Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/708 E. 2018/31 K. 18.01.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2017/708 Esas
KARAR NO : 2018/31
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 04/08/2017
KARAR TARİHİ : 18/01/2018
Mahkememizde görülen İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 08/05/2014 tarihinde davalının maliki ve sürücüsü olduğu aracın park yapılması yasak olan alanda park halindeyken sigortalı araç sürücünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu aynı alanda park halindeki başka bir araca çarptığını, bu kaza neticesinde sigortalı araçta 107.542,00-TL tutarında hasar oluştuğunu, davalının kusuruna isabet eden 53.771,00-TL için rücu etme gereği olduğunu, hukuki işlem yapılmadan müvekkili şirketten 26.800-TL tahsil edildiğini, bu sebeple davalının ödemesi gereken bakiye tutarın 26.971-TL olarak revize edildiğini, bu tazminat ödemesinin rücuen ödenmesi amacıyla davalıya yazı gönderildiğini buna rağmen ödemediğinden 06/05/2016 tarihinde İstanbul …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile icra takibine başladıklarını, davalının dosyaya itiraz ederek durdurduğunu bu sebeple mahkeme huzurundaki davanın açılarak yapılan itirazın iptaline takibin kaldığı yerden devamına karar verilmesini, davalı aleyhine %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yapılan yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davaya konu trafik kazasının Balıkesirde meydana geldiğini, davalının ikametinin …i olduğunu davanın yetkisiz mahkemede açıldığını yetki itirazlarının bulunduğunu, kazanın 08/05/2014 tarihinde meydana geldiğini, davanın yasal süresinde açılmadığını, davalının kullandığı aracın seyir halinde iken ölümlü trafik kazası geçirdiğini, bu kazada kamyon şöförü yanında yolcu olarak bulunan Rıza Hür’ün vefat ettiğini, müvekkilinin Balıkesir … Ağır Ceza Mahkemesinin …E-… K sayılı 23/05/2015 tarihli gerekçeli kararı ile İstanbul ATK Trafik İhtisas Dairesinin 16/01/2015 tarihli raporu ile müvekkilinin olayda kusursuz olduğunun belirlendiğini, bu kazada müvekkilinin mağdur olduğunu bu nedenlerle davanın reddine karar verilerek davacı aleyhine %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yapılan yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
DEĞERLENDİRME:
İncelenen dosyada davanın, davacı sigortalısının aracında meydana gelen ve davalının kusurundan kaynaklanan hasar dolayısıyla, davacı … şirketinin kendi sigortalısına yaptığı ödeme için, davalıdan kusur sorumluluğu çercevesinde, davacı ile sigortalısı arasındaki sigorta poliçesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkindir.
Davacı sigortalısı ile davalı arasındaki ilişkinin ticari olmadığında şüphe bulunmamaktadır, zira Yargıtay …Hukuk Dairesinin … esas … karar sayılı ilamına göre; “davanın ticarî niteliğinin ve görevli mahkemenin belirlenmesinde 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu ile getirilen düzenlemelerin değerlendirilmesi gerekir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için uyuşmazlık konusu iş, tarafların her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olmalı ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya asliye ticaret mahkemesinin bakacağı yönünde düzenleme olmalıdır.” Bu açıklamaya göre davalı gerçek şahıs olup, davalı sigortalısı da şahıs olmakla tarafların tacir konumu bulunmamaktadır.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulu’nun 22.03.1944 Tarih E. …, K. .., RG. 3.7.1944 sayılı kararında “Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticari dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur.” şeklinde vurgulanmaktadır. Öte yandan, TTK’nun “Halefiyet” başlığı altındaki 1472. maddesinde “Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder.” hükmüne yer verilmiştir.
Netice olarak yukarıda açıklanan gerekçelerle, esasen davacının sigortalısı olan gerçek kişi ile ile gerçek kişi olan davalı arasındaki kusur sorumluluğuna dayanan rücuen alacak talepli mahkememize açılmış bulunan işbu davada, HMK’nun ve TTK’nun göreve ilişkin maddeleri de dikkate alınarak Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğu anlaşıldığından, açılan davanın 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 1., 20., 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca görev yönünden usulden reddi ile Mahkememizin görevsizliğine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulması gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK ve TTK’nın göreve ilişkin maddeleri doğrultusunda mahkememizin görevsizliği ile dava dilekçesinin usulden reddine,
2-HMK’nın 20. Maddesinde belirtilen yasal süreler içerisinde başvurulması halinde dosyanın görevli İstanbul Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
3-Yargılama giderleri ile yargılama giderlerinden olan vekalet ücretinin görevli mahkemece karara bağlanmasına,
4-Tarafların 2 haftalık hak düşürücü süre içinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi için müracaat etmemeleri halinde yargılama giderleri ile yargılama giderlerinden olan vekalet ücretinin mahkememizce karara bağlanmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık kesin süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.
Katip …
Hakim …
¸