Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/866 E. 2022/365 K. 11.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO :2017/866 Esas
KARAR NO:2022/365

DAVA:Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:03/10/2017
KARAR TARİHİ:11/04/2022

Mahkememizde görülen Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, Müvekkil şirketin inşaat sektörü başta olmak üzere temiz su atık su tesisleri, güneş ve rüzgar enerjisi santralleri, enerji nakil hatları tesis edilmesi gibi alanlarda özellikle Enerji Bakanlığı bünyesinde Türkiye’nin dört bir yanında EPDK, ‘… ve bağlı ortaklıklar bünyesinde yaptırılan elektrik şehir şebekeleri tesisleri, dağılım, bakım ve onarım işiyle iştigal ettiğini, davalı …’ın AĞ-YG(OG) Elektrik Dağıtım Şebekeleri ve YG(OG) Havai Hatları Arıza Onarım ve Bakım İşlerinin yükleniciye verilmesi hususunda düzenlendiği ihalelere katılarak uzun yıllardır İstanbul’un birçok semtinde yüklenici sifatıyla elektrik tesisi yapımı, bakım ve onanım işlerini yürüttüğünü, Açık ihale usulü neticesinde yapılan hizmet alım sözleşmelerine konu işlerin Tamamlanmasıyla hak edişlerin yapılmakta ve son hak edişin onaylanmasıyla birlikte geçici kabul tutanakları düzenlenerek akabinde kesin kabuller yapıldığını, taraflar arasında çeşitli tarihlerde yapılan “AG-YG(OĞ) Elektrik Dağıtım Şebekeleri ve YO(OG) Havai Hatları Arızi Onarım ve Bakım İşleri” sözleşmeleri kapsamında müvekkil şirket davalı Kuruma ait …, … gibi bölgelerde yüklenici sılatıyla hizmetin ifasını gerçekleştirdiğini, İhale konusu arıza, bakım ve onarım işleri müvekkil şirket tarafından eksiksiz olarak ve sözleşmeye uygun biçimde yerine getirildiğini tüm hak edişlerin davalı yanca ihtirazı kayıtsız onaylanarak ödendiğini, böylece taraflar arasındaki sözleşmesel ilişkinin sona erimiş olup bu hususta herhangi bir ihtilaf bulunmadığını, ancak davalının sebepsiz yere banka teminat mekluplarını uhdesinde tutarak iade etmekten kaçındığını, müvekkili şirketin tamamlanmış ve kesin kabulleri yapıldığı halde iadesi yapılmayan teminat mektuplarının iadesi hususunda 27.12.2016 tarih ve … kayıt nosu ile talepte bulunduklarını, davalı tarafından boşa düşen teminat mektuplarının iade edilmediğini, bunun üzerine, davalıya 23.01.2017 tarihinde … 17. Noterliğinin … yevmiye nolu ihtarnamesi keşide edilerek “bugüne kadar iade edilmeyen teminat mektuplarının iâde edilmesi ve yine gecikme nedeniyle müvekkili şirketin bankalara ödemek zorunda kaldığı taplamda 56.798.61 TL banka komisyon masrafının ödenmesinin” talep edildiğini, bu ihtarnamenin davalıya 27.01.2017 tarihinde tebliğ edilmiş olup davalının bugüne kadar banka teminat mektuplarını iade elmediği gibi bankaya ödenmek zorunda kalınan komisyon giderlerinin de ödenmediğini belirterek, fazlaya ilişkin talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydıyla; davanın kabulünü, İhale konusu işlerin kesin kabulle sona ermiş olduğundan belirtilen teminat mektuplarının taraflarına iadesini, Banka teminal mektuplarının teslimindeki gecikmeden kaynaklı olarak dava tarihine kadar bankalara ödenmiş ve ödenecek olan komisyon, vergi fon ve vs. Masrafların bankadan istenecek müzekkere cevapları neticesinde gelen yazılar sonucunda hesaplanabileceğinden fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000 TL tutarın her birinin ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle Müvekkil şirket ile davacı arasında akdedilen “AG-YG(OG) Elektrik Dağıtım Şebekeleri ve YG(OG) Havai Hatları Arıza Onarım ve Bakım İşleri” Sözleşmesinin “Kesin Teminatın ve Ek Kesin Teminatın Geri Verilmesi” başlıklı maddesi “Taahhüdün, sözleşme ve ihale dokümanı hükümlerine uygun olarak yerine getirilmesinden ve varsa işe ait eksik ve kusurların giderilerek geçici kabul tutanağının onaylanmasından ve Yüklenicinin bu işten veya Şirket nezdinde gerçekleştirdiği veya gerçekleştirmekte olduğu tüm işlerden dolayı Şirkete herhangi bir borcunun olmadığı tespit edildikten, Sosyal Güvenlik Kurumundan ilişkisizlik belgesi getirilmesi ve kesin kabul tutanağının onaylanmasından sonra alınmış olan kesin teminat ve varsa ek kesin teminatlar Yükleniciye iade edileceğini, Yüklenicinin sözleşme konusu iş nedeniyle Şirkete ve Sosyal Sigortalar Kurumuna olan borçları ile ücret ve ücret sayılan ödemelerden yapılan kanuni vergi kesintilerinin kesin kabul tarihine kadar ödenmemesi halinde protesto çekmeye ve hüküm almaya gerek kalmaksızın kesin teminatlar paraya çevrilerek borçlarına karşılık mahsup edilir, varsa kalanı yükleniciye geri verilir.” ” hükmünü içerdiğini, aynı hükümlerin sözleşme eki Yapım İşleri Genel Şartnamesinin 44. Maddesinde de mevcut olduğunu, Davacı şirket tarafından yüklenilen işte çalıştırdığı işçilerinin ücret ve diğer haklarının tam olarak ödenmemesi nedeniyle davacı işçileri tarafından müvekkili şirkete karşı açılmış davaların bulunduğunu, başka davaların açılması da kuvvetle muhtemel olduğunu, Müvekkili şirketin dava sonunda bu işçilerin bazılarına ödeme yaptığını, diğerlerine de ödeme yapmak durumunda kalacağını, yani davacı şirketin müvekkili şirkete borcu bulunmadığını, Taraflar arasında akdedilen sözleşme ve eki Yapım İşleri Genel Şartnamesi hükümlerine (madde 33) göre davacı şirketin işçilerinin iş kanunu ve sosyal güvenlik hukuku yönünden doğacak alacak ve tazminatlarının ödenmesinden davacı şirketin sorumlu olduğunu, Müvekkili şirketin, davacı şirkete sözleşme uyarınca ödenmesi gereken bedelleri fatura karşılığı ödediğini, davacı şirketin de kendi işçilerinin hak ve alacaklarını hem yasal mevzuat hem de sözleşme uyarınca ödeme zorunluluğu bulunduğunu, davacı şirket işçisinin müvekkili şirket aleyhine açmış olduğu davaların davacı şirketin işçilerine eksik ödeme yapmış olduğunu gösterdiğini, davacının sözleşme hükümlerine riayet etmemesi, işçilerinin alacaklarını ödememiş olması nedeniyle müvekkili şirketin teminat mektubunu iade etmemesi yasa ve sözleşme hükümlerine uygun olduğunu, bu husuta Yargıtay kararlarının bulunduğunu, ödemelerin zamanında yapılmamış olması nedeniyle müvekkili şirketin bu bedelleri ödemek zorunda kalacağından ve sonra davacı şirkete rücu edeceğinden davacı şirketin müvekkili şirkete hala borcunun bulunduğunun ortada olduğunu, sözleşme gereği yüklenicinin ihale makamı olan müvekkili şirkete borcu bulunduğu sürece teminatları iade etmemesi sözleşmeye ve hukuka uygundur olduğunu, davacı tarafın hukuka aykırı tüm iddia ve taleplerinin haksız ve yersiz oluşu nedeniyle reddi gerektiğini, ayrıca sözleşme süresi bitmiş ve işçi ücretlerinin ödenmediğinin tespit edilmiş olması halinde ödenmeyen miktarın belirlenerek, öncelikle yüklenicinin hak edişinden daha sonra da teminatından bu ücret ve alacakların ödenmesinin mecburi olduğunu, davacı tarafın banka teminat mektuplarının iade edilmemesi nedeniyle bankaya ödenmek zorunda kalınan komisyon, vergi, fon ve vs. masraflar yönünden taleplerinin türünü belirsiz alacak davası olarak tespit ettiğini, davacının bu taleplerinin belirsiz alacak davası olarak ikame edilmesinde hukuka uyarlılık bulunmadığını, 6100 Sayılı HMK’nın 107.maddesinde belirsiz alacak davasının açılabilme koşulları belirtildiğini, dava konusu edilen komisyon, vergi, fon ve vs. masraflara ilişkin bedellerin bizzat davacı tarafça karşılandığı dikkate alındığında talep sonucunun belirlenmesinde objektif imkânsızlık olduğu olgusuna dayalı olarak belirsiz alacak davası ikame etmiş olmasının açıkça hukuka aykırı olduğunu, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte, “Her dava açıldığı tarihteki şartlara göre değerlendirilir ve karara bağlanır” şeklindeki içtihatlarla benimsenen genel ilke gereği, davacı tarafın ancak dava açıldığı tarihe kadar olan haksız ödemelerini talep edebileceği ve sonraki ödemelerini talep edemeyeceğini, dava tarihine kadar yaptığı ödemeleri de bankadan talep edeceği bir belge ile tespit edebileceği için belirsiz alacak davası açmakta korunmaya değer hukuki yararı bulunmadığını belirterek, haksız ve yersiz davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Davanın taraflar arasındaki sözleşme gereği alınmış olan teminat mektuplarının iadesi istemi ve ödenen komisyon bedellerine yönelik alacak davası olduğu belirlendi.
Mahkememizce tarafların bildirdikleri tüm delil ve dayanakları dosyaya celp edilmiştir.
Davacıya iadesi talep edilen teminat mektuplarının toplam değeri üzerinden nispi harcı ikmal etmek üzere 2 hafta kesin süre verildiği, davacı tarafça harcın ikmal edildiği ve dosyanın miktar itibariyle heyete tevdi edildiği ve yargılamaya heyetçe devam olunduğu görüldü.
Dava dosyası iş hukuku mevzuatına hakim bir bilirkişi ile SMM bilirkişiye tevdi ile davacı iddiası davalı taraf savunması, taraflar arasındaki sözleşme ve davalının savunmaasında dile getirdiği iş davaları dikkate alınarak teminatın iadesi şartlarının oluşup oluşmadığı, oluşmuş ise iade edilmemiş olması nedeniyle davacının bu teminat bedelinin dışında kalan ve doğan başka zararı var ise bunun da tespitine dair detaylı denetime açık rapor hazırlamaları istenilmiştir.
Bilirkişiler 08/07/2019 tarihli raporda özetle;
Dosya, toplanan deliller davacının talep ettiği ödediği komisyonlara ilişkin sunulan ticari kayıt ve belgelerinin incelemeler yapılmış olup, davaya konu edilen teminat mektupları ile ilgili olarak 906.204,00 TL çeşitli tarihlerde verilmiş 6 adet mektubun tamamını davalının elinde tutmasının dayanaklarının sunulan iş mahkemeleri dosyaları incelemeleri kapsamında dosyada mevcut olmadığı, yine taraflar arasında birden fazla yapılan işe dair 6 adet teminat mektubunun verilmesine sebep sözleşmelerin dosyada mevcut olmadığı, bununla birlikte davalının teminat mektuplarını davacının çalışanları tarafından açılan iş davalarından kaynaklı ödemekle karşı karşıya kalacağı davacının sorumlu olduğu tutarlara ilişkin olarak iade edilmeme sebebine ilişkin Yargıtay Kararları kapsamında yüklenicinin sorumlu olduğu işçilik alacaklarından dolayı davalı kuruma karşı borçlu olup olmadığının tespiti ile ilgili olarak konu tutarların toplam açılan kısmi davalar ile ilgili mevcut suretler içerisinde 23.986,00 TL hesaplandığı bu tutarın tamamının davacıdan kaynaklı risk olmadığı ve ilgili dönemleri rapor içerisinde gösterilmiş olup, bu riske karşı davalının bir kısım teminat mektubunu iade etmesinin değerlendirilebileceği buna göre dosyadaki hesaplanan riskin dışında ilave risk olduğu 23.986,00 TL içerisindeki kısmi davacı payının dolayısıyla sorumluluk miktarının 57.980,00 TL tutara karşılık gelen ve bölge olarak Beyoğlu bölgesi ile ilgili olduğu değerlendirilen davalar sebebiyle bu bölgeyi kapsar mektubun dışındaki 848.224,00 TL lik mektubun iade edilmemesinin dayanaklarının mevcut toplanan deliller kapsamında raporda yer alan tespitler çercevesinde dosyada tespit edilemediği, yine teminat mektupları ile ilgili iadenin her bir sözleşme ve mektuba göre ayrı ayrı tespit edilebileceği şekilde sözleşmeleri bulunmamakla birlikte kabulleri yapılan işlere dair kabulden itibaren iade değerlendirildiğinden bu kısmın komisyonları rapor içerisinden 66.035,05 TL olarak hesaplanmış olup, davacının davalıdan mektupların iadesini talep ettiği tarih esas alındığında ise iade talebinden sonraki 848.224,00 TL’lik mektuba ilişkin ödenen dava tarihine kadar ki komisyonların da 18.146,68 TL hesaplandığı” şeklinde görüş ve kanaatlerini sunmuşlardır.
Taraflarca rapora karşı beyan ve itirazlar sunulmuştur.
Dosyanın bilirkişilere tekrar tevdi ile tarafların önceki rapora yaptıkları itirazları her biri kendi adı ve sıra numarası altında tek tek değerlendirilmek suretiyle ve yine oluşturulan ara kararlar üzerine sunulacak belgeler de dikkate alınarak ek rapor sunulması istenilmiştir.
Bilirkişilerin 07/12/2020 tarihli ek raporda özetle;
Ek rapora konu itirazlar incelenmiş olup, Sayın Mahkemenize sunmuş olduğumuz kök rapordaki tespitleri ilaveten değiştirecek şekilde raporda belirtilen hususlarda yeni bir sunum bulunmadığı,
Davalının kök raporda belirttiğimiz teminat mektubuna ilişkin tespit ettiğimiz yüklenicinin sorumlu olduğu işçilik alacaklarından 57.980 TL tutara karşılık gelen ve bölge olarak Beyoğlu bölgesi ile ilgili olduğu değerlendirilen davalar sebebiyle bu bölgeyi kapsar mektubun dışındaki 848.224,00 TL ‘lik mektubun iade edilmemesinin dayanaklarının mevcut toplanan deliller kapsamında bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Davacının teminat mektupları sebebiyle ödenen komisyonlara ilişkin iadeye mahal olarak tespit edilen 848.224,00 TL ‘lik mektuba ilişkin tablo 13’te hesaplanan iade edilmeyecek mektup hariç kısma ilişkin ödenen komisyonlar kesin kabul tarihinden dava tarihine kadar 66.036,05 TL hesabı değiştirecek bir husus bulunmadığı,
Davacının davalıya yönelttiği 27.12.2016 talep tarihi esas alındığında ödenen komisyonların dava tarihine kadar 18.146,68 TL olduğu hesaplamalarımızı itirazların değiştirmeyeceği sonucuna varılmıştır.” şeklinde ek görüş ve kanaatlerini sunmuşlardır.
Davacı tarafın ihtiyati tedbir talebinin 02/03/2021 tarihinde kabulüne, davaya konu teminat mektuplarının verildikleri ihale ve bağlı sözleşme haricinde başka bir sebeple nakde çevrilmesinin önlenmesine karar verilmiştir.
Dosyanın bilirkişilere yeniden tevdii ile; ek rapor öncesinde ve ek rapor alınması sonrasında dosyaya temin edilmiş olan bütün iş mahkemesi dosyalarının, dava konusu teminat mektupları ile birlikte incelenerek, hangi iş mahkemesi dosyasının hangi teminat mektubu ile ilişkili olduğunun belirlemesi de yapılmak suretiyle, teminat mektuplarının iadesi, mektup komisyon bedelleri hakkındaki davacı taraf taleplerinin ek rapora karşı sunulan itiraz dilekçeleri ve iş mahkemesi dosyaları kapsamında yeniden incelenmesi ve rapor hazırlanması istenilmiştir.
Blirikişilerin 14/02/2022 tarihli 2.ek raporunda özetle;
Davacının dava dışı işçilerden dolayı işlemiş faiz ve icra giderleri hariç (bu bilgiler sunulmadığı için) sorumluluğunun 58.511,80 TL olduğu, iade edilmeyen teminat mektuplarının toplam bedelinin (yapılan masraflar hariç) 906,204,00 TL olduğu, iade edilmeyen teminat mektuplarının dava dışı işçilerden dolayı davacının sorumlu olabileceği tutarın (906.204/58.511,80) olduğu, davacı teminatlarının riskten kaynaklı olarak tamamının tutulması davalının karşısında uygun düşüp düşmediğinin nihai takdiri Mahkemeye ait olmak üzere şeklinde 2.ek görüş ve kanaatlerini sunmuşlardır.
Taraflarca 2.ek rapora karşı beyan ve itirazlar sunulmuştur.
Davalı tarafça mahkememizce verilen 02/03/2021 tarihli tedbir kararına itiraz edildiği, itirazın reddine karar verildiği bunun üzerine İstinaf edildiği, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinin 17.Hukuk Dairesi’nin 2022/141 E.-2022/164 K.sayılı ilamı ile ” Tüm dosya kapsamına göre; davalı tarafça ileri sürülen sözleşme, ekleri niteliğindeki genel ve teknik şartname hükümleri göz önüne alındığında, yaklaşık ispat ölçütünün yerine getirilemediği, tedbir kararına itirazın kabulü ile tedbirin kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken aksi yönde verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğu anlaşılmış, davalının istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına dair karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılmış aşağıdaki hüküm kurulmuştur.” mahkememiz kararının kaldırıldığı görülmüştür.
Mevcut dosya kapsamı itibariyle yeniden inceleme yapılmasına yer olmadığından taraf vekillerinin ek rapor taleplerinin reddine karar verilmiştir.
Netice olarak mahkememizce yapılan değerlendirmeye göre, taraflar arasında çeşitli tarihlerde yapılan “AG-YG(OĞ) Elektrik Dağıtım Şebekeleri ve YO(OG) Havai Hatları Arızi Onarım ve Bakım İşleri” sözleşmeleri kapsamında davacı şirketin davalı Kuruma ait bölgelerde yüklenici sıfatıyla hizmetin ifasına dair işlemle yaptığı, bu sözleşmeler uyarınca davacıdan teminat mektupları alındığı ve teminat mektuplarının iade edilmediği her iki tarafın da kabulündedir. Davacının iddiası, ihale konusu arıza, bakım ve onarım işlerinin kendisi tarafından eksiksiz olarak ve sözleşmeye uygun biçimde yerine getirildiği, tüm hak edişlerin davalı yanca ihtirazı kayıtsız onaylanarak ödendiği, böylece taraflar arasındaki sözleşmesel ilişkinin sona erimiş olup bu hususta herhangi bir ihtilaf bulunmadığı, ancak davalının banka teminat mekluplarını sebepsiz yere elinde tutup taleplerine rağmen iade etmediği yönünde olup, davalı taraf ise davacı şirket tarafından yüklenilen işte çalıştırdığı işçilerinin ücret ve diğer haklarının tam olarak ödenmemesi nedeniyle davacı işçileri tarafından kendilerine karşı açılmış davaların bulunduğunu, başka davaların açılması da kuvvetle muhtemel olduğunu, dava sonunda bu işçilerin bazılarına ödeme yaptığını, diğerlerine de ödeme yapmak durumunda kalacağını, taraflar arasında akdedilen sözleşme ve eki Yapım İşleri Genel Şartnamesi hükümlerine (madde 33) göre davacı şirketin işçilerinin iş kanunu ve sosyal güvenlik hukuku yönünden doğacak alacak ve tazminatlarının ödenmesinden davacı şirketin sorumlu olduğunu belirterek teminat mektuplarının iade edilmediğini beyan etmiştir.
Davalı vekilince bildirilen, işçilerin açmış oldukları işçilik alacaklarına ilişkin İş Mahkemeleri dosyaları getirtilip incelenmiş, bu dosyalar bilirkişiler tarafından da değerlendirilmiştir. Yapılan incelememize göre, davacı taraf her ne kadar işin bitirildiğini ve teslim edildiğini, hakedişlerin ödendiğini ve teminat mektuplarının iadesinin gerektiğini iddia etmiş ise de, İş Mahkemesi dosyalarının incelenmesine göre bu dosyaların, davacı uhdesinde davalıya ait işlerde çalışılan( dava konusu teminat mektuplarının verildiği işlere ilişkin dönemde) işlere ilişkin olarak davacı işçilerinin mahkememiz dosyası davalısını da davalı olarak göstererek açılmış davalar olduğu görülmüş, cevap dilekçesinde bildirilen davalardan sonra mahkememiz yargılama sürecinde açılan başka davaların da olduğunun bildirilmesi üzerine istenilen mahkeme dosyalarına göre, davalının halen açılacak bir işçilik alacağı dosyasında davalı olarak yer almak ve bu dosyada hükmolunacak miktarı ödeme tehdidi altında olacağı anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki sözleşmelere ve ek Yapım İİşleri Genel Şartnamesi’ne göre, davacının işçilerin iş kanunu ve sosyal güvenlik hukuku yönünden doğacak alacak ve tazminatlardan sorumlu olması, davalı tarafın mahkememiz dosyasına da temin edilen işçilik alacağına ilişkin İş Mahkemesi dosyalarından dolayı ödeme tehdidi altında olması, yargılama sürecinde peyder pey bildirilmiş olan İş Mahkemeleri dosyaları dolayısıyla, halen yeni davalar açıldığı ve açılma halinin devam ettiği ve edeceği göz önüne alınarak, davalı tarafından ne kadar ödeme yapma ihtimalinin olduğunun bu aşamada bilinemeyeceği, davalının teminat mektuplarını iade ederek, ileride İş Mahkemesi ilamlarına göre ödeyeceği parasal miktarlarının davacıdan tahsilinde sıkıntı yaşayacak olması hali için, kendisini teminattan mahrum bırakmasının istenemeyeceği kanaati ile, teminat mektuplarının iadesi ve bu teminat mektupları dolayısıyla ödenen komisyon bedellerinin alacak olarak tahsili talepli davanın reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Açıklanan nedenlerle;
1- Davanın reddine,
2-Alınması gerekli harç 80,70 TL olup, peşin alınan 170,78 TL, 15.304,91 ve tamamlama harcı 1.094,00 TL den mahsubu ile fazla alınmış olan 16.488,99 TL harcın karar kesinleştikten sonra istek halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı taraf vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 66.062,69 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
5-Karar kesinleşene kadar yapılacak yargılama giderlerinin davacı gider avansından karşılanmasına, karar kesinleştikten sonra bakiye gider avansının istek halinde davacıya iadesine,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup anlatıldı.11/04/2022

Başkan …
e-imza
Üye ..
e-imza
Üye …
e-imza
Katip …
e-imza