Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/890 E. 2021/354 K. 31.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/890 Esas
KARAR NO : 2021/354

DAVA : Genel Kurul Kararının İptali (Kooperatif)
DAVA TARİHİ : 10/10/2017
KARAR TARİHİ : 31/05/2021

Mahkememizde görülen Genel Kurul Kararının İptali (Kooperatif Genel Kurul Kararının İptali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkillerinin , davalı şirketin kurucu ortaklarından muris …’nın yasal mirasçıları olduğunu, davalı şirketin; …, … ve … kardeşler önderliğinde 1995 senesinde kurulmuş 500.000,00 TL sermayeli, her cinsten kumaş imalatı, ithalatı, ihracatı ve pazarlaması işi ile iştigal eden bir aile şirketi olup, muris …’nın vefatı ile şirketteki pay dağılımının yapıldığını, pay dağılımının … 83.400,00 TL, … 83.400,00 TL, … 81.200,00 TL, … 50.000,00 TL, … 20.800,00 TL, … 31.200,00 TL, … 50.000,00.TL, … 50.000,00 TL ve … 50.000,00 TL olarak dağıldığını, müvekkilleri … ile …’nın davalı şirketin azınlık pay sahibi hissedarlarından olduğunu, şirketin mevcudiyetini devam ettirmesi, şirket ana gayelerine ulaşılması için keyfi yönetim politikalarına son vermek, bu doğrultuda da 10.07.2017 tarihli Olağan Genel Kurul Toplantısında tesis edilen 6, 7, 8 no.lu kararların iptaline hükmedilmesi, özel denetçi atanması ve alınan kararların icrasının geri bırakılması için huzurdaki davanın açılması gerektiğini, davalı şirketin 10.07.2017 tarihinde yapılan genel kurul toplantısında gündemin görüşülmesi sırasında iptali istenen kararların alınmasına müvekkilleri tarafından muhalefet edildiği, muhalefetin genel kurul toplantı tutanağına işlenmiş olduğunu, aile şirketi niteliğindeki şirketin yönetimi müvekkil ortakların haklarına zeval verecek şekilde yönetilmekte olduğunu, usulsüzlük, keyfi yönetim politikaları karşısında dava sonuçlanıncaya ve hüküm kesinleşinceye kadar tedbiren şirkete kayyım atanmasını talep ettiklerini, 7.madde alınan Tasfiyeden Dönülmemesi Kararının hukuka ve şirket menfaatlerine aykırı olduğunu,”tasfiyeden dönülmesi” konusunun gündeme eklendiğini, ancak ne yazık ki önerinin oy çokluğu ile reddedildiğini, gündem maddesinin görüşülmesi esnasında … 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …E. sayılı dosyasında mübrez bilirkişi raporu ile Yönetim Kurulu Üyelerinin sorumluluklarının doğduğunun tespit edildiğini, … 6. Asliye Ticaret Mahkemesİ’nin … E. sayılı dosyasında bilançoların gerçeği yansıtmadığının, yöneticilerin ve bilançonun ibra edilmemesi gerektiği yönünde kesinleşmiş kararlar oluşturulduğunu, verilen zararların tazmin edilemeyeceğinin ifade edildiğini, ikazlar ve ifadelerin adeta cevapsız bırakıldığını, tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde tasfiyeden dönülmemesi kararının hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, iptali gerektiğini, 8.maddede alınan Bağlı Şirket … Ltd.Şti’ne ilişkin özel Denetçi atanmaması kararının da açıkça hukuka aykırı olduğunu, Makul ve haklı şüpheler karşısında davalı şirket gibi bağlı şirkete de özel denetçi atanmasının zorunlu olduğunu, işbu veçhile bağlı şirkete özel denetçi atanmaması kararının şirket menfaatlerine, müvekkil menfaatlerine, hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, davalı şirketin istikrarlı olarak müvekkillere şirket işleyişi ve fınansal tablolar hakkında bilgi vermekten imtina etmekte olduklarını, müvekkillerin davalı şirketin hiçbir fınansal kaydını ve hesaplarını inceleyememekte ve davalı şirketten talep edilen kayıtların açıklamasının müvekkillere yapılmadığını, 10.07.2017 tarihli genel kurul toplantısında da davalı şirketin tasfiye memuru …’ya sorular yöneltildiğini ancak soruların cevapsız bırakıldığını, yönetimin sürekli olarak bilgi alma ve belge inceleme taleplerinin üstünkörü ifadelerle geçiştirildiğini belirterek, Mahkeme sonuçlanıncaya ve hüküm kesinleşinceye kadar tedbiren şirkete Denetim Kayyımı Atanmasına, Dava konusu iptali istenen kararların Yürütülmesinin Geri Bırakılmasına, davalı şirketin 10.07.2017 tarihli Genel Kurul Toplantısında alınan 6, 7, 8 no.lu kararların iptaline, soruların ve haklı şüpheleri cevapsız bırakıldığından ve bilgi alma, belge inceleme talepleri reddedildiğinden talep ettikleri bilgilerin alınması ve var ise usulsüzlüklerin açıklığa kavuşturulması için Özel Denetçi Atanmasına ve Rapor Tanzim edilmesini talep ve dava etmişlerdir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davacı şirket ortaklarının, Tas.Halinde… Tic. A.Ş.’nin 15.03.2013 günü yapılan 2009-2010-2011 yılları ertelenmiş olağan genel kurulunda alınan kararların iptali istemiyle ve devamında birçok davalar açtıklarını, 5 dava dosyasına “ret”, 1 dava dosyasında “hüküm verilmesine yer olmadığına” ve 2 dava dosyasında ise “kısmen kabul kısmen ret” kararlarının verildiğini, … 6. Asliye Ticaret Mahkemesi… E. sayılı dosyada davanın kısmen, … 15. Aslîye Ticaret Mahkemesi … E. sayılı davanın reddine 31.03.2016 günü karar verildiğini, … 16. Asliye Ticaret Mahkemesi…E. sayılı davanın reddine (kesin olarak) 07.04.2016 günü karar verildiğini, … 8. Asliye Ticaret Mahkemesi… E. sayılı davada ise esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına hükmolunduğunu, … 13. Asliye Ticaret Mahkemesi… E. sayılı davada 21.09.2017 günü davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verildiğini, … 13, Asliye Ticaret Mahkemesi… E, sayılı davada 21.09.2017 günü davanın reddine (kesin olarak) karar verildiğini, … 14. Asliye Ticaret Mahkemesi … E. sayılı davada da 12.10.2017 günü davanın reddine (kesin olarak) karar verildiğini, diğer dava dosyalarında yargılamanın sürmekte olduğunu, Tasfiye Halinde … A.Ş.nin 10.07.2017 günlü genel kurulunun Ticaret Bakanlığı Temsilcisi …’nin gözetiminde “…” adresinde toplanmış olup toplantı gün ve saatinin Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi’nin 07.06.2017 gün, 9342 sayılı nüshası 1375. Sayfasında ilan edilmiş ve 05.06.2017 günü iadeli taahhütlü posta ile davacı şirket ortaklarına bildirilmiş olduğunu, toplantının tüm ortakların (asaleten ve vekâleten) katılımı ile gerçekleştiğini, Tasfiye Halinde … A.Ş.’nin 10.07.2017 günlü genel kurulunun, davacı şirket ortaklarının (azınlık pay sahipleri) istemiyle “yalnızca finansal tabloların görüşülmesi ile sınırlı olmak üzere” 19.10.2017 gününe ertelenmiş ve gündemde yer alan diğer konuların ise görüşüldüğünü, ertelenen toplantının 19.10.2017 günü saat 13.30’da şirket merkezinde ilansız ve çağrısız olarak yapılmasının oybirliğiyle kararlaştırıldığını, ertelenen genel kurulun, 19.10.2017 günü Ticaret Bakanlığı Temsilcisi …’ın gözetiminde şirket merkezinde toplandığını, Genel Kurul (6) sayılı kararının yönetim kurulu seçimine ilişkin olduğunu, müvekkili şirketin 06.05.2015 tarihinde tasfiyeye girdiğini ve 01.12.2015 günü genel kurul kararıyla …’nın tasfiye memuru olarak atandığını, şirket tasfiyeye girmiş olmakla TTK 535. Maddesi uyarınca yönetim kurulunun görev ve yetkilerinin, tasfiyenin yapılabilmesi için zorunlu olan ancak nitelikleri gereği tasfiye memurunca yapılamayan işlemlerle sınırlı olduğunu, tasfiye süresince tasfiye memurunun yasadan kaynaklanan yetkiyle şirketi temsil ve ilzam etmekte olduğunu, bu nedenlerle görev süresi dolan yönetim kurulunun yeniden seçiminin yasal zorunluluktan kaynaklanmakta olduğunu, yönetim kurulu üyelerinin seçimine ilişkin (6) sayılı genel kurul kararının yasaya, usule dürüstlük kuralları ve eşitlik ilkesine uygun olduğunu, davacı (azınlık) pay sahiplerinin istemi üzerine gündeme “tasfiyeden dönme” konusunun eklendiğini ve tasfiyeden dönülmesi önerisi oylanarak oy çokluğuyla reddedildiğini, genel kurul (7) sayılı kararının ‘”tasfiyeden dönme önerisinin” reddine ilişkin olduğunu, bu kararın da yasaya, usule, dürüstlük kuralları ve eşitlik ilkesine uygun olduğunu, davacı pay sahiplerinin bir yandan şirkete karşı sürekli uyuşmazlık çıkardıklarını ve diğer yandan tasfiyeden dönülmesini istediklerini, bu tutumun çelişkili ve iyi niyetten uzak olduğunu, davacı pay sahiplerinin önerisi üzerine Tasfiye Halinde … A,Ş.’nin kurucu ortak ve (%84) pay sahibi olduğu Tasfiye Halinde … Ltd.Şti. ile ilgili özel denetçi atanması isteminin genel kurulda görüşüldüğünü ve söz konusu önerinin oy çokluğuyla reddedildiğini, genel kurul (8) sayılı kararının esasen bir başka üzel kişilik (Tasfiye Halinde …Tic. Ltd.Şti.) hakkında özel denetçi atanması isteminin reddine ilişkin olduğunu, bu kararın da yasaya, usule, dürüstlük kuralları ve eşitlik ilkesine uygun olduğunu, …Tic, Ltd.Şti’nin 2003 yılında davacıların miras bırakanı müteveffa …’nın sağlığında … A.Ş. (% 84 sahibi) ve … (% 16 pay sahibi) tarafından kurulduğunu, …’nun 2005 yılında paylarını …’e devrederek ortaklıktan ayrıldığını, davacıların miras bırakanı …’nın vefat ettiği tarihe kadar (31.03.2009) … A.Ş.’ni temsilen) yetkili müdür olarak görev yaptığını,… Ltd.Şti’nin ana faaliyetinin hazır giyim alım-satım ve pazarlaması olduğunu, … Ticaret Siciline … sicil sayısı ile kayıtlı … Tic. Ltd.Şti. sermayesinin yüzde seksen dördüne (% 84) karşılık gelen payının Tasfiye Halinde … A.Ş.’ne ait olduğunu, adı geçen şirket paylarının Tasfiye Halinde … A.Ş.’nin aktifinde yer almakta olduğunu ve davalı şirketin tasfiyeye girmiş olmakla … Ltd.Şti. paylarının da paraya çevrilmesinin zorunlu olduğunu, dava dilekçesinde yer alan “…Ltd.Şti.’nin Tasfiye Halinde … A.Ş.’ni borçlandırmak amacıyla kurulduğu iddiası”nın ise tümüyle gerçeğe aykırı ve uydurma olduğunu, Tasfiye Halinde … A.Ş.’nin adı geçen şirkete herhangi bir borcu bulunmadığını, öncelikle ayrı bir dava konusu olabilecek özel denetçi atanması isteminin iptal davası içerisinde ileri sürülmüş olmasının usulsüz olduğunu, davacıların son altı genel kurul toplantısında alınan tüm kararlara muhalefet etmekte ve daha sonra şirkete haksız ve dayanaksız iddialar ileri sürerek davalar açmakta olduklarını, Tasfiye Halinde … A.Ş.’nin bir aile şirketi olduğunu, davacılar … ve …’nın şirket kurucu ortaklarından müteveffa …’nın mirasçısı sıfatıyla pay sahibi olduklarını, müteveffa …’nın oğlu …’nın da halen şirkette pay sahibi olduğunu, genel kurul toplantılarına ve şirket faaliyetlerine katıldığı ve şirketle hiçbir uyuşmazlığı bulunmadığını, davacıların, gerçeklerden uzak, soyut, tutarsız ve haksız iddialar ileri sürdüklerini, bilanço ve envanter kayıtlarında da görüleceği üzere Tasfiye Halinde … A.Ş.’nin üçüncü kişilere veya kamuya herhangi bir borcu bulunmadığını, ticari defter ve kayıtlarının muhasebe ilke ve standartlarına uygun tutulduğunu belirterek, genel kurul kararlarının iptali isteminde bulunan davacılara karşı davalı şirketin her türlü tazminat hakları saklı kalmak üzere haksız ve yersiz davanın reddini talep etmişlerdir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Dava, davalı Kooperatif Genel Kurulunun 10.07.2017 tarihli Genel Kurul Toplantısında alınan 6, 7, 8 no.lu kararların iptali olarak açılmış genel kurul kararının İptali davasıdır.
Taraflar arasındaki ihtilaf, dava dilekçesine göre davalı Kooperatif Genel Kurulunun 6,7 ve 8 nolu maddelerinde yer alan kararlarının iptali koşullarının oluşup oluşmadığına ilişkin olup, mahkememizce yaptırılan bilirkişi incelemesi sonrasında, davacı tarafın 10/07/2017 tarihli Genel Kurul 8. Maddesi kapsamında talep edilen denetim talebinin reddi üzerine özel denetçi atanmasına ilişkin talebinin ( özel denetçi atanmasına talebine ilişkin verilecek kararın kesin olması, özel denetçi atanmasına karar verilecek olması halinde, TTK 438 vd maddelerindeki özel denetim raporu alınması ve devamındaki işlerin takibi açısından ) bu dosyadan tefriki ile ayrı bir esasa kaydedilerek dosyada değerlendirilmesine karar verilmiştir.
Dava konusu genel kurul kararlarının iptalinin gerekip gerekmediğini hususlarında rapor alınmasına karar verilmiştir.
Bilirkişilerin 12/03/2020 tarihli mahkememize sundukları raporda özetle;
Gündemin 6 ve 7. maddeleri çerçevesinde alınan genel kurul kararların iptali şartlarının oluşmadığı,
Buna karşılık özel denetçi atanmamasına ilişkin gündemin 8. maddesiyle alınan kararın iptali şartlarının oluştuğu,
Bu bağlamda özel denetçi atanması şartlarının da oluştuğu,
Davacıların iddiası olan Tasfiye halindeki bağlı şirket … Tic. Ltd. Şti. tasfiyesine ilişkin ortaklar kurulu kararında davalı şirketi kim temsil etmiştir, bu yetki ne şekilde ve hangi usullerle verilmiştir?
-Bağlı şirket … Ltd. Şti, ile olan ticari münasebetin ve para akışının kapsam, mahiyet ve detaylarının tespiti,
-Bağlı şirket … Ltd. Şti, ‘nin mali durumu, bilançoları, tüm mali kayıtları, tasfiyeye giriş sürecindeki gerekçeler,
-Davalı şirketin kasa hesabı hakkında bilgi
-Gayri faal olduğu beyan edilen davalı şirketin 31 12.2014 tarihi itibariyle 831,000,00 TL hesap bakiyesi hakkında bilgi,
-Gayri faal şirket olduğu iddia edilen davalı şirketin 2014yılı itibariyle 150.000.00 TL sipariş avansı ve 250.000,00 TL stok hesabı hakkında bilgi,
-Sermaye düzeltilmesi olumlu farklar 2004 yılında 7.620,270 TL olması hakkında bilgi” hususlarının açıklığa kavuşturulması için özel denetçi atanması gerektiği hususlarında görüş ve kanaatlerini bildirmişlerdir.
Tarafların rapora karşı beyan ve itirazları doğrultusunda ek rapor alınmasına karar verilmiştir.
Bilirkişiler mahkememize sundukları, ek raporda ” yeni bir mali tespitin de yapılmadığı dikkate alınarak, bilirkişi kurulumuzun kök rapordaki görüş ve kanaatinde bir değişiklik oluşmamıştır “.şeklinde görüş ve kanaatlerini sunmuşlardır.
Netice olarak tüm dosya kapsamına göre mahkememizce yapılan değerlendirmeye göre; Davacının iddia ve talebi 10.07.2017 tarihli olağan genel kurul toplantısında alınan 6, 7, 8 no.lu kararların iptali ve özel denetçi atanmasına ilişkindir. Davacıların azınlık pay oranına sahip ortaklar oldukları, dava konusu genel kurula katılarak anılan kararlara muhalif kaldıkları anlaşılmakla aktif dava ehliyetinin bulunduğu anlaşılmıştır.
Genel kurul kararlarına karşı iptal davasını açma hakkım düzenleyen TTK m. 446 hükmüne göre: Toplantıda hazır bulunup da karara olumsuz oy veren ve bu muhalefetini tutanağa geçirten, Toplantıda haztr bulunsun veya bulunmasın, olumsuz oy kullanmış olsun ya da olmasın; çağrının usulüne göre yapılmadığım, gündemin gereği gibi ilan edilmediğini, genel kurula katılma yetkisi bulunmayan kişilerin veya temsilcilerinin toplantıya katılıp oy kullandıklarını, genel kurula katılmasına ve oy kullanmasına haksız olarak izin verilmediğim ve yukarıda sayılan aykırılıkların genel kurul kararının alınmasında etkili olduğunu ileri süren paysahipleri, „, iptal davası açabilir”.
Genel kurul kararlarının iptaline ilişkin TTK m. 445 uyarınca yasaya, esas sözleşmeye veya iyiniyet kuralına aykırı kararlara karşı iptal davası açılabilir.
Genel kurul toplantı tutanağı incelendiğinde gündemin 6. maddesiyle ilgili olarak “Şirketin yönetim kurulu üyeliklerine …, … ve …’in üç (3) yıl süreyle görev yapmak üzere yeniden seçilmeleri önerisine karşılık … Temsilcisi …’ın, Yönetim Kurulu üyeliği için Av. … ‘ı aday gösteriyoruz dediği, Av. …’m yönetim kurulu adaylığına ilişkin önerinin oylandığı 52.000 pay sahibi olumlu (lehte) ve 448.000 pay sahibi olumsuz (aleyhte) oy kullanmış olmakla önerinin oy çokluğuyla reddedildiği, Şirketin yönetim kurulu üyeliklerine …, … ve …in üç (3) yıl süreyle görev yapmak üzere yeniden seçilmesine oy çokluğuyla karar verildiği, zorunluluk bulunmadığından denetçi seçilmemesine oyçokluğuyla karar verildiği, Yönetim Kurulu seçiminde ve denetçi seçilmemesine ilişkin karara toplam (448.000) pay sahibi olumlu (lehte); toplam (52.000) pay sahibi … ve … olumsuz (aleyhte) oy kullandığı, (… ve … temsilcilerinin Muhalefet Şerhi: Karara muhalefet ediyoruz) ” şeklinde karar alındığı anlaşılmıştır.
Her ne kadar bilirkişi raporunda 6 nolu madde ile ilgili olarak ” davalı şirketin 06.05.2015 tarihi itibari İle tasfiyeye girmesi ve şirketin tasfiye işlemlerinin tasfiye memurluğunca yürütülmesi, tasfiyeye girdiği tarihten bu yana yönetim kurulu tarafından yapılan ve şirketin zararına yol açan herhangi bir somut işlem vc delile rastlanmaması, yönetim kurulu üyelerinin yeniden seçilmesinin şirketin organsız bırakılmaması amacını taşıması sonucu yasal bir zorunluluk taşıması, denetçinin seçilmesinin ise yasal bir zorunluluk oluşturmaması, anonim şirketin bir sermaye şirketi olması nedeniyle kararların esas itibariyle çoğunluğun oyuyla alınması, dava konusu seçim karannın da çoğunluk tarafından ezici bir oy farkıyla alınması, davacılann önermiş olduğu adayın seçilmesini zorunlu kılan herhangi bir imtiyaz bulunmaması, seçilen yönetim kurulu üyelerinin şirketi zarara uğratmış olduklarına dair mali inceleme bölümünde somut bir tespit yapılmaması gibi hususlar birlikte değerlendirildiğinde; gündemin 6. maddesiyle alınan karann iptali şartlannın oluşmadığı” şeklinde görüş bildirilmiş ise de, davacılar, davalı şirketin azınlık hisse ortağı olup, genel kurulda finansal tablolar, raporlar ve ibranın TTK 420. maddesi uyarınca ertelenmesini de talep etmiş, genel kurul tarafından bu görüşmeler Yasa gereği genel kurulun 4 nolu kararı ile ertelenmiştir. Ancak, aynı toplantıda mevcut yönetim kurulu üyeleri görevden alınmış ve yeni yönetim kurulu seçimine gidilerek eski yönetim kurulu üyelerinin bir kısmı yeniden yönetim kurulu üyesi olarak seçilmiştir. TTK’nın 413. maddesine göre, yönetim kurulu üyelerinin görevden alınmaları ve yenilerinin seçimi yılsonu finansal tablolarının müzakeresi maddesiyle ilgili sayılır. Bu durumda yılsonu finansal tablolar müzakere edilip genel kurulca kabul edilmediği müddetçe yönetim kurulu üyelerinin görevden alınması ve yeniden seçime gidilmesi mümkün olamayacağından 10/07/2017 tarihli genel kurulun yönetim kurulu üyeliği ve denetim kurulu üyeliği seçimine ilişkin 6. maddesinin iptaline ilişkin davasının kabulü ile, 6 nolu gündem maddesinin iptaline karar verilmiştir. Bu konuda Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2016/2098 esas 2016/9484 karar sayılı ilamı da bu yöndedir.
Genel kurul toplantı tutanağı incelendiğinde gündemin 7. maddesiyle ilgili olarak “Azlık pay sahiplerinin önerisi doğrultusunda gündeme eklenen “tasfiyeden dönme konusu”nun görüşüldüğü, … temsilcisinin söz alarak; “… 13. Asliye Ticaret Mahkemesi … E. sayılı dosyasına sunulan bilirkişi raporu ile yönetim kurulu üyelerinin sorumluluklarının doğduğunun tespitinin yapıldığını, şirket yönetim kurulu üyelerinin sorumluluk davası devam ettiğinden ve şahsi mal varlıkları ile kasdi olarak şirkete zarar verildiğine ilişkin karar verildiğinde şirkete zararlara tazminin doğacağından tasfiyeden dönülmesinin gerektiğini, aksi halde yönetim kurulu üyelerinin şahsi mal varlıklarından şirkete zararlandırıcı eylem ve işlemlerden dolayı ödemekle yükümlü olacakları meblağ şirkete ödenemeyeceğini, … 6. Asliye Ticaret Mahkemesi …E sayılı dosyasında bilançoların gerçeği yansıtmadığı ve yönetim kurulu üyeleri ile bilançoların ibra edilmemesine ilişkin karar kurulduğunu, bu şekilde tasfiye olunamayacağının açık olduğunu” beyan ettiği, Şirket Tasfiye Memuru …’ün söz alarak; “… 13. Asliye Ticaret Mahkemesi … E, sayılı davada henüz karar verilmediğini, bu nedenle bağlayıcı bir karardan bu aşamada söz edilemeyeceğini, bu dava ile şirketin tasfiyeden dönmesi arasında bir bağlantı kurulamayacağını, ayrıca … 13. Asliye Ticaret Mahkemesi … E. sayılı davada verilen kararın kesinleşme şerhi ancak 04.07.2017 günü mahkemeden alınabildiğini, bu nedenle şirketçe gerekli tescil ve ilan yaptırılacağını” beyan etmiş olup, tasfiyeden dönülmesi önerisinin oylandığı; Toplam (448 000) pay sahibi önerinin reddi yönünde olumsuz (aleyhte) ve toplam (S2.000) pay sahibi önerinin kabulü yönünde olumlu (lehte) oy kullanmış ve öneri oyçokluğuyla reddedilmiş olduğu, (Mualla … ve … temsilcilerinin Muhalefet şerhi. Karara muhalefet ediyoruz) şeklinde karar alındığı belirlenmiştir.
Genel kurulun 7 maddesine ilişkin olarak bilirkişi raporunda da değinildiği üzere, davalı şirketin 06/05/2015 tarihi itibari ile tasfiyeye girmesi ve şirketin tasfiye işlemlerinin tasfiye memurluğunca yürütülmesi, tasfiyeye girdiği tarihten bu yana şirketin herhangi bir aktif faaliyetinin bulunmaması, anonim şirketin bir sermaye şirketi olması nedeniyle kararların esas itibariyle çoğunluğun oyuyla alınması, dava konusu seçim kararının da çoğunluk tarafından ezici bir oy farkıyla alınması, mali inceleme bölümünde şirketin tasfiye halinin kaldırılmasını gerektirecek herhangi bir somut tespit yapılmaması ve şirketin öz kaynaklarının yıllar itibari İle 01.12.2015 tarihi itibari ile (-) 96.036,17 TL ve 31.12.2016 tarihi itibari ile de (-) 137.428,17 TL olması, şirketin dönem karının 31.12.2015 tarihi itibari ile (-) 32.947.91 TL ve 31.12.2016 tarihi itibari ile de (-) 41.392.00 TL olması, tasfiye sonucunda şirketin ticaret sicilinden terkin edilmesi halinde dahi şirketin yeniden ihyası için dava açılabilmesi gibi hususlar birlikte değerlendirildiğinde; gündemin 7. maddesiyle alınan kararın iptali şartlarının oluşmadığı sonucuna varılmış olup, bu madenin iptali talebinin reddine karar verilmiştir.
Yukarıda da gerekçesi ile değinildiği üzere özel denetçi atanması talebinin reddine dair genel kurulun 8. Maddesinin iptali işbu dosyadan tefrik edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanın gerekçelerle;
1-Davacının 10/07/2017 tarihli genel kurulun 6. maddesinin iptaline ilişkin davasının kabulü ile, 6 nolu gündem maddesinin iptaline,
2-Davacının 10/07/2017 tarihli genel kurulun 7. maddesinin iptaline ilişkin davasının reddine,
3-Dava konusuna göre alınması gereken 59,30 TL harçtan önceden davacıdan alınan peşin harç 31,40 TL harcın mahsubu ile kalan 27,90 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye aktarılmasına,
4-Davacı tarafça yapılmış olan toplam posta ve tebligat ücreti 985,62 TL, bilirkişi ücreti 3.900,00 TL olmak üzere toplam 4.885,62 TL yargılama giderinden davanın kabul oranına göre (% 50) 2.442,81 TL yargılama gideri ve 31,40 TL peşin harç olmak üzere toplam 2.474,21 TL nin davalıdan tahsili ile davacılara ödenmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre kabul edilen talep için hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacılara ödenmesine,
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre reddedilen talep için hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
7- Karar kesinleşene kadar yapılacak yargılama giderlerinin davacı gider avansından karşılanmasına, karar kesinleştikten sonra bakiye avansın istek halinde davacıya iadesine,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup anlatıldı.31/05/2021

Başkan …
E-imza
Üye …
E-imza
Üye …
E-imza
Katip …
E-imza