Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/186 E. 2019/278 K. 28.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/186 Esas
KARAR NO : 2019/278
DAVA : Şirket Ortaklığı Nedeniyle Kar Payı Alacağı
DAVA TARİHİ: 24/02/2017
KARAR TARİHİ: 28/03/2019
Mahkememizde görülmekte olan Şirket Ortaklığı Nedeniyle Kar Payı Alacağı davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı şirketin ortağı olduğunu, müvekkilinin davalı limited şirketine kazançtan faydalanmak için ortak olduğunu ancak hiçbir kazanç sağlayamadığını, şirketin kar dağtmasına engel herhangi bir sebebin bulunmadığını, diğer ortaklara kazanç dağıtımı yapılmasına rağmen müvekkiline ödeme yapılmadığını belirterek davanın kabulü ile 2012-2013-2014-2015 ve 2016 yıllarına ait kar payının tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı tarafça davaya cevap verilmemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava dilekçesi ve sair tüm evraklar hep birlikte incelenmiştir.
Dava, şirket ortaklığı nedeniyle kar payı alacağı istemine ilişkindir.
Mahkememizce gerekli kayıtlar celp edilmiş ve bilirkişi incelemesi yapılamasına karar verilmiş olup, bilirkişi heyeti raporunda özetle; Kar payı alacağının doğabilmesi için öncelikle şirketin kar elde etmesi ve genel kurul tarafından da karın dağıtılmasına ilişkin karar alınması gerektiği, her ne kadar davalı şirketin 2012, 2103 ve 2014 yıllarında kar elde ettiği tespit edilmiş ise de, bu yıllara ilişkin elde edilen karın dağıtılmasına yönelik olarak bir genel kurul kararı bulunmadığı için kar payı alacağı bir alacak hakkına dönüşmediğinden, davacının kar payı talebinin yerinde; olmadığı yönünde görüş ve kanaat sunulmuştur.
Davalı şirkete ait sicil dosyası celp edilmiş, yapılan incelemesinde; “… şirketi” unvanı … sicil numarası ile kuruluşunun 25/12/1989 tarihinde tescil edildiği anlaşılmıştır. Şirkete ait son kayıtlara göre toplam sermayesinin 55.000,00 TL olduğu, davalı şirkette davacının 11.000,00 TL ile % 20, dava dışı …nun 16.500,00 TL ile % 30, dava dışı …’un 27.500,00 TL ile % 50 payı olduğu belirlenmiştir. Şirket ana sözleşmesinin “Karın Dağıtımı” başlıklı 11.maddesinde; “Şirketin safi karı yapılmış her çeçit masrafların çıkarılmasından sonra kalan miktardır. Safi kardan her sene evvela %5 ihtiyat akçesi ayrılır, kalan hissedarlara ödenmiş sermayeleri üzerinden hisseleri oranında dağıtılır, kara iştirak edenlere hissedarlara dağıtılması kararlaştırılan miktardan Türk Ticaret Kanununun 466 maddesinin 2.inci fıkrasının 3.nolu bendi gereğince % 10 ayrılarak umumi yedek akçeye eklenir. Kardan bir kısmının hissedarlara dağıtılması veya şirket adına işletilmesi veya memurlara, hizmetlilere ikramiye olarak verilmesi gibi kararlar şirket sermayesinin en az % 51’ini temsil eden hissedarların kararına bağlıdır.”, “İhtiyat Akçesi” başlıklı 12.maddesinde; “İhtiyat akçesi şirket sermayesinin % 20’sine çıkıncaya kadar ayrılır. Bu miktarın azalması halinde yeniden ihtiyat akçesi ayrılmasına devam olunur. Kanuni ve ihtiyari ihtiyat akçeleri ile kanun ve sözleşme hükümlerine göre ayrılması gereken miktar safi kardan ayrılmadıkça hissedarlara kar dağıtılmaz.” düzenlemelerine yer verilmiştir. TTK 608/1 maddesinde; “Kâr payı, sadece net dönem kârından ve bunun için ayrılmış yedek akçelerden dağıtılabilir. Kâr payı dağıtımına ancak, kanun ve şirket sözleşmesi uyarınca ayrılması gereken kanuni yedek akçelerle, şirket sözleşmesinde öngörülmüş yedek akçeler ayrıldığı takdirde karar verilebilir.” düzenlemesi yer almaktadır. TTK 616/1-e maddesinde ise; “Yıl sonu finansal tablolarının ve yıllık faaliyet raporunun onaylanması, kâr payı hakkında karar verilmesi, kazanç paylarının belirlenmesi” genel kurulun devredilemez yetkileri arasında sayılmıştır. Bu nedenle kar payı alacağının doğabilmesi için şirketin kar elde etmesinin yanında bu karın dağıtılması yönünde genel kurul kararı bulunması zorunludur. Davalı şirketin 2012, 2013, 2014 yılları itibariyle yasal yedek akçelerinin düşümü sonrası davacının % 20 payı üzerinden 2012 yılı için 3.179,54 TL, 2013 yılı için 9.245,26 TL, 2014 yılı için 4.306,25 TL kar payı olduğu, 2015 ve 2016 yıllarında ise şirketin zarar etmiş olması sebebiyle dağıtılacak karının bulunmadığı mali inceleme neticesinde tespit edilmiş ve davacının 2012, 2013 ve 2014 yılları için toplam 16.731,04 TL kar payı hesap edilmiş ise de, talebe konu 2012, 2013, 2014, 2015 ve 2016 yıllarına ilişkin kar payı dağıtılmasına yönelik genel kurul kararının bulunmadığı anlaşılmakla, şirket ana sözleşmesinin 11. ve 12. maddelerinde yer alan düzenlemeler ile TTK 608/1, TTK 616/1-e maddeleri de dikkate alınarak davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M :
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 44,40-TL karar ve ilam harcının peşin yatırılan 170,78-TL peşin harçtan mahsubu ile geriye kalan 126,38-TL harcın karar kesinleştiğinde istek halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
4-Kalan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
Katip …
(e-imza)
Hakim …
(e-imza)
BU EVRAK 5070 SAYILI KANUN GEREĞİ ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞTIR