Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/43 E. 2018/955 K. 22.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/43 Esas
KARAR NO : 2018/955
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ: 13/01/2017
KARAR TARİHİ: 22/10/2018
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA :Davacılar vekili davası ile müvekkilinin 08/07/2010 tarihinde sürücüsü davalılardan … olan araç ile yine …’ın sevk ve idaresindeki aracın çarpışması sonucu otobüste yolcu olarak bulunan …, … ve …’ın vefat ettiği vefat edenlerden …’nin müvekkili …’nin eşi …, … ve …’nin annesi olduğunu, diğer ölen …’in müvekkili …’in eşi olup, …, …, … ve Bedirhan Seher’in babası olduğunu, ölenlerden …’ın ise müvekkili …’ın eşi olup, … , … ve …’ın babası olduklarını, adı geçenlerin meydana gelen bu kaza ve ölümler nedeni ile destekten yoksun kaldıklarını, otobüs şöforünün Cumhuriyet Savcılığınca yapılan araştırma ile tam kusurlu olduğunu, müvekkillerinni herhangi bir kusurunun olmadığını, dava konusu aracın… sigorta tarafından zorunlu mali mesüliyet sigorta poliçesi ile sigortalı bulunduğunu, kaza tarihinde kişi başına 175.000 TL olmak üzere teminat bulunduğu, yapılan ihtarlara rağmen bedelin ödenmediğini, bu nedenle müvekkillerinin ölen ailelerinin desteğinden yoksun kalmaları nedeni ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile dava dilekçesinde tek tek ifade ettikleri miktarlar üzerinden maddi tazminat ile birlikte ve yine manevi tazminat taleplerini davalılardan sorumlulukları çerçevesinde tahsiline, masraf ve ücreti vekalete hükmedilmesi talep ve dava edilmiştir.
CEVAP :
Davalı sigorta vekili cevabında; yetki itirazlarını ve iş bölümü itirazını ileri sürerek esasa yönelik beyanlarında ise; poliçe limitleri ile sorumluluklarının bulunduğunu, ancak açılan davanın sunulan belgeler çerçevesinde haksız olduğu, reddine karar verilmesini talep ettikleri görülmüştür.
Davalı … A.ş. Vekili cevabında; müvekkilinin kaza ile ilgisinin bulunmadığını, husumet itirazında bulunduklarını, esasa ilişkin ise; davacıların iddialarının yerinde olmayıp, kusur incelemesinin de yapılması gerektiğini, ceza dosyasının bekletici mahiyette olduğunu, talep edilen manevi tazminatında yerinde olmadığı haksız davanın reddine karar verilmesi talep edilmiştir.
Davalı … Şirketi vekili tarafından verilen cevapta; sorumluluklarının bulunmadığını, tüm sorumluluğunun araç malik ve sürücüsü olan …’a ait olduğunu, davacının maddi zarara uğradıklarının ispatı gerektiği, müvekkilinin sorumluluğunun olmaması nedeni ile manevi tazminat taleplerini de kabul etmediklerini, talep edilen istemlerin faiş ve dayanaksız olduğunu, ceza dosyasının bekletici mesele yapılması gerektiğini, haksız davanın reddine karar verilmesi talep edilmiştir.
Yapılan yargılamada iddia ve itirazlar tekrarlanmış ve davalının yetki itirazı mahkememizin yargı alanı yetkisi değerlendirilerek yerinde görülmemiş, keza iş bölümü itirazı ise ; davanın mahiyeti dikkate alınarak mahkememiz görevi dahilinde bulunmakla reddi ile yargılamasına devam olunmuştur.
Dosyaya taraflarça tüm deliller ibraz edilmiş, kaza tutanakları, savcılık evrakı, nüfus kayıtları, veraset ilamı , maaş bodroları, poliçe , ihtarlar temin edilmiş , taraflarça yapılacak incelemelere delil olarak dayanılmıştır.
Dosyaya sunulan … sigortanın makbuz ve ibraneme başlıklı 30/09/2011 tarihli beyan ve belgeler ile davacıların belirlenen miktarlarda tazminatlarını aldıklarına dair ve vekalet ücreti yönünden de yapılan ödemeler dosyaya ibraz edilmiştir.
Sarıkamış Cumhuriyet Savcılığının kaza ile ilgili 19/07/2012 tarih …soruşturma nolu dosyası ile yapılan soruşturmada Kars Ağır Ceza Mahkemesi’ne fezlekede belirtilen gerekçeler doğrultusunda kamu davası açılması yönünde işlem yapıldığı, dosyaya temin edilen Kars Ağır Ceza Mahkemesi’nin… esas sayılı dosyasının yapılan yargılamasında sanık … hakkında açılan kamu davasında üzeri atılı suçtan kusurunun bulunmadığı belirtilerek beraatine karar verildiği görülmüştür.
Davacılar vekilinin dosyaya sunduğu 11/06/2013 tarihli dilekçeleri ile maddi zarar yönünden yani destekten yoksun kalma tazminatına yönelik davalı … sigorta tarafından ödemenin yapıldığı, bu nedenle… sigorta yönünden davanın konusuz kaldığı, ancak ölenlerin …Plakalı otobüste yolcu olarak bulundukları nedenle manevi tazminata ilişkin taleplerinin diğer davalılardan talep edildiği ve bu yöndeki taleplerine devam ettiklerini ifade ettikleri görülmüştür.
İncelenen dosyada davacının dava dilekçesinde müvekkileri yönünden her biri için ayrı ayır belirtilmek üzere toplam 1.075.000 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte …, …. şirketi ve … A.ş. Müştereken ve müteselsilen tahsil ile talep ettikleri görülmüştür.
Mahkememizce celselerde oluşturulan ara kararı ile bilirkişi heyetinden davacıların destekten yoksun kalmasına ilişkin tazminat hesaplarının ve sorumluluk ve kusurların belirlenmesi için inceleme yapıldığı, bu raporda davalı …’ın otobüs sürücüsü olup, %25 oranında kusurlu olduğunun ifade edildiği, kamyon sürücüsünün ancak dava dışı olan …’ın %75 oranında kusurlu oldukları, davacıların sigortanın tazminat bedelini ödemesi nedeni ile maddi tazminata yönelik talepleri yönünden konusunun kalmadığı ve bu nedenle hesaplamanın yapılmadığı rapor olarak ifade edilmiştir.
Mahkememizce Kars Ağır Ceza Mahkemesi… esas sayılı davalılardan …’ın beraati yönünde hüküm kurulan kararı Yargıtay … Ceza Dairesinin kararı onaması üzerine kesinleştiği tespit edilmiştir ve kesinleşmiş karar örneği dosyaya sunulmuştur.
Tüm dosya kapsamı sunulan deliller , izleme olanağı sağlayan raporlar denetlenmiş davacılar vekilinin gerek yazılı olarak beyanları, gerekse celsedeki beyanları doğrultusunda maddi tazminata yönelik taleplerinin karşılanmış olması nedeni ile konusunun kalmadığını, ancak manevi tazminata yönelik taleplerinin sigorta dışındaki diğer davalılardan tahsilini talep ettikleri belirlenmiş olmakla maddi tazminat yönünden davanın konusunun kalmadığı dikkate alınarak bir karar oluşturulmasına yer olmadığına, ancak davacıların manevi tazminata yönelik taleplerinin devam ettiği dikkate alınarak bu yöndeki talebin mahkememiz dosyasından tefriki ile ayrı bir esasa kaydedilip bu istemin mahkememizin görevi dahilinde bulunulmadığı asliye hukuk mahkemesinin görevi dahilinde olup, görevsizlik kararı verilmiştir.
Mahkememizce verilen bu karar Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin 2016/11403, 2016/10357 K.sayılı, 10/11/2016 tarihli ilamı ile “Dava, yolcu taşıma sözleşmesinden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davacıların manevi tazminata yönelik talebi yönünden dosyanın tefriki ile ayrı bir esasa kaydedilmesine karar verilmiş fakat ayrı bir esasa kaydı yapılmamıştır. Davanın tefrik edilmesi halinde, tefrik edilen davanın ayrı bir esasa kaydedilerek kaydı yapılan esas üzerinden esasa yönelik bir karar verilmesi gerekirken; aynı esas üzerinden karar verilmesi doğru olmadığı gibi, davanın açıldığı tarih itibariyle Asliye Hukuk Mahkemesi ile Ticaret Mahkemesi arasındaki ilişki de görev ilişkisi olmayıp işbölümü ilişkisidir. Kaldı ki davacıların murisi davalıların işleten, sürücü ve ZMMS şirketi olduğu otobüste yolcu olarak bulunmakta olup yolcu taşıma sözleşmesi de 6762 sayılı TTK’nın 798 vd.maddelerinde düzenlenmiş olduğundan görevsizlik kararı verilmesi de esasen doğru olmamıştır.Dava, yolcu taşıma sözleşmesinden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davacıların manevi tazminata yönelik talebi yönünden dosyanın tefriki ile ayrı bir esasa kaydedilmesine karar verilmiş fakat ayrı bir esasa kaydı yapılmamıştır. Davanın tefrik edilmesi halinde, tefrik edilen davanın ayrı bir esasa kaydedilerek kaydı yapılan esas üzerinden esasa yönelik bir karar verilmesi gerekirken; aynı esas üzerinden karar verilmesi doğru olmadığı gibi, davanın açıldığı tarih itibariyle Asliye Hukuk Mahkemesi ile Ticaret Mahkemesi arasındaki ilişki de görev ilişkisi olmayıp işbölümü ilişkisidir. Kaldı ki davacıların murisi davalıların işleten, sürücü ve ZMMS şirketi olduğu otobüste yolcu olarak bulunmakta olup yolcu taşıma sözleşmesi de 6762 sayılı TTK’nın 798 vd.maddelerinde düzenlenmiş olduğundan görevsizlik kararı verilmesi de esasen doğru olmamıştır.hükmü ile bozulmuştur.
Usul ve yasaya uygun olan Yargıtay bozmasına uyulmasına karar verilerek mahkememizce yargılamaya devam olunmuştur.
Mahkememizde açılan dava maddi ve manevi tazminat davası niteliğinde iken daha önce verilen kararda maddi tazminat davasında davanın konusuz kalmış olmasına istinaden verilen kararın yapılan temyiz başvurusunda bozma dışında kaldığı sabittir. Zira Yargıtay bozması davacılar vekilince yapılmış o da sadece manevi tazminat yönünden verilen görevsizlik kararına karşı başvuru yapmıştır. Dosyada başkaca da kararı temyiz edenin bulunmadığı sabit olmakla mahkememizde görülmesi gereken davanın sadece maddi tazminatın konusuz kalmış olması nedeniyle verilen kararın kesinleşmiş olmasından dolayı sadece manevi tazminat olduğu ve bu kısma ilişkin davanın görülmesi gerektiğine kanaat getirilmiştir.
