Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/827 E. 2019/866 K. 02.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/827 Esas
KARAR NO : 2019/866

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 19/06/2012
KARAR TARİHİ : 02/10/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili davası ile, müvekkili ile davalı arasında müvekkilinin muhtelif zamanlarda taşıdığı kargo nedeni ile ücret alacağının oluştuğunu, buna istinaden mevcut alacağının talep edilmesine rağmen ödenmediğini, müvekkilinin taşıma hizmeti nedeni ile üzerine düşen tüm yükümlülükleri eksiksiz ve tam olarak yerine getirdiğini, faturaları düzenleyip teslim ettiğini ancak borcun ödenmediğini, bu nedenle ihtarlar sonunda İstanbul …İcra müdürlüğünün. … sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, takibe borçlu tarafından itiraz edildiği, haksız itirazın iptali, takibin devamı, %40 inkar tazminatına masraf ve ücreti vekalete hükmedilmesi talep ve dava olunmuştur.

CEVAP : Davalı vekili cevabında, müvekkilinin davacıya borcunun bulunmadığını, başka firmalardan gelen karşı ödemeli kargolardan müvekkili şirket ile davacı arasında cari hesap ilişkisinin bulunduğunu, ancak söz konusu karşı ödemeleri kargolara ilişkin fatura bedellerinin düzenli olarak müvekkilinin ödediğini, borçlarının kalmadığını, gönderilen ihtara karşı cevabı ihtar ile borçlarının olmadığının bildirildiği, itiraz edildiğini, keza İstanbul …Sulh Hukuk Mahkemesinin … sayılı dosyası ile her iki tarafa ait defterlerde müvekkilinin davacıya borcu olmadığının tespit edildiğini, müvekkilinin ülke çapında bilinen şirket olduğunu, bu kadar borcunun olmasının mümkün olmadığını haksız davanın reddine, %20 kötü niyet tazminatına hükmedilmesi talep edilmiştir.

DELİLLER VE GEREKÇE :
Yapılan yargılamada, iddia ve itirazlar tekrarlanmış takip dosyası, faturalar, fatura teslim tutanakları, ihtarlar, ilgili sulh hukuk dosyası, defter ve kayıtlar ve yapılacak bilirkişi incelemesine delil olarak dayanılmıştır.
Istanbul … icra müdürlüğünün… sayılı takibinde 10.11.2012 tarihli ekli listedeki faturalara istinaden asıl alacak 21.538,10 TL olmak üzere toplam 22.122,28 TL üzerinden yapılan takibe borçlu tarafından süresinde tüm borç faiz ve ferilerine itiraz edilmiştir.
Istanbul …sulh Hukuk Mahkemesinin … sayılı dosyasında, davacı… kargo tarafından davalıya karşı 31.05.2005 tarihli fatura listesine istiaden yapılan takibe itiraz edildiği ve yapılan denetlemede tarafların incelenen kayıtlarında faturalarının bir kısmının davalı şirket adına kesilmeyip başka firmalar adına kesildiği, fatura belge ibraz edilmediği, davalı şirket yetkilerinin ve çalışanlarına ait imzalı bir belgenin ibraz edilmemesi üzerine, yapılan yemin sonunda ispat edilemeyen davanın reddine karar verildiği görülmüştür.
Mahkememizce tarafların iddia ve itirazları doğrulutsunda ticari defter ve kayıtlarında yapılan iş mahiyeti ödemeler, temerrüt ve faiz ve düzenlenen faturaların niteliği de dikkate alınarak bilirkişi inceleme kararı oluşturulmuştur.
Yapılan inceleme ile davacı şirketin davalı şikete taşımacılık hizmeti verdiği, ancak verilen bu hizmetin gerekleri ve yapılacak ödemeler konusunda taraflar arasında yazılı bir sözleşme bulunmadığı, ticari ilşikinin genel ticari kurallar çercevesinde şifahi olarak yürütüldüğü, cari hesap sözleşmesinin mevcut olmasada, düzenlenen faturalar ile yapılan ödemeler ile bunu belirleyen cari hesap şeklinde işleyen bir hesabın bulunduğunun belirlendiği, taraflar arasındaki ticari ilişkinin sadece takip konusu edilen faturadan olmayıp, halen kesilen faturalar ve yapılan ödemeler ile devam ettiği, hiç durmadığı hesabın akışkan olduğu belirlenmiştir.
