Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2017/1127 Esas
KARAR NO:2020/653
DAVA: Menfi Tespit
DAVA TARİHİ: 21/12/2017
KARAR TARİHİ: 07/12/2020
Mahkememizde görülen Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Davalı şirket ile müvekkilinin aralarındaki ticari ilişki nedeniyle, müvekkilinin davalı şirketten 2017 yılı ramazan ayı öncesinde yüklü miktarda kuruyemiş, hurma vs. satın aldığını, satın alınan ürünler için her biri 50.000,00 TL karşılığı olan 4 adet çekin keşide edilerek davalı … Gıda şirket yetkilisi …’e teslim edildiğini, ramazan ayında satılması planlanan ürünlerin, ürünlerin bozulması sebebiyle satılamadığını ve müvekkillerinin yüklü miktarda maddi zarara uğradığını, buna göre ödeme tarihi 31.07.2017, 12.08.2017, 26.08.2017 ve 31.08.2017 tarihinde keşide edilen çeklerin müvekkillerinin ödemede zorluğa düşecek olması sebebiyle sonradan 30.09.2017, 31.10.2017, 30.11.2017 ve 31.12.2017 olarak revize edildiğini, keşide edilen çeklerin ibraz edilmemesi için müvekkilleri ve davalı tarafın anlaşmaya vardıklarını, müvekkili …’ın … 37. Noterliği’nde 05.12.2011 tarih ve … sayılı temlikname ile daha evvel …’a temlik ettiği miktarı bu defa yine evvelki alacaklısı …’ın da rızası ve imzası ile … firmasına devrederek borcun bir şekilde teminat altına alınmasını sağlayarak yenilediklerini ve tecdit anlamındaki sözleşmenin meydana geldiğini, borcun yenilenmesinin, alacaklı ve borçlu arasında bir sözleşme ile geçekleşeceğini, somut olayda da borcun taraflarının değiştiğini, bununla birlikte temlik konusu gayrimenkulün satışı neticesinde 200.000,00 TL’lik borcun ödeneceğinin kabul edildiğini, davalı şirket yetkilisi …’in önceden de her çek miktarına karşılık bono düzenlettiğini ve el koyduğunu, özetle davalı tarafın elinde aynı miktarda borç(200.000,00 TL) için 3 adet çek(150.000,00 TL), 4 adet bono(202.300,00 TL) ve temlikname (200.000,00 TL) olmak üzere toplam 552.300,00 TL kıymetli evrak bulunduğunu, akabinde 12.12.2017 ve 15.12.2017 tebliğ tarihli gönderilen ödeme emirleriyle müvekkiller aleyhine bahse konu 3 adet senet ile 30.11.2017 vade tarihli çekin dayanak gösterilerek …. İcra Müdürlüğü ile …. İcra Müdürlüğü nezdinde icra takipleri başlatıldığını, müvekkili …’ın gayrimenkulü üzerine haksız olarak haciz konulduğunu, açıklanan nedenlerle; dava konusu 31.10.2017, 30.11.2017 ve 31.12.2017 tarihli çekler ile 4 adet senetlere ilişkin tedbiren ödeme yasağı konulması ve yargılama sonunda iptal kararı verilmesine, borcun tamamına karşılık gelen 200.000,00 TL’nin tecdit sözleşmesi ile yenilendiği göz önüne alındığında müvekkilin kambiyo senetleri bakımından borçlu olmadığının tespitine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan alınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalıya usulüne uygun tebligatın yapıldığı ancak cevap verilmediği görüldü.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava Menfi Tespit davası olup, dava dilekçesindeki açıklamalar ve dosyaya sunulan bilgi ve belgelere göre taraflar arasındaki gıda ürünleri satış anlaşmasına göre her biri 50.000,00 TL karşılığı olan 4 adet çekin keşide edilerek davalı şirkete teslim edildiği, ödeme tarihi 31.07.2017, 12.08.2017, 26.08.2017 ve 31.08.2017 tarihinde keşide edilen çeklerin sonradan 30.09.2017, 31.10.2017, 30.11.2017 ve 31.12.2017 olarak revize edildiği görülmüştür.
Davacı tarafın, keşide edilen çeklerin ibraz edilmemesi için müvekkili …’ın … 37. Noterliği’nde 05.12.2011 tarih ve … sayılı temlikname ile daha evvel …’a temlik ettiği miktarı bu defa yine evvelki alacaklısı …’ın da rızası ve imzası ile … firmasına devrederek borcun bir şekilde teminat altına alınmasını sağlayarak yenilediklerini ve tecdit anlamındaki sözleşmenin meydana geldiğini iddia etmiştir.
Davalı vekili 11 nolu celsede davacı tarafın dayandığı sözleşme başlıklı belgenin bir tecdit sözleşmesi olmadığını, zira temlik alan …’ın imzasının sözleşmede olmadığını, bu sözleşmenin aslının da dosyaya sunulmadığını, müvekkilinin kesmiş olduğu 210.000,00 TL’lik faturaya ilişkin alacağını alabilmek adına takip yaptığını, ancak o süreçte davacılara ulaşılamadığından dolayı müvekkiline yine davacıların kendi beyanlarında zikredilen kıymetli evraklarının iade edilemediğini, kısa bir süre verildiğinde alacakları dışında kalan kısma ilişkin kıymetli evrakların davacı tarafa iade etmeye hazır olduklarını, bu husus dikkate alınarak öncelikle kendilerine süre verilmesini, kabul olunmadığı taktirde de tecdit sözleşmesi olarak zikredilen sözleşmede …’ın imzası bulunmadığından bu temlik sözleşmesinin de geçersiz olması nedeni ile davanın reddi gerektiğini belirtmiştir.
Davacı vekili 11 nolu celsede, yapılan temlik sözleşmesinin müvekkili ile değil müvekilinin daha önce …’a temliğe bağladığı 300.000,00 TL’lik kısmın 200.000,00 TL’sinin … tarafından müvekkillerinin davalıya olan borçlarına istinaden onun tarafından davalıya temlik edildiğini, dolayısıyla temlik sözleşmesinin o taraflar arasında yapılmış olduğundan aslının da kendilerinde olmadığını, bu nedenle aslını sunamayacaklarını beyan ederek, karşı taraftan istenmesi gerektiğini ifade etmiştir.
Bahsi geçen 12/10/2017 tarihli adi yazılı temlik sözleşmesi davacı tarafın delilleri arasında yer almakta olup, dava dilekçesi içeriği ve sunulan sözleşme fotokopisine göre davacılardan … temlik eden sıfatı ile sözleşmede bulunmakta olduğundan, sözleşmenin bütün taraflarınca imzalanmış bir suretinin kendisinde olması gerektiği ve davacılar tarafından sunulması gerektiği kanaatiyle, bu sözleşme aslının karşı taraftan (davalıdan) istenilmesi talebi mahkememizce kabul görmemiştir.
Gerek dosyaya fotokopisi sunulan “SÖZLEŞME” başlıklı 12/10/2017 tarihli el yazısı ile düzenlenmiş olan belgenin aslının sunulamamış olması, gerek sözleşmede Temlik Alan olarak adı geçen dava dışı …’ın imzasının bulunmaması, gerekse davalı tarafın …’tan herhangi bir tahsilat yapmadıklarını beyan etmeleri ve adı geçen …’ın kimlik tespitli olarak sunduğu dilekçede bahsi geçen adi yazılı temlik sözleşmesini kabul etmemiş olduğu gözetilerek, davacının iddia ettiği temlik sözleşmesinin geçerli olmadığı, dolayısıyla borcun temlik ile yenilendiği iddiasının geçerli olmadığı kanaatine varılmıştır.
Davacılar vekili adı geçen …’ın mahkememize sunduğu dilekçe sonrasında dinlenilmesini talep etmiş ise de, bu kişinin davacılar tanığı olup, davacılar vekili tanık olarak bildirdiği kişilerin adreslerini temin edemediğinden 3 nolu celsede dinlenilmelerinden vazgeçmiş olduğundan ve yukarıdaki paragrafta yer alan gerekçeler ile dinlenilmesinin dosyaya katkısının olmayacağı kanaatiyle dinlenilmesi talebi kabul edilmemiştir. Zira her şeyden önce adı geçen şahsın imzası 12/10/2017 tarihli sözleşmede yoktur, imzasının olmadığı fotokopi evrakın aslı dahi dosyaya sunulamamıştır.
Davacı taraf, borcun tamamına karşılık gelen 200.000,00 TL’nin tecdit sözleşmesi ile yenilendiği göz önüne alındığında müvekkilinin kambiyo senetleri bakımından borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiş olup, yenleme iddiası mahkememizce kabul edilmediğinden alacak için verilmiş olan çek ve bonoların incelenmesine göre, davacı tarafından davalı tarafa … Bankası …. Hal Şubesine ait … numaralı 31/10/2017 tarihli 50.000,00 TL bedelli, … numaralı 30/11/2017 tarihli 50.000,00 TL bedelli çek ve … numaralı 31/12/2017 tarihli 50.000,00 TL bedelli çek olmak üzere 3 adet çek ve 12/10/2017 düzenleme tarihli 50.000,00 TL lik, 12/10/2017 düzenleme tarihli 50.000,00 TL lik (…. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyası ile takibe konulan iki adet), 09/10/2017 düzenleme tarihli, 09/10/2017 vadeli 50.000,00 TL lik (…. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyası ile takibe konulan bir adet) ve 12/10/2017 düzenleme tarihli 52.230,00 TL bedelli senet olmak üzere toplam 4 adet senet verilmiş olduğu anlaşılmıştır.
Davacı …’ın yukarıdaki paragrafta belirtilen dava konusu çeklerde adının yer almadığı gözetilerek çeklere ilişkin davasının aktif sıfat yokluğu sebebiyle reddine karar vermek gerekmiştir.
Dava dilekçesi netice-i talep kısmına göre ve davacı tarafın 15 nolu celsedeki beyanına göre … Bankası …. Hal Şubesine ait … numaralı 31/10/2017 tarihli 50.000,00 TL bedelli ve … numaralı 31/12/2017 tarihli 50.000,00 TL bedelli çeklerin ve 12/102017 düzenleme tarihli 52.230,00 TL bedelli senedin, dava sürecinde (bu çeklerin ve senedin) davacı tarafa teslim edilmiş olduğu anlaşılmakla bu çekler ve senede ilişkin dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Dava dışı …’ın imzasının bulunmadığı temlik sözleşmesi dolayısıyla yenileme sözleşmesi mahkememizce kabul edilmediğinden, dava sürecinde teslim edilen iki adet çek ve bir adet senet ile ilgili konusuz kalma kararı da gözetilerek, dava dilekçesi netice i talep kısmına göre geriye kalan … numaralı 30/11/2017 tarihli 50.000,00 TL bedelli
Çek ve 12/10/2017 düzenleme tarihli 50.000,00 TL lik, 12/10/2017 düzenleme tarihli 50.000,00 TL lik (…. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyası ile takibe konulan iki adet), 09/10/2017 düzenleme tarihli, 09/10/2017 vadeli 50.000,00 TL lik (…. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyası ile takibe konulan bir adet) senetler yönünden davanın reddine karar verilmiştir. Zira hakkında red kararı verilen bu 4 adet kıymetli evrakın davacılara teslim edilmeyip, ticari ilişkinin başındaki borç miktarı olan 200.000,00 TL toplam miktarlı olduğu ve (yenileme sözleşmesi de kabul edilmediğinden) davacıların borcunu oluşturduğu anlaşılmıştır.
Her ne kadar 7 nolu celsede 402.230,00 TL’ye göre harç ikmali yaptırılmış ise de, dava dilekçesi netice i talep kısmına göre borçlu olunmadığı iddia ve talep olunan 3 adet 50.000,00 TL lik çek, 3 adet 50.000,00 TL lik senet ve 1 adet 52.230,00 TL’lik senet olmak üzere toplam dava değerinin 352.230,00 TL olduğu anlaşılmakla, vekalet ücreti buna göre belirlenmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı …’ın çeklere ilişkin davasının aktif sıfat yokluğu sebebiyle reddine,
2-Dava dilekçesi netice-i talep kısmına göre … Bankası …. Hal Şubesine ait … numaralı 31/10/2017 tarihli 50.000,00 TL bedelli ve … numaralı 31/12/2017 tarihli 50.000,00 TL bedelli çeklerden ve 12/102017 düzenleme tarihli 52.230,00 TL bedelli senetten dolayı açılan dava, dava sürecinde bu çeklerin ve senedin davacı tarafa teslim edilmekle konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına,
3-Davacı …’ın … numaralı 30/11/2017 tarihli 50.000,00 TL bedelli
Çeke ilişkin davasının reddine,
4-Davacılar … ve …’ın, 12/10/2017 düzenleme tarihli 50.000,00 TL lik, 12/10/2017 düzenleme tarihli 50.000,00 TL lik (…. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyası ile takibe konulan iki adet), 09/10/2017 düzenleme tarihli, 09/10/2017 vadeli 50.000,00 TL lik (…. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyası ile takibe konulan bir adet) senetler yönünden davasının reddine,
5-Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 54,40 TL ilam harcının peşin ve tamamlama harcı olarak alınan 6.869,09 TL’den düşümü ile geri kalan 6.814,69 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
6-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin üstünde bırakılmasına
7-Davalı kendini vekille temsil ettirdiğinden lehine Asgari Ücret Tarifesi gereği 33.106,10 TL ücret takdirine, bunun davacılardan tahsili ile davalıya verilmesine,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak davacı vekilinin yokluğunda davalı vekilinin yüzüne karşı oy birliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı.07/12/2020
Başkan …
☪e-imzalıdır
Üye …
☪e-imzalıdır
Üye …
☪e-imzalıdır
Katip …
☪e-imzalıdır