Davanın açıldığı ve haklarında maddi tazminat talebi kesinleşen diğer davalıların Karayolları Kanunu, işleticilik, araç maliki ve sigorta poliçesi nedeniyle müteselsil sorumlu oldukları, davalı …’ın kusurlu kaza sebebiyle açılan maddi ve manevi zarara ilişkin alacak davası olmasına rağmen kesinleşen Kars Ağır Ceza Mahkemesi’nin kararı uyarınca …’ın meydana gelen kazada kusursuz olduğu ve bu nedenle beraat ettiği, ceza mahkemesi kararının kesinleştiği sabit olup ceza mahkemesinin maddi vakalara ilişkin tespitinin hukuk mahkemesini bağlar niteliğindeki kararı uyarınca her ne kadar mahkememizde alınan raporda davalı …’in hız sınırını aştığından bahisle(88km/saat de gidilirken) %25 kusur verilmiş ise de, bilirkişilerin bu raporuna karşı …’ın vekili aracılığıyla yapmış olduğu itirazda araca ait ruhsat fotokopisi ve karayolu hız sınırlarını gösterir düzenlemeye göre aracın 80km/saat değil 110km/saat hız limitine tabi olduğu da dikkate alındığında raporun dosya kapsamı ile uyumlu olmadığı anlaşılmıştır. Ancak 6098 sayılı BK’un 74. Maddesi dikkate alındığında “zarar verenin kusurlu olup olmadığı hakkında karar verilirken .. Ceza hakimi tarafından verilen beraat kararı ile bağlı değildir, ceza hukukunun sorumluluk ile ilgili hükümleri ile bağlı değildir. Aynı şekilde ceza hakiminin kusurun değerlendirmesine ve zararın belirlenmesine ilişkin kararı da hukuk hakimini bağlamaz” hükmü uyarınca bir değerlendirme yapmak gerekir. Bu nedenle yeniden davalı … vekilinin kusur yönünde yaptığı itiraz da dikkate alınarak ek rapor ya da ATK’dan kusur raporu alınabilir gibi düşünülse de bu doğru değildir, zira maddi hakikatı araştıran ve bunu resen yapan ceza hakimi yaptığı yargılama sonucunda davalı …’in meydana gelen kazadaki nedenselliği etkileyen kusuruna ilişkin bir eyleminin olmadığı, kusursuz olduğu bu nedenle de kesin aklanma kararı, beraat kararı verilmiş olup bu tür kararlar hukuk hakimi için kesin delil hüviyetinde olduğundan davalı Arifin kusursuz olduğundan ve diğer davalılarında Arif’in eylemi nedeniyle müteselsilen davalı kılınmış olmaları karşısında onlar yönünden de ceza mahkemesinin verdiği ve kesinleşen beraat kararı kesin delil hükmünde olup, davacıların davalılardan manevi tazminat taleplerini haklı kılacak bir ölüm ve nedensellik bulunmadığından, destek tazminatı yönünden ise kusursuz sorumluluk hali olduğundan, o husus dikkate alınarak B.K. 49. Maddedeki haksız fiilden sorumlu tutulmak için (hukuka aykırı fiil+ kusur+ zarar+ uygun illiyet bağı) unsurları gerektiği, manevi tazminat için de 6098 sayılı yasanın 56/2. Maddesindeki ve 50. Maddeleri dikkate alındığında kusur ve illiyetin bulunmadığı, bu nedenle de manevi tazminat şartlarının oluşmamış olması nedeniyle davacıların tüm davalılar yönünden açmış oldukları manevi tazminat davalarının ayrı ayrı reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM
1-Tüm davacıların ayrı ayrı manevi tazminat davalarının REDDİNE,
2-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına, 35,90 TL dava red harcından bakiye kalan kısmın karar kesinleşme ve talep halinde davacılara iadesine,
3-Davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacılar üzerine bırakılmasına,
4-Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 10/3. Maddesi uyarınca 2.180,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalılara verilmesine,
5-Bakiye harcanmayan gider avansının talep kesinleştiğinde ve başvuru halinde ilgilisine iadesine,
Dair, dava dosyasının daha önce Yargıtay denetiminden geçmiş olmasından dolayı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde Yargıtay Temyiz yolu açık olmak üzere davacılar vekili ile davalı … A.Ş. vekilinin yüzüne karşı oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup anlatıldı.
Başkan …
Üye …
Üye …
Katip …