Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/1038 Esas
KARAR NO : 2018/352
DAVA : Ticaret Sicil Memurunun Kararına İtiraz
DAVA TARİHİ : 24/11/2017
KARAR TARİHİ : 18/04/2018
Mahkememizde görülmekte olan Ticaret Sicil Memurunun Kararına İtiraz davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil şirketin Tarak …’nin …Noterliği’nden tasdik edilen vekaletname uyarınca temsil görevi ve imza yetkisinin en geniş şekilde iptal edilip görevine son verildiğini ve …’in yetkili kılındığını, devamında görev değişikliği söz konusu olmamasına rağmen İstanbul temsilcisinin … adlı şahıs olarak değiştirildiğini, müvekkil şirketin İstanbul Temsilciliği yetkilisinin haksız olarak değiştirilmesine neden olan 30/08/2017 tarih ve 2017/42 sayılı Yönetim Kurulu Kararı da dahil olmak üzere İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü tarafından yetkisiz kişilerce alınan tescil kararı sebebiyle davalı İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün 16/11/2017 tarih 16/11/2017 tarihli tescil kararının ve 9457 sayılı TTSG’de ilan edilen tescil işleminin iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkil İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü TTK m.32 hükmü gereğince işlem yaptığını, ilgili yasanın kendisine verdiği yetki ve görev alanı içinde değerlendirdip sonuca bağladığını ve yargı mercii gibi hareket edemeyeceğini,açılan davanın 6102 sayılı TTK m.34 göre açılan bir dava olmadığını nitekim bu maddeye ilişkin olayın hasıl olmadığını, söz konusu davada muhatabın müvekkillerinin değil şirketin olması gerektiğini, ayrıca yapılan tescilde hukuka aykırı bir durumun söz konusu olmadığını ve mevzuata uygun olduğunu, mevzuata uygun davranan müvekkilin davanın açılmasına sebep olmadığını beyan ederek müvekkil yönünden açılan davanın reddini yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 22/02/2018 tarihli dilekçesi ile özetle, müvekkili şirket adına dava ikame eden vekilin müvekkili şirketi temsile yetkisi olmadığını, tarafına verilen vekaletinde usulüne uygun olmadığını, vekaleti veren kişinin şirket yetkilisi olduğunu gösteren hiç bir kayıt yada belgesi olmadığını, müvekkili şirketin zaten azil yolu ile dava açan avukatın görevini sonlandırdığını, dava dilekçesinde öne sürülen iddialarının tamamının gerçeğe aykırı olduğunu, dosyaya sunulan belgelerin tamamının eski tarihli olduğunu, şirketi temsile yetkili olduğu iddia edilen …’in Türkiye Cumhuriyeti tarafından tanınmayan ve Libya’da çıkış yasağı konulmuş ve hakkında soruşturmalar yürütülen müvekkili şirketin eski yönetim kurulu üyesi olduğunu, kendisinin yönetim kurulu üyeliğinden istifa ettiğini, davanın usulsüz şekilde açıldığını belirterek, öncelikle davanın usulden ve feragat nedeniyle esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekilinin beyanı ve dosya kapsamı incelenmiş, HMK 307. Maddesi uyarınca davacı taraf talep sonucundan vazgeçmiş olup; feragatin şeklinin HMK. 309. Maddesinde öngörülen koşulları içerdiği anlaşılmakla; HMK. 311. Maddesi uyarınca feragat beyanı kesin hüküm gibi sonuç doğurduğundan, feragat beyanı nedeni ile davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığı anlaşılmakla, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM / Gerekçede açıklandığı üzere,
1-Davanın feragat nedeniyle reddine,
2-Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 35,90 TL karar harcından peşin alınan 31,40 TL’nin mahsubu ile geri kalan 4,50 TL bakiye harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydedilmesine,
3-Davacının yaptığı yargılama giderinin üstünde bırakılmasına,
4-Davalı kendini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret tarifesinin 6.maddesi uyarınca 1/2 oranında 1.090,00 TL vekalet ücreti takdirine, bunun davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
Dair verilen karar tebliğden itibaren 2 haftalık kesin süre içinde tarafların yokluğunda alenen ve usulen tefhim olundu.
Başkan
Üye
Üye
Katip