Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1170 E. 2021/377 K. 16.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/1170 Esas
KARAR NO:2021/377

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:14/12/2018
KARAR TARİHİ:16/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı ile müvekkili arasındaki ticari ilişki neticesinde oluşan 16.535,34 TL bakiye alacağın ödenmemesi üzerine davalı aleyhine …. İcra Müdürlüğünün… esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattıklarını, davalının önce borcun tamamına itiraz edip sonrasında müvekkili ile irtibata geçerek bir kısım malları iade ederek müvekkili şirkete ödeme beyanı tebligatı başlıklı ihtarname gönderdiğini, yapılan görüşmeler neticesiz kaldığından huzurdaki davanın açıldığını, yapılan itirazın iptalini, takibin kaldığı yerden devamını, davalı aleyhine %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yapılan yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının iddia ettiği ticari ilişkinin koli alımına ilişkin olduğunu, müvekkiline gönderilen kolilerin hatalı olması sebebiyle iade için girişimde bulunduklarını gelen kolilerin hatalı olduğuna dair tutanakta tutulduğunu, davacı yanca iade alınacağının beyan edildiğini, davacı tarafından müvekkiline bir faturada gönderilmediğini, davacı yan ile yazılı ve sözlü görüşüldüğünü müvekkiline fatura edilmeyen ürünün işleme alınmayacağı üzere, Samsun noterliğinden 23/11/2017 tarihli ihtarname ile 5.450 adet ürünün müvekkiline fatura edilmesini istediklerini gecikme ve fatura beyan işlemlerinden dolayı oluşacak maddi ve manevi sorumluluklardan borçlu tutulamayacaklarını ihtar ettiklerini, davacının haksız olarak açtığı icra takibine itiraz ettiklerini, iade olunan ürünlerin düşülmesi neticesinde müvekkili ile davacı arasında bir ticari ilişki kalmadığını, cari hesap bakiyesinin bulunmadığını davanın reddini, kötü niyetli davacı aleyhine %20 kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yapılan yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
-BİLİRKİŞİ RAPORU:
Dosya mahkemece reesen belirlenen mali müşavir ve sözleşme bilirkişisinden müteşekkil bilirkişi heyetine tevdii edilerek rapor hazırlaması talep edilmiş bilirkişi heyeti raporunda “Dosya mevcudu davacı tarafın ticari defterleri dava ve İcra dosyası ile yine bu kayıtların dayandığı belgelerin incelemesi sonucu ve raporumuz içinde açıklanan nedenlerle Somut olayda, taraflar arasında ticari nitelikli taşınır satışı sözleşmesi bulunmaktadır. Uyuşmazlık ise söz konusu taşınır satış sözleşmesinin tarafı olan alıcının, bedel ödeme borcunu gereği gibi ifa edip etmediği veya eş deyişle satıcının talep ettiği alacak hakkının yerinde olup olmadığının belirlenmesinden ibarettir. 30.08.2017 tarihinde düzenlenen satın alma teklif ve sipariş formunda, 10.000 adet kutunun %18 KDV dahil 15.930 TL bedelle davalı tarafından sipariş edildiği; taraflar arasında tartışmalı olmayan sevk irsaliyelerine göre toplam 10.380 adet kutunun teslim edildiği sabittir. İrsaliyelerdeki ürünlerin tesliminin ardından 20.09.2017 tarihinde düzenlenen tutanakta … ve … no’lu İrsalİyelerdeki ürünlerin ayıplı olduğunun tespit edildiği, ürünlerin satışı yapan şirket tarafından iade alınacağı hususları belirtilmiş ve bu belge davalı yetkilisi İle davacı şirket adına … tarafından imzalanmıştır.18.11.2017 tarihinde ise davalı tarafından düzenlenen … numaralı iade irsaliyesi doğrultusunda; 2.300 adet kutunun … … tarafından imza karşılığı İade alındığı, aynı tarihte … numaralı İade irsaliyesinde, 2.630 adet kutunun … tarafından imza karşılığı iade alındığı, Şu halde alıcı davalı, teslim edilen malların bir kısmına ilişkin olarak satılanda ayıbın varlığından doğan dönme hakkını kullanmış ve hakkın varlığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık çıkmadığı gibi kutuların iade alınacağı (ayıplı olan kısma ilişkin) davacı şirket yetkilisinin imzaladığı tutanak ile sabittir (TBK m. 230). Davalı tarafından davacıya gönderilmiş olan … Noterliğinin 23.11.2017 tarihli … no’lu ödeme beyanı başlıklı ihtarnamesinde, 10.380 adet kolinin hatalı ve bozuk olan olanların iadesi düşüldükten sonra kalan 5.450 adedinin hesap bakiyesinin kendilerine fatura edilmesine istinaden mutabık olunan ödeme vadesine göre çek olarak ödemesinin yapılacağı, gecikmeden ve fatura beyanından doğacak aksaklıklardan sorumlu olmadığını beyan edilmiştir. Söz konusu ihtarnamede yer alan beyan 5.450 adet kutunun bedelinin borçlusu olduğunu eş deyişle bir borç ikrarınıihtiva etmektedir. Bu beyan, ispat hukuku bakımından (kısmi) mahkeme dışı taşımaktadır. Bu bakımdan ikrara konu bedel açısından eş deyişle davalı borçlunun 5.450 kolinin bedelinin ödenmesinden sorumlu olacağı sonucuna ulaşılmıştır. 5.450 kutunun bedeli mali incelemede, 8.681,85 TL olarak hesaplanmıştır. Es deyişle, davalının 30.08.2017 tarihinde düzenlenen satın alma teklif ve sipariş formundan kaynaklanan borcunun 8.681,85 TL olduğu sonucuna ulaşılmıştır. İncelenen davacıya ait 2017 yılı ticari defterlerinin açılış tasdikleri ile yıl sonunda yaptırılması gereken kapanış tasdiklerinin yasal süresinde yaptırıldığı (TTK. Mad 66-72/3) Davacı ticari defterlerin TTK. hükümlerine göre usulüne uygun tutulmuş olduğu Son karar sayın mahkemeye ait olmak üzere kendi lehine delil olma özelliğinin olduğu İncelenen davalıya ait 2017 yılı ticari defterlerinin açılış tasdikleri ile yıl sonunda yaptırılması gereken kapanış tasdiklerinin yasal süresinde yaptırıldığı (TTK. Mad 66-72/3) Davacı ticari defterlerin TTK. hükümlerine göre usulüne uygun tutulmuş olduğu Son karar sayın mahkemeye ait olmak üzere kendi lehine delil olma özelliğinin olduğu, Davalı tarafın ticari defterlerinde, Davacının davalıya düzenlediği dava konusu faturaları davalının 22.09.2017 tarihli …-… numaralı KDV dahil 9.844,74 TL ve 22.09.2017 tarihli …-… numaralı KDV dahil 6.690,00 TL faturalar olmak üzere toplam 16.535,34 TL’lik faturaların davalı tarafın 2017 yılı ticari defterlerine kaydının yapılmadığı 11.10.2017 icra takip tarihi itibari ile davalının alacağının bulunmadığı tespit edilmiştir, Davacı tarafın davalı ile olan ticari ilişkilerini ……. cari hesap numaralı hesapta takip ettiği davacının davalıya düzenlediği faturaları 22.09.2017 tarihli …-… numaralı KDV dahil 9.844,74 TL ve 22.09.2017 tarihli …-… numaralı KDV dahil 6.690,00 TL faturalar olmak üzere toplam 16.535,34 TL’lik faturalar olduğu, bu faruraların davalıya tebliğ edildiğine ilişkin bir belgenin dosya kapsmında bulunmadığı, düzenlemiş olduğu faturalan bu hesabın borcuna ve tahsil ettiği ödemeleri alacağına kaydettiği ve ekte dökümü olan yevmiye ve sayfa numaraları detaylı yazılan cari hesap ekstresinde görüleceği üzere 11.10.2017 icra takip tarihi itibari ile 16.535,34 TL alacaklı göründüğü, Davacının ticari defterleri kendi lehine delil olma özelliği bulunmaktadır. ” şeklinde rapor sunmuşlardır.
Tanık dinletilmesi yönündeki talep kabul görmüş Tanıklardan … beyanında “davalı şirkette ben hala çalışmaktayım, dava konusu malların siparişini ben verdim, siparişleri bize o dönem … siparişi getiren kişidir, daha sonra biz malları incelediğimizde malların kusurlu olduğunu gördük davacı taraf ile yazışmaları ben yaptım, malların iadesini talep ettiğimizde bize dava dilekçesi geldi, malların iadesini de biz …’e imza karşılığında teslim ettik, biz …’e malları şirket adına teslim ettik, çünkü biz malları …le’nin bize teslimi ile almıştık” şeklinde beyan vermiştir.
Yine davacı ve davalı tanığı … alınan beyanında”ben davacı şirkette hiçbir şekilde çalışmadım, … çalışırken işle ilgili … görüşmekteydim, benim çalıştığım şirkette baskılı ambalaj üretiyordu, iki firma arasında mal alışverişi olduğundan dolayı ben … ile görüşmeler yapıyordum … Ambalajda satış temsilcisi olarak çalışıyordum, ben 2015 -2017 yılları arasında çalışıyordum daha doğrusu 2015 sonrası çalıştım, davalı şirket … ile … A.Ş nin birlikte iş yapması için ben tanıştırdım tanıştırdığım kişiler davacı yandan … bey ile davalı yandan … bey ile tanıştırdım, iş yapma konusunda anlaştılar ürünler alındı bazı ürünler hatalı çıktı hatalı ürünleri … geri aldı, diğerlerini … kendisi kullandı bu anlaşma sağlandıktan bir süre sonra beni çağırdılar … şirketine gittim … bey evraklar ile ilgili bir eksiklik var imzala arşive kaldıracağız dedi bende art niyet görmediğimde imzaladım daha sonra davalı avukatı beni arayarak burdan mal alarak imha etmişsin dedi ben böyle birşey yapmadığımı söyleyince hem alıp hem davacı adına özür dilediğimiz söyledi ben böyle birşey yapmadım, zaten buna olanakta yoktur, … bey ile yüzleşmek isterim ” şeklinde beyan vermiştir.
Yine davacı tanığı … beyanında ” ben davacı şirkette 1995 yılından beri malların sevkiyatını yapmaktayım, davacı şirket çalışanıyım, davalı şirketi de tanırım, tarihini tam olarak hatırlamamakla beraber yaklaşık 2 sene önce biz … şirketine mal sevkiyatı yaptık daha sonra davacı şirket bizi yeniden davalı şirkete gönderdi burda davalı şirket çok az malda kaçık olduğunu söyledi biz o malları geri aldık getirdik benim bildiklerim bunlardan ibarettir” şeklinde beyan vermiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Mahkememizde açılan dava: İİK.nun 67.maddesine dayalı itirazın iptali davasıdır.
İcra İflas Kanununun 67/1 maddesine göre ‘Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.
Dava konusu ….İcra müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine toplam 16.619,26 TL üzerinden icra takibi yapıldığı, davalının itirazı üzerine takibin durduğu, itirazın süresinde ve usulüne uygun yapıldığı, davanın, bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Dava konusu ihtilaf; taraflar arasında bulunan ticari ilişki gereğince oluşan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine yapılmış itirazın iptali noktasında toplanmaktadır.
Yukarıdaki bilgi ve belgeler ışığında somut olay değerlendirildiğinde , borca konu faturaların davalının defterinde yer almadığı , bu haliyle defter kayıtlarının birbirini tutmadığı, dava konusu malların bir kısmının iade edildiğinin davacının da kabulünde olduğu, bir kısmının ise yine … ‘e iade edildiği; her ne kadar davacı yan bahse konu …’ün şirketle ilişkisi olmadığını belirtmiş ise de 30/08/2017 tarihinde düzenlenen satın alma teklif ve sipariş formunda da davacı adına … tarafından imzalandığı anlaşılmakla davacının davalıdan alacaklı olduğu yönündeki beyan ve iddialarının yerinde olmadığı dolayısıyla davanın ispatlanamadığı anlaşılmakla davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın reddine
2-Alınması gerekli harç 59,30 TL olup, peşin alınan 189,37 TL den mahsubu ile fazla alınmış olan 130,07 TL harcın karar kesinleştikten sonra istek halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4 Karar kesinleşene kadar yapılacak yargılama giderlerinin davacı gider avansından karşılanmasına, karar kesinleştikten sonra bakiye gider avansının istek halinde davacıya iadesine,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 16/06/2021

Katip …

Hakim …