Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/922 E. 2021/55 K. 20.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2017/922 Esas
KARAR NO:2021/55

DAVA:Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ:20/10/2017
KARAR TARİHİ:20/01/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkil …’ın geçirdiği trafik kazası sonucu tedavi görmüş ve tedavi sonunda sakat kaldığını, Müvekkile vekâleten tarafınca davalı … şirketine, K.T.K.’nın zorunlu mali sorumluluk sigortası poliçesine göre mesul olduğu tazminat tutarını ödemesi için 02.10.2017 tarihli dilekçe aynı tarihte alma haberli posta yolu ile başvuruda bulunulduğunu, Dilekçelerinin davalı şirkete 03.10.2017 tarihinde ulaştığını. Davalı … Şirketince müracaat târihinden itibaren 15 günlük yasal süre içerisinde taraflarına cevap verilmemiş ve taleplerinin karşılanmadığını, 14.4.2016 tarihli 6704 sayılı Kanunun 5. maddesi 2918 sayılı K.T.K’.nın 97. maddesini şu şekilde değiştirmiştir: “… Sigorta Kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına İlişkin uyuşmazlık olması halinde, zarar gören dava açabilir veya …”. 14.412016 tarihli 6704 sayılı Kanunun 5. maddesinin 26.04.2016 tarihînde yürürlüğe girmesi ile değişikliğe uğrayan 2918 sayılı K.T.K.’nın 97. maddesinde belirtilen 15 günlük sürenin dolmuş olması sebebiyle Sayın Mahkemeye başvurma gereği hâsıl olduğunu, tüm bu nedenlerle ve dava dilekçesinde ayrıntılı olarak bildirilen nedenlerden davanın kabulü ile tahkikat sonucunda müvekkillerinin zararının değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda artırılmak üzere asgari 200 TL maddi tazminatın temerrüt tarihinden itibaren temerrüt faizi iile birlikte davalıdan tahsilini, yargılama gideri ve ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinden özetle; dava konusu aracın 09/04/2013-2014 vadeli, … numaralı Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesi ile Müvekkil Şirkete sigortalıdır. Poliçede verilen şahıs başı azami vefat ve sürekli sakatlık teminatı 250.000-TL ile sınırlı olduğunu, Poliçede teminat limitinin gösterilmesinin bu rakamın mutlak surette ödeneceği anlamına gelmeyeceğini, Müvekkilin sigorta şirketinin sorumluluğu, Karayolları Trafik Kanunu ve Poliçe Genel Şartları gereğince “ Karayolu’nda meydana gelen zararların azami poliçe teminat limiti dahilinde sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve gerçek zararın tazmini ile sınırlı olduğunu, emsal yargıtay kararlarının da cevap dilekçesinde ekli olarak sunulduğunu, Sigortacının sigortalısının kusur oranına isabet eden zarardan sorumlu olduğunu, Tarafların kusur durumlarının belirlenmesi için Adli tıp kurumu trafik ihtisas dairesi’nden rapor alınmasını talep ettiklerini, Kusur durumuna ilişkin tespit yapılırken; davacının olay esnasında zorunlu ekipman kullanıp kullanmadığının da tespiti gerekmekte olduğunu, Davacının taleplerinin kabul edilebilmesi için kalıcı bir maluliyetinin olup olmadığı ve tespit edilen sakatlık ile dava konusu kaza arasında illiyet bağının söz konusu olup olmadığı hususunun tespit edilmesi gerekmekte olduğunu, tüm bu nedenlerle davanın reddini, Mahkeme aksi kanaatte ise kusur ve maluliyet yönünden Adli tıp kurumu’ndan rapor alınmasına,SGK ‘ndan davacıya ödeme yapılıp yapılmadığının sorulmasına,Yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiş olduğu görülmüştür.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Dava, meydana gelen trafik kazası nedeniyle iş gücü kaybına bağlı maluliyet ve geçici iş göremezlik tazminatına ilişkindir.
Mahkememizce kusur ve maluliyete ilişkin rapor hazırlanmak üzere dosyanın ATK’ya gönderildiği, Adli Tıp Kurumu Başkanlığının 15/04/2019 tarihli raporunda özetle;
Sürücü …’ in %70 (yüzde yetmiş) oranında kusurlu olduğu,Davacı sürücü …’ ın %30 (yüzde otuz) oranında kusurlu olduğunun bildirildiği görülmüştür.
Davacı vekilinin 08/10/2020 tarihli dilekçesi ile davalı taraf ile sulh olunduğunu, yargılama gideri ve vekalet ücreti talebinin bulunmadığı beyan etmiştir.
Yine davalı vekilinin 09/10/2020 tarihli dilekçesi ile davacı taraf ile sulh olduklarını, yargılama gideri ve vekalet ücreti talebinin bulunmadığının beyan etmiş olduğu görülmüştür.
Davacı vekilinin …. Noterliğince düzenlenen 22/09/2017 tarih,… yevmiye nolu vekaletnamesinin incelenmesinde davadan sulh olmaya, ve davadan feragat etmeye dair yetkili olduğu görülmüştür.
6100 sayılı HMK 313 vd maddelerinde düzenlenen sulh, görülmekte olan bir davada, karar kesinleşinceye kadar tarafların aralarındaki uyuşmazlığı kısmen veya tamamen sona erdirmek amacıyla yaptıkları sözleşme olup, davayı sona erdirir ve kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. Mahkeme, taraflar sulhe göre karar verilmesini isterlerse, sulh sözleşmesine göre; sulhe göre karar verilmesini istemezlerse karar verilmesine yer olmadığına karar verir.
Tarafların sulh oldukları ve karşılıklı olarak yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin olmadığı dosya kapsamında yer alan beyanlarla sabit olduğundan sulh nedeniyle esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Dava konusuz kaldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
2-Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 59,30 TL karar harcından peşin alınan 31,40 TL’nin mahsubu ile geri kalan27,9 TL bakiye harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydedilmesine,
3-Taraflarca yapılan yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
4-Taraf vekillerince vekalet ücreti talep edilmediğinden bu yönde hüküm kurulmasına yer olmadığına,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup anlatıldı.20/01/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır