Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1084 E. 2018/246 K. 30.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2017/1084 Esas
KARAR NO : 2018/246
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 08/12/2017
KARAR TARİHİ : 30/03/2018
Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 26.12.2008 tarihinde … T.A.O. …Şubesinde hesap açtırdığını, istimlak bedeli olarak aldığı parayı vadeli olarak yatırdığını, davacının Ekim 2009 başında bankada bulunan parasını çekmek için gittiğinde hesabında para olmadığını ve Av. … tarafından hesabında bulunan 151.687,00 TL nin çekilmiş olduğunu, bankanın parayı öderken yeterli araştırma yapmayarak gerekli dikkate ve özeni göstermediğinden, paranın sahte kimliğe dayalı vekaletname ile çekilmesinde kusurlu olduğunu, ayrıca vekaletname ile para çeken Av. … ve …’ın sahte kimlikle düzenlenen vekaletname sırasında gerekli dikkat ve özeni göstermemesinden dolayı kusurlu olduklarını vurgulayarak 151.687,00 TL nin 18.09.2009 tarihinden itibaren en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı banka vekili dilekçesi ile; Zararın meydana gelmesinde öngörülmeyen bir halin mevcut olması gerektiğini, somut olayda ifal kabiliyeti bulunan bir nüfus cüzdanı ve müvekkil banka açısından düşünüldüğünde yine ifal kabiliyeti bulunan vekaletnamenin mevcut olduğu, bunun dışında avukatlık kanununa göre görevi yapan bu sebeple güven verici mesleğe sahip olan birde avukat söz konusu olayın içinde mevcut olmaktadır. Müvekkil banka açısından olayla ilgili uygun illiyet bağının kesildiğini, sonuç olarak açılan davada banka açısından uygun illiyet bağı ifali mümkün olan nüfus kağıdı ve vekaletname sebebiyle kesildiğinden davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Taraflar arasında…bank T.A.O…Şubesine istimlak parası olarak 151.687,00 TL nin yatırıldığı uyuşmazlık konusu değildir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık konusu davacının bankadaki parasını çekmek için gittiğinde hesabında para bulunmadığını, Av. … tarafından çekilmiş olduğunun öğrenilmesi üzerine çekilen bu paradan dolayı davalı banka ile diğer davalıların sorumlu bulunup bulunmadığı noktalarında toplanmaktadır.
İstanbul …Asliye Ticaret Mahkemesince davalı …’ın imzaları alınarak imza incelemesine girişilmiş ve yapılan imza incelemesi sonucunda vekaletname aslında …’a atfen atılmış imzanın …’un eli ürünü olmadığı vurgulanmıştır.
Davalılardan … hakkında yapılan soruşturma sonucunda; Bakırköy Ağır Ceza Mahkemesine hitaben … hakkında dava açıldığı anlaşılması üzerine mahkememizce o dava sonucunun beklenmesine karar verilerek dosyanın HMK.nun 165. Maddesine göre ceza yargılamasının sonucuna kadar beklenilmesine karar verildiği ve İst … Ağır Ceza Mahkemesinin 24.06.2014 gün 2012/125-2014/225 sayılı kararı ile cezalandırılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır.
Mahkememizin… E – … K sayılı dosyasında yapılan değerlendirmede; “öncelikle banka yönünden yapılan inceleme sonucunda, davalı bankanın kusurlu bulunmadığının savunmasının yanında uygun illiyet bağının kesildiğini kanıtlaması gerekmektedir. Kusursuz sorumlulukta illiyet bağının kesilebilmesi için zarar görenin ağır kusurunun olması veya 3.bir kişinin illiyet bağını kesebilecek nitelikte ağır kusurunun bulunması veya zararlandırıcı sonucun meydana gelmesinin öngörülemeyen bir halin bulunması gerekmektedir. Somut olayda ifal kabiliyeti bulunan nüfus cüzdanı ve vekaletname kullanılan 3.kişinin bu eylemi sonucu illiyet bağı kesilmiştir. Ayrıca ifal kabiliyeti bulunan bir nüfus cüzdanı ve vekaletnamenin banka açısından düşünüldüğünde ifal kabiliyeti bulunan vekaletnamede mevcuttur. Davalı banka açısından sorumluluğunu ortadan kaldıran diğer bir hususununda noter aracılığı ile hazırlanmış bir evraka herkesin güvenebileceği aşikar olan, kendilerine tasdik ve doğrulama yetkisi verilen kurumlardır. Banka personelinin noterce tasdiklenmiş bir evraka inanmama gibi bir durumu olamaz. Vekaletnamedeki imzayı kontrol etmediği iddia edilse bile noterden tasdikli bir vekaletnamenin sahte olduğuna hiç kimsenin ihtimal veremeyeceği bir gerçektir. Bu itibarla davalı banka aleyhine açılmış olan bu davada uygun illiyet bağının ifali mümkün olan nüfus kaydı ve vekaletname sebebiyle kesildiği ve sonuç olarak davalı bankanın sorumluluğunun söz konusu olmayacağı gözetilerek bunun hakkındaki açılan davanın reddine karar verilmesi gerekmiştir.Diğer davalılar yönünden yapılan değerlendirmede; … hakkında sahtecilikten yargılama yapılarak sahteciliğin tespit edildiği ve davalı …’ın da düzenlediği vekaletnamede yapılan imza incelemesi sonucunda vekaletnamedeki davacı imzasının davacıya ait olmadığı da belirlendiğinden bu davalıların bu itibarla paranın çekilmesinde kusurlu oldukları anlaşılmakla, bu davalılar hakkında açılan davanın kabulüne karar verilmesi gerekmekle” denilerek karar verilmiştir.
Mahkememiz tarafından verilen 18/11/2014 tarih … E- … K sayılı kararı Yargıtay … Hukuk Dairesinin 10/05/2016 tarih… E … K sayılı ilamı ile “Mahkemece açıklanan olgular ve yasal düzenlemeler dikkate alınarak davalı banka yönünden de davanın kabulüne karar vermek gerekirken yerinde olmayan gerekçelerle reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiş ve kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir” gerekçesiyle bozulmuş olup mahkemece tekrar yargılama yapılmıştır.
Netice olarak bozma ilamı da dikkate alınarak davalı Bankanın, kurtuluş kanıtı getirerek hal ve şartlardan doğan özen yükümlülüğünü yerine getirdiğini ispat edemediği ve kusursuz sorumluluğu ilkesi gereğince adam çalıştıran sıfatıyla sorumluluğunun bulunduğu anlaşıldığından, davalı banka yönünden de kabul kararı verilmiş ve aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın davalı…bank yönünden kabulü ile 151.687,00 TL nin 18/09/2009 tarihinden itibaren değişen oranlarda yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Davalılar … ve … yönünden Yargıtay bozma ilamında temyiz ve itirazlarının reddine karar verilip bu davalılar yönünden Mahkememezin 18/11/2014 tarihli kararı kesinleşmiş olduğundan bu davalılar hakkında yeniden hüküm oluşturulmasına yer olmadığına,
3-Alınması gerekli 10.361,73 TL nispi ilam harcından dava açılırken alınan 2.047,80-TL nin mahsubu ile bakiye 8.313,93 TL harcın, davalılar … ve … yönünden bozma öncesi yazılan 04/03/2015 tarihli harç tahsil müzekkeresi de dikkate alınarak tahsilde tekerrür olmamak üzere tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazineye gelir kaydına,
4-Davacı kendini vekille temsil ettirdiğinden avukatlık asgari ücret tarifelerine göre belirlenen 14.884,96 TL nispi ücreti vekaletin, davalılar … ve … yönünden bozma öncesi hükmolunan ve kesinleşen 14.301,22 TL nispi ücreti vekalet te dikkate alınarak tahsilde tekerrür olmamak üzere tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapıldığı anlaşılan bozma öncesi 15,60 TL başvuru harcı, 2.047,80 TL peşin harç, 400,00 TL bilirkişi ücreti ve 20 davetiye gideri 98,00 TL olmak üzere toplam 2.561,40 TL yargılama gideri ile bozma sonrası yapılan posta ve tebligat ücreti 315,60 TL den oluşan toplam 2.877,00 TL nin nin davalılar … ve … yönünden bozma öncesi hükmolunan ve kesinleşen karardaki 2.561,40 TL yargılama gideri dikkate alınarak tahsilde tekerrür olmamak üzere tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
6- Karar kesinleşene kadar yapılacak yargılama giderlerinin davacı gider avansından karşılanmasına, karar kesinleştikten sonra bakiye gider avansının istek halinde davacıya iadesine,
Dair, hazır bulunan taraf vekillerinin yüzüne karşı davalı …’nin yokluğunda kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 günlük kesin süre içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.
Katip …
E-İMZA
Hakim …
E-İMZA