Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/489 E. 2018/155 K. 06.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2017/489 Esas
KARAR NO : 2018/155
DAVA : Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/05/2017
KARAR TARİHİ : 06/03/2018
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin kızının tavsiyesi üzerine … ili …ilçesi … Mah…. ada … pafta … parsel üzerinde bulunan ve fiilen tek olarak kullanılmakta olduğu belirtilen 5 ve 6 nolu bağımsız bölümlerin satın alınması konusunda davalı … ile irtibat kurulduğunu, müvekkilinin alım satım işlemi için satış bedeli olarak davalının hesabına 04/09/2015 tarihinde 25.000,00-TL gönderdiğini, tapu işlemlerini yapmak üzere İstanbul’a gittiğinde taşınmazların fiilen bitişik olmayıp aralarında ana gayrimenkulün ortak alanı sayılan bir alan olduğunu görmesi üzerine taşınmazları almaktan vazgeçen müvekkilinin davalıya gönderdiği paranın iadesini talep ettiğini, davalının ise bedelin sadece 5.000,00-TL’sini iade ettiğini, bunun üzerine davalıya …Noterliğinin … tarih … yevmiye numaralı ihtarname ile kalan 20.000,00-TL’nin ödenmesinin istendiğini, ancak davalının bu bedeli emlakçılık komisyonu olarak aldığını beyan ettiğini, davalı ile önceden yapılan görüşmelerde taşınmazların fiili durumunun alım satıma uygun olup olmadığının sorulduğunu, müvekkilini taşınmazın esaslı unsurlarında yanıltmak suretiyle satışa ikna eden davalının bedelin tamamını iadesinin gerektiğini, taraflar arasında alım satım sözleşmesi kurulmamış ve taşınmaz alım satımının da gerçekleşmemiş olması nedenleri ile davalının herhangi bir ücrete hak kazanmadığını belirterek 20.00,00-TL’nin davalının temerrüt tarihi olan 28/09/2015 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı cevap dilekçesinde özetle; Davacının kızının kendisi ile irtibata geçerek yatırım amaçlı olarak Nişantaşı semtinde uygun yerleri babası ile paylaşmak üzere mail atmasını istediğini, yapılan görüşmeler sonucunda … Mah. …ada … pafta 12 parsel üzerinde bulunan 5 ve 6 nolu bağımsız bölümleri almak için anlaştıklarını, davacı tarafından taşınmazların tek bir tapu yapılıp yapılamayacağının sorulduğunu, kendisine bunun mümkün olmadığını, ancak bina yenilendiğinde bunun kendileri için avantaj olacağını söylediğini ve davacının da durumu onayladığını, taşınmazlarla ilgilenen başka alıcılar da olması nedeniyle kaparo verilmesi konusunda anlaştıklarını ve davacının kızı tarafından hizmet bedeli, kaparo ve harç bedeli olarak 25.000,00-TL gönderildiğini, Tapu Müdürlüğüne gidilip işlemlerin başlatıldığını, harçların yatırıltığını, ancak davacının satıştan son anda vazgeçtiğini, yaşanan süreçte davacıya ciddi bir emek ve mesai harcadığını, gerek yer gösterme, gerek bilgilendirme ve gerekse taşınmazdaki kiracının tahliyesi konusunda ciddi bir uğraş verildiğini, dava konusu yapılan bedelin uhdesinde kalmasının gerektiğini belirtmiştir.
DEĞERLENDİRME:
Dava, taraflar arasındaki taşınmaz alımına ilişkin anlaşma gereği yatırılan paranın geri iadesine yönelik alacak davasıdır.
Yargıtay …Hukuk Dairesinin … esas … karar sayılı ilamına göre; “davanın ticarî niteliğinin ve görevli mahkemenin belirlenmesinde 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu ile getirilen düzenlemelerin değerlendirilmesi gerekir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için uyuşmazlık konusu iş, tarafların her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olmalı ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya asliye ticaret mahkemesinin bakacağı yönünde düzenleme olmalıdır. Örneğin, ödünç para verme işlemlerine ilişkin uyuşmazlıklar Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesi uyarınca, iflas davaları ise 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 154 ve devamı maddeleri hükmünce ticari dava sayılır. Buna karşılık Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesi uyarınca, tarafların tacir olup olmamasına bakılmaksızın ticari dava sayılan havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin uyuşmazlıklardan doğan davalar herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmiyorsa, ticari dava vasfını kaybedecektir. Yine, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/II. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira, Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
6335 sayılı Kanun’un 2. maddesi ile değişik 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesi uyarınca ticari davalar asliye ticaret mahkemelerince görülerek karara bağlanır. Diğer taraftan aynı düzenleme gereğince, asliye ticaret mahkemeleri ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’ndan ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanun’la yapılan değişiklikten önceki halinden farklı olarak iş bölümü ilişkisi değil, görev ilişkisidir. Göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu’nun 1. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemelerce ve temyiz incelemesi aşamasında Yargıtay’ca re’sen incelenir. Bu kuralın tek istisnası, 6335 sayılı Kanun’un 2. maddesi ile değişik 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5/4. maddesinde düzenlenmiş olup, buna göre, yargı çevresinde ayrı bir asliye ticaret mahkemesi bulunmayan yerlerde asliye hukuk mahkemelerine açılan davalarda görev kuralına dayanılmamış olması görevsizlik kararı verilmesini gerektirmeyecektir.”
Somut olayda; uyuşmazlık taraflar arasındaki emlak alış-verişine ilişkin yatırılan kapora parasının alışveriş yapılacak olan konutun kusurlu çıkması nedeniyle gerçekleştirilememesi nedeniyle iadesine yönelik alacağının olup olmadığına ilişkin olup bu nevi davaların ticari dava olduğuna ya da asliye ticaret mahkemelerinde görüleceğine ilişkin bir yasal düzenleme bulunmamaktadır. Davacı tacir olmayıp, dava konusuna esas teşkil eden taşınmazları ticari işleri gereği ticari bir amaç için değil, yatırım amaçlı olarak almak istemiştir, bu husus davacı vekilinin beyanı ile de sabittir. O halde, eldeki davanın ticari dava olarak kabulü ve asliye ticaret mahkemesinin görevli olması için uyuşmazlık konusu işin her iki tarafın birden ticari işletmesi ile ilgili olması zorunludur. Netice olarak açıklanan tüm gerekçelerle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK ve TTK nın göreve ilişkin maddeleri doğrultusunda Mahkememizin görevsizliği ile dava dilekçesinin usulden reddine,
2-HMK nın 20.maddesinde belirtilen yasal süreler içerisinde başvuru yapılması halinde dosyanın görevli İstanbul Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine,
3-Harç ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
4-Tarafların 2 haftalık hak düşürücü süre içinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi için müracaat etmemeleri halinde yargılama giderleri ile yargılama giderlerinden olan vekalet ücretinin mahkememizce karara bağlanmasına,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık kesin süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.
Katip …
Hakim …
¸