Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/689 E. 2019/1107 K. 21.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/689 Esas
KARAR NO : 2019/1107

DAVA : Tazminat (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 31/07/2017
KARAR TARİHİ : 21/11/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davalı bankada hesabı bulunmadığını, savcılık tarafından kimliği belirlenemeyen bir kişi tarafından sante kimlik düzenlenmek sureti ile müvekkili adına hesap açıldığını, açılan hesapla aynı gün içinde kendisine kredi kartı çıkarılarak internet bankacılığı hizmeti açıldığını, müvekkilinin telefonu üzerinden teyit dahi alınmadan, 4.913,00 TL kredi kullandırıldığını, müvekkilininbu sebeple borçlu olmadığının tespitine kararv erilmesini, müvekkili hakkında yürütülen yasal işlemlerin tedbiren durdurulmasını talep etmiştir.

CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının müvekkiline yönelik borçlu olmadığının tespitine yönelik açtığı davasının hukuki bir dayanağının olmadığını, davacının haksız ve kötü niyetli olduğunu, söz konusu eylamdan müvekkilinin sorumlu olmayacağını müvekkilinin mağdur olduğunu, bankanın davacı aleyhine suç duyurusunda bulunduğunu ceza dosyasının devam ettiğini bunun bekletici mesele yapılmasının gerektiğini, müvekkilinin davanın açılmasında sorumluluğunun bulunmaması nedeniyle davanın reddini talep etmiştir.

DEĞERLENDİRME:
Görülmekte olan dava; davacı adına sahte kimlikle davalı bankada hesap açtırılıp, bu hesaba tanımlanan paranın 3. Kişiler tarafından kullanılması sebebiyle, davalı yanca kullandırılan kredi karşılığı borçlu olmadığının tespitini talep ettiği menfi tespit davasıdır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için uyuşmazlık konusu iş, tarafların her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olmalı ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya asliye ticaret mahkemesinin bakacağı yönünde düzenleme olmalıdır.
Dava tarihi olan 16.1.2019 tarihinde yürürlükte bulunan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 3/k bendinde, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi “tüketici”, 3/ı bendinde ise mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem “tüketici işlemi” olarak tanımlanmıştır.
Aynı Kanunun 73/1. maddesinde tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtilmiş, 83/2. maddesinde ise taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceğine değinilmiştir. HMK’nın 1. maddesinde de görev hususunun kamu düzenine ilişkin olduğu, mahkemece yargılamanın her aşamasında resen gözetileceği düzenlenmiştir.
Tüketici konumundaki davacı tarafından açılan davada, Kanunda “bankacılık ve benzeri sözleşmeler” olarak ifade edilen ve tahdidi olarak sayılmayan bir hukuki işleme dayanıldığından, davacı adına sahte kimlikle davalı banka nezdinde açılan hesabından kullanılan para nedeniyle borçlu olmadığının tespitini talep ettiği, davacının tacir sıfatı bulunmadığı, açılan hesabın ticari hesap olmadığı ve tüketici konumunda olduğu, taraflar arasındaki arasındaki ilişki ise 6502 sayılı Kanunun 3/1 maddesi kapsamında kalan tüketici işlemlerinden kaynaklandığı anlaşılmakla görevli mahkemenin Tüketici mahkemeleri olduğu nedenle mahkememizin görevsizliğine karar vermek gerekip aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda çıklandığı üzere:
1-HMK, TTK ve 6502 sayılı yasanın göreve ilişkin maddeleri kapsamında mahkememizin görevsizliği ile dava dilekçesinin usulden reddine,
2-HMK 20. Maddesinde belirtilen süreler içerisinde yapılacak başvuru üzerine dosyanın görevli İstanbul Tüketici Mahkemesine gönderilmesine,
3-Yargılama giderleri ile yargılama giderlerinden olan vekalet ücretinin görevli mahkemece karara bağlanmasına,
4-Tarafların 2 haftalık hak düşürücü süre içinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi için müracaat etmemeleri halinde yargılama giderleri ile yargılama giderlerinden olan vekalet ücretinin mahkememizce karara bağlanmasına,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık kesin süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.

Katip …

Hakim …
¸