Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/200 E. 2021/366 K. 21.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/200 Esas
KARAR NO : 2021/366

DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/03/2017
KARAR TARİHİ : 21/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı arasındaki ticari ilişki neticesinde oluşan bakiye borcun karşılığı olarak 5.000,00 TL tutarında 6 adet çeki avans verdiğini, bu çeklerden … nolu çekin bu davaya konu olmadığını … 9 ATM … dosyasına konu edilerek menfi tespit davasının açıldığını, davalının müvekkiline malzeme göndermesi için verilen avans çeklerini aldığını, müvekkiline malzemeleri göndermediğini, müvekkilinin verilen avansı çeklerinden … seri nolu 5.000,00 TL bedelli çeki ödediğini, karşı yan malzemeleri yinede göndermemesi üzerine kalan çeklerin ödenmediğini, iadesinin talep edildiğini, malzemelerin gönderilmesini aksi takdirde ödenen çek bedelinin iadesini ve kalan çeklerin iadesini talep ettiklerini, müvekkilinin tanımadığı bir 3. Şahıs tarafından ödenen çekin icra takibine koyulduğunu, bu sebeple menfi tespit davasının açıldığını, müvekkilinin bu çekler yönünden borçlu olmadığının tespitini, bankaya yapılan ödemelerin davalı taraftan tahsilini talep etmiştir, ödeme yapılmak zorunda kaldıkları 2 adet çek için şimdilik 100,00 TL’nin ödeme tarihinden itibaren reeskont avans faizi ile birlikte davalı taraftan tahsilini, yapılan yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı taraf cevap dilekçesinde özetle; davacının borcunu ödemediğini bu sebeple icra takibi başlattıklarını buna rağmende borcunu ödemediğini, davacının iddia ettiği gibi bir ticari ilişkinin olmadığını davacının borcunu ve çek bedellerini ödemediğini, haksız ve mesnetsiz davanın reddini, davacı aleyhine %20 icra tazminatına hükmedilmesini, yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DEĞERLENDİRME:
Dosya kapsamı ile, dava konusu talebin taraflar arasındaki ticari ilişki nedeniyle davacının davalıya avans olarak verdiğini iddia ettiği çeklerden dolayı borcu olmadığının tespiti ile ödeme yapmak zorunda kaldığını iddia ettiği çek bedelinin iadesine ilişkin menfi tespit davası ve istirdat davası olduğu anlaşılmıştır.
Tarafların iddia ve itirazlarının değerlendirilmesi bakımından davacı yanın ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yapılması için Çeşme Nöb AHM’ye talimat yazılmış yapılan defter incelemesinde mali bilirkişi “Davacı tarafın 2009 yılına ait ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi sonucu davalı taraftan alınan bir mal kaydına ve verilen bir çek kaydına ulaşılamamıştır. Dava konusu olan çekin keşide eden ve elinde bulunduranlarla ilgili görüş sayın mahkeme hakimliğindedir ” şeklinde raporunu sunmuştur.
Davalı tarafın ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi için bilirkişi ara kararı kurulmuş, davalı yana defterleri sunması için süre verilmiş ise de belirlenen gün ve saatte sunmadığı bu sebeple incelemenin yapılamadığına dair tutanak tutulduğu, ikinci defa HMK 222 md şerhli defterlerin inceleme gün ve saatinde hazır edilmesinin istendiği, inceleme gün ve saatinde 2. Kere sunmadığı görülmüştür.
TMK.’nun 6. maddesi gereğince “Kural olarak, herkes iddiasını ispat etmekle yükümlüdür.” hükmü getirilmiştir.
Davacı, kambiyo senedinden dolayı borçlu olmadığının tespitini istediğine göre, konunun hem kambiyo hem de ispat hukuku açısından ele alınıp, değerlendirilmesi gerekir.
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 201.maddesi gereğince; yazılı bir belgeye (senede) bağlanmış olan her çeşit iddiaya karşı defi olarak ileri sürülen hususların tanıkla ispatlanması mümkün değildir.
Somut olayda, davacı/borçlu, senetteki imzasını inkâr etmiş değildir. Davacı takibe konu edilen senetlerin avans olduğunu ve davalıya mal alım satım ilişkisi kapsamında verildiği olgusuna dayanmış iş bu davayı açmıştır. Davalı ise iddianın yersiz olduğunu savunmuştur. Senet sebepten mücerret olmakla, davacının ileri sürdüğü iddiaların varlığını yazılı delille ispat yükü altında olduğunun kabulü gereklidir.
Davacının incelenen ticari defterlerinde anlaşmazlığa konu çeklerin defterinde yer almadığı, aralarında ticari ilişkinin saptanamadığı , senetlerin sebepten mücerret olduğu hususu da dikkate alındığında davacı yanın çeklerin avans çeki olarak verildiği yönündeki beyan ve iddialarının yerinde olmadığı dolayısıyla davanın ispatlanamadığı anlaşılmakla davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İspatlanamayan davanın reddine,
2-Alınması gerekli harç 59,30 TL olup, peşin alınan 343,26 TL den mahsubu ile fazla alınmış olan 283,96 TL harcın karar kesinleştikten sonra istek halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4- Karar kesinleşene kadar yapılacak yargılama giderlerinin davacı gider avansından karşılanmasına, karar kesinleştikten sonra bakiye gider avansının istek halinde davacıya iadesine,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 03/06/2021

Katip …

Hakim …