Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1159 E. 2021/730 K. 21.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İSTANBUL 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2017/1159Esas
KARAR NO: 2021/730

DAVA: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 29/12/2017
KARAR TARİHİ: 09/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki ticari ilişkinin müvekkili şirketin davalı yana personel servis hizmeti vermesi olduğunu, bu hizmet neticesinde e faturalar düzenlendiğini, bu faturaların davalıya tebliğ edildiğini yasal süresinde faturalara itiraz edilmediğini, bedellerin ise müvekkiline ödenmediğini, bunun üzerine davalı aleyhine …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası üzerinden 16.638,00 TL tutarında icra takibi başlattıklarını, davalı yanın süresi içinde yetkiye ve borca haksız ve mesnetsiz olarak itiraz edip takibi durdurduğunu, bunun üzerine alacağın tahsili amacı ile huzurdaki davanın açıldığını, tarafların ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi halinde borcun görüleceğini, davalının bu itirazının borcu sürüncemede bırakmak için yaptığını, bu sebeple herhangi bir teminata konu edilmeksizin davalının mal kaçırma olasılığına binaen ihtiyati haciz talep ettiklerini, davanın kabulünü, yapılan itirazın iptali ile takibin kaldığı yerden devamına karar verilmesini, davalı aleyhine %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yapılan yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasını talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının açtığı icra takibine yetki itirazlarının olduğunu, müvekkilinin adresinin … -İstanbul olması sebebi ile takibin İstanbul Anadolu İcra Müdürlüğünde başlatılmasının gerektiğini, yetkili icra dairesinde açılmadığından bahisle davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesinin gerektiğini, bu sebeple davanında yetkisiz mahkemede açıldığını, davacının müvekkili ile doğrudan sözleşmesel ilişkisinin olmadığını, müvekkilinin taşıma hizmetini … A.Ş den aldığını davacının kestiği faturalara taşıma hizmetinin alt yüklenici tarafından yapıldığını not düştüğünü, yine müvekkili ile hesap mutabakatı yapılmadığını, taraflar arasında borcun miktarı hususunda ihtilaf bulunduğunu, alacağın kesinleşmediğini, bu sebeple de talep edilen borcu kabul etmediklerini, tüm bu sebeplerle davanın reddini, davacı aleyhine %20 tazminat hükmedilmesini, yapılan yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasını talep etmiştir.

DELİLLER :
Bilirkişi raporu:
Dosya mahkemece resen belirlenen mali müşavir ve borçlar hukukçusu bilirkişiye tevdii edilerek rapor hazırlaması talep edilmiş bilirkişi heyeti raporunda “Davacı tarafın dava dosyasında paylaştığı e- faturalarda ki “SERVİS HİZMETİNİ” Davalı tarafa verdiği ve verdiği hizmet karşılığında fatura düzenleyerek, kanun emrettiği şekilde kanuni defterlerine kaydederek beyan ettiği, Davacı/Davalıya ait Kanuni Defterlerde ve paylaştıkları Cari Hesap bilgilerine göre 31.12.2017 tarih itibari ile Davacının, Davalı taraftan takibe konu ettiği alacağı da dahil olmak üzere Toplam 27.730.- TL (YirmiyedibinyediyüzotuzTürklirası) alacağının bulunduğu, Her iki tarafında kanuni defterlerindeki kayıtların birbirlerini doğruladığı, Davacı ve davacı defterlerine göre (Ek 3ve 4, davacı tarafın, davalıdan 16.638,00-TL alacaklı olduğu, davalı tarafın kanuni defterleri ve cari hesap ekstresinin de bu alacağı doğruladığı, Davalı tarafça yerine getirdiği edim karşılığında elde edeceği servis hizmet bedeline 422,3 oranında fiyat artış oranı yansıtıldığı, bu artış oranının mali incelemede belirlenen Y426,34’lük akaryakıt zam oranının altında olduğu, taraflar arasındaki sözleşmenin m. 5 hükmü gereği fiyat artışının, servis hizmet bedelinin 1/3’üne yansıtılacağı belirlenmiş olmakla birlikte akaryakıt zammının bir yıl boyunca servis hizmet ücretine yansıtılmadığı, zammın yalnızca yeni dönemde servis hizmet ücretine yansıtıldığı, Davacının güzergah değişikliklerine ilişkin iddialarının yerinde olup olmadığının değerlendirilebilmesi için gereken bilgilerin dosya kapsamında bulunmadığı, bu konuda değerlendirme yapılamadığı, bu hususun itiraz edilmeyen faturaların içeriklerinin sözleşmeye uygun olup olmadığının değerlendirilmesinde ve bu kapsamda itiraz etmemenin sonuçlarının belirlenmesinde önem arz ettiği, uydu takip sistemine ilişkin belgelerin dosyaya sunulması halinde de bunların sektör bilirkişisi tarafından değerlendirmesi gerektiği, mali inceleme sonucu değerlendirme ile sınırlı olmak üzere davacı tarafın davalıdan 16.638,00 TL alacaklı olduğu” şeklinde rapor sunulmuştur.
Taraflarca bilirkişi raporuna yapılan itiraz ve beyanlar neticesinde bu itiraz ve beyanlarında değerlendirilerek ek rapor hazırlamak üzere dosya bilirkişi heyetine tevdi edilmiş bilirkişi heyeti ek raporunda ” Mali Açıdan; her iki fatura e-fatura sistemindedir, davacı tarafın düzenlediği faturalar e-fatura sisteminde TİCARİ FATURA” olarak düzenlenmiş olup, davalı tarafa sistem üzerinden ulaştığında, davalı tarafın faturaları RED etme hakkı bulunduğu halde faturaları RED etmediği, Red etmediği faturaları geç olmakla beraber yıl atlamadan muhasebe kayıtlarına aldığı, bu dava özelinde davaya konu edilen 3 adet faturanın (31/07/2017- 31/08/2017 ve 31/10/2017) tarihli faturalar olduğu, faturaların toplam tutarının 16.638,00 TL olduğu, ve dava rakamını teyit ettiği, davalı tarafça ileri sürülen fatura tesliminin yapılması/ geç yapılması konusundaki paylaşımları, davaya konu edilen faturaların e-fatura tebliğine uygun olarak yapıldığı ve dava tarihi itibari ile davaya konu edilen her bir faturanın 30 günlük vade süresini geçirdiği, sözleşmeye göre servis fiyatlarının bir yıllık belirlendiği, sadece bir yıl içinde köprü – otoyol ve akaryakıtta ortaya çıkacak fiyat artışlarının servis faturalandırmasına nasıl ilave edileceği yazılı hale getirilmiş olup, akaryakıt ile ilgili olarak davacı taraf fiyat artışına gitmediği tespit edilmemiştir, davacının güzergah değişikliğine ilişkin iddialarının yerinde olup olmadığına yönelik inceleme yapılamadığını, buna ilişkin materyallerin dosyada olmadığı, araçlarda uydu takip cihazlarının bulunmadığını, mevcut incelemeler ile kök raporun aynen geçerli olduğu” şeklinde rapor sunmuştur.
Taraflarca ek rapora karşı sunulan beyan ve itiraz dilekçeleri gereği dosya bilirkişiye ikinci ek rapor hazırlamak üzere tevdi edilmiş bilirkişi heyeti ikinci ek raporunda “Kök ve ilk Ek raporda paylaştığımız görüşler/bilgiler aynı kalmak üzere; Mali Açıdan Değerlendirme, Davaya konu edilen Sözleşme “Sözleşme BİR YIL SÜRELİDİR ve 01.05.2017 tarihinde YÜRÜRLÜLÜĞÜ SONA ERER” maddesine istinaden 01.05.2017 —01.05.2018 dönemine ait eski sözleşmenin devamı konusunda Ek ya da YENİ Sözleşme dava dosyasında mevcut değildir. Daha önceki raporumuzda da paylaştığımız üzere Davalı tarafın paylaştığı iki konunun netleşmesi açısından Ulaştırma/taşıma sektöründe Uzman bilirkişinin dava dosyasına dahil edilmesi, Ulaştırma konusundaki Uzman bilirkişinin, a) Servis Fiyat Artışına etki eden Yıllık Değişkenlere göre Mayıs/2017 ile 01.05.2018 dönemine ait güzergâh Fiyatlarının belirlenmesi, b) Servis hizmeti verilmediği öne sürülen güzergah konusunda da görüşleri netleştikten sonra Raporda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere, davalı tarafından dayamlan Yargıtay Kararlarında yer alan ilkelerin somut olayla benzerlik göstermediği, benzer nitelikli bir olayda, Yargıtay’ın, sözleşmede (proforma fatura doğrultusunda sözleşmenin kurulduğunu kabul ettiği bir olayda) belirlenmiş koşulları değiştiren faturalara itiraz edilmemesi ve bunların ticari defterlere işlenmiş olmasını, artık bu koşulların benimsendiği ve sözleşmenin tadil edildiği şeklinde değerlendirdiği, davalının sözleşme m. 9.1 doğrultusunda sözleşmede değişikliklerin yazılı yapılması gerektiğine yönelik beyanı bulunduğu, kural olarak kararlaştırılan şekle uyulmadan yapılan değişikliklerin hüküm ifade etmeyeceği (TBK m.12, 27). Ancak Sayın Mahkeme tarafından davalının itirazda bulunmaması ve faturaları ticari defterlerine işlemesini bu faturaların benimsenmesi olarak kabul edilmesi halinde yazılı şekilde değişiklik yapılması gerektiğinin ileri sürülmesinin MK m. 2 uyarınca değerlendirileceği, aksinin kabulü halinde ise şekle aykırı değişiklik sözleşmesinin hüküm doğurmadığının kabul edilebileceği sonucuna ulaşılmıştır. Nihai takdir Sayın Mahkemenindir.” şeklinde ikinci ek rapor sunulmuştur.
Davalı yanca bilirkişi ikinci ek raporuna itiraz dilekçesi sunulmuş olup dosya bilirkişiye bu itirazlarında değerlendirilerek üçüncü ek raporu hazırlaması için dosya tevdii edilmiş bilirkişi heyeti üçüncü ek raporunda “Davaya konu edilen “Sözleşme BİR YIL SÜRELİDİR ve 01.05.2017 maddesine istinaden 01.05.2017 —01.05.2018 dönemine ait cari sözleşmenin devamı konusunda Ek Sözlesme dava dosyasına davalı bilirkişi itiraz dilekçesi ekinde sunulmuş olup değerlendirmeler bu dava özelindeki faturalar için bu bilgilere göre yeniden yapılmıştır. Davalının itirazları olan “… ve … plakalı araçla” ilgili karar sayın mahkemenin takdirinde olup, bu iki dava konusu haricinde, davaya konu edilen Temmuz- Ağustos ve Ekim 2017 tarihli faturalarla ilgili ve sadece bu dönemleri kapsayan mali değerlendirme altta yapılmıştır. Ek Sözleşme gereğince akaryakıta gelen zammın 1/3 oranında faturaya yansıtılması gerektiği, davacının tüm faturaları e-fatura olarak düzenlediği ve davalının da temmuz ayı faturasını temmuz ayı içinde muhasebede kayda alıp, ağustos ve ekim tarihli faturaları mali kayıtlarına 01/12/2017 tarihli olarak kaydettiği, cari alacak olarak tarafların mutabık oldukları, davaya konu edilen dönemlerinde ek sözleşme gereğince hesaplamalarım doğrultusunda davacının fazla düzenlediği faturaların olduğu, fazla düzenlenen tutarın KDV dahil temmuz 2017 ayında 694,75 TL Ağustos 2017 ayında 649,75 TL olduğu , ekim 2017 ayında da 595,07 TL olmak üzere TOplam KDV dahil 1.984,57 TL olacağı, davalının c bendinde paylaşılan faturayı kesmesi durumunda davacının toplam 14.653,43 TL davalı yandan alacağı olacağı, davalının itirazları olan “… ve … plakalı araçla ilgili karar sayın mahkemenin takdirinde olup, bu iki konuda davaya dahil edilerek, davaya konu edilen temmuz- ağustos ve ekim 2017 tarihli faturalarla ilgili ve sadece bu dönemleri kapsayan mali değerlendirme altta yapılmıştır, Fazla düzenlenen tutarın KDV dahil temmuz 2017 ayında (-) 94,12 TL ağustos ayında 694,75 olduğu ekim 2017 ayında 595,07 TL olmak üzere toplam KDV dahil 1.195,69 L olacağı, davacının toplam 15.442,31 TL davalı yandan alacağı olacağı, Bir Önceki raporda, Sayın Mahkemenin takdir yetkisine bağlı olarak alternatifli değerlendirme yapıldığı, raporda kötü niyete yer verilmediği, davalının iyi niyetli olup olmadığının somut olaydaki uyuşmazlığa etkisi bulunmadığı, itiraza konu raporda meselenin MK m. 3 ile iyi niyete bağlanan sonuç bakımından değil, MK m. 2 uyarınca Dürûıt Davranma İlkesine bağlanan sonuç bakımından irdelendiği, Bir önceki raporda, taraflar arasındaki varlığı ve geçerliği konusunda bir tartışma bulunmayan sözleşmenin ileri sürülmesinin MK m. 2 hükmüne aykırı olup olmadığı değil, süresinde İtiraz edilmeyen ve ticari defterlere işlenen faturaların, sözleşmeye uygun olmadığının, sözleşmeye göre değişikliklerin yazılı yapılacağının ve bu farta uymayan değişikliklerin bağlayıcı olmayacağının ileri sürülmesinin MK m. 2 hükmüne aykırı olup olmadığı Üzerinde durulduğu ve alternatifli değerlendirme yapıldığı, Davalının itiraz edilmeyen faturalara karşı kendisine yüklenen ispat yükünden dosyaya taraflar arasındaki yazılı sözleşmenin sunulması ile yerine getirildiğim beyan ettiği, bu konuda nihai takdirin Sayın Mahkemede olduğu” şeklinde üçüncü ek rapor sunulmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE :
Mahkememizde açılan dava: İİK.nun 67.maddesine dayalı itirazın iptali davasıdır.
İcra İflas Kanununun 67/1 maddesine göre ‘Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.
Dava konusu …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine toplam 16.638,00 TL üzerinden icra takibi yapıldığı, davalının itirazı üzerine takibin durduğu, itirazın süresinde ve usulüne uygun yapıldığı, davanın, bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Dava konusu ihtilaf; taraflar arasında bulunan ticari ilişki gereğince oluşan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine yapılmış itirazın iptali noktasında toplanmaktadır.
Tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasında ticari ilişkinin mevcut olduğu, davacı tarafın düzenlediği faturalar e-fatura sisteminde “ticari fatura” olarak düzenlenmiş olduğu, bu faturaların davalı tarafa sistem üzerinden ulaştığı, davalı tarafın faturaları reddetme hakkı bulunduğu halde faturaları reddetmediği, reddetmediği faturaları geç olmakla beraber yıl atlamadan muhasebe kayıtlarına aldığı, bu dava özelinde davaya konu edilen 3 adet faturanın (31/07/2017- 31/08/2017 ve 31/10/2017) tarihli faturalar olduğu, faturaların toplam tutarının 16.638,00 TL olduğu,
Diğer taraftan itiraz edilmeyen ve ticari defterlere işlenen faturaların mevcut sözleşme ile uygun olmamasının faturaları geçersiz kılmayacağı, zira fatura doğrultusunda sözleşmenin belirlenmiş koşullarının değişiklik yapıldığı, faturaların davalıya gönderilmesi ve davalı tarafından itiraz edilmeyerek defterlere işlenmesinin yeni bir sözleşme ya da mevcut sözleşmede değişiklik olarak kabul edilmesi yönünde kanaat oluşmuştur.
Ek Sözleşme gereğince akaryakıta gelen zammın 1/3 oranında faturaya yansıtılması gerektiği, davacının tüm faturaları e-fatura olarak düzenlediği ve davalının da temmuz ayı faturasını temmuz ayı içinde muhasebede kayda alıp, ağustos ve ekim tarihli faturaları mali kayıtlarına 01/12/2017 tarihli olarak kaydettiği, cari alacak olarak tarafların mutabık oldukları, davaya konu edilen dönemlerde ek sözleşme gereğince hesaplamalar doğrultusunda davacının fazla düzenlediği faturaların olduğu, fazla düzenlenen tutarın KDV dahil 2017 temmuz ayında (-) 94,12 TL ağustos ayında 694,75 olduğu. ekim 2017 ayında 595,07 TL olmak üzere toplam KDV dahil 1.195,69 TL olacağı, davacının toplam 15.442,31 TL davalı yandan alacağı olacağı anlaşılmakla ve mahkememizce aldırılan raporun uygulama ve mevzuata göre yerinde olup hükme esas alınmaya elverişli olduğu ve davalının itirazında kısmen haksız olduğu kanaatine varıldığından, takibin devamı ile itirazın kısmen iptaline karar verilmiştir.
İcra İflas Kanununun 67/2 maddesine göre “Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.” İşbu davada davalı mahkememizce bilirkişi raporu ve dosya kapsamı itibari ile haksız görüldüğünden ve talep olduğundan alacağın likit olması sebebiyle %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine, karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile, davalı tarafından …. İcra Dairesinin … esas sayılı icra takibine yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin 15.442,31 TL üzerinden devamına, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
2-Alacağın %20’si oranında hesap olunan 3.088,46 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli 1.054,87 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 200,95 TL harcın mahsubu ile geriye kalan 853,92 TL eksik harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafça başlangıçta yapılan 200,95 TL toplam harç ile yargılama aşamasında yapılan tebligat, bilirkişi ücreti ve posta ücreti 1.537,00 TL olmak üzere toplam 1.737,95 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
5-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
6- Davalı taraf vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca reddolunan kısım üzerinden hesaplanan ve taktir olunan 1.195,69 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
7-Karar kesinleşene kadar yapılacak yargılama giderlerinin davacı gider avansından karşılanmasına, karar kesinleştikten sonra bakiye gider avansının istek halinde davacıya iadesine,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 09/12/2021

Katip …
E-imzalıdır

Hakim …
E-imzalıdır