Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/856 E. 2020/122 K. 10.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/856 Esas
KARAR NO : 2020/122

DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/09/2017
KARAR TARİHİ : 10/02/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkili ile dava dışı borçlu …A.Ş arasında davalı …’ın müşterek ve müteselsil kefaleti ile genel kredi sözleşmesi imzalandığını, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan borcun ödenmemesi üzerine hesap katı yapılarak ödeme ihtarında bulunulduğunu, ancak buna rağmen ödeme yapılmadığını, bunun üzerine yapılan İstanbul … İcra Müd. … esas sayılı dosyasında icra takibine de haksız olarak davalı tarafça itiraz edilmekle takibin durdurulduğunu, haksız itirazın iptali ile %20 inkar tazminatı talep ve dava etmiştir.

CEVAP :Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Müvekkilinin kefaletinin eski sözleşmede yer aldığını ve onların da kapatılıp sorumluluğun sona erdiğini, bu nedenle itiraz edildiğini, itirazın yerinde olduğunu, davanın reddi ile %20 tazminat talebinde bulunmuştur.

DELİLLER VE GEREKÇE :
Davacı delil olarak, genel kredi sözleşmesi, hesap dökümleri, ihtarname ve bilirkişi incelemesine dayanmış, davalı ise hesap dökümleri, noter ihtarnamesi, bilirkişi ve yemin deliline dayanmıştır.
Getirtilen icra dosyasında yapılan incelemede davacı tarafça dosyamız davalısı ve dava dışı …A.Ş hakkında İstanbul … İcra Müd. … esas sayılı dosyasında 1.011.943,46 TL nakit, 1.410,00 TL gayrinakit depo talebi olmak üzere 1.013.353,46 TL’lik adi takip yoluyla talepte bulunduğu, davalı tarafa çıkarılan ödeme emrine davalı tarafın süresinde itiraz ile takibin durduğu ve duran takip üzerine süresi içerisinde davacı tarafça dava açılmış olduğu tespit edilmiştir.
Dava dosyasının teknik bilgi ve bilirkişi incelemesi gerektirmesi nedeniyle dosya bankacı bilirkişi …’e tevdi olunmuş, bilirkişi tarafından sunulan raporda; “Davacının davalıdan 990.073,84 TL asıl alacak, 10.199,80 TL işlemiş faiz, 510,00 TL BSMV, 474,26 TL masraf olmak üzere 1.007.257,90 TL takip tarihi itibariyle alacaklı olduğu, bankanın 4.685,56 TL’lik fazla talepte bulunduğu, bankanın faize ilişkin belgesini sunması halinde en az %15,36 oranında faiz ve %5 faizin gider vergisini talep edebileceğini, davalı tarafın 2.500.000,00 TL’lik kefalet miktarı dikkate alındığında kabul edilen miktarın kefalet sınırlarında kaldığını” belirtmiştir.
Davalı tarafın rapora itirazı üzerine dava dosyası yeniden ek rapor alınmak üzere aynı bilirkişiye tevdi edilmiş, ancak bilirkişi önceki raporunu tekrar etmiştir.
Bilirkişinin mahkeme yönergesine uygun olarak ek rapor sunmaması nedeniyle ek rapor için takdir edilen 200,00 TL ücretin kendisinden geri alınmak suretiyle dava dosyasının bankacı bilirkişi …’e tevdi ile rapor alınmasına karar verilmiş, bu bilirkişi tarafından sunulan raporda denetime açık olacak şekilde Davalının 2 adet toplamda 2.500.000,00 TL’lik miktara ilişkin kefaletini içerir genel kredi sözleşmesinde imzasının olduğu ve banka şubesinde yapılan incelemede davacının, dava dışı asıl kredi borçlusu …A.Ş’nden 996.093,93 TL nakit, 1.410,00 TL gayrinakit olmak üzer alacaklı bulunduğu, davalıya hesap kat ihtarının 18.08.2017 tarihinde tebliğ edilmesi üzerine davalının 20.08.2017 tarihinde temerrüte düşmüş olduğu, buna göre de davacının temerrüt tarihi itibariyle davalıdan 996.073,84 TL asıl alacak, 2.593,64 TL işlemiş faiz ve 129,68 TL gider vergisi(BSMV) olmak üzere 998.797,16 TL alacaklı olduğu, takip tarihi itibariyle taraflar arasındaki sözleşme uyarınca uygulanması gereken %48 faiz oranının %50’si ilavesi ile %72 temerrüt faizi talep edebilecek iken davacının yıllık %23 temerrüt faizi talep ettiği, buna göre de 996.073,84 TL asıl, 13.430,92 TL işlemiş faiz, 671,54 TL gider vergisi, 474,26 TL ihtar masrafı olmak üzere 1.010.650,57 TL alacaklı olduğu, nakit kredi yönünden fazlaya ilişkin talebin yerinde olmadığı, gayrinakit çek depo bedeli yönünden ise; taraflar arasındaki sözleşmenin 10.3.maddesinde “…mevzuattan kaynaklanan çek kanunu uyarınca bankanın ödemekle yükümlü olduğu yasal ödeme tutarından ve gerek yalnız olarak, gerekse diğer kişilerle birlikte asaleten veya müteselsilen kefil sıfatıyla, krediler sebebiyle doğmuş veya doğacak bütün borçlarından bankaya karşı aşağıda herhangi bir müteselsil kefilin el yazısıyla belirtmiş oldukları kefalet limitlerine kadar, müteselsil kefil sıfatıyla imza tarihinden itibaren 10 yıl süreyle sorumlu olduklarını, sorumlu oldukları azami miktarın ve kefalet tarihlerinin kendi el yazılarıyla belirtmek suretiyle imzalarıyla TBK’nun ilgili hükümlerine uygun olarak aşağıda kabul etmişlerdir.” hüküm bulunmasına rağmen, bu hükme göre asıl borç ve kefillerin ödenen çek bedellerinden sorumlu olacakları, ancak kefiller için bankaca talep edilmesi halinde nakit bloke vereceklerine dair bir sözleşme hükmü bulunmadığından kefilden nakit depo talebinin yerinde olmadığını, davalının savunmasına istinaden imzalanan sözleşmenin genel kredi sözleşmesi olduğu ve bu sözleşmeler belli bir krediye hasredilerek özelleştirilmiş sözleşmeler olmamalarından dolayı, bu sözleşmelere göre açılıp kullandırılan krediler defalarca kapatılıp yeniden açılsalar da, bu sözleşmelere geçerliliklerini (daha az bir süre ön görülmemiş süresiz sözleşmeler iseler) yeni borçlar kanununa göre düzenlendikleri tarihten itibaren 10 yıl süreyle geçerliliklerini devam ettirdikleri, bu sebeple bu tür sözleşmelere verilen kefaletlerin de bu sözleşmeye bağlı krediler ödenerek bitse bile yeniden kullandırılan krediler için de 10 yıllık süreye kadar yeniden teminat teşkil etmeye devam eder. Yine davalının asıl şirket ortaklığından ayrılmış olması ve bunu bankaya bildirmiş olmasının kefaletten çekilme isteğinin de geçerli olup olmadığı hususunun mahkemece değerlendirilmesi gerektiği, ancak davalının imzaladığı sözleşmelerin belli bir krediye hasredilmiş özel kredi sözleşmeleri olmadığını belirtmiştir.
Rapora taraflarca tebliğ üzerine itiraz edilmiştir. Ancak mahkememizce alınan rapor hükme esas alınmaya yeterli görüldüğünden yeniden rapor alınmasına gerek duyulmamıştır.
Dava, İİK 67.maddesine dayalı itirazın iptali davasıdır.
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, icra takip dosyası, genel kredi sözleşmesi, alınan detaylı, gerekçeli, dosya kapsamıyla uyumlu bankacı bilirkişi …’in raporu uyarınca davacının davasının kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Davacı tarafça, davalının müteselsil kefil olarak imzaladığı genel kredi sözleşmelerine istinaden 2.500.000,00 TL’ye kadar davalıdan talepte bulunabileceği, imzalanan genel kredi sözleşmelerinin süreli veya özel bir kredi türüne ait olmayıp, genel kredi sözleşmesine ilişkin olması ve bu kredi sözleşme türünde, sözleşmenin imzalandığı tarih itibariyle yürürlükte bulunan 6098 sayılı Borçlar Kanunu 598.maddesi uyarınca 10 yıllık süreye tabi olduğu, bu sürenin henüz dolmadığı, davalının şirket ortaklığından ayrılmış olmasının kefaletinin genel kredi sözleşmesinden kaynaklı olarak sonlandırmayacağına ve bu nedenle savunmalarına itibar edilemeyeceğine, davacının da bilirkişi tarafından doğru bir şekilde tespit edildiği üzere 996.073,84 TL asıl, 13.430,92 TL işlemiş faiz, 671,54 TL BSMV, 474,26 TL ihtar gideri olmak üzere 1.010.650,56 TL takip tarihi itibariyle alacak talep edebileceği, bu kısma ilişkin davalı tarafın itirazlarının haksız olması nedeniyle iptaline ve kabul edilen asıl alacak üzerinden taleple bağlı kalınarak %23,04 oranında temerrüt faizi ve faizin %5 BSMV’si uygulanmak suretiyle kabul edilen kısım yönünden takibin devamına, davacı tarafın fazlaya ilişkin isteminin ise yerinde olmadığı, davalı itirazının haklı olduğu anlaşılmakla reddine karar verilmiştir.
Davanın kabul edilen kısmının genel kredi sözleşmesinden kaynaklı banka alacağı olduğu, bu haliyle alacağın likit olduğuna kanaat getirildiğinden kabul edilen dava değeri üzerinden takdiren %20 oranında hesaplanan 202.130,11 TL inkar tazminatının da davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Davanın reddedilen kısım yönünden davalı tarafça davacının açıkça kötü niyetli olduğu ispatlanamadığından şartları oluşmaması nedeniyle davalı tarafın kötü niyet tazminatı talebinin de reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davasının kısmen kabulü ile davalının İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasındaki 996.073,84 TL asıl, 13.430,92 TL işlemiş faiz, 671,54 TL BSMV, 474,26 TL ihtar gideri olmak üzere toplam 1.010.650,56 TL alacağa ilişkin itirazın iptali ile asıl alacak 996.073,84 TL’ye takip tarihinden itibaren %23,04 oranında temerrüt faizi ve faizin %5 BSMV’si uygulanmak suretiyle takibin devamına,
2-Davacı tarafın fazlaya ilişkin isteminin reddine,
3-Kabul edilen dava değeri 1.010.650,56 TL üzerinden takdiren %20 oranında hesaplanan 202.130,11 TL inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Reddolunan kısım için şartlar oluşmadığından davalı tarafın kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
5-Alınması gereken 69.037,54 TL harçtan peşin yatırılan 17.281,47 TL harcın mahsubu ile bakiye 51.756,07 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydedilmesine,
6-Davacı tarafça yapılan 13.071,25 TL yargılama giderinden davanın kabul ve red oranı dikkate alınarak 13.054,55 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen kısım üzerinden yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 67.582,53 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden reddedilen kısım üzerinden yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 1.292,90 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-Harcanmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı oy birliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı.

Başkan …
E-imza
Üye …
E-imza
Üye …
E-imza
Katip …
E-imza

HARÇ BEYANI / YARGILAMA GİDERİ /
69.037,54 TL İ.H 12.257,75 TL İlk masraf
17.281,47 TL P.H / 700,00 TL Bilirkişi ücreti
51.756,07 TL Bakiye harç 113,50 TL Tebligat-Posta
13.071,25 TL