Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/864 E. 2019/848 K. 30.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/864 Esas
KARAR NO : 2019/848

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/10/2017
KARAR TARİHİ : 30/09/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Taraflar arasında akdedilen protokoller kapsamında, davalı …’nın müvekkili şirkete 1.350.000,00 TL borç para verdiğini, müvekkili şirketin her ay 25.000,00 TL olmak üzere toplam 60 ay boyunca 1.500.000,00 TL’yi …’ya ödemeyi kabul ve taahhüt ettiğini, aynı zamanda borçların teminatı olarak müvekkili …’nun borçlu lehtarı…A.Ş olmak üzere lehtarın cirosunu havi 60 ay için 60 adet 25.000,00 TL tutarında bono tanzim ederek davalıya teslim edildiğini, bunların yanısıra davalı …’ya tesis edilen borç ilişkisine teminat olması amacıyla …A.Ş’nin %20 hissesinin devredildiğini, bu suretle şirkete ortak olduğunu, diğer davalı …’nın da müvekkili şirkete yönetim kurulu başkan yardımcısı olarak atandığını, söz konusu borç ilişkisi kapsamında müvekkilleri tarafından davalıya aylık ödemelerin yapıldığını, davalı tarafından ödenen tutar oranındaki bonoların müvekkillerine teslimi sağlandığını, ancak bir müddet sonra ödeme yapılması akabinde senedin iade alınması ve teminat hisselerinin geri verilmesi sürecinde sıkıntı ve sorunlar yaşanmaya başlanıldığını, bu sürece ilişkin olarak müvekkilleri tarafından açılan ve devam eden birden fazla dava ve suç duyurusu bulunduğunu, davalı …’nın şirket ortağı, davalı …’nın da yönetim kurulu başkan yardımcısı olmasına rağmen müvekkilleri ile aralarındaki husumet sebebiyle müvekkili şirkete maddi ve manevi zarar vermek, şirketin düzenini bozmak, şirketi batırmak ve hatta asılsız suçlamalar ve resmi makamlara yapılan iftira niteliğindeki başvurular ile şirketi kapattırmak kastıyla hareket ettiklerini, davalılar tarafından müvekkili şirket hakkında itfaiye ruhsatı olmadığı ve bu sebeple kapanması yönünde …İtfaiye Müdürlüğü’ne bir çok defa asılsız dilekçeler verilerek şikayette bulunulduğunu, … Belediyesi Ruhsat Müdürlüğü’ne usulüne uygun bir ruhsata sahip olunmadığı yönünde asılsız/haksız şikayetlerde bulunulduğunu, …Belediyesi Yapı Müdürlüğü’ne defalarca yalan beyan ve haksız şikayette bulunularak müvekkili şirketi bir çok defa yapı denetimine maruz bıraktırarak zora soktuklarını, defalarca ödeme isteği olmasına rağmen art niyetli olarak ödeme yerlerini şirkete belirtmemek sureti ile ödemelerin yapılmasına mani olmak ve yine bu bahane ile senetlerin üzerine icra masrafları ve avukatlık ücreti ekleyerek icra işlemini şirketin en yoğun olduğu ana denk getirerek tahsil etmeye çalıştıklarını, müvekkili şirket aleyhine resmi kurumlara yapılan usulsüz başvurular ve şikayetler ile şirketin ticari itibarının zedelendiğini, müvekkili şirketi haksız ve hukuka aykırı şekilde basarak kasadaki parayı muhasebeci ve müdürden zorla almaya çalışmak suretiyle şirketi ve şirket çalışanlarını manevi zarara uğrattıklarını, müvekkili tarafından mal alımlarının yapıldığı firmalar ile mail ve kargo yoluyla iletişim kurarak …A.Ş’ne yapılacak mal temini ve mal sevkiyatını engellemeye çalıştıklarını, davalıların, şirketin maddi ve manevi zararlarını tazminle yükümlü olduklarını, açıklanan nedenlerle; davalıların ticari, maddi ve manevi hayatı engeller nitelikteki eylemleri nedeniyle müvekkili şirketin uğramış olduğu zarar miktarının belirlenmesi ve şu anda müvekkillerinden beklenemeyecek durumda olduğundan talep sonucu tahkikat aşamasında kesin olarak belirleme hakkı saklı kalmak kaydıyla geçici olarak asgari şimdilik 1.000,00 TL maddi, 25.000,00 TL manevi zararların yasal faizi ile birlikte tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP : Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle: her bir davacının hangi müvekkiline ilişkin ne talebi olduğunun belirsiz olduğunu, davacılar tarafından taleplerinin somutlaştırılmadığını, bu nedenle davanın hukuki yarar yokluğundan reddi gerektiğini, davalı …’nın usul ve yasaya uygun şekilde şirket ortağı olup; hisse bedelini ödeyerek şirket hisselerini devraldığını, protokol şartlarından birisi de müvekkiline yönetim kurulu başkan yardımcılığı görevinin verilmesi ve aylık 25.000,00 TL lik ödeme taahhüdü olduğunu, … dava dilekçesindeki iddia edilen tutarı şirket hisselerini devralması sebebi ile ödediğini, söz konusu tutarın asla şirkete borç verme gayesiyle ödenmediğini, taraflar arasında imzalanan protokole göre de müvekkiline yönetim kurulu başkan yardımcılığı ve ayrıca aylık 25.000,00 TL lik ödeme taahhüdü kapsamında 60 adet bono düzenlenerek teslim edildiğini, iddia edildiği gibi davalı … şirkete borç para vermiş olsa idi taraflar arasında usulüne uygun olarak bir hisse devri sözleşmesinin imzalanmayacağını, kaldı ki söz konusu hisse bedelinin ödendiği zaman davalı müvekkili …’nın şirket ortağı olmadığını, ortağı olmadığı şirkete o kadar yüksek bir tutarı borç vermesi hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davacı tarafın, davalı müvekkili …’nın ortaklığını bertaraf ederek mahkemeyi yanıltma çabasında olduğunu, dava dilekçelerinde müvekkili aleyhine başlatılan soruşturma dosyasından bahsedildiğini, söz konusu dosyada tüm delillerin toplandığı ve savcı tarafından tarafların dinlendiğini, karşı tarafın dosyada dahi iddialarını doğrular nitelikte hiçbir delil savcılığa sunamadığını, müvekkilerinin asla şirketi zarara uğratma amacı ile hareket etmediğini, aksine davacı … ve dava dışı …’nun yaptıkları usulsüzlükler nedeni ile şirketin daha fazla zarara uğraması için çabaladığını, açıklanan nedenlerle; öncelikle davacıların taleplerinin neye ilişkin ve hangi davacının hangi davalıdan ne talep ettiği belirsiz olduğundan somut olmayan iş bu davanın hukuki yarar yokluğundan reddine, davacıların mesnetsiz dava dilekçelerinden anlaşılabildiği kadarıyla konusu gereği davacı … bakımından aktif husumet yokluğundan, davalı … bakımından pasif husumet yokluğundan davanın usulden reddine, davacıların haksız ve kötü niyetli ikame ettikleri iş bu davanın hukuki temeli bulunmadığından ve talep edilen huşularda hukuki şartlar oluşmadığından davanın esastan reddine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLER VE GEREKÇE :
Dava dosyanın 6545 sayılı yasanın 45.maddesi uyarınca niteliği itibariyle heyete tevdi edilmiş ve mahkememiz heyetince yargılamaya devam olunmuş yine tensip tutanağında her ne kadar yargılamanın konusu nedeniyle yazılı usul uygulanması kabul edilmiş ise de, bilahire davanın yazılı usul değil, basit usule tabi olduğu anlaşılmış ve bu husus heyet duruşmasında düzeltilmiştir.
Dava dilekçesindeki muğlaklık ve davalı tarafın talebi de dikkate alınarak davacıdan taleplerini açıklaması istenmiş ve bunun üzerine de davacı tarafça 22/02/2018 tarihli dilekçesi ile taleplerine açıklık getirilmiştir.
Dava, hem tüzel kişi hem de tüzel kişinin ortağı ve yöneticisi olan … tarafından şirketin yönetim kurulunda başkan yardımcısı olan davalı … ‘ya karşı 6102 sayılı yasanın 369. Maddesindeki özen yükümlülüğüne aykırı davranışından dolayı yönetici sorununa dayalı 500,00 TL maddi ve 15.000,00 TL manevi tazminat ve yine aynı kişiler tarafından 6102 sayılı yasanın 557. Maddesine dayalı olarak diğer davalı ve aynı zamanda şirket hissedarı olan …’ya karşı da 500,00 TL maddi ve 10.000,00 manevi tazminat davası olarak açılmıştır.
Davacı taraf dilekçesi, davalı taraf cevap dilekçeleri, dosyaya sunulan bilgi ve belgeler ve tüm dosya kapsamınca, davacıların davalı …’ya ilişkin maddi manevi tazminat davalarının pasif sıfat yokluğundan, diğer davalı …’ya ilişkin maddi ve manevi tazminat davalarının ise ayrı ayrı esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
Açılan davada, davacı vekili açıkça davasının 6102 sayılı yasanın 369,553 ve 557. Sayılı maddelerine dayandırdığını belirttiğinden ve 6102 sayılı yasanın 457. Maddesinde yönetim kurulu veya denetçilerin sorumluluğuna ilişkin düzenlemelerin yer aldığı 6102 SY’nın anonim şirketlere ait 11. Bölümündeki hukuki sorumluluk başlığı altındaki bölümde düzenlenmiş olması ve 557. Maddenin müteselsil sorumluluk hallerinde sadece iç ilişkide değil dış ilişkide de kusura göre hüküm tayini için getirilmiş ve İsviçre Borçlar Kanununun bu yöndeki benzer maddesindeki eleştiriye konu kısımdaki yapılan değişikliğe parelel olarak BK. 43 ve 44. Maddesi göz önünde tutulmak sureti ile yapılmış olan, tamamen müteselsil sorumluluk hususunda ilişkin yönetici ve denetçilere karşı açılan davalar yönünden açıklayıcı bir düzenleme olup, davalı …’nın, davacı şirketin sadece ortağı olduğu, yöneticisi ve denetçisi olmadığı bu nedenle davacıların bu davalıya karşı yapmış oldukları talepleri yönünden bu davalının pasif sıfatının olamayacağına kanaat getirilmiş ve bu nedenle de onun hakkındaki maddi ve manevi tazminat davasının pasif sıfat yokluğundan reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı tarafın diğer davalıya yönelik olarak dile getirdikleri maddi zarar dayanakları yönünden ise belediyelere, bankalara ve hizmet alınan firmalara yazılan yazının içeriğine bakıldığında, davalı …’ın eyleminin yönetici sorumluluğuna dayalı bir kısmı ilgili kurumlara (belediye gibi) hatırlatmada bulunarak, eksiklik olup olmadığı, var ise giderilmesine dönük denetim talebini içerdiği, diğer banka ve hizmet alınan firmalara ilişkin bildirimlerinin ise yönetime seçildiğinin bildirimi yanında bu yönetimde alınan karar uyarınca şirketi bağlayıcı işlemlerin ne şekilde imzalanması halinde bağlayıcı olacağının bildirilerek uyarılması ve aksine işlem var ise kabul edilmeyeceğine dair oluşan yönetim temsil ve yönetimde alınan karara uygun davranış ve işlemlerde bulunulmasını sağlamaya dönük olduğu, şirket zararına olmadığı sabittir. Nitekim davacı tarafça 05/08/2018 tarihili dilekçesine ek olarak zararlandırıcı eyleme dayanak olarak sunulan … Şti tarafından düzenlenmiş 08/09/2017 tarihli ve yine … Şti tarafından düzenlenmiş 28/09/2017 tarihli fatura içerikleri dikkate alındığında yangın önlemeye dönük yapılan işlemler ve alınan malzemelere ilişkin olduğu, bunun da şirketin idari cezalara maruz kalmasının önlenmesini sağlaması yanında yangın riskinin ortadan kaldırılması veya yangın halinde gerekli müdahale malzemelerinin teminine ilişkin olduğu, şirket için gider olarak kabul edilse bile bunun zorunlu olduğu, zarar olarak değerlendirilemeyeceği, aksine olası büyük zararları önlemeye ilişkin olduğu bu nedenle de maddi zarar oluşmadığı, davacı tarafça maddi zararın ispatlanamadığı bu nedenle maddi zarar taleplerinin reddine karar verilmiştir.
Davacıların bu davalı …’ya karşı açmış oldukları manevi zarar yönündeki iddialarının yine maddi zarara ilişkin eylemlerinin gösterildiği oysa davalının bu eylemlerinin zararlandırıcı olmadığı bu nedenle de tüzel kişilerin itibarının da zarara uğramadığı keza manevi zararın başka türlü de davacı tarafça ispatlanamadığı, bir kısım dilekçedeki anlatımların ise dava konusu ile ilgisinin olmadığı, (tefecilik, hisse alım ve dava dışı … ile ilgili anlatımların, soruşturma dosyalarının vs.) dikkate alınamayacağı ve bu kişiye ilişkin manevi tazminat davasının da ispatlanamamış olduğu, yine kasadaki paranın zorla alındığı belirtilmiş olsa bile bunun için tanık dinlenmesine de gerek görülmemiş zira bu şekilde bir eylem olduğu sabit olsa bile bunun ancak haksız fiil oluşturabileceği ve bu haksız fiilin ise şirket yönünden itibarının sarsılmasına, manevi zarara uğramasına yol açmayacağına kanaat getirilmiş olduğundan davacı tarafın bu kişiye karşı manevi zarar talebinin de reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM
1-Davacının davalı …’ya ilişkin maddi ve manevi tazminat davasının pasif sıfat yokluğundan reddine,
2-Davacının, davalı …’ya ilişkin maddi ve manevi tazminat davasının ayrı ayrı esastan reddine,
3-Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 44,40 TL ilam harcının peşin alınan 444,02 TL’den düşümü ile geri kalan 399,62 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin üstünde bırakılmasına,
5-Davacı … kendini vekille temsil ettirdiğinden;
a) Manevi tazminat yönünden lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği 2.725,00 TL vekalet ücreti takdirine, bunun davacıdan tahsili ile bu davalıya verilmesine,
b)Maddi tazminat yönünden lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği 500,00 TL vekalet ücreti takdirine, bunun davacıdan tahsili ile bu davalıya verilmesine,
6-Davalı … kendini vekille temsil ettirdiğinden;
a)Manevi tazminat yönünden lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği 2.725,00 TL vekalet ücreti takdirine, bunun davacıdan tahsili ile bu davalıya verilmesine,
b)Maddi tazminat yönünden lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği 500,00 TL vekalet ücreti takdirine, bunun davacıdan tahsili ile bu davalıya verilmesine,
7-Karar kesinleştiğinde harcanmayan gider avansının ilgilisine iadesine,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı oy birliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı.

Başkan …
E-imza
Üye …
E-imza
Üye …
E-imza
Katip …
E-imza