Bu durumda tarafların bu ticari ilişki içinde halen kesilen faturalar ve bir taraftan ödemeler yapılırken belli bir kısım faturaları ayırarak bunların bedelleri ödenmediği ididasında bulunduğu, davacı kayıtlarında yapılan incelemede ödenmemiş faturaların listesinin ibraz edildiği ve bu listede 21.538,30 TL lik bir bakiyeyi oluşturan tutara ulaştırdığı, hesap mutabakatının bulunmadığı, davalı kayıtlarında yapılan incelemede ise , davacıya ancak kaydı alınarak bedeli ödenmediği ileri sürülen takip talebine ekli faturaların dışındakilerin her iki tarafın da kayıtlarına girdiği farkın sadece bu faturalardan ibaret olduğunu, yine kayıt içinde teslimi belgelenemeyen 54.008 TL tutarın olup, bu bedel düşüldüğünde 21.484,22 TL alacağın bulunduğu, öte yandan davacının cari hesap ekstresinde borç ve alacak kayıtlarının devam etmekte olan hesap ekstresinde bakiye olarak 14.440,71 TL borçlu bulunduğunun belirlendiği, taraflar arasındaki ithtilafın çözümünü güçleştiren ticari ilişkinin devam ettiği, devamlı fatura kesilerek ödeme yapıldığı Düşünülerek, davacının bu faturalar kadar alacaklı bulunduğunun kesin olarak söylenemeyeceği, bu doğrultuda kayıtlardaki tüm kesilen faturalar ve davacının yapmış olduğu ödemeler doğrultusunda, sonuç olarak 10.264,14 TL bir davacının alacağından bahsetmenin mümkün olduğu, buna karşılık davalının kendi kayıtlarında bundan daha fazla bir bakiyenin bulunduğu, sonuç olarak dava konusu edilen faturaların tanzim tarihinden önce ve sonraki dönemelerde taraflar arasında sürüp giden bir ilişki olduğu, bu sebeple ilişkinin ortasından kesit olan 23.03.2011-15/12/2011 dönemi için tarafların birbirinden borçlu ve alacaklı oldukları söyleminin teknik yönden sakıncalı oluduğu gibi, takip tarihinden borç tamamen ödeninceye kadar davacının 10.264,14 TL alacaklı olduğu, hususunun belirlendiği talebin aşan kısmın yerinde olmadığı, rapor olunmuştur.
Tüm dosya kapsamı sunulan deliller, izleme olanğı sağlayan bilirkişi raporları, denetlenmiş, bilirkişi tarafından dönem öncesi ve sonrasında halen ticari ilişkinin devam ettiği, düzenlenen faturalara istinaden parça parça ödemeler karşısında belirli bir dönem içinde faturalardan kaynaklı net bir alacağın belirlenmesinin tam sağlıklı olmadığı zira halen bu ilişki içinde bir kısım ödemelerin yapılmaya devam edildiği, ifade edilmiş olmakla, taraflara bu konuda anlaşma için verilen süreninde sonuç doğurmadığı dikkate alınarak, rapor ile belirlenmiş olan davacı alacağının 10.264,14 TL olup, faizi ile 10.311.18 TL belirlendiği anlaşılmakla, itirazın bu doğrultuda kısmen iptaline karar vermek gerekip, dosyaya delil olarak Sulh Hukuk mahkemesi içeriği yönünden ise, fatura konusu gönderilerin teslim alındığına dair imza olmadığına dair davanın kendi içinde gelişen aşama çervevesinde karara bağlandığı görülmüştür.
Mahkememizce verilen bu karar Yargıtay 11.Hukuk Dairesi 2015/14500 E.-2017/3146 K.sayılı, 29/05/2017 tarihli kararı ile ” Yargılama sırasında, davalı tarafından ibraz edilen 29.12.2011 tarihli dekonttan, davalı tarafından davacıya 9.490,11 TL’nin dava açılmadan önce EFT yapıldığı anlaşılmaktadır. Alacağın tamamen veya kısmen ortadan kaldırılması sonucunu doğuran, borcu ortadan kaldıran, borcu söndüren ödeme vakıasının yargılamanın her aşamasında ileri sürülmesinin mümkün olması karşısında, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 102. maddesi hükümleri de gözetilerek, 29.12.2011 tarihli dekontun borcu kısmen veya tamamen söndüren belge niteliğinde olup olmadığı mahkemece değerlendirilmediğinden, kararın bu yönden davalı lehine bozulması gerekmiştir.” hükmü ile bozulmuştur.
Mahkememizin yeni esasına kaydedilen dosyada bozma ilamına uyularak yargılamasına devam olunmuştur.
Mahkememizce bozma ilamı doğrultusunda bilirkişiden ek rapor alınmıştır. Bilirkişi mahkememize sunduğu 19/04/2019 tarihli raporunda,
” Dava konusu edilen faturaların tanzim tarihlerinden önce ve sonraki dönemlerde de taraflar arasında sürüp giden bir ticari ilişki bulunduğu, bu sebeple bu ilişkinin ortasından bir kesit olan 23.03.2011 – 15.12.2011 donemi için tarafların birbirlerinden borçlu ya da alacaklı olduklarını söylemenin teknik yönden çok önemli sakıncalar doğuracağı,
Taraflar arasında yazılı bir Cari Hesap Sözleşmesi bulunmadığından; 23.03.2011 – 15.12.2011 döneminin ayrılarak dava konusu yapılabileceği kabulünden hareket edildiğinde, bu dönemde kesilen faturalar toplamı ile yapılan ödemeler ve ayrıca ileri sürülen 29/11/2011 tarihinde yapılan 9.490,11 TL’lik ödemenin sonrasında davacının davalıdan 774,03 TL alacaklı bulunduğu, bu tutara temerrüt tarihi olan 04/12/2011 den takip tarihi 15/12/2011’e kadar olan dönem için avans faiz oranı üzerinden hesaplanan 3,55 TL de temerrüt faizi eklendiğinde takip tarihi itibariyle toplam 777,58 TL’lik bir istemde bulunabileceği,
Davacının tesiptlerinden daha fazla olmak üzere ıslah talebi ile 10.234,14 TL’si asıl alacak olmak üzere toplam 12.440,71 TL’lik talebinin tespitleri aşan kısmının yerinde olmadığı,
Takip tarihinden borç tamamen ödeninceye kadar 774,03 TL matrah üzerinden değişen oranlarda avans faizi istenebileceği, bu nedenle davacı istemlerinin tespitleri aşan kısmının yerinde olmadığı, hususlarında rapor ve görüşünü sunmuştur.
Tüm dosya kapsamı, dosyada yer alan deliller, Yargıtay bozma ilamı sonrasında alınan bilirkişi raporu hep beraber değerlendirilmiştir. Somut durumda, taraflar arasında cari ilişkinin var olduğu, icra takip ve dava tarihi itibariyle de ticari ilişkinin devam ettiği, takibe konu edilen kısmın ise, 23/03/2011-15/12/2011 tarihleri arasında ticari ilişkiden kaynaklanan alacak olduğu, davalının, 29/12/2011 tarihinde 9.490,11-TL’ yi EFT yoluyla davacıya ödeme yaptığı, yapılan ödemenin cari ilişki kapsamında, takip konusu yapılan tarihlere ait borçlara istinaden yapılmış olduğunun, böylece kısmı bir ödeme ile bu kısma ait borcunu ifa ettiğinin anlaşılması karşısında, 9.490,11-TL ödemenin davacının icra takip dosyasında gösterdiği alacağından, mahsup edilerek, takip tarihi itibariyle davacının 774,03-TL asıl alacak, 3.55-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 777,58-TL davalıdan alacağının bulunduğu, davacı tarafın takip talebinde bu kısmı aşan alacak talebinin kabul edilemeyeceği kanaati ile davacının davasının kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Davacı taraf alacağının, davalı taraf defterlerinde kayıtlı olmasının, davalının davacı alacağı bilebilecek durumda olması göz önüne alınarak, kabul edilen dava değeri 777,58-TL, likit kabul edilerek, bu miktar üzerinden taktiren %20 oranında davacı lehine ayrıca inkar tazminatına hükmetmek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM Açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davasının kısmen kabulü ile davalının İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün …esas sayılı icra takip dosyasındaki 774,03 TL asıl alacak, 3,55 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 777,58 TL’ye ilişkin itirazın iptaline, takibin asıl alacak miktarı olan 774,03 TL’ye takip tarihinden itibaren değişen oranda avans faizi uygulanmak suretiyle devamına,
Fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Kabul edilen dava değeri üzerinden takdiren %20 oranında hesaplanan 155,51 TL inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 53,12 TL ilam harcının peşin alınan 209,25 TL’den düşümü ile geri kalan 156,13 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacının yaptığı 233,70 TL ilk yargılama gideri, 1.400,00 TL bilirkişi ücreti ve 120,00 TL tebligat gideri olmak üzere 1.753,70.-TL yargılama giderinden red ve kabul oranına göre hesaplanan 109,61.-TL nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı kendini vekille temsil ettirdiğinden lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği 777,58 TL vekalet ücreti takdirine, bunun davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davalının yaptığı 198,50 TL yargılama giderinden red ve kabul oranına göre hesaplanan 186,09 TL’nin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
7-Davalı kendini vekille temsil ettirdiğinden lehine Asgari Ücret Tarifesi gereği 2.725,00 TL ücret takdirine, bunun davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
Dair, dava dosyasının daha önce Yargıtay denetiminden geçmiş olmasından dolayı Yargıtay Temyiz yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup anlatıldı.

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza