Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1179 E. 2020/354 K. 01.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/1179 Esas
KARAR NO:2020/354

DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ: 01/08/2015
KARAR TARİHİ: 01/07/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacının eşi ve babası olan müteveffa …’ın sevk ve idaresindeki aracın direksiyon hakimiyetini kaybederek tek taraflı ölümlü kaza meydana geldiğini, olayda …’ın vefat ettiğini davacı …’ın eşinin vefatı nedeniyle ve oğlu …’ın ise babasının ölümü nedeniyle desteğinden yoksun kaldıklarını ceza yargılamasında alınan raporlarda müteveffanın kusurlu olduğunun belirlendiği ancak müvekkillerinin zarar gören üçüncü kişi konumunda olup destekten yoksun kalma tazminatını talep edebilecekleri bu nedenle; ölenin iş makinası operatörlüğü yaptığı dikkate alınarak fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla her bir davacı için 1.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalı şirketin temerrüde düştüğü dava tarihinden itibaren yasal faizi ile tahsiline, masraf ve vekalet ücreti hükmedilmesi talep ve dava olunmuştur.
CEVAP:Davalı … vekili cevabında; Kazaya karışan aracın … plakalı araç olup 24/02/2015-24/02/2016 tarihleri arasında KTK Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi ile teminat altına alındığını sigorta limitinin 290.000,00 TL ile sınırlı olduğunu, söz konusu olayda zarar görenlerin kaza nedeniyle uğradığı gerçek maddi zararın tespiti ve sigortalını kusuru oranında bu gerçek zararın tazminin esas olduğunu, ölenin kazanın meydana gelmesinde ağır kusuru bulunduğu illiyet bağının kesildiği ve sorumluluğunun bulunmadığını ayrıca hiç kimsenin kendi kusurundan yararlanamayacağını, ayrıca kazanın meydana gelmesinde diğer hususlarında etkili olup olmadığının belirlenecek olan kusurdan indirim yapılması gerektiğini, davacıların müteveffanın desteğine ihtiyaç duyup duymadığının belirlenmesi gerekip uygun yapılacak bilirkişi incelemesi ile denetlenebileceği ancak kendi kusuru ile meydana gelen zarar bulunduğu ve kaza olduğu dikkate alınarak haksız davanın öncelikle reddine aksi halde gerekli incelemelerin yapılması talep edilmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Yapılan yargılamada davanın davacıların murisinin vefatı nedeniyle destekten yoksun kalma tazminat talebi olduğu belirlenmiş, iddia ve itirazlar dinlenmiş, hasar dosyası, ceza dosyası, iş ve kazanç bilgileri, veraset ilamı ve yapılacak bilirkişi incelemelerine delil olarak dayanılmıştır.
Dosyada davacıların ölen …’ın mirasçısı bulunduğu tespit edilmiştir. Mahkememizce bu doğrultuda sunulan deliller denetlenip ceza dosyasında alınan raporlar ile de ölenin olaydaki kusurunun %100 olduğu tespit edilmiş olmakla ve davacılarında bu hususun kabulünde bulunduğu dikkate alınıp toplanan tüm deliller müteveffanın iş bilgileri ve kazancı zabıta marifeti ile yapılan yazışma ve davacıların ölenin desteğine ihtiyaç duydukları belirlenmekle iddia ve itirazlar doğrultusunda tazmine konu var ise alacağın tespiti için birilkişi inceleme kararı oluşturulmuştur.
Sosyal Güvenlik Uzmanı olan Aktüer bilirkişinin mahkememiz dosyasına düzenleyerek sunduğu destekten yoksun kalma tablosu içerisinde yapılan denetleme ve hesaplaması ile davacılardan eş olan …’ın toplam 113.537,87 TL …’ın ise 21.436,52 TL tazminat talep edebilecekleri hesap edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı sunulan deliller izleme olanağı sağlayan bilirkişi raporu denetlenmiş ölenin … kayıtlarına göre askeri ücret üzerinden ücretlendirildiği KTK 91. Madde ile olayın üçüncü kişilere verilen zararları karşılamak amacıyla davalı zorunlu mali sorumluluk sigortasına karşı açılan tazminat davası niteliğinde bulunduğu, ilgili yasanın 85-91- ve 92 maddeleri ile sigorta genel şartları ve Yargıtay uygulamaları da dikkate alındığında sürücünün yakılarının can zararları söz konusu olduğundan trafik sigortası karşısında üçüncü kişi olarak değerlendirildikleri dolayısıyla destekten yoksun kalma tazminatının da poliçenin tarihleri ve ilgili talep dikkate alındığında, bu şartlar dahilinde bulunduğu tazminin gerekeceği ancak davacıların davalıya yapmış oldukları ıslah dilekçesi de denetlendiğinde dava tarihi de dikkate alınarak teminat kapsamında bulunan olayda davacıların davasının yerinde bulunduğu ve ıslah edilen değer ile birlikte kabulüne karar verilmiştir.
Mahkememizce verilen bu karar … Bölge Adliye Mahkemesi 8.Hukuk Dairesi’nin 2018/1844 E.-2018/1253 K.sayılı ilamı ile;
“Dosya kapsamında bulunan nüfus kayıtlarının incelenmesinden, kazada vefat eden …’ın oğlu … ile annesi …’ın hayatta oldukları anlaşılmaktadır. 30/09/2016 tarihli bilirkişi raporunda müteveffanın sağ olan annesi ile çocuğuna pay ayrılmadan hesaplama yapıldığı, bu rapora karşı davalı … şirketince itiraz edilmesine rağmen bu hususta bir değerlendirme yapılmadan karar verildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece desteğin annesi ve çocuğu …’ın hayatta olup olmadığı araştırılıp, hayatta olmaları durumunda anne ve diğer çocuğa da pay ayrılması gerektiği ihtimali dikkate alınmamıştır(Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 18/04/2017 tarih ve 2016/16805 E., 2017/4181 K. Sayılı kararı).
Dosyada temin edilen … kayıtlarına göre müteveffa …’ın kaza tarihi olan 14/07/2015 tarihinde …. Şti.’de çalıştığı ve gelirinin asgari ücret seviyesinde olduğu anlaşılmaktadır. Bilirkişi tarafından yapılan hesaplamada İntes tarafından bildirilen iş makinesi operatörünün alabileceği ücret esas alınarak hesaplama yapılmıştır. Resmi kayıt niteliğinde olan … kayıtlarına göre müteveffanın ücretinin asgari ücret düzeyinde olduğunun belirlenmesine, davacı tarafça müteveffanın daha fazla ücret elde ettiğine ilişkin dosyaya herhangi bir delil sunulmamasına göre, asgari ücret yerine sendika tarafından bildirilen ücretin esas alınarak hesaplama yapılması ve bu rapor dikkate alınarak hüküm kurulması doğru bulunmamaktadır.
Bu nedenle hükme esas alınan bilirkişi raporu hatalı olup, davalı … vekilinin yukarıda belirtilen hususlara ilişkin istinaf talebinin kabulüne, HMK 353/1-a/6 maddesi gereğince Mahkemece verilen kararın kaldırılmasına, yukarıda belirtilen hususlar dikkate alınmak suretiyle bilirkişiden ek rapor alınarak karar verilmesi amacıyla dosyanın Mahkemesine geri gönderilmesine, davalı … vekili ile davacılar vekilinin diğer istinaf taleplerinin bu aşamada değerlendirilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekmiştir.” kaldırılmıştır.
Mahkememizce yukarıdaki esas kaydedilen dosyada yargılamaya devam olunmuştur. İstinaf ilamı doğrultusunda dosya eksikliklerin tamamlanması için bilirkişiye tevdi olunmuş ve rapor alınmıştır.
Davacı vekili 01/07/2020 tarihinde mahkememize sunduğu dilekçesinde davalı taraf ile haricen anlaştıklarını, herhangi bir harç, tazminat, yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin olmadığını, davadan feragat ettiklerini beyan etmiştir.
Davalı vekili 01/07/2020 tarihinde mahkememize sunduğu dilekçesinde ise davacı vekili ile akdedilen 26/06/2020 tarihli protokol çercevesinde sulh olunduğu, taraflarınca hiçbir vekalet ücreti ve yargılama gideri taleplerinin olmadığını beyan etmiştir.
İncelenen davacı vekili Av….’ın …. Noterliğinin … yevmiye nolu, 23/10/2015 tarihli vekaletnamesinde feragat yetkisinin bulunduğu anlaşılmıştır.
Feragat davaya son veren bir taraf işlemi olup, HMK.nun 307 ilâ 312.maddeleri arasında düzenlenmiştir.
HMK.nın 307. maddesinde feragat, davacının talep sonucundan kısmen vaya tamamen vazgeçmesi olarak tarif edilmiştir.
Buna göre; açılan davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmış olup, aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:Açıklanan nedenlerle;
1-Davanın feragat nedeniyle REDDİNE,
2-Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 54,40 TL ilam harcının peşin alınan 89,60. TL’den düşümü ile geri kalan 35,20 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin üstünde bırakılmasına,
4-Talep edilmediğinden davalı lehine yargılama gideri ve vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Karar kesinleşinceye kadar yapılacak giderlerin davacı gider avansından karşılanmasına, karar kesinleştikten sonra bakiye gider avansının istek halinde davacıya iadesine,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca … Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak davacılar vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 01/07/2020

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza