Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/225 E. 2018/1211 K. 10.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/133 Esas
KARAR NO : 2018/1009
DAVA : Genel Kurul Kararının İptali
DAVA TARİHİ: 10/02/2017
KARAR TARİHİ: 05/11/2018
Mahkememizde görülmekte olan Genel Kurul Kararının İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkili …’ün, …’nin % 25 oranında hissesini haiz pay sahibi olduğunu, …A.Ş.’nin 2011, 2012, 2013, 2014 ve 2015 mali yıllarına ait genel kurul kararlarının iptali istemi ile müvekkile vekaleten bir dizi davalar ikame ettikleini, işbu dava konusunu teşkil eden olağanüstü genel kurul kararında da yine belirtilen usulsüzlükler yapıldığını, 18 Kasım 2016 tarihli Olağanüstü Genel Kurul Toplantısı hazirun cetvelinin usulüne uygun surette tanzim edilmediğini, pay defteri dayanak tutulmak suretiyle toplantıya çağırılmış olup, gerek hazirun cetveli gerekse ortaklar pay defterinin şirket ana sözleşmesine aykırı olduğunu, şirket ortaklarının birbirleri arasında yapılan hisse devirleri haricindeki diğer tüm devir işlemlerinde, diğer ortakların muvafakatlerinin alınması ve ön alım haklarını kullanmayacaklarını beyan etmelerinin gerektiğini, 18 Kasım 2016 tarihli Olağanüstü Genel Toplantısı esnasında Yönetim Kurulu Başkanı … tarafından tanzim edilen ve pay defterine uygunluğu da teyit edilen, hazirun cetvelinin incelenmesi neticesinde, şirket hissedarları …,… ve…’ın hisselerini …, … ve … isimli şahıslara devrettiğini, yapılan bu hisse devirleri esnasında ve öncesinde müvekkiline bilgi dahi verilmediğini, usulüne uygun surette yapılmayan hisse devirlerinin ilgili dönemdeki Yönetim Kurulu Üyesi olan … tarafından kabul edilerek şirket pay defterine işlendiğini , hisse devri konusunda bir yönetim kurulu kararı dahi alınmadığını ve genel kurulun usulsüz hazirun cetveline dayanarak toplantıya çağırıldığının bir kez daha tespit edildiğini, açıklanan nedenlerle; davalı …Şirketine ait 18 Kasım 2016 tarihli olağanüstü genel kurul kararının iptaline, kararın tatbiki telafisi mümkün olmayan zararlar doğuracağından, genel kurul kararının icrasının tedbiren durdurulmasına, Genel Kurul Kararının iptali için dava açıldığının ilan edilmesine, davanın Yönetim Kurulu Üyelerine ihbar edilmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı yana tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Davacı vekilinin müvekkili şirkete ait 2011 ve 2012 mali yılları genel kurul kararlarının iptali için işbu davada ileri sürdüğü aynı gerekçelerle İstanbul …Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. Sayılı dosyasındada dava açtığını, yapılan yargılama sonucu davanın reddine karar verildiğini, davacı tarafın 2014 mali yılı genel kurulunun ardından genel kurul kararlarının iptali için yine aynı sebeplerle İstanbul …. Asliye Ticaret Mahkemesinin …E. Sayılı dosyası ile dava açtığını, bu davada henüz bilirkişi incelemesi yapılmadığını, davacı taraf 2015 mali yılı genel kurulunun ardından genel kurul kararlarının iptali için yine aynı sebeplerle İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesinin… E. Sayılı dosyası ile dava açtığını, davacının gerek işbu davaya konu etmiş olduğu olağanüstü genel kurul kararlarının iptalini istemiş olduğu bu davada, gerekse aynı sebeplerle açmış olduğu diğer davalarda müvekkili şirket açısından ilgili kanuna, esas sözleşmeye ve özellikle objektif dürüstlük kuralına aykırı bir durum söz konusu olmadığını, tam aksine davacının iddialarının tümünün iyi niyet ve dürüstlük kuralı haklarının tamamen kötüye kullanılmasından öte bir durum olmayıp hukuken de geçerliliğinin bulunmadığını, açıklanan nedenlerle; öncelikle davacı tarafın yasal dayanağı bulunmayan ihtiyati tedbir talebinin reddine, hukuki mesnetten yoksun haksız ve kötü niyetli işbu davanın reddi ile yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Mahkememizde açılan dava: davalı şirketin 18/11/2016 tarihli 2016 Olağanüstü Genel Kurul Kararlarının 6102 sayılı yasanın 445 maddesi uyarınca iptali istemlidir.
Mahkememizce davalı kayıtları, sunulan delil ve dayanaklar denetlenerek iddia ve itirazlar doğrultusunda davalının 18/11/2016 tarihli Olağan Üstü Genel Kurul kararının iptali koşullarının bulunup bulunmadığı yönünde bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Bilirkişiler raporda, Davacı …’ün hisse devirlerine ilişkin, geçen süre içinde ne genel kurullarda ne defalarca yapılan yönetim kurulu toplantılarında ne de yönetim kurulu başkanı sıfatıyla şirketi idare ettiği süreç içerisinde yazılı veya sözlü hiçbir uyarısının ve itirazının mevcut olmadığı, hisse devirlerinden sonra yapılan genel kurullarda şirketin sermaye yapısı ve ortaklık durumunun pay defterine ve kayıtlarına uygun olduğuna dair hazirun cetvelleri altına imza attığı, dava konusu olağanüstü genel kurul toplantısında alınan kararın, söz konusu toplantıya katılmaya yetkisi olmayan kişilerin veya onların yetkililerinin toplantıya katılıp oy kullanmış olmalarına rağmen bu durumun kararın alınmasında etkili olmaması nedeniyle iptal edilebilir olmadığını belirtmişlerdir.
İddia, savunma, toplanan deliller, denetlemeye açık ve hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporu doğrultusunda davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı taraf genel kurula katılmış, muhalefetini tutanağa geçirmiş ve 3 aylık süre içinde de davasını açmış olup, bu nedenle davanın usulüne uygun ve süresinde açılmış olduğu anlaşılmıştır.
Davacının iddiası 6102 sayılı TTK’nun 446/1-b maddesine ve sözleşmeye, kanuna, afaki iyi niyet kurallarına aykırılık hususuna dayalı olarak açılmış genel kurul kararının iptali davası olduğu, genel kurulda alınan kararların gerekçeli olarak belli şubelerin üretimdeki tedarikte yaşanan ayıplı, kalitesiz ürün tedarikinin üretimde sorun yarattığının bahisle süresiz kapatıldığına ilişkin olup, bunun afaki iyi niyet kuralı, ana sözleşme ve kanuna aykırı olamayacağı, şirket politikası, üretim ve faaliyet politikası ile ilgili olduğu cihetiyle bu yöndeki iptal talebi yerinde görülmemiştir.
Yine davacının bir diğer iptal talebini içerir 6102 sayılı yasanın 446/1-b maddesindeki toplantıya katılamayacak kişilerin katılımı ile toplantının yapılmış olduğu yönündeki iptal talebinin gerekçesi yönünden yapılan incelemede davacının bu yöndeki iddiasının yerinde olduğu, genel kurula katılımı gerekmeyen kişilerin katılımı ile genel kurulun yapılmış olduğu, ancak bunun tek başına iptal için yeterli olmadığı, zira bu kişilerin karar alınmasına etki etmesi şartının da aranması gerektiği, oysa her üç ortağın da birer hissesi olduğu ve toplam 3 hissenin kabul edilen 100.50 hisselerinin düşüldüğünde kararın alınması için bakiye olarak geride kalan gerekli olan oy nisabı 97.50’nin de yeterli olacağı, bu nedenle de etki şartının gerçekleşmediği cihetiyle davacının davasının kabul şartlarının oluşmamış olması nedeniyle davasının reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM
1-Davacının davasının reddine,
2-Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 35,90 TL karar harcından peşin alınan
31,40 TL’nin mahsubu ile geri kalan 4,50 TL bakiye harcın davacıdan tahsili ile hazineye
gelir kaydedilmesine,
3-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendini vekille temsil ettirdiğinden lehine Asgari Ücret Tarifesi gereği 2.180,00 TL ücret takdirine, bunun davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-Karar kesinleştiğinde artan gider avansının davacıya iadesine,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı oy birliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı.
Başkan …
Üye …
Üye …
Katip …