Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/828 E. 2021/810 K. 31.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/828 Esas
KARAR NO : 2021/810

DAVA : Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Alacak)
DAVA TARİHİ : 20/09/2017

Mahkememizde görülmekte olan Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Alacak) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davalı banka Sultanhamam şubesinde hesabı bulunduğunu, bu hesap üzerinden değişik tarihlerde taksitli ve rotatif kredi, kredi kartı kullandığını davalı bankanın müvekkilinin rızası olmadan değişik dönemlerde, çeşitli adlar altında yüklü miktarda kesintiler yapıldığını, fakat son bir yılda kesilen tutarlara ulaşabildiklerini, davalı banka tarafından haksız yapılan kesintilerin tespiti ile belirlenecek tutarın kesinti tarihleri itibariyle işleyecek mevduata uygulanan en yüksek faiz ile birlikte davalıdan tahsilini, şimdilik davayı 1.000,00 TL üzerinden açtıklarını belirlenecek tutar üzerinden ıslah edeceklerini, yapılan yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Kısmi dava şartları oluşmadığından davanın reddinin gerekeceğini, davacının masraf olarak alınan tutarların iadesini talep ederken dava değeri olarak şimdilik 1.000,00 TL talep ettiğini, davacının basiretli bir tacir olarak bankadan hangi tutarda hangi tarihte kredi kullandığını, bu kredilerin alınan masraf varsa bunun ne kadar olduğunu bilmekte olduğunu, talebinin hangi kredileri kapsadığı dava dilekçesinde yer almadığını, ayrıca dava dilekçesinde bulunması gereken unsurlar yer almadığından dava dilekçesininde reddinin gerektiğini, dava konusu edilen tutarın zamanaşımına uğradığını, müvekkili bankanın yaptığı masraf kesintilerinin merkez bankasına bildirimi yapılan masraf komisyon listesine uygun kesintiler olduğunu, davaya konu edilen masrafların ise davacının bilgi ve onayı dahilinde tahsil edildiğini, davanın reddine karar verilmesini, yapılan yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava taraflar arasındaki Kredi sözleşmeleri nedeniyle davalının davacıdan haksız olarak tahsil ettiği ücretlerin iadesi iddiası ile açılan alacak davasıdır.
Taraflarca dosyaya sunulmuş tüm bilgi, belge, banka dokümanları ve mahkememizce davalı bankadan istenilen tüm içerikler incelenerek dosyanın bilirkişiye verilmesine karar verilmiştir.
Dosya mahkemece resen belirlenen bankacı bilirkişiye tevdii edilerek rapor hazırlaması talep edilmiş bilirkişi raporunda ” Davalı kredi atacaklışı bankanın, davacı borçludan değişik adlarla yapmış olduğu kesintilerin, Taraflar arasında imzalanan Sözleşmelerinin davalı aleyhine olan bölümlerinin davacı tarafından müzakere edildiği, Tacir konumunda olan davacının uzunca bir zaman kendisi yönünden gider olarak kabul edilen masraflar itirazda bulunmadığı gözetildiğinde, davacı isteminin yerinde olmadığı, Tarafların masraf, tazminat ve benzeri diğer taleplerinin Sayın Mahkemenizin takdirleri içinde kaldığı, Sonuç ve kanaatine varılmıştır.” şeklinde rapor sunulmuştur.
Taraflarca yapılan itiraz ve beyanlar neticesinde dosya bir hukukçu ve bir bankacı bilirkişiye tevdi edilerek itiraz ve beyanlarıda denetleyecek şekilde rapor sunması talep edilmiş bilirkişi bilirkişi heyeti raporunda ” Genel İşlem Koşullarına İlişkin Hükümler Bakımından, Sayın Mahkemenin takdirinde olmakla birlikte taraflar arasındaki sözleşmenin veya sözleşmedeki hükümlerin genel işlem koşulu niteliği taşıdığı düşünülmektedir. TBK m. 21-25 uyarınca bunların doğrudan geçersiz sayılması mümkün değildir. Şöyle ki geçersizlik sonucu sadece genel işlem koşullarının varlığına değil, bu koşulların TBK’de yer alan denetim aşamalarından geçememiş olmalarına bağlıdır. Yargıtay denetim aşamalarını, TBK m. 21, 24 ve 25 doğrultusunda, kapsamı denetimi (TBK. m. 21/1), şaşırtıcı genel işlem koşulu denetimi (TBK. m. 21/2), yorum denetimi (TBK. m. 23), değiştirme ve yeni düzenleme yapma yasağı denetimi (TBK. m. 24) ile içerik denetimi (TBK. m. 25) olarak isimlendirmektedir. Her denetimin sonucu farklı yaptırımlara bağlanmış olup kapsam, şaşırtıcı genel işlem koşulları ve değiştirme ve yeni düzenleme yapma yasağı denetiminin yaptırımı yazılmamış sayılma (doktrindeki ifadesiyle yokluk), yorum denetiminin yaptırımı aleyhe yorum ve içerik denetiminin yaptırımı ise tam veya kısmi kesin hükümsüzlüktür. Bankacılık açısından yapılan değerlendirmede, Sözleşmede öncesi bilgilendirme formu ile Taraflar arasında akdedilen GKS’nin 8. Sayfasında sözleşmenin 1 suretinin teslim alındığı ibaresi ve GKS’nin 8. Sayfasında davacının kendi el yazısı ile; “Bu metni daha evvel şubenizden edindim. Okudum, inceledim, şube personeli tarafından bilgilendirildim. Hükümlerde tamamen mutabıkım”; denildiği tespit edilmiştir. Takdiri sayın mahkemeye ait olmak üzere sözleşme öncesi bilgilendirme yapılmış olduğu ve (yürürlük) denetiminin tamamlandığı düşünülmektedir. Bankacılık açısından yapılan değerlendirmede, “Dava konusu komisyon ve ücret ile bunların gider vergisi (BSMV) dahil toplam 6.286,25 TL (10.280, 12-3.993,875) kısmının tahsilinin sözleşme koşullarına uygun olarak tahsil edildiği kanaati edinilmiştir. Öte yandan tahsil edilen kamisyon ve ücretin (6.286,25 TL’lık kısım) TCMB bildirilen ücret ve komisyon tarifesine uygun olduğu” yönünde değerlendirme yapılmış olmakla söz konusu tahsilatların TBK m. 25 uyarınca dürüstlük kuralına aykırı şekilde davacının menfaatlerine uygun olup olmadığı hususunda nihai takdir Sayın Mahkemededir. Bankacılık açısından dönemsel hizmet komisyonu açıklaması altında yapılan kesintiler için ise bankacılık bakımından yapılan değerlendirmede, sözleşmede kredi operasyon ücreti, limit tahsis ücreti, dönemsel hizmet komisyonuna yönelik nispi ya da maktu bir düzenlemenin bulunmadığı, dönemsel hizmet komisyonu başlığı flnda kesilen 3.993,87 TL” (10.280 ,12-6.285,25x) karşısında somut bir hizmet verildiği sonucuna ulaşılamadığı için ayrıca genel işlem koşullarının denetimi bakımından değerlendirme yapılıp yapılmayacağı hususunda nihai takdir Sayın Mahkemededir. Bankacılık Açısından Yapılan Değerlendirme Bakımından, A)Davalı Bankanın Tahsil Ettiği Komisyonun Kısmi Olarak Yerinde Olduğunun Kabulü Durumunda; Davalı banka ile davacı arasında 2012 yılında “Genel Kredi Sözleşmesi” akdedilmiştir. Anılan “sözleşme” kapsamında davacıya “taksitli ticari kredi hesabı ile diğer rotatif kredi hesapları “ açılmıştır. Dava konusu komisyon ve ücret ile bunların gider vergisi (BSMV) dahil toplam 6.286,25 TL (10.280, 12-3.993,87-) kısmının tahsilinin sözleşme koşullarına uygun olarak tahsil edildiği kanaati edinilmiştir. Öte yandan tahsil edilen komisyon ve ücretin (6.286,25 TL’lık kısım) TCMB bildirilen ücret ve komisyon tarifesine uygun olduğu, dolayısıyla tahsil edilen ücret ve — komisyon davacıdan gizlenmemiş bilakis çeşitli kanallardan bildirilmiştir (dekont verilmesi, hesap ekstresi ve hesap cüzdanı yazdırma vesaire gibi) Bunun yanı sıra, davalı bankanın tahsil ettiği komisyon ve ücretin -fakdiri sayın Mahkemeye ait olmak üzere başta sözleşme, TTK,BK, Bankacılık K. T.C. Merkez Bankası’nın 2006/1 sayılı Tebliği ve bankacılık teamüllerine uygun olduğu, dolayısıyla bu yönden de, davalı bankanın tahsil ettiği 6.286,25 TL ücret ve komisyonun İADE KOŞULLARININ OLUŞMAMIŞ OLDUĞU hususunun mütalaa edilebileceği görüşüne ulaşılmak mümkündür. B)Tahsil Edilen Komisyonun KISMI Olarak İade Edilmesinin Kabulü Durumunda; Davalı bankanın 2011-2017 yılı içinde “ dönemsel hizmet komisyonu “açıklaması adı altında tahsil ettiği komisyonun banka ücret tarifesinde tam olarak bir karşılığı bulunmamaktadır. Bu hizmet komisyonu karşılığında davacıya sunuları somut bir hizmetin varlığı ya da bu yönde bir giderin yapıldığına ilişkin açık kanıtta sunulmuş değildir. Yine sektörde faaliyet gösteren banka ücret ve komisyon tarifelerinde tam bu hizmeti karşılayabilecek tarife ya da fiili bir uygulamada bulunmadığı nazara alınarak, bütün bu saiklerden hareketle, mahiyeti tam olarak belli olmayan haksız şart dahilinde kabul edilebilecek nitelikteki 3.993,87 TL’lık (10.280,12-6.286,25) kısmın davacıya olay işlem tarihlerinden itibaren (Ancak, davacı işlem tarihinden itibaren er yüksek mevduat faiz talebinde bulunmuştur) kanımızca değişen oranlarda basit usulde işleyecek TİCARİ AVANS faizi ile birlikte istirdaden ödenebileceği, sonuç ve kanaatine varılmıştır.” şeklinde rapor sunulmuştur.
Netice olarak mahkememizce yapılan değerlendirmede; bilirkişi heyeti tarafından sunulan raporun uygulama ve mevzuata göre yerinde olduğu değerlendirilerek, bu rapora itibar edilmiştir, zira bu raporda diğer banka emsal uygulamaları da değerlendirilmiş, davalı banka tarafından TCMB’ye bildirilen ücret ve komisyon tarifesi de gözetilmiştir. Davacının talebi tahsil edilen dosya masrafına ilişkin olup, TTK 20.madde (eTTK 22) tacir olan veya olmayan bir kimseye, ticari işletmesiyle ilgili bir iş veya hizmet görmüş olan tacirin uygun bir ücret isteyebileceği düzenlenmiştir. İmzalanan sözleşmelerde davalı bankanın açtığı kredilere ilişkin olarak her nevi komisyon hesap işletim ücreti ve masrafı tahsile yetkili olduğu belirtilmiş olup, bu kapsamda davacıdan tahsil edilen bedellerin bankacılık teamülleri, ticari hayatın işleyişi ve piyasa uygulamalarına uygun olduğu, ancak davalı tarafça anlaşma uyarınca davacıdan dönemsel hizmet komisyonu alınması gerektiren bir belge sunulmadığı , sözleşmede dönemsel hizmet komisyonu adı altında bir bedelin alınacağı da açıkça kararlaştırılmadığı anlaşılmakla davacının bu yönüyle 3.393,00 TL davanın kısmen kabulüne karar verilmesi kanaatine varıldığından talebinin kısmen kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile, 3.393,00 TL’nin işlem tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalı taraftan alınarak davacı tarafa VERİLMESİNE,
2-Fazlaya ilişkin istemin reddine
3-Alınması gerekli harç 231,77 TL olup, peşin alınan 170,78 TL den mahsubu ile eksik alınmış olan 60,99 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafça yapılan 170,78 TL toplam harç ile yargılama aşamasında yapılan posta, tebligat ve bilirkişi ücreti 2.780,00 TL olmak üzere toplam 2.950,78 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
5-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 3.393,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
6-Davalı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca reddedilen kısım üzerinden hesap ve taktir olunan 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,

7-Karar kesinleşene kadar yapılacak giderlerin davacı gider avansından karşılanmasına, karar kesinleştikten sonra bakiye gider avansının istek halinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 30/12/2021

Katip
¸

Hakim
¸