Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/185 E. 2019/280 K. 28.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/185 Esas
KARAR NO : 2019/280
DAVA : İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ: 24/02/2017
KARAR TARİHİ: 28/03/2019
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili …’nin Hindistan’da mukim bir taşıma firması olduğunu, dava konusu olan ve Hindistan’dan Türkiye’ye yapılması planlanan taşıma işini davalı …’a devrettiğini taşınması planlanan emtianın satıcısı dava dışı yük ilgilisi …Ltd (…) 1000 kg (40 fiçı) Sefiroksim, 200 kg (8 fiçı) sefdinir ve 550 kg (22 fiçı) …’den oluşan ve toplamda 1.750 Kg (70 fiçı) ilaç malzemesinin satımı konusunda İstanbul’da bulunan 3 ayrı alıcı ile CIF satış kapsamında anlaştıklarını, üç ayrı satışa dair üç faturanın toplam 385.000,00-USD olduğunu, bu anlaşmalara göre dava konusu emtiada meydana gelecek hasarın emtia alıcılara teslim edilene kadar satıcı dava dışı …üzerinde kaldığını, söz konusu taşıma işinin planlanıp yapılması için …’in müvekkilini atadığını ve müvekkilinin de fiili taşıma işini davalıya devrettiğini, müvekkilinin her bir alıcı için 3 ayn havayolu konişmentosu düzenlediğini, söz konusu konişmentelor tahtında düzenlenen ve Cidde üzerinden Haydarabad’dan İstanbul’a taşınacak yüklerin 26.02.2014 tarihinde … numaralı uçak ile Cidde’ye ulaşması buradan da… numaralı uçak ile İstanbul’a gönderilmesinin planlandığını, ne var ki kararlaştırılan tarihte … numaralı uçağın Cidde’ye yüklerle birlikte iniş yaptığını fakat 1750 KG (70 fıçı) yükün davalının hakimiyetinde bulunduğu … havaalanında kaybolduğunu, … Havaalanında yüklerin yaklaşık 5 ay sonra bulunduğunu ve 25.06.2014’de davalı tarafından Haydarabad’a geri gönderildiğini, diğer bir deyişle varış noktası olan İstanbul’a taşınması gereken yüklerin hiçbir şekilde ulaştınlmadığını ve böylelikle dava dışı yük ilgili satıcısı …’in zararının oluştuğunu, Haydarabad’daki havaalanına gelen yüklerde fıçıların yer yer ezildiğini ve variller üzerindeki etiketlerin bazılarının yırtıldığını, fıçılar üzerinde toz ve çizikler olduğunu, fıçıların çoğunda orijinal mühürlerin olmadığını ve benzeyen mühürlerin mevcut olduğunu, ardından yüklerin geri …’e ulaştırıldığını, alıcılara ulaştırılamayan yükler için satıcının eksper incelemesi yaptırdığını ve fıçılardaki kimyasalların ziyan olduğunu, eksper raporunda da taşıyan davalının kusuruna dikkat çekildiğini, bu duruma istinaden taşıma sırasında meydana gelen yük zararı nedeniyle yük ilgilisi …’e sigortacısı dava dışı … Limited’in bir sigorta ödemesi yaptığını, daha sonra yük ilgilisi yerine geçen …’nin kendileri adına yetkilendirdikleri … isimli şirket vasıtasıyla müvekkilinden 1750 kilo yük zararına karşılık 385.000,00-ABD dolarının ödenerek zararlarının giderilmesini talep ettiklerini, bunun üzerine müvekkilinin de 41.575,37-EURO ödeme yaptığını, müvekkilinin yük ilgilisi talebini olabildiğince indirmiş olduğunu ve davalıdan yaptığı ödeme oranında bir alacak hakkı bulunduğunu, bunun için davalı borçlular hakkında İstanbul … İcra Dairesinin …Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattıklarını, davalı tarafça takibe itiraz edildiğini ve takibin durduğunu, yapılan itirazın hukuka aykırı olduğunu belirterek davanın kabulü ile takibe yapılan itirazın iptaline, davalının %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davada uygulanacak hukuk açısından Montreal Konvansiyonu hükümlerinin uygulanacağının sabit olduğunu, davacının Hindistan uyruklu bir şirket olması nedeniyle teminat yatırması gerektiğini, Mahkemenin milletlerarası yetkisinin bulunmadığını, bu nedenle öncelikle milletlerarası yetki itirazında bulunduklarını, müvekkilinin taraf sıfatı bulunmadığını, davacının aktif dava açma ehliyetinden yoksun olduğunu, davacının hak düşürücü sürede yazılı ihbarda bulunmadığından davanın reddi gerektiğini ve yine zamanaşımı sebebiyle de davanın reddi gerektiğini, davacının dava dilekçesi ekinde davasını ispatlar hiçbir belge sunmadığını, davacı yanın davaya konu mallar üzerinde yaptırdığı tek taraflı incelemenin davaya dayanak kabul edilemeyeceğini, müvekkili şirketin herhangi bir kusuru olmadığından sorumluluk yüklenemeyeceğini, ayrıca davacının zarardan daha fazlasını talep ettiğini ve bunun mümkün olamayacağını, taşıyıcının sorumluluğunun sınırlı sorumluluk olduğunu beyanla açılan davanın reddine, alacağın %20’si oranında kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin de davacı yan üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi ve sair tüm evraklar hep birlikte incelenmiştir.
Dava, taşıma işlemine konu emtianın kaybolması sebebiyle, taşıtan şirketin sigortacısına ödenen bedelin fiili taşıyıcı olan davalılardan tahsili istemiyle başlatılan takibe, davalılar tarafından yapılan itirazın İİK.nun 67. maddesi gereğince iptali istemine ilişkindir.
Dosyamıza getirtilen İstanbul …İcra Müdürlüğünün… Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine toplam 136.002,28-TL üzerinden icra takibi yapıldığı, davalının itirazı üzerine takibin durduğu, itirazın süresinde ve usulüne uygun yapıldığı, buna göre davanın, İİK.67.maddesinde yazılı 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
İddia, savunma, toplanan deliller ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş, bilirkişi heyeti sunmuş olduğu raporunda özetle; dava dışı gönderen firma ile davacı firma arasında taşıma sözleşmesi kurulduğu, davalı yanın bu sözleşmede yer alan ve organizatör sıfatına sahip davacı yanın fiili taşıyıcısı olduğu, yüklerin taşıma sırasında kaybolduğu ve aradan geçen beş ay sonunda bulunduğu ancak ürünlerin kullanılamaz durumda olması nedeniyle tam hasarlı sayılacağından, satıcı şirketin sigorta firması tarafından, davacı şirketten zararın tazminini talep etmesinin yerinde olduğu, …firmasının 26/03/2014 tarihli dilekçe ile gönderinin kayıp statüsünde tanımlanması talebini bildirdiği, söz konusu talebi davacı yanın 02/05/2014 tarihinde cevaplayarak sorumluluğu açıkça kabul ettiği ve Montreal Konvansiyonu hükümleri gereği kayıp yükün brüt kg. başına 19 SDR üzerinden zarar hesabı yapılması gerektiğinin belirtildiği, bu kapsamda dava dışı satıcıya sigortacısının bu koşullar kapsamında yaptığı ödemeye karşılık sigortacının da davacı yandan rücuen yaptığı ödemeyi talep etme hakkının olduğu, davacı organizatör firmanın davalı firmayla yürüttüğü taşıma süreci kapsamında davalı yandan, dava konusu zarar tutarına ilişkin ödemeyi talep edebileceği, dava konusu zararın Montreal Konvansiyonu Md. 22/3 uyarınca zarara uğrayan yükün brüt kg başına … üzerinden hesaplanması gerektiği, davacı yanın dava dışı sigorta firmasına yaptığı ödemede bu hususun baz alınması gerektiğini yazılı olarak bildirdiği ve buna göre hareket ettiği, davaya konu kaybolan ve sonrasında bulunan ürünlerin brüt ağırlığının 1750 kg olarak tespit edildiği, 1750 kg x 19 SDR = 33250-SDR olarak hesaplanacağı, … (…) üzerinden ödemenin yapıldığı banka dekontunun tarihi olan 03/03/2016 tarihinde SDR/Euro Kur değeri ile çarpıldığında (l,2681 Euro) 42.164,00-Euro olduğu ve ödeme gününde geçerli olan TCMB tarafından yayınlanan çapraz kurlara göre; 1 EURO=1,0879 USD olduğundan davacının 03/03/2016 tarihinde banka kanalı ile ödediği 41.575,37 EURO’nun 1,0879 USD çapraz kurundan karşılığı 45.229,85 USD olduğu, davacı yanca sigortalıya yapılan ödemenin kadri marufunda bu tutar ile çok yakın olduğu, zamanaşımı hususunda ise MK Md. 35/l kapsamında belirtilen 2 yıllık sürenin aşılmadığı yönünde görüş ve kanaat sunmuştur.
Davacı şirket ile dava dışı … Ltd arasında imzalanan taşıma sözlemesi kapsamında, davacının yüklendiği taşıma edimini …’a devrettiği, taşıma esnasında taşıma sözleşmesine konu emtianın kaybolduğu ve kaybolan eşyalara ilişkin asıl taşıyıcı şirket tarafından yapılan ödemeler nedeniyle ödenen bedellerin sorumlu oldukları iddia edilen alt taşıyıcı davalılardan tahsili istemiyle takip başlatıldığı, başlatılan icra takibine davalılar tarafından yapılan itiraz üzerine itirazın iptali istemiyle işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır. Taraflar arasındaki dava konusu ihtilaf, fatura konusu eşyaların Hindistan-Cidde-Türkiye (İstanbul AHL) arasındaki taşıma süreci içerisinde Cidde Havalimanında boşaltımı yapıldıktan sonra kaybolması ve kaybından 5 ay sonra bulunması sonucu satıcının yerleşik olduğu Hindistan’a geri gönderilmesi üzerine, taşıyıcı ve organizatör olan davacı firmanın kayıp sebebiyle satıcının haklarına halefiyet kazanan sigorta firmasına sınırlı sorumluluk kapsamında yaptığı tazminat ödemesinin davalı ve taşıma sürecinin fiili taşıyıcısı olduğu tespiti yapılan … Havayollarından talep edip edemeyeceği, Mahkememizin yetkili olup olmadığı ve zamanaşımı süresinin dolup dolmadığı noktalarında toplanmaktadır.
Dava konusu taşıma işlemine konu emtiaların dava dışı… firması tarafından, Türkiye’de yerleşik üç ayrı firmaya gönderilen ürünler olduğu, dava dışı …firmasının, davacı şirket ile taşıma sürecinin organize edilmesi hususunda anlaştığı, davacının taşıma işleri organizatörü olarak hizmet verdiği ve fiili taşıma sürecini taşıyıcı olarak … Cargo firması ile yürüttüğü, hasara uğrayan emtiaların SV taşıyıcı kodlu … tarafindan … kodlu … Havalimanından, … kodlu … Havalimanına fiilen taşınması yönünde anlaşma sağlandığı, göndericisinin davacı … Ltd. şirketi olduğu; alıcısının ise Türkiye’de yerleşik olan dava dışı …A.Ş. olduğu, … numaralı ana konişmentonun sağ alt köşesinde açıkça … acentası olarak … Havayolu firması olduğuna dair kaydın yer aldığı ve gönderici kaydı bulunan davacı firmanın imza ve kaşesinin yer aldığı, yine… , …, …numaralı ara konişmentoda ise ana konişmento numarasına açık referans atfının yer aldığı, dava konusu taşımanın uluslararası havayolu ile eşya taşımacılığı olduğu ve Türkiye’nin 2011 yılında taraf olduğu Montreal Konvansiyonu hükümlerinin uygulanması gerektiği belirlenmiştir.
Montreal Konvansiyonu 33. Maddesine göre yetkili mahkeme, davacının tercihine bağlı olarak taraf devletlerden birinin sınırları dahilinde; taşıyıcının ikametgahının bulunduğu yer mahkemesi, taşıyıcının esas iş merkezinin bulunduğu yer mahkemesi, taşıyıcının taşıma sözleşmesini yaptığı iş yerinin bulunduğu yer mahkemesi, varış yeri mahkemesi ile yolcunun ölümü veya yaralanması halinde uğranılan zararların tazmini için açılacak davalar yönünden ise yolcunun kazanın olduğu zaman esas ve daimi ikametgahının bulunduğu yer mahkemesi olarak düzenlenmiştir. Bu kapsamda dava konusu olan taşıma işleminde varış yeri İstanbul/Türkiye olduğundan davalının milletlerarası yetki itirazı yerinde görülmemiştir. Yine Montreal Konvansiyonu 35. Maddesine göre zamanaşımı süresi 2 yıl olup, dava konusu taşıma tarihinin 26/02/2014 tarihi olduğu, icra takibinin ise 25/02/2016 tarihinde başlatıldığı belirlenmiş olmakla zamanaşımı süresinin dolmadığı tespit edilmiştir.
Dava konusu emtianın ilaç üretiminde kullanılan antibiyotik gurubu etkin maddeler olması sebebiyle, sıcaklık ve nem koşullarına hassas ürünler olduğu insan sağlığını doğrudan etkileyecek bu ürünlerin kontrollü koşullarda taşınması, depolanması gerekmektedir. Emtianın taşıma işleminin başladığı 26/02/2014 tarihi ile bulunduğu 25/06/2014 tarihi arasında geçen süreç dikkate alındığında ürünlerin kullanılamaz olduğu bilirkişilerce de değerlendirilmiştir. Bu kapsamda dava konusu ürünlerin kayıp olduğunun dava dışı …firması tarafından davacıya bildirildiği, davacının ise cevaben Montreal Konvansiyonunda belirtilen 19 SDR kapsamında hesaplanacak sorumluluğu kabul ettiğini bildirdiği, dava dışı …firmasının zararının sigorta şirketi tarafından karşılanmasını müteakip, sigorta şirketinin davacıya rücu ettiği, davacı tarafından ise 03/03/2016 tarihine ödemenin yapıldığı belirlenmiştir. Monteral Konvansiyonumun 18.maddesinde; “1. Taşıyıcı, kargonun tahrip olması ya da kaybolması ya da kargoya zarar gelmesi durumunda uğranmış hasara karşı sadece, hasara bu şekilde uğranmasına neden olan olayın hava yoluyla taşıma esnasında meydana gelmiş olması durumunda sorumludur. 2. Fakat, eğer kargonun tahrip olmasının, kaybolmasının ya da kargoya zarara gelmesinin aşağıda verilen olaylardan birinin ya da daha fazlasının bir sonucu olarak meydana geldiğini ispatlarsa, taşıyıcı ve bu kapsama kadar sorumlu değildir: (a) kargonun kendi içinde bulunan kusurlardan, kargonun kalite ve kötülüğünden; (b) kargonun paketlenmesinin taşıyıcı, bir çalışanı ya da acentesi dışında birisi tarafından kusurlu olarak yapılmış olmasından; (c) savaş ya da silahlı çatışma; (d) kargonun girişi çıkışı ya da geçişi ile bağlantılı olarak gerçekleştirilen bir kamu otoritesi faaliyeti, 3. Bu maddenin birinci paragrafının anlamı dahilinde hava yolu ile taşıma, kargonun taşıyıcının sorumluluğu altında bulunduğu dönemi kapsamaktadır. 4. Hava yoluyla taşıma süresi, karada, deniz yoluyla ya da kara içinde su yoluyla havaalanı dışında gerçekleştirilen herhangi taşıma faaliyetini içermez. Eğer bununla birlikte; yükleme, teslimat ya da aktarma amacıyla bir havayoluyla taşıma anlaşmasının yerine getirilmesinde bu tür bir taşıma yer alırsa aksi ispata tabi olacak biçimde, herhangi bir hasarın hava yoluyla taşıma sırasında meydana gelen bir olayın neticesi olduğu varsayılacaktır. Eğer bir taşıyıcı, taraflar arasında havayoluyla taşıma olacak biçimde anlaşması yapılmış bir taşımanın tamamının ya da bir kısmının nakliyesini, gönderenin izni olmaksızın başka bir nakliye biçimi ile değiştirecek olursa, başka bir nakliye biçimiyle yapılan bu tür bir taşıma havayoluyla taşıma süreci dahilinde sayılacaktır.” düzenlemesine yer verilmiştir. Dosya kapsamında taşıma işleminde, davacı tarafça fiili taşıma davalıya yaptırılmış olsa da Montreal Konvansiyonu 36.maddesi uyarınca taşıyıcının yardımcılarının, müteselsil taşıyıcıların kusurundan doğan sorumluluğundan aynen sorumlu olacağı belirtilmiş olduğundan, zarara uğrayan tarafın, bu zararının tazminini, kendisinin taşıma süreci için anlaştığı davacı şirketten talep etmesi ve davacının ise bu kapsamda ödeme yapmış olması yerinde olduğu kanaatine varılmıştır. Dava konusu zararın Montreal Konvansiyonu uyarınca 19 SDR üzerinden hesaplanması sonucu 1750 kg x 19 SDR = 33250-SDR olduğu, IMF (International Money Fund) üzerinden ödemenin yapıldığı banka dekontunun tarihi olan 03/03/2016 tarihinde SDR/Euro Kur değeri ile çarpıldığında (l,2681 Euro) 42.164,00-Euro olduğu ve ödeme gününde geçerli olan TCMB tarafından yayınlanan çapraz kurlara göre ise 1 EURO=1,0879 USD olduğundan davacının 03/03/2016 tarihinde banka kanalı ile ödediği 41.575,37 EURO’nun 1,0879 USD çapraz kurundan karşılığı 45.229,85 USD olduğu hesap edilmiş olmakla, davalıların İstanbul … İcra Dairesinin … esas sayılı takip dosyasına yapmış oldukları itirazın kısmen iptaline, takibin 45.229,85 USD üzerinden devamına, takip tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi uyarınca faiz uygulanmasına, fazlaya ilişkin istemin reddine, dava konusu alacağın likit olmaması sebebiyle davacının icra inkar tazminatı isteminin koşulları oluşmadığından reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M :
1-Davanın kısmen kabulü ile, davalıların İstanbul…İcra Dairesinin … esas sayılı takip dosyasına yapmış oldukları itirazın kısmen iptaline, takibin 45.229,85 USD üzerinden devamına, takip tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi uyarınca faiz uygulanmasına, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Davacının tazminat isteminin koşullar oluşmadığından reddine,
3-Alınması gerekli 17.180,31-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 2.173,53-TL harcın mahsubu ile geriye kalan 15.006,78-TL eksik harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafça başlangıçta yapılan 36,00-TL gider ile yargılama aşamasında yapılan 2.898,89-TL olmak üzere toplam 2.934,89-TL yargılama giderinden davanın kabul ve ret oranına göre hesaplanan 2.877,67-TL yargılama gideri ve peşin yatan harç gideri 2.173,53-TL’nin toplamı olan 5.051,20-TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, geriye kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 21.040,31-TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
6-Davalı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 2.725,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
Katip …
(e-imza)
Hakim …
(e-imza)
BU EVRAK 5070 SAYILI KANUN GEREĞİ ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞTIR