Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/498 E. 2023/984 K. 21.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2017/498 Esas
KARAR NO :2023/984

DAVA:Tazminat
DAVA TARİHİ:22/06/2016
KARAR TARİHİ:21/12/2023

Dosya İstanbul 11.Tüketici Mahkemesinin … sayılı Görevsizlik Kararı ile mahkememize geldiği, mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: davacı …’ın hamilelikten kaynaklı olarak 05.10.2010 Salı günü sabahı kanaması olduğundan … Merkezi’ne gittiğini, doğumhaneye alındığını, yeterli açılma oluşmadığı için geri gönderildiğini, cuma günü tekrar gelmesi için çağrıldığını, davacının 08.10.2010 tarihinde hastaneye tekrar gittiğini, NST cihazına bağlandığını, daha sonra tekrar evine gönderildiğini, davacıya doğum için 12.10.2010 tarihine gün verildiğini, davacının doğumunu yaptıran doktor … olduğunu, davacının 12.10.2010 tarihinde Dr. …’in yönlendirmesi ile hastaneye gittiğini, davacıya suni sancı verildiğini, doğumun başlangıcından itibaren bir haftalık süre geçtiğinden dolayı müvekkilinin doğum suyu bittiğini, buna rağmen davacıya doğum suyu olmadan normal doğum yaptırıldığını, davacı Semra’nın doğumunun 05.10.2010 tarihinde başlamış olmasına rağmen Dr. … normal doğum yapması açısından davacının sürekli evine gönderildiğin ve bunun neticesinde küçük … oksijensiz kaldığından %75 engelli olarak doğduğunu, Dr…. özensiz ve tedbirsiz davrandığını, küçüğün oksijensiz kalabileceğini öngörerek sezaryen ile doğuma almak yerine müvekkili evine gönderdiğini, bunun neticesinde küçük … engelli olarak dünyaya geldiğini, Dr. …’in tedbir ve özen yükümlülüğüne aykırı davranmamış olsaydı küçük …’nun sağlıklı olarak dünyaya geleceğinin, Serebral Palside, doğum öncesinde, doğum anında beyinde gelişen hasara bağlı ortaya çıkan hareket ve şekil bozukluğu görüleceğini, bu hastalık beyindeki hasarın olduğu yere göre çeşitli özellikler gösterir, tiplere ayrıldığını, Spastisite, Serebral Palsi ile en sık görülen hareket bozukluğu tipi olduğunu, bu hareket bozukluğu, Serebral Palsi ile doğan çocukların yüzde 60’ında görüleceğini, Spastisite, kol ve bacak kaslarında artan kas kasılması nedeniyle hareket kısıtlılığı ve şekil bozukluğu ile seyredeceğini, Spastisite’nin ülkemizde en önemli nedeni ise bebeklerin çeşitli etkenlerden dolayı doğum sırasında oksijensiz kalmasından kaynaklandığını, olayda Dr….’in tedbir ve özen yükümlülüğüne aykırı davrandığını, bunun neticesinde küçük … doğum anında oksijensiz kaldığını ve %99 oranında ağır özürlü olarak doğduğunu, 21.07.2010 tarih, 27648 Numaralı ve 30.07.2010 Yürürlük tarihli Resmi Gazetede yayınlanan Tıbbi Kötü Uygulamaya İlişkin Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şanlarının, Sigortanın Konusu başlıklı A.1. bölümünde “Bu sigorta sözleşmesi, 1219 sayılı Kanunun Ek 12 nci maddesi çerçevesinde, serbest ya da kamu veya özel sağlık kurum ve kuruluşlarında çalışan tabipler, diş tabipleri ve tıpta uzmanlık mevzuatına göre uzman olanların poliçe kapsamındaki mesleki faaliyeti ifa ederken, sözleşme tarihinden önceki on yıllık dönemdeki veya sözleşme suresi içinde mesleki faaliyeti nedeniyle verdiği zararlara bağlı olarak sözleşme süresi içinde kendisine yapılan tazminat taleplerine ve bu taleple bağlantılı yargılama giderleri ile Inikmolunacak faize ve sigortalı aleyhine ileri sürülen tazminat talebine ilişkin makul giderlere karşı poliçede belirlenen limitler dahilinde teminat sağlar. Ancak on yıllık dönemin başlangıcı 30 Temmuz 2009’u geçemez. ” demek sureti ile serbest ya da kamu veya özel sağlık kurum ve kuruluşlarında çalışan tabiplerin, diş tabiplerinin ve tıpta uzmanlık mevzuatına göre uzman olanların poliçe kapsamındaki mesleki faaliyetlerini ifa ederken mesleki faaliyeti nedeni ile vermiş olduğu zararların teminatını sağlandığını, bu nedenle işbu dava da 30 Temmuz 2009 tarihinden sonra son on yıl içerisinde gerçekleşmiş olan bir fiil sebebi ile açılmış olduğundan davanın sigorta şirketine yöneltildiğini bildirerek tabibin mesleki faaliyeti nedeniyle verdiği zararlara bağlı olarak davacı … için 75.000,00 TL, … için 75.000,00 TL, … için 75.000,00 TL olmak üzere toplam 225.000,00 TL manevi tazminatın, fazlaya dair hakları saklı kalmak kayıdıyla şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminatın fiili gerçekleşmesinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı yandan tahsiline, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalı yana tahsmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: müvekkili aleyhine açılmış olan tazminat davasında sigortalı hekim Dr. … tarafından davacı …’a uygulanan tıbbi müdahalelerin tıp kurallarına uygun gerçekleştirilip gerçekleştirilmediği, sigorta sözleşmesinin tarafı olmayan 3. şahsın sigorta poliçesine bağlı alacak talebi iddiası ile ikame edildiğini, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5/1, Maddesinde “Aksine hüküm bulunmadıkça dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar fle ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir” şeklinde düzenleme mevcut olduğunu, yine aynı Kanun’un 4/1 (a) maddesinde “Tarafların tacir olup olduklarına bakılmaksızın bu kanun’da (…) öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları” mutlak ticari dava olarak sayıldığını, sigorta sözleşmelerinden doğan riziko tazminatı alacağı Türk Ticaret Kanunu’nun 1401 vb. maddelerinde düzenlenmiş olup, ihtilafın Türk Ticaret Kanunu hükümleri uygulanarak çözülmesi gerektiğini, avrıca davacı ve davalı şirket arasında sdzlesmesel bir ilişki (tüketici Islemi bulunmadığından ve davacılar müvekkil şirket karsısında tüketici konumunda olmadıklarından davanın Tüketici Mahkemesinde görülmesinin yasal dayanağı bulunmadığını, öncelikle davanın görev yönünden reddi gerektiğini, davacılar tarafından, davalı … sigorta şirketine aleyhine 12.10.2010 tarihinde gerçekleştirilen doğum operasyonu sırasında tıbbi uygulama hatası olduğu iddiasıyla 22.06.2016 tarihinde ikame edildiğini, dava konusu talep aşağıda açıklanan yasal düzenlemeler karşısında zamanaşımına uğradığından dolayı davanın zamanaşımından reddi gerektiğini, her ne kadar sigortalı hekimin eksik ve hatalı müdahalesi nedeni ile bebek …’ın sakat kaldığı iddiasına dayanılmış ise de söz konusu iddialar gerçeği yansıtmamakla birlikte tıbbi dayanaktan da yoksun olduğunu, hasta kayıtları ile sabit olduğu üzere, sigortalı hekim tarafından doğru tanı konularak, tıbbi endikasyon doğrultusunda ve güncel tıp kurallarına uygun olarak doğum gerçekleştirildiğini, davacı taraf iddialarının aksine, mevcut üzücü durumun oluşmasına sigortalı hekimin kusur, eksiklik, hata ya da ihmal olarak kabul edilebilecek bir eylemi sebep olmadığını, hastanın gebelik takibi sigortalı hekim tarafından yürütülmediğini, hasta, 12.10.2010 tarihinde hastaneye başvurduğunu, doğum sigortalı hekim tarafından güncel tıp kurallarına uygun olarak gerçekleştirildiğini, ailenin daha öncesinde de 05.10.2010 ve 08.10.2010 tarihlerinde hastaneye başvurduğunu, doğum suyu olmadan normal doğum yaptırıldığı iddialarının hiçbir geçerliliği bulunmadığını, dava konusu olayda sezeryan endikasyonu olmadığından hasta normal doğuma alındığını, hastaya yapılan muayeneler sonucunda; NST (reaktif), baş geliş POŞ (+), USG bulguları normal, Afi normal, ÇKS:140/dk, genel durumu iyi tespit edildiğini, Serebral Palsi tanısıyla tıbbi uygulamalar arasında illiyet bağı bulunmadığını, normal doğum kararının yasal düzenlemelere de uygun olduğunu, bebekte gelişen önlenemez ve öngörülemez olayın literatürde yer bulan komplikasyon niteliğinde olduğunu, sorumluluk için aranan hukuksal şartların mevcut olmadığını, talep edilen tazminat miktarlarının kabul edilemeyecek olduğunu, belirterek öncelikle görev yönünden davanın reddini, aksi durumda zamanaşımı nedeni ile davanın reddini, olguda tıbbi uygulama hatası bulunmadığı dikkate alınarak huzurdaki davanın reddini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Davacının almış olduğu sağlık hizmeti nedeniyle davalı sigorta şirketinin sorumlu olup olmadığı, davacının talep ettiği, maddi manevi tazminat taleplerinin yerinde olup olmadığı talebine ilişkindir.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla, mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip, deliller toplanmıştır.
İstanbul Adli Tıp Kurulu ….İhtisas Kurulu tarafından düzenlenen …- 101 .01.02-2021/…/… sayılı 25/08/2021 tarihli raporda özetle: “12/10/2010 tarihinde doğuma geç alınması nedeniyle oksijensiz kalması sonucu Serebral Palsi hastalığı geliştiği iddia edilen … oğlu 12/10/2010 doğumlu … hakkında düzenlenen adli ve tıbbi belgelerin değerlendirilmesinde; anne …’ın 12/03/2010 tarihinden itibaren düzenli aralıklarla … Cerrahi Tıp Merkezi Kadın Hastalıkları ve Doğum Polikliniğine gebelik kontrolü için başvurduğu, 12/10/2010 tarihinde 5 dakikalık aralarla olan doğum sancılarının başlaması üzerine ilgili hastaneye başvurduğu, SAT’a göre 40 hafta 4 günlük gebeliğinin mevcut olduğu, yapılan obstetrik muayenesinde; collum multipar açıklığında, kısmen yumuşamış, baş gelişi, POŞ +, ÇKS 140/dk, NST reaktif olarak tespit edildiği, yapılan USG incelemesinde tek baş gelişi, BPD-FL 39 hafta ile uyumlu, FKA + 140/dk, AFİ normal olarak izlendiği, laboratuvar değerlerinde WBC 7.44, LYM 1.36, MONO 0.39, GRA 5.69, RBC 4.20, HGB 9.35, PLT 205 olarak saptandığı, takibe alınan annenin saat 17:40’da yapılan muayenesinde collum tam açık, ÇKS 130/dk olduğu, POŞ’un açılması ve suyun hafif mekonyumlu gelmesi üzerine doğuma alındığı, 12/10/2010 günü saat 17:50’de NSD+EpML ile baş gelişi, erkek 3550 gr, 10 APGAR’lı bir bebek doğurtulduğu, plasenta ve zarların 10 dakika sonra NSPH olduğu, epizyo yerinin no 1 rapit vicryl ile kapatıldığı, 1 amp Sympitan, 1 amp Metiler im yapıldığı, lohusanın kanama takibine alındığı, mekonyumlu doğan Bebek …’da solunum sıkıntısı ve siyanoz ile el ve ayaklarda anomali tespit edildiği, yapılan fizik muayenesinde akciğerde yaygın krepitan rallerinin olduğunun saptandığı, ilgili hastanede yoğun bakım ünitesi mevcut olmadığından bebeğin … Hastanesi Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesine sevk edildiği, bebeğin burada yapılan muayenesinde renk doğal, ön fontanel normal, sefal hematom ve caput succedanum olmadığı, yarık dudak ve yarık damak olmadığı, koanaların açık olduğu, NG ile mideye ulaşılabildiği, solunum sisteminde dinlemekle bilateral kaba ralleri olduğu, DSS 78/dk, takipnesi ve subkostal çekilmelerinin olduğu, batının rahat ve barsak seslerinin olduğu, HSM olmadığı, anüsün açık olduğu, harici erkek görünümde ancak skrotum gelişiminin anormal olduğu, testislerin inmediği, üst ve alt ekstremitede flexsiyon kontraktürü olduğu ve bebeğin hipotonik olduğunun saptandığı, 06/11/2011 tarihine kadar … Yoğun Bakım Ünitesinde takip ve tedavisi yapılan hastanın 06/01/2011 günü taburcu edildiği, küçüğün 03/10/2018 tarihinde Kurulumuzda yapılan ortopedi muayenesinde; her iki ayağın varusta ve internal rotasyonda yürüdüğü, her iki dizde varus deformitesi, belde açıklığı sağa bakar dorsolomber skolyozü olduğu, hastanın desteksiz, sarsak yürüdüğü, sağ dirsekte radius başı çıkığı olduğu, eklem hareketlerinin açık olduğu, el bilek ve parmak eklem hareketleri ile dirsek ve omuz hareketlerinin açık olduğunun saptandığı, nöroloji muayenesinde; şuur açık, koopere, az konuştuğu için oryantasyon muayenesi yetersiz, sağa bakışta nistagmusu mevcut, diğer kranial sinirlerin muayenesi intakt, kas gücü sağ üst 5-/5, sağ alt 4+/5, sol üst 5-/5, sol alt 4+/5 (distaller 4+/5), alt ekstremitelerin distalinde postür bozukluğu (deviasyon +), global hipotoni mevcut, ince motor becerisi yok, derin tendon refleksleri sağ üst +-, sağ alt +-, sol üst +-, sol alt +-, bilateral TCR lakayd, serebellar sistem muayenesinde çok hafif dismetri mevcut, desteksiz yürüyebildiği ancak tonus azlığı nedeniyle yalpalanma ve yığılma mevcut, konuşması hafif dizartrik (ağız, çene ve dil yapısı?), skolyozu mevcut, üst çene yapısı ve göğüs kafesi yapısında bozukluk mevcut, duyu kusuru tanımlamadığı, nöbet öyküsü olmadığı, sfinkter kusuru olmadığı (haber verdiği fakat ince motor becerisi yetersiz olduğundan tuvalette destek almak zorunda), sonuç olarak hipotoni ve multipl anomali ile birlikte tetraparezi ve hafif dizartrisi mevcut olduğunun saptandığı, konjenital anomalinin ekarte edilemediği, küçüğün sağlık kurulu raporu için başvurduğu … Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk Nöroloji Bölümünde yapılan muayenesinde; küçüğün term, normal vajinal yol ile doğduğu, Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesinde 3 ay kaldığı, 2 kardeşinin de metabolik hastalık nedeniyle ex olduğu, akraba evliliği olmadığı, nöbet öyküsü olmadığı, SMA delesyon duplikasyon analizinde SMA delesyon duplikasyonu saptanmadığı, Kranial MR ve difüzyon MR incelemelerinin normal olduğu, lumbosakral MR incelemesinde torakolomber düzeyde açıklığı sağa bakan skolyoz izlendiği, servikal MR incelemesinde fizyolojik lordozun düzleşmiş olarak saptandığı anlaşılmakla; anne …’ın gebeliğinin 11. hafta 5 günlük döneminden itibaren gebelik kontrol muayeneleri için başvurduğu … Cerrahi Tıp Merkezi Kadın Hastalıkları ve Doğum Bölümünde doğuma kadar yapılan gebelik takiplerinin tıbben uygun olduğu, 12/10/2010 tarihinde ilgili hastaneye 5 dakikalık aralarla olan doğum sancılarının başlaması üzerine başvurması üzerine yatışının yapılması ile saat 17:40’da collumun tam açık olması ve POŞ’un açılması üzerine yapılan normal doğum operasyonunun endikasyonunun ve tekniğinin dosyadaki mevcut belgelere göre tıbben uygun olduğu ancak ilgili hastane tarafından tüm tıbbi belgelerin iki kere gönderilmesine rağmen dosyada NST’lerin bulunmaması nedeniyle intrapartum fetüs iyilik durumu değerlendirilememekle birlikte dosyadaki tıbbi belgelerde prenatal ve natal hipoksiyi destekleyen bir bulgu saptanmaması ayrıca hastanın aile öyküsü (2 kardeşinin metabolik hastalık nedeniyle vefat etmiş olması), birden çok sayıda anomaliye (bilateral pes ekinavarus, bilateral 1. parmaklarda tetik parmak, pektus ekscavatum, bilateral humerus kısalığı, skolyoz, subglottik stenoz, inmemiş testis gibi) sahip olması ve Kurulumuzda yapılan son muayene bulgularının beraber değerlendirilmesiyle küçüğün şimdiki durumunun hipoksiden çok genetik/metabolik hastalıklara sekonder geliştiğinin düşünüldüğü göz önüne alındığında; doğum eyleminde ve doğum sonrası dönemde annenin ve küçüğün tedavisi ile ilgilenen sağlık personelinin uygulamalarının tıp biliminin genel kabul görmüş ilke ve kurallarına uygun olduğu, adli tıbbi uygulamalarda tıbbi hata atfedilemeyen durumlarda dava konusu olaya bağlı maluliyet değerlendirilmesi yapılamadığı oy birliği ile mütalaa olunur” şeklinde rapor düzenlenmiştir.
İstanbul Adli Tıp ….İhtisas Kurulu tarafından düzenlenen 28/04/2023 tarih 2203 sayılı kararında özetle:”Doğuma geç müdahale edildiği için sakat doğduğu iddia edilen … oğlu 12/10/2010 doğumlu … hakkında düzenlenen adli ve tıbbi belgelerin değerlendirilmesinde; kişinin 12/03/2010 tarihinden itibaren düzenli aralıklarla … Cerrahi Tıp Merkezi Kadın Hastalıkları ve Doğum Polikliniğine gebelik kontrolü için başvurduğu, 12/10/2010 tarihinde 5 dakikalık aralarla olan doğum sancılarının başlaması üzerine ilgili hastaneye başvurduğu, SAT’a göre 40 hafta 4 günlük gebeliğinin mevcut olduğu, yapılan obstetrik muayenesinde; collum multipar açıklığında, kısmen yumuşamış, baş gelişi, POŞ +, ÇKS 140/dk, NST reaktif olarak tespit edildiği, yapılan USG incelemesinde tek baş gelişi, BPD-FL 39 hafta ile uyumlu, FKA + 140/dk, AFİ normal olarak izlendiği, takibe alınan annenin saat 17:40’da yapılan muayenesinde collum tam açık, ÇKS 130/dk olduğu, POŞ’un açılması ve suyun hafif mekonyumlu gelmesi üzerine doğuma alındığı, 12/10/2010 günü saat 17:50’de NSD+EpML ile baş gelişi, erkek 3550 gr, 10 APGAR’lı bir bebek doğurtulduğu, plasenta ve zarların 10 dakika sonra NSPH olduğu, epizyo yerinin no 1 rapit vicryl ile kapatıldığı, 1 amp Sympitan, 1 amp Metiler im yapıldığı, lohusanın kanama takibine alındığı, mekonyumlu doğan bebeğin solunum sıkıntısı ve siyanoz ile el ve ayaklarda anomali tespit edildiği, yapılan fizik muayenesinde akciğerde yaygın krepitan rallerinin olduğunun saptandığı, ilgili hastanede yoğun bakım ünitesi mevcut olmadığından bebeğin … Hastanesi Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesine sevk edildiği, bebeğin burada yapılan muayenesinde renk doğal, ön fontanel normal, sefal hematom ve caput succedanum olmadığı, yarık dudak ve yarık damak olmadığı, koanaların açık olduğu, NG ile mideye ulaşılabildiği, solunum sisteminde dinlemekle bilateral kaba ralleri olduğu, DSS 78/dk, takipnesi ve subkostal çekilmelerinin olduğu, batının rahat ve barsak seslerinin olduğu, HSM olmadığı, anüsün açık olduğu, harici erkek görünümde ancak skrotum gelişiminin anormal olduğu, testislerin inmediği, üst ve alt ekstremitede flexsiyon kontraktürü olduğu ve bebeğin hipotonik olduğunun saptandığı, Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesinde takip ve tedavisi yapılan bebeğin 06/01/2011 tarihinde taburcu edildiği, küçüğün 03/10/2018 tarihinde Kurulumuzda yapılan muayenesinde; hipotoni ve multipl anomali ile birlikte tetraparezi ve hafif dizartrisi mevcut olduğunun saptandığı, konjenital anomalinin ekarte edilemediği, … Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk Nöroloji Bölümünde yapılan muayenesinde; SMA delesyon duplikasyon analizinde SMA delesyon duplikasyonu saptanmadığı, torakolomber düzeyde açıklığı sağa bakan skolyoz izlendiği, servikal lordozun düzleşmiş olarak saptandığı anlaşılmakla; kurulumuzun 27/05/2018 tarih – … sayılı ve 16/01/2019 tarih – … sayılı müzekkereleri ve 25/08/2021 tarih – … sayılı mütalaasında belirtilmesine rağmen dava dosyasında kişinin doğumunda yapılan NST tetkiklerine ait kayıtlarının yer almadığı, mevcut belgelere göre yapılan değerlendirmede, kişinin … Merkezi Kadın Hastalıkları ve Doğum bölümünde yapılan gebelik takiplerinin tıbben uygun olduğu, 12/10/2010 tarihinde 5 dakika aralıklı doğum sancısının başlaması ve saat 17:40’da collumun tam açık olması ve poşun açılması üzerine normal vajinal yolla doğum eyleminin yapılmasının endikasyonunun ve tekniğinin tıbben uygun olduğu, dosyadaki tıbbi belgelerde prenatal ve natal hipoksiyi destekleyen bir bulgu mevcut olmadığı, 10 apgarlı bir bebek doğurtulduğu, bebeğin birden çok anomali ile birlikte doğduğu, doğum sonrası küçüğe ve ebeveynlere genetik test yapılmış olduğu, genetik test sonuçlarının değerlendirmesinde; küçükte birden fazla gende mutasyon saptandığı, ilgili raporlarda mevcut mutasyonların klinik önemi belirsiz mutasyon olduğu belirtilmekle birlikte, özellikle küçükte de saptanan COL4A3 genindeki mutasyonların ortopedik anomaliler ile ilişkili olduğunun tıbben bilindiği, tüm bilgi ve belgeler birlikte değerlendirildiğinde; küçükte mevcut sağlık sorunlarının dava konusu doğum eylemi ile illiyetinin olmadığı, küçüğün kendisinde mevcut genetik/metabolik hastalıklara sekonder geliştiğinin düşünüldüğü, dolayısıyla Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. …’in uygulamalarının tıp biliminin genel kabul görmüş ilke ve kurallarına uygun olduğu, hizmeti sağlık çalışanları aracılığıyla yürüten idarenin organizasyon hatası bulunmadığı oy birliği ile mütalaa olunur.” şeklinde rapor düzenlenmiştir.
Yapılan yargılama, toplanan deliller ve alınan Adli Tıp Raporlarında; alınan Adli Tıp Kurumu raporunda küçükte mevcut sağlık sorunlarının dava konusu doğum eylemi ile illiyetinin olmadığı, küçüğün kendisinde mevcut genetik/metabolik hastalıklara sekonder geliştiğinin düşünüldüğü, dolayısıyla Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. …’in uygulamalarının tıp biliminin genel kabul görmüş ilke ve kurallarına uygun olduğu, hizmeti sağlık çalışanları aracılığıyla yürüten idarenin organizasyon hatası bulunmadığı hükme ve denetime elverişli alınan Adli Tıp Kurumu raporlar da gözetilerek davacıların maddi tazminat ve manevi tazminat istemlerine yönelik davalarının sübut bulmadığından ayrı ayrı reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacıların maddi tazminat ve manevi tazminat istemlerine yönelik davalarının SÜBUT BULMADIĞINDAN AYRI AYRI REDDİNE,
2-Alınması gerekli 269,85 TL harcın davacılardan tahsili ile hazine adına irat kaydına,
3-Davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T’deki esaslara göre belirlenen 18.900,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
6-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacılara iadesine,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak davacıların ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 21/12/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır