Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/803 E. 2021/245 K. 30.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2017/803 Esas
KARAR NO:2021/245

DAVA: Tazminat(Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ:15/09/2017
KARAR TARİHİ:30/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 27/09/2015 tarihinde müvekkillerinin müşterek çocuğu …’ın sevk ve idaresinde bulunan … plaka sayılı araç ile … ili … ilçesi … köyü mevkinde tek taraflı trafik kazası yapması neticesinde vefat ettiğini, kazayla ilgili olarak soruşturma yapıldığını, kazaya karışan müvekkillerinin desteğinin kullandığı … plaka sayılı aracın müvekkillerinin desteği … adına kayıtlı olduğunu, Karayolları Trafik Kanununa göre zorunlu trafik sigortasının davalı sigorta şirketi tarafından yapıldığını, dava açmadan önce davalı sigorta şirketine başvuruda bulunulduğunu ancak netice alınamadığını, davaya konu kazada müvekkillerinin desteği …’ın asli ve tam kusurlu olsa dahi müvekkillerinin desteği …’ın kusuru destekten yoksun kalan ve üçüncü kişi konumunda olan müvekkillerine yansıtılamayacağı Yargıtay Genel Kurulu kararlarıyla sabit olduğunu, bu nedenle mahkemece bu husus göz önünde bulundurularak dosyanın kusur bilirkişisine tevdi etmeden önce hesap bilirkişisine tevdini talep ettiklerini belirterek davanın kabulüne, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu kaza nedeniyle mahkeme huzurunda açılan işbu dava haricinde … Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas ve … sayılı davası ile işbu kazada vefat eden …’ın desteğinden yoksun kaldıkları iddiası ile …, …adına velayeten kendi adına asaleten … tarafından dava açıldığını, bu davanın bekletici mesele yapılmasını talep ettiklerini, davacılar murisin davaya konu trafik kazasının meydana gelmesinde kusurunun bulunması halinde dahi davacıların talepleri zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi teminatı dışında olduğunu, dava konusu olayda yansıma zararın şartlarının gerçekleşmediğini, dolayısıyla bir yansıma zararın söz konusu olmadığını, davayı kabul anlamına gelmemek üzere müvekkili şirketin yalnızca dava tarihinde itibaren faizden sorumlu olacağını, dava konusu olaya uygulanması gereken faizin yasal faiz olmadığını belirterek davanın reddine, tüm yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı yana tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49, 53/1-3 maddeleri kapsamında, trafik kazasına dayalı açılan, destekten yoksun kalınmasına ilişkin maddi tazminat tazminat davasıdır.
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi ve sair tüm evraklar hep birlikte incelenmiştir.
İddia, savunma, toplanan deliller kapsamında dosyanın tazminat hesabı hususunda bilirkişiye tevdi edildiği, sunulan raporda özetle; davaya konu tazminat talep edilen ZMMS sigorta poliçesinin 01.06.2015 tarihinden önce eski genel şartlar dahilinde tanzim edilmiştir. 01.06.2015 tarihinden sonra tanzim edilen poliçelerde geçerli olmak üzere, desteğin kusuruna denk gelen tazminat taleplerinden sigorta şirketlerinin sorumlu olmayacağı belirtilmiş ve Anayasa Mahkemesinin 17.07.2020 tarih … E … K. Sayılı kararında da bu durum ayrıntılı olarak açıklanmak kaydı ile “desteğin kusuruna denk gelen tazminat taleplerinin sigorta şirketinden talep edilemeyeceği” kararına varıldığı görülmektedir. Bu bağlamda; 01.06.2015 tarihinden önce düzenlenen bir poliçe kapsamında değerlendirilmesi gerektiği Sayın Mahkeme tarafından kabulü durumunda, davacıların maddi zararlarından limitler dahilinde davalı sigorta şirketinin sorumlu olacağından söz edilebileceği, ancak Anayasa Mahkemesi kararı doğrultusunda değerlendirilmesine karar verilmesi halinde ise; davaya konu kazada müteveffanın tek taraflı kaza da kendisinin % 100 kusuru ile meydana gelen kazada vefat etmiş olması nedeni ile davacı anne ve babanın maddi zararından sigorta şirketinin sorumlu olmayacağı, başka bir değişle desteğin kusuruna denk gelen tazminatların talep edilemeyeceği görülmekte olup, sigorta şirketinden talep edilip edilemeyeceğinin tüm hukuki takdir ve münakaşası elbette Yüce Mahkemeye ait olmak üzere;
Maddi zarar Hesabı; 27.09.2015 tarihinde destekçi …’ ın vefatı sonrasında;
Davacı baba …’ ın; oğlunu kaybetmesi sonucu toplam DYK zararının 61.865,55 TL olduğu, davalı sigorta şirketinin müteveffanın desteğinden yoksun kalanlar için toplam sorumluluk limitinin 290.000,00 TL ile sınırlı olduğu dikkate alındığında; davalı sigorta şirketinden talep edebileceği maddi zararın 35.086,53 TL olabileceği,
Davacı anne …’ ın, oğlunu kaybetmesi sonucu toplam DYK zararının 62.616,36 TL olduğu, davalı sigorta şirketinin müteveffanın desteğinden yoksun kalanlar için toplam sorumluluk limitinin 290.000,00 TL ile sınırlı olduğu dikkate alındığında; davalı sigorta şirketinden talep edebileceği maddi zararın 35.512,35.TL olabileceği görüşleri bildirilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunun … E, … K sayılı kararında “BK.’nun 44. maddesi hükmüne göre ise zarar gören taraf, zararın doğmasına veya zararın artmasına sebep olmuş ise hâkim zarar ve ziyan miktarını indirebileceği veya zarar ve ziyan konusunda hüküm kurmaktan sarfınazar edebilecektir. … bir motorlu aracın işletilmesinin bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde araç işleteninin bu zarardan sorumlu olacağı düzenlendiğine göre, ilke olarak sürücünün (desteğin) ölümünden işletenin sorumlu olduğu, dolayısıyla davacıların işletenden talepte bulunma haklarının bulunduğu kabul edilmelidir. Yansıma yoluyla zarar görmüş olan destek tazminatı isteyenlerin, kendisine destek sağlayan kişinin sahip olduğu haktan fazlasına sahip olmaları mümkün değildir. Nitekim BK’nun 44/I. maddesi, hiç kimse kendi kusurundan yararlanamaz ilkesine dayanmaktadır. Zararın artmasına veya doğmasına sebep olan kişi sonuçlarına da kendisi katlanmalıdır. Diğer bir deyişle, nasıl ki desteğin ölümü sebebiyle meydana gelen zararın yansıma yoluyla destek görenleri etkilediği kabul ediliyorsa, desteğin kusurlu davranışlarının da aynı şekilde destek görenlere yansıyacağının kabul edilmesi gerekir. Zira zarara uğramamak için gerekli özeni göstermeyen veya hatta zararın meydana gelmesini isteyen kimse, bu hareket tarzının sonuçlarına katlanmalı ve bu davranışının zararın meydana gelmesinde oynadığı role, etkisine ve derecesine göre zararı kısmen veya tamamen üzerine almalıdır. Çünkü kendi kusuruyla sebebiyet verdiği ya da artmasına neden olduğu zararın ödettirilmesini istemek Türk Medeni Kanunu’nun 2. maddesinde düzenlenen doğruluk ve dürüstlük kurallarına aykırı olacaktır.” gerekçesi ile davayı reddeden mahkeme kararı onanmıştır.
Sürücünün ölümü nedeni ile onun desteğinden mahrum kalanların, işletenden ve onun sigortacısından destek tazminatı talebinde bulunabilecekleri ilke olarak benimsenmelidir. Bu noktada dikkat edilmesi gereken husus, zarar verici bir olay sonucu ölen sürücünün ekonomik desteğinden yoksun kalanların uğradıkları zarar, ölen sürücünün değil, destekten yoksun kalanların, bir başka ifade ile, işletene göre üçüncü kişi durumunda olanların üzerinde doğan dolaylı ve yansıma yolu ile meydana gelen zarar olup, destekten yoksun kalanlar bu zararlarının tazmini için zarar sorumlusundan istemde bulunabilirler. Ancak, yansıma yolu ile zarar görmüş olan destek tazminatı isteyenlerin, kendisine destek sağlayan kişinin sahip olduğu haktan fazlasına sahip olabilmeleri hukuken mümkün bulunmayıp, sürücünün ve dolayısıyla destek tazminatında bulunanların, kendi kusurlarından yararlanamazlar.
Bu durumda işletenin, destek sağlayan kişiye karşı ileri sürebileceği def’ileri, destekten yoksun kalanlara karşı ileri sürebilecek olmasına göre işleten, zararın oluşumunda sürücünün de birlikte kusurlu olduğunu ileri sürerek TBK’nın 52/1. maddesi gereğince, tazminatın sürücünün kusuru oranında indirilmesini isteyebilir. Zira trafik kazası sonucu ölenin desteğinden yoksun kalanların Zorunlu Mali Sorumluluk sigortacısına yöneltebilecekleri yansıma yolu ile oluşan zararla ilgili tazminat istemlerinin tutarı, işletene karşı ileri sürebilecekleri tutar kadar olmalıdır.
Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları A.3. maddesine ve A.5. maddesinin (ç) bendine göre ancak üçüncü kişinin ölümü dolayısıyla oluşan destek zararları, destekten yoksun kalma (ölüm) teminatı kapsamındadır. Bunun sonucu olarak, sigortacının destek zararlarından sorumlu olması için, motorlu aracın işletilmesi sırasında ölen kişinin mutlaka üçüncü bir kişi olması gerekir. Somut olayda ise işletenin aynı zamanda sürücü olan murisin üçüncü kişi olarak kabulü mümkün değildir.
Davanın tarafları arasında, davacıların murisi (desteği) …’ın, davalı sigorta şirketince KZMMS poliçesi yapılan … plakalı aracın sevk ve idaresinde iken tek taraflı yaptığı kaza sonucu vefat ettiği konusunda uyuşmazlık yoktur.
Uyuşmazlık; davacıların, davalı sigorta şirketinden destekten yoksun kalma tazminatı talep edip edemeyecekleri, davalı sigorta şirketinin KZMMS poliçesi kapsamında talep edilen tazminattan sorumlu olup olmayacağı, tazminat miktarı, uygulanacak hukuk ve sonuçları noktasında toplanmaktadır.
Celp edilen … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … soruşturma sayılı, … Karar sayılı evrakın incelenmesinden; 27/09/2015 tarihinde …’ın sevk ve idaresindeki, davalı sigorta şirketince KZMMS poliçesi yapılan aracın tek taraflı yaptığı trafik kazası sonucu araç sürücüsünün vefat ettiği, sürücünün tam kusurlu olduğu anlaşılmaktadır.
Açıklanan sebeplerle davacılar desteğinin % 100 oranında kusurlu olarak sebebiyet verdiği kaza sonucunda vefat etmesi nedeniyle tazminat talebinde bulunmuşsalar da, müteveffa kendi kusuruyla kazaya ve ölüme sebebiyet verdiğinden yukarıda belirtilen HGK kararı da dikkate alındığında davacıların davalı sigorta şirketinden destekten yoksun kalma tazminatı talebinde bulunamayacağı anlaşılmakla davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak izah edildiği üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 59,30 TL ilam harcının peşin yatan 68,31 TL’den düşümü ile 9,01 TL fazla harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
5-Davalı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 9.977,85 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 30/03/2021

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza