hukuk Mahkemelerince verilmiş görevsizliğe ilişkin kararlar yine Yargıtay 19 HD. Tarafından onanmıştır. (Y.19 HD. 2014/1318 Esas) uygulanacak hükümler borçlar kanunu ile TTK’nun 3. Kitap hükümleri olunduğundan Asliye Hukuk Mahkemesince görevsizlik kararı verilmesinde isabetsizlik olmadığından başvurunun esastan reddine…” şeklinde karar verilerek dosya mahkememize tevzi olunmuştur.
Mahkememizin 2018/147 Esasına kaydı yapılan dosyada, yargılama aşamasında taraflarca sunulan belgeler, mahkemece celp edilen kayıtlar ve belgeler hep birlikte incelenmiştir.
Davacı tarafça tanık dinlenilmesi talep edilmiş ise de, Mahkememizce davanın bonoya dayalı takibe ilişkin kumar borcu, eksik borç olması iddiasına dayalı menfi tespit davası olduğu, yazılı delille ispat kuramının bulunduğu, bu nedenle de davadan tanık dinlenemeyeceği görüşü ile davacının bildirilen delilleri arasında sayılan yemin delili nedeniyle davalı tarafa yemin teklif edip etmeyeceğine ilişkin süre verilmiş, yasal süresince davacı tarafça yemin metni hazırlanmış ve mahkememize sunulmuştur.
Mahkememizce, davalının ikamet adresi olan KKTC Yüksek Mahkeme Başkanlığına istinabe talebinde bulunulmuş, mahkemece belirlenecek olan bir günde davalının mahkeme huzuruna alınarak, düzenlenen yemin metnine karşı beyanlarını alınması talep edilmiştir.
İskele Kaza Mahkemesi’nce davalıya usulüne uygun tebligat yapılarak, 23/06/2021 tarihinde davalı tarafın yemin etmek üzere mahkeme huzuruna alındığı, usulüne uygun olarak alınan yemin beyanında, davalının;
“Yemin metninin içeriğini kabul etmiyorum. Bu para benim ona verdiğim paradır, Hotelle bir alakası yoktur. Casinoyla da bir alakası yoktur. Buna ilişkin yemin edebilirim, namusum, şerefim ve kutsal saydığım bütün inanç ve değerler üzerine bu hususta yemin ederim” şeklinde beyanda bulunduğu bu beyanını da imzası ile tevsik ettiği görülmüştür.
Dava, kumar borcu için imzalattırılan takip konusu senetler sebebiyle borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
….İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasına konu olan 13/01/2013 düzenleme, 01/09/2013 vade tarihli, 82.500.USD bedelli senedin kumar borcuna dayandığı ve bedelsiz olduğu iddiasına yönelik olduğu, senette davalı …’ nın alacaklı, davacı …’ un ise borçlu olduğu görülmüştür.
Bono, mücerret bir borç ikrarıdır. Bono borçlusu öncelikle, bonodaki borç ikrarının sebebinin kumar veya bahis olduğunu ispat etmesi gerekmektedir. Davacı tarafın iddiası HMK’nın 201. maddesi uyarınca ancak yazılı delil ile ispat edilebilir. Davacı davaya konu senetlerin düzenlenme nedeninin kumar borcu olduğunu yazılı delille ispat edememiş, yemin deliline dayanmış ise de davalının yemin ettiği anlaşıldığından, davacının davasını ispat edemediği kanaat edilmiş ve davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın Reddine,
2-Davalı tarafın kötü niyeti tazminatı talebinin şartlar oluşmadığından reddine,
3-Harçlar yasası alınması gerekli olan 80,70 TL ilam harcının peşin alınan 2.812,30 TL’den düşümü ile geri kalan 2.731,60 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin üstünde bırakılmasına,
5-Davalının yapmış olduğu 115,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6-Davalı kendini vekille temsil ettirdiğinden lehine Asgari Ücret Tarifesi gereği 19.594,43 TL ücret takdirine, bunun davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
7-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde artan gider avansının ilgili tarafa iadesine,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak davalı vekilinin yüzüne karşı davacı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup anlatıldı.19/01/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır