Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/458 E. 2021/271 K. 16.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2017/458 Esas
KARAR NO:2021/271

DAVA :İtirazın İptali
DAVA TARİHİ:25/09/2012
KARAR TARİHİ:16/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:Davacı vekili davası ile müvekkili firma ile davalı arasında yapılan anlaşma gereğince … şubesinin peyzaj uygulama ve yapısal işlerini yapmak üzere anlaştıklarını, söz konusu işin davalıya teslim edildiği bunun 25.01.2011 tarihli tutanak ile belirlendiği, işin projeye uygun olarak eksiksiz tamamlandığı ve teslim edildiği, ancak buna rağmen davalı adına düzenlenmiş olan, yapılan işe dayalı fatura, 1 nolu hakediş ve yine aynı nedenle düzenlenen 2.hakediş tutarlarından ve 3 nolu hakediş olarak da düzenlenen her üç faturanın davalıya teslim edildiği bu faturalara istinaden bir kısım ödemelerin yapıldığı ancak bakiye 92.000 TL borcun müvekkiline ödenmediğini, bu nedenle alacağın tahsili için önce … İcra Müdürlüğü’ne yapılan takibe davalının itirazı üzerine ….İcra Müdürlüğüne … sayılı dosyası ile takibin devam olunduğu ve bakiye 92.000 TL asıl alacağın istendiği takibe rağmen borcun ödenmediği ve itiraz edildiği bu nedenle davalının haksız itirazının iptaline takibin devamına, %40 icra inkar tazminatı ve masraf ve ücreti vekalete hükmedilmesi talep ve dava olunmuştur.
CEVAP :
Davalı vekili cevabında müvekkili ile davacı şirket arasında bu işler için anlaşma imzalandığını ancak davacının yaptığı bu uygulamalardan sonra ve müvekkili tarafında da davacının talimatlarına göre bakım işleri eksiksiz yerine getirilmiş olmasına rağmen tutanağın imzalanmasından kısa bir süre sonra davacının bahçe peyzaj uygulamasında gizli ayıp olduğunun tespit edildiği, bu durumun davacı şirkete bildirildiği, davacının hatasını kabul etmeyerek oyaladığı ve dolayısı ile yapılan işin tam ve eksiksiz olarak müvekkil şirkete teslim edilmediği, dikilen ağaçların kurumaya başladığı, söz konusu ağaçlara ait fotoğrafların davacı tarafından incelendiği, bitkilerin mevsim gibi fazla yağış alan ilkbahar dönemlerinde havaların ısınması ile zaman zaman oluşan mantar olduğu ve buna göre yapılması gereken müdahaleleri izah ettiği, uygulamanın tamamlanmasından sonra ağaçların kurumasının engellenemediği bu durumun davacıya bildirildiği otele dikilen 66 adet Leylandi, 1 adet Kayısı, 2 adet Elma ve 14 adet İğde ağacının tarafların da yaptıkları teknik inceleme ve rapor ile yanlış dikim sonucu kuruduğunu öğrendiklerini, yapılan yazışmalarda da kuruyan bitkilerin yenisi ile değiştirilmesi hususlarını bildirdikleri aksi halde kendilerinin yapıp harcamaları bakiyeden düşeceklerini, buna rağmen davacının ayıplı işi nedeniyle tüm alacağının tahsilini istedikleri, davacı tarafından gönderilen yazışmalarda 38.000 TL bakiyenin ödenmesini istedikleri, yazışmalardan da anlaşılacağı üzere davacının müvekkilinden 92.000 TL alacağının bulunmadığını , bu nedenle haksız davanın ve davacının kusuru ile oluşan hasardan sorumlu olamayacakları nedenle davanın reddini talep etmişlerdir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Dava dilekçesi ve sair tüm evraklar hep birlikte incelenmiştir.
Mahkememizde açılan dava; İİK.nun 67. maddesi gereğince itirazın iptali davasıdır.
Yapılan yargılamada iddia ve itirazlar tekrarlanmış takip dosyası, teslim tutanakları, hakediş belgeleri, fatura, ihtar, raporlar, yazışmalar ve yapılacak bilirkişi incelemesine delil olarak dayanılmıştır.
İncelenen ….İcra Müd. … sayılı dosyasında her 3 fatura bedeline istinaden bakiye 92.000 TL tutarlı asıl alacak üzerinden takibin yapıldığı, takibe borçlu tarafından süresinde itiraz edildiği ve davanın süresinde olduğu belirlenmiştir.
Mahkememizin … esasına kaydı yapılan dosyada, Mahkememizin 05/11/2014 tarih,… esas, … karar sayılı kararı ile “..1-Davalının ….İcra Müdürlüğünün … sayılı takibe itirazının kısmen iptali ile takibin 46.244,40 TL üzerinden devamına, bu bedele takip tarihinden itibaren değişen oranda avans faizi uygulanmasına,
Fazla talebin reddine,
2-%40 icra inkar tazminatının koşulları oluşmadığı ve dosya mahiyeti gereği reddine,….” şeklinde karar verildiği anlaşılmıştır.
Mahkememiz kararının davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 26.01.2016 tarih 2015/3526 E. ve 2016/410 K. Sayılı kararı ile;
“…1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-Mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesinde, davacının ağaçları tekniğine uygun dikmemesi nedeniyle kuruduğunu, bu nedenle davalı zararının 7.255,60 TL bedelle giderildiğini, bu zarar tutarının mahsubu sonucu davacının 84.744,40 TL bakiye alacağı kaldığı belirtilmiştir. O halde bilirkişice saptanan bu miktar üzerinden hükme varılması gerekirken, davalının sonradan ibraz ettiği ve dava konusu işe ilişkin olduğu da anlaşılamayan ödeme belgelerine dayanarak hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olmuş, kararın bozulması uygun bulunmuştur.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davacının diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca hükmün davacı lehine BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 26.01.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi….” şeklinde karar verildiği anlaşılmıştır.
Davalı vekilinin 02/03/2016 tarihli karar düzeltilme talep dilekçesi ile Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 26.01.2016 tarih 2015/3526 E. ve 2016/410 K. sayılı BOZMA kararının DÜZELTİLEREK …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas, … Karar sayılı usul ve yasaya uygun kararının onanmasına karar verilmesini talep etmiş olduğu, Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 20/02/2017 tarih, 2016/1984 esas, 2017/672 karar sayılı ilamı ile;”….1-Dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilâmında benimsenen gerektirici sebeplere göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer karar düzeltme istemlerinin reddi gerekmiştir.
2-Davalı vekilinin diğer karar düzeltme istemlerine gelince;
Bir kimse bizzat kendisi tarafından yapılan sözleşme ve işlemlerle borç altına girebilir ise de kanuna uygun biçimde kendisi namına başkası tarafından yapılan sözleşme ve işlemler ile de borç altına girebilir. Bir kimsenin kendisi adına yapılan işlemlerle borç altına girebilmesi bakımından sözleşme tarihine göre uygulanması gereken mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu’ndaki hükümlerin gözetilmesi gerekir. Bunlar BK’nın 32 ve devamı maddelerde düzenlenen temsil hükümleri, 449 ve devamı maddelerde düzenlenen ticari temsilciye ilişkin hükümler ve 453. maddede düzenlenen ticari vekillere ilişkin hükümdür. Bu hükümlere göre kişi adına yapılan işlemlerle borç altına girebileceği gibi, alacağının tahsil edilmesi, borcu söndüren yazılı belge düzenlenmesi gibi borçla ilgili kendisi yönünden hukuki sonuç doğuran işlemlerin de gerçekleştirilmesi mümkündür. Bu hükümlere göre yapılan işlemlerin kendisi aleyhine sonuç doğurup doğurmadığı yönünden de sağlıklı inceleme yapılması gerekir. Bu konuda öncelikle belge altında imzası bulunan kişi yasal temsilci değil ise tanık olarak dinlenmeli, belgedeki imzanın kendisine ait olup olmadığı sorulmalı, gerekirse imza incelemesi yapılmalı, bu kişinin davalının başka işleri nedeniyle tahsilat yapıp yapmadığı, yaptığı borç doğuran diğer işlemlere icazet verilip verilmediği araştırılmalı ve bu konuda gerektiğinde ticari defter ve kayıtları üzerinde de inceleme yapılmalıdır.
Yukarıda yapılan açıklama ve sözü edilen kurallarla birlikte somut olay değerlendirildiğinde; mahkemece, davanın kısmen kabulüne dair hüküm Dairemizce davalı zararının 7.255,60 TL bedelle giderildiği, davacının alacağından mahsubu sonucu 84.744,40 TL bakiye alacağı kaldığının belirlendiği, bu miktar üzerinden itirazın iptâline karar verilmesi gerektiği belirtilmiş ise de dosyada mevcut olup borcu söndüren belge niteliğinde olan ve davanın her aşamasında ileri sürülebilecek nitelikteki 38.500,00 TL’lik ödeme makbuzlarının sıhhatinin ve bu ödeme makbuzlarında imzası bulunan …’un davacı şirketin temsilcisi olup olmadığının araştırılmadığı bu kez yapılan incelemede anlaşıldığından, mahkemece bu ödeme makbuzlarının üzerinde durularak …’un davacı yüklenici temsilcisi olup olmadığının araştırılması, adı geçenin yetkili temsilci olduğunun anlaşılması halinde bu miktar düşülerek 46.244,40 TL’ye karar verilmesi, aksi halde bu ödemeler mahsup edilmeksizin karar verilmesi gerekir. Mahkeme kararının bu gerekçeyle bozulması gerekirken ödeme makbuzları ve temsil hususuna değinilmeksizin bozulduğu bu kez yapılan incelemede anlaşıldığından karar düzeltme talebinin kabulü ile Dairemizin bozma ilâmının kaldırılması ve mahkeme kararının bu gerekçeyle bozulması uygun görülmüştür.
SONUÇ:Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalının sair karar düzeltme istemlerinin reddine, 2. bentte açıklanan nedenlerle karar düzeltme talebinin kabulüyle Dairemizin 26.01.2016 gün 2015/3526 Esas 2016/410 Karar sayılı bozma ilâmının kaldırılarak yerel mahkeme hükmünün davalı yararına BOZULMASINA, ödediği karar düzeltme peşin harcının istek halinde karar düzeltme isteyen davalıya geri verilmesine, 20.02.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilâmında benimsenen gerektirici sebeplere göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer karar düzeltme istemlerinin reddine….,” şeklinde karar verildiği anlaşılmıştır.
Bozma sonrasında Mahkememizin 2017/458 esasına kaydı yapılan dosyada, mahkememiz 27/03/2019 tarihli duruşma ara kararı gereğince Mahkemece resen seçilecek bir SMM bilirkişiye dosyanın tevdii ile davacı ticari kayıt ve defterlerinde incelemeler yapılarak dava dışı …’un davacının başka işlemleri nedeniyle tahsilat yapıp yapmadığı, yaptığı borç doğurucu işler varsa açık veya zımni icazet olup olmadığı hususlarıyla sınırlı olmak üzere inceleme yaptırılmasına, karar verilmiş olduğu anlaşılmıştır.
….Asliye Ticaret Mahkemesi … Tal. Sayılı talimat dosyasından alınan, 29/05/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davacı şirketin 2010-2011-2012-2013 yıllarına ait ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun tutulduğu, …. Noterliğince 23.03.1994 tarih ve … yevmiye numarası ile tasdik edilen Karar Defteri; tarafımdan sayfa sayfa kontrol edilmiş olup, dava dışı Ziraat Mühendisi … adlı kişiye, şantiyelerde veya merkezden görevlendirme şeklinde her hangi bir görev veya yetki verilmediği, isminin geçmediğinin görüldüğü, Davacının tahsilat ve tediye makbuzlarının tarafından sayfa sayfa kontrol edildiği, dava dışı Ziraat Mühendisi …’a ait hiçbir şekilde imza veya isme rastlanmadığı, Davacı şirketin tahsilat ve ödemelerinin, genelde banka aracılığı ile yapıldığı elden makbuz karşılığında tahsilat ve ödeme yapmadıklarını beyan ettiği, incelenen tahsilat ve tediye makbuzları tutanak altına alındığı, Davacının 2010-2013 yılları arasındaki mahsup dosyalarının (Ticari Evrakları) kontrol edildiğini, Faturaların Teslim alındı ve Teslim edildi kısımların da veya banka talimat yazıları gibi ve benzer evrakların da dava dışı olan Ziraat Mühendisi …’a ait isim veya imzası görülmediği, Firmanın Yeminli Mali Müşavirinin böyle bir kişinin çalışmadığına dair ekinde tutanak verdiği, Davacının SGK dosyaları 2010-2014 yılları arası şantiye bazında çalışanlar listesi alınmış ve incelenmiş olup merkez ve şantiyelerde böyle bir çalışan personel ismine rastlanmadığı, VUK 257.maddesine göre düzenlenen ve 01.08.2003 tarihinden itibaren … seri nolu VUK Genel Tebliğleri ile Gelir Vergisi Genel Tebliği 268 ve VUK-1/2003-1 sayılı VUK sirküleri doğrultusun da tahsilat ve ödemelerin banka veya posta teşkilatı genel müdürlüğü aracılığıyla ödenmesi zorunluluğu getirildiği, Davalı tarafından ibraz edilen makbuzların usulüne uygun olmadığı, bu ödemenin banka veya posta teşkilatı aracılığıyla yapılması gerektiği, davalı tarafça dosyaya sonradan, ibraz edilen üç adet Tediye Makbuzunun hangi firmaya, hangi fatura bedeli olarak ödendiği kesinlikle belli olmadığı, Ziraat Mühendisi …’a ait davacının resmi kayıt ve evrakların da hiçbir şekilde rastlanmadığı, dolayısıyla 38.500,00 TL ödemenin davacı şirkete yapılmadığı görüş ve kanaatini bildirmiştir.
Mahkememizce, tanık olarak …’ un dinlenilmesine karar verilmiştir. Dava dışı tanık …’un, Mahkememizin 17/06/2020 tarihli duruşmada hazır olduğu, tanığın duruşmadaki beyanında; “… Mimarlık şirketini peyzaj sektöründen dolayı tanıyorum, beraber çalışmamız olmamıştır, bir kez çalışma yaparlarken görüşmüştük, … otelini biliyorum, 2013 yılına kadar … Belediyesinde çalışıyordum, şu anda … şirketinde çalışmaktayım, belediyede çalıştığım dönemde … oteli tarafından peyzaj işlemleri yönünden yardımcı olmam istenildi, bende mesai saatleri dışında yardımcı olmayı kabul ettim, otelin bahçesindeki bir kısım peyzaj işlerinde yardımcı oldum ve bir kısım malzeme teminini sağladım, iş tamamlandıktan sonra bir daha beni davet etmediler, mahkemenin bana göstermiş olduğu 13.04.2012 tarihli 9.000,00 TL bedelli bahçe düzenleme ücreti içeriğine sahip tediye makbuzu, 25.05.2012 tarihli 19.500,00 TL bedelli bahçe düzenleme ve peyzaj bedeli içerikli tediye makbuzu, 02.04.2012 tarihli 10.000,00 TL bedelli çevre düzenleme ve peyzaj ön ödemesi içerikli tediye makbuzlarındaki imzalar bana aittir, imzalar bana ait olmakla beraber bunların çok büyük bir kısmı bitki bedeli olarak temin ettiğimden dolayı bu makbuzları imzalayarak parayı teslim aldım…. Mahkemenin tarafıma sorduğu… şirketine ilişkin olarak herhangi bir işlem yapmadım, temsilcisi değilim…Mahkemenin tarafımıza sormuş olduğu otel peyzaj işleri ile ilgili olarak bahçe bitkilerinde kurumalara ilişkin olarak canlı bitki ekimi, toprak dolgularının yapılması, çim ekiminin yapılması, sulama sistemindeki hata ve arızaların giderilmesi, imşaata ait kalıntılar temizlenmeksizin yapılan toprak serimi neticisinde bitkilerin kurumasıyla alakalı bazı aksaklıkların giderilmesi gibi işleri yaptım” şeklinde beyanda bulunduğu anlaşılmıştır.
Dosya kapsamında, davacı ile davalı arasındaki bahçe düzenleme ve peyzaj işlerine ilişkin ticari ilişkinin mevcut olduğu, davacının yanlış dikimi ve uygulaması sonucu bir kısım bitkilerin kuruduğu, kurumanın kaynağının mantar hastalığı olmadığı, taraflar arasındaki yapılan yazışmalarda dikkate alındığından, davacının bu kuruyan bitkiler yerine yeni bitkilerin dikilmesinin ifade edildiği, kuruyan bitki ve dikilmesi istenen bitki adetinde taraflarca bir ihtilaf olmadığı, bu adet ve cinsler dikkate alınarak alınan birim değerler doğrultusunda toplam bitki değerinin 7.255,60 TL olduğu, zararın 7.255,60 TL bedelle giderildiği, davacının alacağından mahsubu sonucu 84.744,40 TL bakiye alacağı kaldığı, davalı tarafça sunulan tediye makbuzları nedeniyle yapılan incelemede, makbuzlarda imzası bulunan dava dışı Ziraat Mühendisi …’ un davacının yasal temsilcisi olmadığı, kendisi tarafından yapılan işler nedeniyle davalıdan aldığı ücret karşılığında tediye makbuzunda düzenleyerek davalıya verdiği, davacının başka işleri nedeniyle tahsilat yapmadığı, başka herhangi bir borç doğuran diğer işleminin olmadığı tespit edildiğinden, toplam bedeli 38.500,00 TL olan işbu tediye makbuzların mahsubunun gerekmediği, davacının davalı şirketten 84.744,40 TL alacaklı olduğu anlaşıldığından, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Mahkememizce yapılan yargılama neticesinde, davacının bakiye alacağının tespit edildiği, alacağın likit olmadığı anlaşıldığından, davacının inkar tazminatı talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kısmen kabulü ile …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasındaki 84.744,40 TL’ye ilişkin davalı itirazlarının iptali ile takibin 84.744,40 TL’ye takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi işletilmesi suretiyle devamına,
Fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Şartlar oluşmadığından davacının inkar tazminatı talebinin reddine,
3-Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 5.788,89 TL karar harcından peşin alınan 1.366,20 TL’nin mahsubu ile geri kalan 4.422,69 TL bakiye harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydedilmesine,
4-Davacı tarafça yapılmış olan toplam posta ve tebligat ücreti 420,00 TL, bilirkişi ücreti 3.750,00 TL olmak üzere toplam 4.170,00 TL yargılama giderinden davanın kabul oranına göre 3.841,13 TL yargılama gideri ve 1.366,20 TL peşin harç olmak üzere toplam 5.207,33 TL nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğininden karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre kabul edilen dava değeri üzerinden hesaplanan 11.816,77 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile kendisini vekille temsil ettiren davacıya ödenmesine,
6-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğininden karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre reddedilen dava değeri üzerinden hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile kendisini vekille temsil ettiren davalıya ödenmesine,
7-Davalı tarafça yapılmış olan toplam posta ve tebligat gideri ücreti 172,70 TL, talimat bilirkişi ücreti 500,00 TL olmak üzere toplam 672,70 TL yargılama giderinden davanın red oranına göre 53,05 TL’nin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
8- Karar kesinleşene kadar yapılacak yargılama giderlerinin davacı gider avansından karşılanmasına, karar kesinleştikten sonra bakiye gider avansının istek halinde davacıya iadesine,
Dair, dava dosyasının daha önce Yargıtay denetiminden geçmiş olmasından dolayı Yargıtay Temyiz yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup anlatıldı.16/04/2021

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza