Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/505 E. 2021/702 K. 30.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2017/505 Esas
KARAR NO:2021/702

DAVA:Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ:30/05/2017
KARAR TARİHİ:30/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı …’ın sürücüsü olduğu … plaka sayılı aracın müvekkilinin kullandığı … plaka sayılı yolcu minibüsüne çarptığını, yaşanan kaza nedeniyle müvekkilinin ağır yaralandığını, davalı sürücünün yaşanan kazada kusurlu olduğunu, müvekkilinin gördüğü tedaviler nedeniyle bir süre çalışamadığını ve kaza neticesinde %18 oranında özürlü kaldığını, davalının kullanmakta olduğu aracın diğer davalı sigorta şirketi nezdinde sigortalı olduğunu, bu nedenle yaşanan zarardan tam sorumlu olduğunu, müvekkilinin yaşanan kazadan sonra ağır psikolojik durumlardan geçtiğini ve araçların kendisini ezecekmiş gibi zannettiğini, bu nedenle manevi tazminat taleplerinin bulunduğunu belirterek davanın kabulü ile ilk aşamada 500,00-TL maddi tazminatın davalılardan, 50.000,00-TL manevi tazminatın davalı …’dan tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraflara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı sigorta şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin sorumluluğunun sigortalısının kusuru oranında ve teminat limitleri içerisinde olduğunu, kusur incelemesi yapılması gerektiğini, ayrıca davacının maruz kaldığı maluliyetinin de Adli Tıp Kurumu tarafından tespitinin gerektiğini ve yine davalının ekonomik ve sosyal durumunun araştırılmasının gerektiğini belirterek davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı …’a usulüne uygun tebligat yapılmasına rağmen davalı tarafından davaya cevap verilmemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi ve sair tüm evraklar hep birlikte incelenmiştir.
Davacı vekili tarafından davalı sigorta şirketi … numaralı ZMMS sigorta poliçesi ile teminat altında olan davalı … sevk ve idaresindeki … plakalı aracın tam kusuru ile davacının kullandığı … plakalı yolcu minibüse çarpması nedeni ile davacının ağır yaralandığı ve malul kaldığı, davacının …- … arası dolmuş hattında şoför olarak çalıştığı ve aylık ortalama 3.000,00 TL gelir elde ettiği, kazadan sonra hiçbir şekilde çalışamadığı, dava öncesi davalı sigorta şirketine başvuruda bulunulmuş olmasına karşın herhangi bir tazminat ödemesinin yapılmadığı iddiası ile, trafik kazasında yaralanarak beden gücü kaybına uğrayan davacı için fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 500,00 TL maddi tazminatın davalı sigorta şirketi yönünden 05.06.2016 tarihinden, sürücü yönünden olay tarihinden itibaren, 50.000,00 TL manevi tazminatın davalı sürücüden olay tarihinden itibaren işleyecek faizi ile tahsili, yargılama giderleri ile vekalet ücretlerinin davalılara tahmiline karar verilmesi talepli işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Dosya kapsamında bulunan trafik kazası tespit tutanağına göre; yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazası …- … karayolu … Okullar Bölgesi … Anadolu lisesi önünde meydana geldiği, Saat 15:50 sıralarında, kaza anında havanın açık ve zeminin kuru olduğu, yerleşim yeri içinde hız limitinin 70 km/sa, kaza bölgesinin okullar bölgesi olması nedeniyle 1 km boyunca hız levhasının 3Okm/sa düştüğünü, yolun eğimli, kazanın meydana geldiği yolun 2 şeritli bölünmüş- her şeridin 3,5 metre genişliğinde olduğu, yol kenarında 4 metre genişliğinde banket bulunduğu görülmektedir.
Dosyada bulunan Kaza tespit tutanağı ve … 2. Asliye Ceza Mahkemesinin … E. Sayılı dosyası için düzenlenen Bilirkişi raporlarında; … plakalı araç sürücüsünün kazanın oluşumunda tam ve asli kusurlu olduğu, davacı…’nun ise kusurunun bulunmadığı kanaatine ulaşıldığı görülmüştür.
Davacı tarafın dava konusu trafik kazası sebebiyle maluliyet durum ve oranının tespiti hususunda Adli Tıp Kurumu’ndan rapor alınmış olup, sunulan 21.11.2018 tarih … Karar Nolu T.C. Adalet Bakanlığı — Adli Tıp Kurumu Başkanlığı- 2. İhtisas Kurulu tarafından hazırlanan raporda özetle; “…01.01.1966 doğumlu…” nun 08.03.2016 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı yaralanmasının 11.10.2008 tarih 27021 sayılı RG yayımlanan çalışma Gücü ve meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı tespit İşlemleri Yönetmeliği’nden faydalanılarak, davacının maluliyetine neden olacak düzeyde araz bırakmadığından sürekli maluliyet tayinine mahal olmadığı,
Tıbbi iyileşme süresinin 9 (dokuz) aya kadar uzayabileceğine” yönünde görüş bildirildiği anlaşılmıştır.
21/11/2018 tarihli Adli Tıp Kurumu raporunda ise özetle; Mehmet oğlu, 1966 doğumlu Haci Gezeroğlu’nun 08.03.2016 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı yaralanması sebebiyle 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri kapsamında maluliyetine neden olacak düzeyde araz bırakmadığından maluliyet tayinine mahal olmadığı, İyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 9 (dokuz) aya kadar uzayabileceği oy birliği ile mütalaa olunur.” şeklinde görüş bildirilmiştir. 2. İhtisas ve 3. İhtisas Dairesinden gelen raporlarda açıkça belirtildiği üzere; 03.08.2013 tarih 28727 sayılı RG de yayımlanan Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliğinin 11.10.2008 tarih ve 27027 sayılı RG yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğinden farklı olarak sadece Ek-1 bölümünü içerdiği, Ek-3 ve diğer cetvelleri ve meslek grupları bölümünü içermediğinden, sadece çalışma gücünün en az 94 60” mı kaybedip kaybetmediğine ilişkin olduğu (hangi hastalık ve arızaların beden çalışma gücünün en az % 6′ ının kaybına neden olacağı), bu nedenle bu yönetmeliğe göre meslekte kazanma gücü kaybının belirlenemeyeceğinin belirtildiği anlaşılmıştır.
Bu kapsamda mahkememizce davacının maluliyet durum ve oranının tespiti hususunda alınan 12.04.2019 tarih 7350 karar sayılı .C. Adalet Bakanlığı — Adli Tıp Kurumu Başkanlığı- 2. İhtisas Kurulu tarafından hazırlanan raporda ise özetle; 01.01.1966 doğumlu…” nun 08.03.2016 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı yaralanmasının 30.03.2013 tarih ve 28603 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan “Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmeliği” ne göre değerlendirildiğinde Kişinin tüm vücut engellilik oranının % 7 (yüzde yedi) olduğu, İyileşme (iş göremezlik) süresinin, kaza tarihinden itibaren 9 (dokuz) aya kadar uzayabileceğine,” dair görüş bildirildiği anlaşılmaktadır.
Mahkememizce meydana gelen trafik kazasında tarafların kusur durum ve oranları ile tazminat kalem ve miktarlarının tespiti hususunda dosya bilirkişi heyetine tevdi edilmiş olup, sunulan 11/11/2020 tarihli bilirkişi heyet raporunda özetle; Tüm delillerin hukuki münakaşası, her türlü hukuki tavsif, tarafların, masraf, vekalet ücreti ve benzeri diğer istemleri ile ÎİK Md. 67/2 kapsamına giren taleplerin takdiri ve nihai kararı tamamıyla Yüce Mahkemeye ait olmak üzere;
Sayın Mahkemece verilen görev çerçevesinde, dosya içeriğinin, dosya incelemesi kapsamında elde edilen bilgi ve belgelerle birlikte değerlendirilmesi sonucunda yukarıda açıklanan nedenlerle; 08.03.2016 tarihinde meydana gelen kaza sonucu yaralanan… İçin hazırlanan işbu raporda;
AYM’ nin 09,10.2020 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 17,07,2020 tarihli 2019/40 E. 2020/40 K.Sayılı Kararına göre: dava konusu olayın karayolları trafik kanunu kapsamında maddi hasarlı, trafik kazası olduğu, meydana gelen olayda kaçınılmazlık faktörünün etkisinin olmadığı, önlenebilir bir kaza niteliğinde olduğu, söz konusu dava kapsamında;
S … plaka sayılı araç sürücüsü …’ m % 100 kusur oran ile ASLİ ve TAM KUSURLU olduğu Söz konusu kazanın … plaka sayılı aracın refüjü aşması ve şeridinde seyir halinde olan … plaka sayılı araca çarpmış olması nedeni ile…’ nun KUSURSUZ olduğu, dosyada mübrez 21.11.2018 tarih … Karar Nolu T.C. Adalet Bakanlığı – Adli Tıp Kurumu Başkanlığı- 2. İhtisas Kurulu tarafından hazırlanan Raporda; 01.01.1966 doğumlu…’ nun 08.03.2016 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı yaralanmasının 11.10.2008 tarih 27021 sayılı RG yayımlanan 1 çalışma Gücü ve meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı tespit İşlemleri Yönetmeliği” nden faydalanılarak, davacının maluliyetine neden olacak düzeyde araz bırakmadığından sürekli maluliyet tayinine mahal olmadığı, tıbbi iyileşme süresinin 9 (dokuz) aya kadar uzayabileceğine oy birliği ile karar verildiği, sayın Mahkemenin de malumu olduğu üzere; ATK- 2. İhtisas ve 3. İhtisas Dairesinden gelen raporlarda açıkça belirtildiği üzere; 03.08.2013 tarih 28727 sayılı RG de yayımlanan Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliğinin 11.10.2008 tarih ve 27027 sayılı RG yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğinden farklı olarak sadece Ek-1 bölümünü içerdiği, Ek-3 ve diğer cetvelleri ve meslek grupları bölümünü içermediğinden, sadece çalışma gücünün en az % 60’ mı kaybedip kaybetmediğine ilişkin olduğu (hangi hastalık ve arızaların beden çalışma gücünün en az % 60’ mın kaybına neden olacağı), bu nedenle bu yönetmeliğe göre meslekte kazanma gücü kaybının belirlenemeyeceğinin belirtildiği, 08.03.2016-07.12.2016 tarihleri arasında toplam geçici iş göremezlik zararının; 1.374,91 TL x 9 ay= 12.374,19 TL olduğu, Davacının işgücü kaybı zararı talep ettiği dava dilekçesinde, geçici iş göremezlik- kazanç kaybı zararı talebinde bulunmadığı, Talebe bağlılık ilkesi takdirin Yüce Mahkemeye ait olduğu, Sürekli maluliyetine mahal olmadığının kabulü ile Davacının 08.03.2016 tarihinde meydana gelen kaza neticesinde ve dava dilekçesinde belirtmiş olduftu talepler dahilinde davalılardan talep edebileceği maddi zararının bulunmadığından söz edilebileceği, SGK. tarafından rücu ya tabi herhangi bir PSD ödemesinin ve/veya geçici iş göremezlik ödemesinin bulunmadığı, davacı için talepe dilen 50.000,00 TL manevi tazminatın tüm takdir ve hukuki münakaşasının elbette Yüce Mahkemeye ait olduğu,” yönünde tespitlere yer verilmiştir.
Davacı vekili tarafından 14/06/2019 tarihli maluliyet raporuna ve 11/11/2020 tarihli kusur-hesap bilirkişi raporuna itirazı kapsamında mahkememizce 09/06/2021 tarihli ara karar ile; “1-Mahkememizce alınan davacının maluliyet durum ve oranının tespitine dair 14/06/2019 tarihli Adli Tıp Kurumu raporunda Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerinin esas alındığı, kaza tarihi olan 08/03/2016 tarihi itibariyle söz konusu yönetmeliğin yürürlükte olduğu, bu hali ile raporun usulüne uygun düzenlendiği; raporda davacının tüm vücut engellilik oranının sonuç olarak %7, geçici iş göremezlik süresinin ise kaza tarihinden itibaren 9 aya kadar uzayabileceğinin tespit edildiği, mahkememizce alınan 03/01/2021 tarihli aktüer bilirkişi ek raporunda söz konusu maluliyet raporunda tespit edilen maluliyet oranı üzerinden hesaplama yapıldığı bu bakımdan aktüerya bilirkişi ek raporunda usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin 03/01/2021 tarihli aktüer bilirkişi ek raporunda hesaplamada esas alınan maluliyet oranına ilişkin itiraz ve talebinin reddine, Tüm delillerin hukuki münakaşası, her türlü hukuki tavsif, tarafların, masraf, vekalet ücreti ve benzeri diğer istemleri ile İİK Md. 67/2 kapsamına giren taleplerin takdiri ve nihai kararı tamamıyla Yüce Mahkemeye ait olmak üzere; Sayın Mahkemece verilen görev çerçevesinde, dosya içeriğinin, dosya incelemesi kapsamında elde edilen bilgi ve belgelerle birlikte değerlendirilmesi sonucunda yukarıda açıklanan nedenlerle; 08.03.2016 tarihinde meydana gelen kaza sonucu yaralanan… için hazırlanan işbu raporda; AYM’ nin 09.10.2020 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 17.07.2020 tarihli 2019/40 E. 2020/40 K.Sayılı Kararı ve T.C. Yargıtay 17. HD. 2019/3292 E. 2021/1848 K. 24.02.2021 tarihli örnek kararı dahilinde; dava konusu olayın karayolları trafik kanunu kapsamında maddi hasarlı, trafik kazası olduğu, meydana gelen olayda kaçınılmazlık faktörünün etkisinin olmadığı, önlenebilir bir kaza niteliğinde olduğu, söz konusu dava kapsamında; … plaka sayılı araç sürücüsü …’ ın % 100 kusur oranı ile ASLİ ve TAM KUSURLU olduğu, söz konusu kazanın … plaka sayılı aracın refüjü aşması ve şeridinde seyir halinde olan … plaka sayılı araca çarpmış olması nedeni ile…’ nun kusursuz olduğu, 2. İhtisas Kurulu tarafından hazırlanan Raporda; 01.01.1966 doğumlu…’ nun 08.03.2016 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı yaralanmasının 30.03.2013 tarih 28603 sayılı RG yayımlanan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik Hükümleri kapsamında; Tüm vücut engellilik oranının % 7 (yüzde yedi) olduğu, Tıbbi iyileşme süresinin 9 (dokuz) aya kadar uzayabileceğine oy birliği ile karar verildiği, 08.03.2016 tarihinde geçirmiş olduğu kaza sonucu davacı…’ nun 9 ay/180 gün süre ile iyileşeme- geçici iş göremezlik zararının; kazanın oluşumunda kusurunun bulunmadığının kabulü ile 12.487,05 TL olacağı, % 7 maluliyet oranı dahilinde sürekli maluliyet zararının; kazanın oluşumunda kusurunun bulunmadığının kabulü ile 51.533,10 TL olduğu, davacının toplam maddi zararının 64.020,15 TL olduğu, 2016 yılı ZMMS poliçe limitleri dahilinde bulunduğu, SGK tarafından rücu ya tabi herhangi bir PSD ödemesinin ve/veya geçici iş göremezlik ödemesinin bulunmadığı, Davacı için talep edilen 50.000,00 TL manevi tazminatın tüm takdir ve hukuki münakaşasının elbette Yüce Mahkemeye ait olduğu,” şeklinde tespit ve görüşlerin bildirildiği anlaşılmaktadır.
Bu kapsamda alınan ve dosya kapsamı ile mahkememiz görevlendirme ara kararına göre denetime elverişli bulunan 15/06/2021 tarihli bilirkişi raporu ile tespit edilen 12.487,05-TL geçici iş göremezlik ve 51.533,10-TL sürekli iş göremezlik olmak üzere toplam 64.020,15-TL tazminatı üzerinden davacı tarafın talep artırım dilekçesi de dikkate alınarak davanın maddi tazminat talebi yönünden kabulüne, dava öncesinde 18.05.2016 tarihli dilekçe ile sigorta şirketine yazılı başvuru yapıldığı ve 18.11.2016 tarihinde düzenlenen sağlık kuru raporunun da davalı sigorta şirketine gönderildiği görülmüş ise de davalı sigorta şirketine usulüne uygun başvuru yapılıp yapılmadığı yani sağlık kurulu raporunun davalı tarafa ne zaman gönderildiğine dair herhangi bir belgenin sunulmamış olması gözetilerek toplam tazminat tutarına davalı sigorta şirketi yönünden dava tarihinden itibaren yasal faiz, diğer davalı araç sürücüsü yönünden ise temerrüt tarihinin kaza tarihi olması sebebiyle kaza tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
Manevi Tazminat Talebi Yönünden;
Türk Borçlar Kanunu 56. maddesi hükmüne göre hakim bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda olayın özelliklerini göz önünde tutarak zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Manevi tazminatın tarafların ekonomik durumları da nazara alınarak tazminat ödeme yükümlüsü olan tarafın fakirleşmesi, lehine tazminata hükmedilen tarafın ise zenginleşmesi sonucunu doğurmayacak hak ve nesafet kurallarına uygun makul ve makbul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerekmektedir.
22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Manevi tazminatın miktarı bir taraf için zenginleşme aracı, diğer taraf için de yıkım olmamalıdır. Manevi tazminatın miktarının belirlemesinde her olaya göre değişen özel hal ve şartlar gözetilmelidir. Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir etmesi gerektiği açıkça ortadadır. (HGK 23/06/2004, 13/291-370) Zira MK’nın 4.maddesindeki hak ve nesafet kuralları, kanunun hakime takdir hakkı verdiği hallerde hakimin, hak ve nesafete göre tazminata hükmetmesi gerektiğini öngörmektedir. Belirtilen bu hususlar ve özellikle davacının maluliyet durum ve oranı, tarafların sosyal ekonomik duurmları dikkate alınarak manevi tazminat talebi yönünden davanın kısmen kabulü ile; mahkememizce takdiren 17.000,00 TL manevi tazminatın davalı araç sürücüsü …’dan alınarak davacıya verilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak izah edildiği üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile;
A-Maddi tazminat talebi yönünden 12.487,05-TL geçici iş göremezlik ve 51.533,10-TL sürekli iş göremezlik olmak üzere toplam 64.020,15-TL tazminatın davalı … Sigorta Şirketi bakımından dava tarihinden, diğer davalı … bakımından ise kaza tarihi olan 08/03/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınarak davacıya verilmesine,
B-Manevi tazminat talebi yönünden davanın KISMEN KABULÜ ile 17.000,00-TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 08/03/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine,
2-Fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
3-Alınması gerekli 5.534,48-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 389,74-TL harcın mahsubu ile geriye kalan 5.144,74-TL eksik harcın davalılardan tahsili ile hazineye irad kaydına (Manevi tazminat talebi nedeniyle davalı … Sigorta Şirketi’nin bu miktarın 1.161,27-TL’sinden muaf tutulmasına),
4-Davacı tarafça başlangıçta yapılan 36,00-TL gider ile yargılama aşamasında yapılan 1.663,50-TL olmak üzere toplam 1.699,50-TL yargılama giderinden davanın kabul ve ret oranına göre hesaplanan 1.207,62-TL yargılama gideri ve peşin yatan harç gideri 389,74-TL’nin toplamı olan 1.597,36-TL yargılama giderinin davalılardan alınıp davacıya verilmesine, geriye kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına(Manevi tazminat talebi nedeniyle davalı … Sigorta Şirketi’nin bu miktarın 424,15-TL’sinden muaf tutulmasına),
5-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili tarafa iadesine
6-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan maddi tazminat talebi yönünden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 9.122,62-TL vekalet ücretinin davalılardan alınıp davacıya verilmesine,
7-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan manevi tazminat talebi yönünden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 5.100,00-TL vekalet ücretinin davalı …’dan alınıp davacıya verilmesine,
8-Davalı … vekille temsil olunduğundan manevi tazminat talebi yönünden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp bu davalıya verilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafları yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.30/11/2021

Katip …. Hakim …
(e-imza) (e-imza)