Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1074 E. 2020/27 K. 16.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1074 Esas
KARAR NO : 2020/27

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/11/2018
KARAR TARİHİ : 16/01/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası üzerinden 254.912,25 TL bedelli 371 sıra nolu Milli Emlak Genel Tebliği kapsamında 01/12/2017 tarih ve 2017/-A-2153/10 sayılı İnceleme ve Değerlendirme Komisyonu Raporu gereği (kapatılan … A.Ş alacağı olarak) davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını, iş bu takipte borçlunun itirazı ile takibin durdurulmasına karar verildiğini belirterek davanın kabulü ile takibe yapılan itirazın iptaline, davalının %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının iş bu davaya konu icra takibini kapatılan …A.Ş.’den (… Gazetesi) olan alacağının tahsili iddiasıyla başlattığını, ancak yeterli inceleme yapılmadan ve kapatılan kurumun kayıtları yeterince tetkik edilmeden icra takibi başlatılması ve dava açılması yoluna gidildiği için uyuşmazlık konusu ticari ilişkinin yeterince anlaşılmadığını ve sağlıklı bir yargılama yapılabilmesi için gerekli evrakların dosyaya sunulamadığını, 670 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınması Gereken Tedbirler Hakkındaki KHK’nin 5. Maddesi kapatılan kurumlara karşı açılan davaların başka bir husus incelenmeden dava şartı yokluğundan kesin olarak reddedileceği hükmü gereğince… A.Ş. Hakkında açtıkları tazminat davacı dava şartı yokluğundan reddedildiğini, bu nedenle müvekkili red kararı nedeniyle alacağına kavuşamadığını ve zarara uğradığını, 675 sayılı KHK’nın dava ve takip usulü başlıklı 16 maddesinin 4. Fıkrasında dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddine dair karar verilmesi durumunda davacının 30 gün içinde ilgili idari makama başvurabileceği ve idari makamca verilen karara karşı idari yargıda dava açabileceği hususu düzenlendiğinden müvekkilinin…A.Ş.’den olan alacağının tahsili amacıyla … Bakanlığı’na başvuruda bulunduğunu, yine bu hususta İstanbul Defterdarlığı KHK İşlemleri İl Bürosuna başvuru yapıldığını, her iki başvuruya da 60 gün içinde cevap verilmediğini, hal böyle iken Maliye Hazinesi tarafından müvekkili aleyhine 10/04/2018 tarihinde İstanbul …İcra Müdürlüğünün …esas sayılı dosyası ile genel haciz yoluyla ilamsız icra takibi başlatıldığını, takibin dayanağı olarak 01/12/2017 tarihli ve 2017-A-2153/10 sayılı inceleme ve değerlendirme komisyonu raporunun gösterildiğini, tamamlanmayan bir inceleme ortada dururken müvekkili aleyhine borç çkarması ve icra takibi başlatmasının kabul edilemez olduğunu belirterek davanın reddine, yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi ve sair tüm evraklar hep birlikte incelenmiştir.
Mahkememizde açılan dava: İİK.nun 67. maddesi gereğince itirazın iptali davasıdır.
Dosyamıza getirtilen İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine toplam 254.912,25 TL üzerinden icra takibi yapıldığı, davalının itirazı üzerine takibin durduğu, itirazın süresinde ve usulüne uygun yapıldığı, buna göre davanın, İİK.67.maddesinde yazılı 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Dava konusu ihtilaf; …A.Ş’nin KHK ile kapatılarak alacaklarının Hazine’ye devri sonucu davacı Hazine’nin, davalı şirketten alacaklı olup olmadığı, alacağı varsa miktarı, davalı şirketin, KHK ile kapatılan şirketten alacağının olup olmadığı, alacağı var ise borç ve alacağın takas edilmesinin mümkün olup olmadığı, sonuç itibariyle davacı Hazine tarafından başlatılan icra takibine davalı tarafça yapılan itiraza ilişkin, itirazın iptali koşullarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplanmaktadır.
27/07/2016 tarih ve 29783 (2. Mükerrer) sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 668 sayılı KHK’nın 2.maddesinde; “(1) Milli güvenliğe tehdit oluşturduğu tespit edilen …Örgütüne (…) aidiyeti, iltisakı veya irtibatı olan; … c) Ekli (3) sayılı listede yer alan gazete ve dergiler ile yayınevi ve dağıtım kanalları kapatılmıştır.” düzenlemesine yer verilmiştir. Kapatılan …A.Ş’ye ait … Gazetesinin 668 sayılı KHK’ya ekli 3 sayılı listede gazeteler başlığı altında 38.sırada yer aldığı tespit edilmiştir. 668 sayılı KHK’nın 2.maddesinde; “(3) Kapatılan gazete ve dergiler, yayınevi ve dağıtım kanalları ile özel radyo ve televizyon kuruluşlarına ait olan taşınırlar ve her türlü mal varlığı, alacak ve haklar, belge ve evrak Hazineye bedelsiz olarak devredilmiş sayılır, bunlara ait taşınmazlar tapuda resen Hazine adına her türlü kısıtlama ve taşınmaz yükünden ari olarak tescil edilir. Bunların her türlü borçlarından dolayı hiçbir şekilde Hazineden bir hak ve talepte bulunulamaz. Devre ilişkin işlemler ilgili tüm kurumlardan gerekli yardımı almak suretiyle … Bakanlığı tarafından yerine getirilir.”, 17/08/2016 tarih ve 29804 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 670 sayılı KHK’nın 5.maddesinde; “(1) 20/7/2016 tarihli ve 2016/9064 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla ülke genelinde ilan edilen olağanüstü hal kapsamında yürürlüğe konulan Kanun Hükmünde Kararnameler gereğince kapatılan ve … Genel Müdürlüğüne veya Hazineye devredilen kurum, kuruluş, özel radyo ve televizyonlar, gazete, dergi, yayınevi ve dağıtım kanallarının her türlü taşınır, taşınmaz, malvarlığı, alacak ve hakları ile belge ve evraklarının (devralınan varlık); her türlü tespit işlemini yapmaya, kapsamını belirlemeye, idare etmeye, avans dahil her türlü alacak, senet, çek ve diğer kıymetli evraka ilişkin olarak dava ve icra takibi ile diğer her türlü işlemi yapmaya, devralınan varlıklarla ilgili olup kanaat getirici defter, kayıt ve belgelerle tevsik edilen borç ve yükümlülükleri tespite ve hiçbir şekilde devralınan varlıkların değerini geçmemesi, ek mali külfet getirmemesi, kefaletten doğmaması ve …Örgütü (…)’ne aidiyeti, iltisakı veya irtibatı olmayan kişilerle gerçek mal veya hizmet ilişkisine dayanması şartıyla bu varlıkların değerlendirilmesi suretiyle bunları uygun bir takvim dahilinde ödemeye, kapatılan kurum ve kuruluşların taahhüt ve garanti ettiği ancak vermediği mal ve hizmet bedellerinin ödemesini durdurmaya veya ödemeye, tahsili mümkün olmadığı anlaşılan veya tahsilinde ve takibinde yarar bulunmayan hak ve alacaklar ile taahhüt ve garantilerin tahsilinden vazgeçmeye, her türlü sulh işlemini yapmaya, devralınan varlıklarla ilişkili kredi veya gerçek bir mal veya hizmet ilişkisine dayanan borçlar nedeniyle konulmuş ve daha önce kaldırılmış takyidatları kredinin veya borcun ödenebilmesini sağlamak amacıyla kaldırıldığı andaki koşullarla tekrar koydurmaya ve ihyaya, menkul rehinleri dikkate almaya, devralınan varlıklara konulan takyidatların sınırlarını belirlemeye ve kaldırmaya, finansal kiralama dahil sözleşmelerin feshine veya devamına karar vermeye, devralınan varlıkların idaresi, değerlendirilmesi, elden çıkarılması için gerekli her türlü tedbiri almaya, gerektiğinde devralınan varlıkların tasfiyesi veya satışı amacıyla uygun görülen kamu kurum ve kuruluşlarına devretmeye, devir kapsamında olmadığı belirlenen varlıkları iadeye, kapatılanların gerçek kişiye ait olması halinde devralınacak varlıkların kapsamını belirlemeye, tereddütleri gidermeye, uygulamaları yönlendirmeye, bütün bu işlemleri yapmak amacıyla usul ve esasları belirlemeye, vakıflar yönünden Vakıflar Genel Müdürlüğü, diğerleri yönünden Maliye Bakanlığı yetkilidir…(3) Kapatılan kurum, kuruluş, özel radyo ve televizyonlar, gazete, dergi, yayınevi ve dağıtım kanallarının bağlı oldukları şirketlerin faaliyetleri sonlandırılarak ticari sicil kayıtları resen terkin edilir. Bunların devralınan varlıkları dışındaki varlıkları da Hazineye bedelsiz devredilmiş sayılır. Bu durumda şirketlere daha önce atanmış kayyımlar tasfiye memuru olarak görevlendirilebilir veya bu şirketlere tasfiye memuru atanabilir. Bu fıkranın uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye ve birinci fıkrada yer alan hususları bu şekilde devralınan varlıklar için de uygulamaya … Bakanlığı yetkilidir.” şeklinde düzenlenmiş olup, 670 sayılı KHK’nın 5/3 maddesi gereğince … A.Ş’nin merkez sicil kaydının …Ticaret Sicil Müdürlüğünce 30/09/2016 tarihinde, şube sicil kaydının ise … Ticaret Sicil Müdürlüğünce 11/10/2016 tarihinde resen terkin edildiği anlaşılmıştır. 29/10/2016 tarih ve 29872 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 675 sayılı KHK’nın 16.maddesinde; “(1) 20/7/2016 tarihli ve 2016/9064 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla ülke genelinde ilan edilen olağanüstü hal kapsamında yürürlüğe konulan kanun hükmünde kararnameler gereğince kapatılan kurum, kuruluş, özel radyo ve televizyonlar, gazete, dergi, yayınevi ve dağıtım kanalları ile bunların sahibi gerçek veya tüzel kişiler aleyhine 17/8/2016 tarihinden önce açılan davalar ile bu kapsamda …ile …Genel Müdürlüğüne husumet yöneltilen davalarda mahkemelerce, 15/8/2016 tarihli ve 670 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınması Gereken Tedbirler Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 5 inci maddesi uyarınca dava şartı yokluğu nedeniyle red kararı verilir. Bu kararlar duruşma günü beklenmeksizin dosya üzerinden kesin olarak verilir ve davacılara resen tebliğ edilir. Tarafların yaptığı yargılama giderleri kendi üzerlerinde bırakılır. (2) 20/7/2016 tarihli ve 2016/9064 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla ülke genelinde ilan edilen olağanüstü hal kapsamında yürürlüğe konulan kanun hükmünde kararnameler gereğince kapatılan kurum, kuruluş, özel radyo ve televizyonlar, gazete, dergi, yayınevi ve dağıtım kanalları ile bunların sahibi gerçek veya tüzel kişiler aleyhine 17/8/2016 tarihinden önce başlatılan icra ve iflas takipleri ile bu kapsamda Hazine ile Vakıflar Genel Müdürlüğüne husumet yöneltilen takipler hakkında icra müdürlüklerince, 670 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 5 inci maddesi uyarınca düşme kararı verilir. Bu kararlar dosya üzerinden kesin olarak verilir ve takip alacaklısına resen tebliğ edilir. Tarafların yaptığı takip giderleri kendi üzerlerinde bırakılır. (3) 20/7/2016 tarihli ve 2016/9064 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla ülke genelinde ilan edilen olağanüstü hal kapsamında yürürlüğe konulan kanun hükmünde kararnameler gereğince kapatılan kurum, kuruluş, özel radyo ve televizyonlar, gazete, dergi, yayınevi ve dağıtım kanalları ile bunların sahibi gerçek veya tüzel kişiler veya kapatılma ya da resen terkin üzerine … Bakanlığı ile … Genel Müdürlüğü aleyhine 17/8/2016 tarihi dahil bu tarihten sonra açılan davalar ile icra ve iflas takipleri hakkında 670 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 5 inci maddesi gereğince dava veya takip şartının bulunmaması nedeniyle davanın reddine veya takibin düşmesine karar verilir. (4) Birinci ve ikinci fıkralar uyarınca verilen kararlarda davacı veya alacaklının 670 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 5 inci maddesinde belirtilen usule uygun olarak ilgili idari makama, tebliğ tarihinden itibaren otuz günlük hak düşürücü süre içinde başvurabileceği belirtilir. İdari başvuru üzerine idari merci tarafından verilecek karar aleyhine idari yargıda dava açılabilir. İdari yargının verdiği karar kesin olup, uyuşmazlık adli yargıda hiçbir şekilde dava konusu yapılamaz.” düzenlemeleri yer almaktadır.
İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası celp edilmiş olup, yapılan incelemesinde; davalı şirket tarafından, …A.Ş aleyhine taraflar arasında imzalanan dağıtım sözleşmesinin, …A.Ş tarafından haksız olarak feshedildiği ve davalı şirketin zarara uğradığı iddiası ile zararın davalıdan tahsili istemiyle dava açıldığı, İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesinin …Esas, … Karar sayılı kararı ile 675 sayılı KHK’nın 16.maddesi gereğince, 670 sayılı KHK’nın 5.maddesi uyarınca dava şartı yokluğundan davanın reddine kesin olarak karar verildiği anlaşılmıştır.
Ankara … İdare Mahkemesinin… Esas sayılı dosyası celp edilmiş olup, yapılan incelemesinde; davalı şirket tarafından, …Bakanlığı aleyhine KHK ile kapatılan…A.Ş’nin taraflar arasında imzalanan dağıtım sözleşmesini haksız olarak feshettiği, bu nedenle davalı şirketin zarara uğradığı, idareye yapılan başvurunun zımnen reddedildiği belirterek 2.063.561,94 TL’nin faizi ile ödenmesi istemiyle dava açtığı, yapılan yargılama neticesinde Ankara … İdare Mahkemesinin… Esas,… Karar sayılı kararı ile…A.Ş’nin borç ve alacaklarının tespitine yönelik değerlendirme işlemlerinin halihazırda devam etmesi nedeniyle her ne kadar, talebe dair zımni ret işlemi bulunmakta ise de, uyuşmazlığın esası hakkında bu aşamada karar verilmesine olanak bulunmadığı, konunun ancak idarece yapılacak değerlendirme sonucu düzenlenecek rapor ile açıklığa kavuşturulabileceği ve yargısal sürecin bu aşamanın tamamlanması sonrası işletilebileceği gerekçesiyle davanın esası hakkında bu aşamada karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği dosyanın istinaf aşamasında olduğu anlaşılmıştır.
Davalı şirket ile KHK ile kapatılan …AŞ arasında 28/10/2011 tarihinde ticari ilişkiye konu “dağıtım sözleşmesi” başlıklı sözleşme imzalanmıştır. Sözleşmede KHK ile kapatılan…AŞ’nin “Şirket”, davalı şirketin ise “…” olarak anılmış ve sözleşmenin “…’ın ve Şirketin Ana Yükümlülükleri” başlıklı 2.maddesi; “Şirket işbu sözleşmenin imza ve yürürlük tarihi itibari ile yayınlamakta olduğu … Gazetesinin Türkiye ve KKTC sınırları dahilinde dağıtım hakkını 28/10/2011 tarihinden itibaren işbu sözleşme süresi boyunca münhasıran …’a devrettiğini ve yayının tek dağıtıcılık hakkını (başbayiliğini) 28/10/2011 tarihinden itibaren …’a verdiğini, beyan, kabul ve taahhüt eder. Şirket işbu sözleşme süresi boyunca … dışında hiçbir dağıtıcı ve satıcı kuruluşa dağıtım ve satış amacı ile yayın veremez… , Şirkete ait yayını 2.1.maddede tanımlanan dağıtım bölgesi içindeki bütün bayilerine en iyi şekilde ulaştırmayı ve dağıtımını yapmayı taahhüt eder. … yayınlar arasında her ne sebeple olursa olsun taraf tutma, ayırım yapmaz, yayınların piyasa süresi içerisinde satışta kalmasını temin eder.” şeklinde düzenlenmiştir. Sözleşmenin 4.maddesinde “Mali Konular” başlığı altında, indirim oranı, hizmet bedeli, ödemelerin usulüne ilişkin hükümlere yer verilmiştir. Sözleşmenin “Süre ve Son Hükümler” başlıklı 5.maddesi; “İşbu sözleşme 28/10/2011 tarihinde imza edilerek yürürlüğe girmiştir. 1 yıl süre ile yürürlükte kalacaktır. Taraflardan biri, sözleşme süresinin hitamından bir ay evvel yazılı olarak akdi feshetmek istediğini diğer tarafa bildirmediği takdirde sözleşme kendiliğinden 1 yıl süre ile uzatılmış olur. Müteakip 1’er yıllık sözleşme dönemlerinde aynı esas geçerlidir. Ancak bu şekilde sözleşmenin fesih edilmeyerek süresinin uzaması, imza tarihinden itibaren en fazla 5 yıl için mümkün olacaktır. Bu şekilde sözleşmenin süresinin uzaması durumunda …’ın indirim oranlarını yeniden belirleme hakkı saklıdır…” düzenlemesi yer almaktadır. Davalı tarafça sunulan … Noterliği tarafından düzenlenen 03/02/2014 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi kapatılan …A Ş. tarafından davalı şirkete keşide edilmiş, ihtarnamede 28/10/2011 başlangıç tarihli Dağıtım Sözleşmesinin taraflarınca, …’la çalışmama kararı alınması sebebi ile 03/02/2014 tarihi itibariyle feshedildiği ve fesih tarihine kadar işbu sözleşmeye dayalı hak ve alacakların baki kalacağı, fesih tarihi itibariyle taraflar arasında sözleşmeye dayanan hiçbir alacak ve borç ilişkisinin doğmayacağı bildirilmiştir.
İddia, savunma, toplanan deliller ve tarafların ilişki dönemlerine ait taraf ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş ve bilirkişi sunmuş olduğu raporunda özetle; KHK ile kapatılan …A.Ş’ye ait davacı tarafından sunulan kayıtlara göre davacının, davalı şirketten 254.912,25 TL alacaklı olduğu, davalı şirketin usulüne uygun tutulan ticari defter ve kayıtlarına göre 254.912,25 TL borçlu olduğu, taraf kayıtları arasındaki 0,7 TL farkın bilgisayar kayıt sisteminden kaynaklanıp, işlem hacminin yoğunluğu nedeniyle önemsiz ve kabul edilebilir düzeyde olduğu belirtilmiştir. Rapor taraflara tebliğ edilmiş olup, taraf vekillerince rapora karşı beyan ve itiraz dilekçesi sunulmamıştır, davalı vekili son celse beyanında taraflar arasında miktar yönünden ihtilaf olmadığını beyan ederek idare mahkemesinde açılan davanın bekletici mesele yapılmasını talep ederek, takas savunmasını yinelemiştir. Takibe konu alacak yönünden taraflar arasında ihtilaf olmadığı davalı vekilinin bu beyanı ile sabittir. Davalı vekili tarafından idare mahkemesinde açılan davanın bekletici mesele yapılması ve takas talebi doğrultusunda hüküm kurulması talep edilmiş ise de, KHK ile kapatılan şirketin borçları yönünden açılan davaların dava şartının bulunmaması nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğinin, adli yargıda uyuşmazlık konusu yapılamayacağının 675 sayılı KHK’nın 16.maddesi ile hüküm altına alındığı, bu nedenle yani her iki talep yönünden 675 sayılı KHK’nın 16.maddesi uyarınca Mahkememizce bir değerlendirme yapılamayacağı sabit olduğundan bu taleplerinin reddine, davacının takip dosyası nedeniyle alacaklı olduğu tespit edildiğinden davalının İstanbul… İcra Dairesinin … esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın iptaline karar verilmiştir.
İİK 67/2 maddesinde “…borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.” hükmü yer almakta olup, davalının itirazında haksız olduğu ve alacağın likit olduğu dikkate alınarak alacak miktarının %20’sine tekabül den icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

H Ü K Ü M :
1-Davanın KABULÜ ile, davalının İstanbul … İcra Dairesinin … esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın iptaline, takibin aynı şartlarla devamına,
2-Alacak tutarı 254.912,25 TL’nin %20 oranında hesap edilen 50.982,45 TL inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 17.413,05 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafça yapılan 727,70 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
5-Gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili tarafa iadesine,
6-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 26.293,86 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip
e-imza

Hakim
e-imza

BU EVRAK 5070 SAYILI KANUN GEREĞİ ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞTIR