Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/465 E. 2022/110 K. 15.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2017/465 Esas
KARAR NO :2022/110

DAVA:Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:04/05/2017
KARAR TARİHİ:15/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili tarafından basım işleri yapıldığını ve yayınlarının ülkenin bir çok yerine ulaştırıldığını, bu ulaşım için taşıma hizmetine ihtiyaç duyulduğunu, bu kapsamda davalı ile taşıma sözleşmesi imzalandığını, davalı tarafça müvekkiline ait yayınların adreslerine bir çok kere ulaştırılmadığını ve geç ulaştırıldığını, bunun üzerine müşteri hizmetleri ile yapılan bir çok görüşme ile kargoların kaybedildiğinin ikrar edildiğini, bu kayıplar nedeniyle müvekkilinin zarar ettiğini, bu zararın tespitinin ve tazmininin gerektiğini belirterek davanın kabulü ile tespit edilecek zararın davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraf yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafça kargo içeriğinin kesin olarak belirlenmesi yönünde delil sunulması gerektiğini, müvekkilinin kendi üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirdiğini, göndericinin ürün teslimi sırasında ürünlerin cinsini, miktarını, niteliğini belirtmek gibi sorumluluğunun bulunduğunu, söz konusu kargoların alındığı gibi alıcılara teslim edildiğini belirterek davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, taşıma sözleşmesi gereği ayıplı hizmetten kaynaklanan ürün fatura bedelinin iadesi talebine ilişkindir.
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi ve sair tüm evraklar hep birlikte incelenmiştir.
İddia, savunma, toplanan deliller ve tarafların ilişki dönemlerine ait ticari kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş ve bilirkişi heyeti sunmuş olduğu raporunda özetle; davacının toplam sekiz (8) irsaliyeli fatura ile satışını yaptığı yüklerden bir adedinin taşımasının sabit olmadığı, iki adedinin ise teslim edildiği şeklinde ekran görüntüsüne göre davacının bu taşımalara ilişkin zarar iddia edemeyeceği, faturalar ve davalı ekran görüntüleri ile teyit edilen ve alıcısına teslim edildiği sabit olmayan beş (5) gönderiden ise davacının azami 43.731,24 TL emtia zararı ve 1.423,5117L taşıma bedeli kaynaklı, toplam maddi zararın 45.154,75 TL miktarında olabileceği, bunun davacı zararı olabilmesi için söz konusu fatura bedellerinin alıcılar-gönderilenlerden de tahsil edilemediğinin ispat edilmesi gerektiği, incelendiğinde ise, davacının müşterileri ile olan cari hesabında söz konusu mal bedellerinin peşinen tahsil edildiğini anlaşıldığı, davacının tüm mal bedellerini tahsil ettiği varsayımında, mallar alıcısına teslim edilmemiş bile olsa tazminat talep edemeyeceği, tasarruf hakkının alıcılarına ait olduğunun değerlendirildiği, davacının işbu davayı ikame edebilmek için, müşterilerinden muvafakat veya temlik almış olması gerekirken, bu şekilde bir işlemin dosyada tespit edilmediği, bu nedenle davacının aktif husumet ehliyetinin sabit olmadığı, aksi kanaat ile, davacının alacaklı olduğu değerlendirilecek olursa; davacı lehine hükmedilecek tazminata dava tarihinden itibaren ticari temerrüt faizi uygulanabileceği yönünde görüş ve kanaatte bulunulmuştur. Mahkememizce tarafların rapora karşı beyan ve itirazları değerlendirilmek üzere ek rapor alınmış olup, sunulan ek raporda da kök rapordaki tespitlerin tekrar edildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce tarafların rapora karşı beyan ve itirazları nedeniyle yeni bir bilirkişi heyetinden rapor alınmasına karar verilmiş olup, bilirkişi heyet raporunda özetle; davalı vekilinin huzurdaki davaya konu kargo taşımalarında, davalı şirketin sorumlu olduğunu ve söz konusu kargoların alıcılarına teslim edilmediğini kabul anlamına gelmemek üzere; bir zarar var ise zararla ilgili talep hakkının kargoların alıcılarına geçtiğinin ortada olduğu, davacının sıfatının sahip olmadığı yönünde dosya kapsamında önceki heyetten alınan raporla aynı doğrultuda tespit ve görüş bildirildiği anlaşılmıştır.
Bu kapsamda somut olayımıza baktığımızda; davacı ile davalı kargo şirketi arasında taşıma ilişkisinin kurulduğu, gönderilerin dava dışı alıcılarına teslim edilmediği iddiası ile mal bedellerinin tahsili amacıyla işbu davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
6102 Sayılı TTK’nın 850/2. maddesinde taşıyıcının taşıma sözleşmesi ile eşyayı varma yerine götürmeyi ve orada gönderilene teslim etmeyi … borçlandığı düzenlenmiş, taşıyıcının sorumluluğu başlıklı 875. maddede “(1) Taşıyıcı, eşyanın taşınmak üzere teslim alınmasından teslim edilmesine kadar geçecek süre içinde, eşyanın zıyaından, hasarından veya teslimindeki gecikmeden doğan zararlardan sorumludur.
(2) Zararın oluşmasına, gönderenin veya gönderilenin bir davranışı ya da eşyanın özel bir ayıbı sebep olmuşsa, tazminat borcunun doğmasında ve kapsamının belirlenmesinde, bu olguların ne ölçüde etkili olduğu dikkate alınır.
(3) Gecikme hâlinde herhangi bir zarar oluşmasa da taşıma ücreti gecikme süresi ile orantılı olarak indirilir; meğerki, taşıyıcı her türlü özeni gösterdiğini ispat etmiş olsun.”, Sorumluluktan kurtulma başlıklı 876. maddede “(1) Zıya, hasar ve gecikme, taşıyıcının en yüksek özeni göstermesine rağmen kaçınamayacağı ve sonuçlarını önleyemeyeceği sebeplerden meydana gelmişse, taşıyıcı sorumluluktan kurtulur.” düzenlemesi yer almıştır.
Taşıma sözleşmesi uyarınca alıcısına teslim edilmeyen veya ayıplı teslim edilen gönderi sebebiyle kargo şirketlerinin sorumlu olacağı, ancak sorumluluktan kurtulabileceği haller yukarıda ayrıntılarına yer verilen kanun maddesinde açıkça düzenlenmiş ise de; davacı tarafından dava konusu emtia bedellerinin dava dışı alıcılardan tahsil edildiği, bu bedellerin iade edildiğine ilişkin delil bulunmadığı yine yukarıda ayrıntılarına yer verilen bilirkişi raporlarında da tespit edildiği üzere davacı şirketin irsaliyeli fatura bilgisi verilen 8 adet gönderiden, 07.09.2016 tarih ve A-… irsaliyeli fatura ile -O-bedelli gönderi hariç diğer gönderilere ait faturaların davacının ticari defterlerinde kayıt edildiği, çoğunun fatura kesilmeden önce ön ödeme ile tahsil edildiği tespit edilmiştir. Davacı tarafından dava dışı alıcılara teslim edilmediği, zayi olduğu iddia edilen mal bedellerinin cari hesap ilişkisi içinde yıl içinde ilgili müşterilere indirim yapılmak sureti ile kapatıldığının belirtilmiş ise de buna ilişkin kayıtlardan tespit yapılamadığı gibi bu yönde davacı tarafça sunulmuş herhangi bir delil de bulunmamaktadır. TBK m. 89/3 gereği davacının satışını yaptığı emtiayı, alıcılara gönderdiği gözetildiğinde, mal bedellerin tahsil edilmiş ise zararından söz edilmeyecektir. Zira, taşıma sözleşmesinde gönderen ile taşıyıcı taraf ise de; malı isteme ve teslim alma hakkı gönderilendedir. Bu yönü ile yükün taşıma süreci sonunda teslim edilmediği ve zarara uğrandığını ispat külfeti davacı üzerinde olup, davacı tarafça zayi olduğu iddia edilen fatura içeriği kapsamındaki ürünleri başka bir fatura ile yeniden alıcısına verdiği ya da alıcısına ait bu kaybın kendisi tarafından tazmin edildiği hususlarının ispatlanamadığı gözetilerek davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak izah edildiği üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 80,70-TL karar ve ilam harcının peşin yatırılan 771,14-TL peşin harçtan mahsubu ile geriye kalan 690,44-TL harcın karar kesinleştiğinde istek halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafça yapılan 50,00-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Kalan gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
6-Davalı taraf vekil ile temsil olunduğundan, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve taktir olunan 6.670,12-TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalı tarafa verilmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.15/02/2022

Katip …

Hakim …