Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1082 E. 2022/408 K. 20.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2017/1082 Esas
KARAR NO:2022/408

DAVA:Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:08/12/2017
KARAR TARİHİ :20/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin aleyhine …. İcra müdürlüğünün … Esas numaralı takip dosyası ile icra takibi başlatıldığını ancak müvekkilinin takibe konu çek dolayısıyla davalı yana borcunun bulunmadığını, icraya konu çekteki imzanın müvekkili eli mahsulü olmadığını, müvekkili hakkında benzer şekilde fazlaca takip yapıldığını bu evraklarda imzanın müvekkiline ait olmadığı alınan raporlar ile ispatlandığını, müvekkilinin ticari defter ve kayıtları ile imza incelemesi yapıldığında müvekkilinin ciro silsilesinde kendisinden sonra gelen ciranta ile ticari ilişkisinin olmadığı ve ciro silsilesinin çalıntı çek ile kurulduğu ve çek üzerindeki imzanın da müvekkili eli mahsulü olmadığının ortaya çıkacağını, müvekkilinin takip nedeni ile telafisi zor olan zararlara uğradığını, haksız ve kötüniyetli olarak başlatılan takibin durudurulmasını ayrıca davalı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilerek icra kasasına ödenecek teminatın alacaklıya verilmemesi hususunda tedbir talep ettiklerini, huzurda yapılacak olan yargılamada sonunda davalarının kabulü ile vekalet ücreti ve masrafların davalı yan üzerinde bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı tarafa usulüne uygun tebligatın yapıldığı, davalı tarafça cevap dilekçesi sunuladığı görülmüştür.
DELİLLER VE GEREKÇE
Dava, İİK 72. Maddesi uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit ve istirdat davasıdır.
Taraflar arasındaki ihtilaf, davacının takibe konu çekten kaynaklı davalıya borçlu olup olmadığı, çek üzerindeki imzaların davacıya ait olup olmadığının tespiti noktalarında toplanmaktadır.
Dava dilekçesi ile, takibin durdurulması ve icra icra kasasına ödenecek teminatın alacaklıya verilmemesi hususunda tedbir talep edildiğinden, mahkememizce 22/12/2017 tarihli ihtiyati tedbir kararı ile ….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına yatacak paranın İİK 72/3 maddesi 2. cümlesi gereğince %20 teminat karşılığında alacaklıya ödenmemesi için ihtiyati tedbir vaz’ına karar verilmiştir.
Dosyamız içine celp edilen ….İcra Müdürlüğünün 2018/8134 esas sayılı dosyasının incelenmesinde alacaklının işbu dosyamızın davalısı, borçlunun ise dosyamız davacısı olduğu, takibin ilamsız icra takibi olduğu, ilamsız takibin de dava konusu çeke dayalı olarak başlatıldığı, icra dosyasında alacaklının davalı olduğu ve çek aslının davalı tarafta olduğu anlaşılmıştır.
6100 sayılı HMK’ nun “Sulh” başlıklı 313.Maddesinde
“(1) Sulh, görülmekte olan bir davada, tarafların aralarındaki uyuşmazlığı kısmen veya tamamen sona erdirmek amacıyla, mahkeme huzurunda yapmış oldukları bir sözleşmedir.
(2) Sulh, ancak tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri uyuşmazlıkları konu alan davalarda yapılabilir.
(3) Dava konusunun dışında kalan hususlar da sulhun kapsamına dâhil edilebilir.
(4) Sulh, şarta bağlı olarak da yapılabilir.” hükmü düzenlenmiştir. “Sulhun etkisi” ise 315.Madde de yer almıştır.
“(1) Sulh, ilgili bulunduğu davayı sona erdirir ve kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. Mahkeme, taraflar sulhe göre karar verilmesini isterlerse, sulh sözleşmesine göre; sulhe göre karar verilmesini istemezlerse, karar verilmesine yer olmadığına karar verir.
(2) İrade bozukluğu ya da aşırı yararlanma hâllerinde sulhun iptali istenebilir.” hükmü düzenlenmiştir.
Davacı vekilince 10/02/2022 tarihinde dosyaya sunduğu beyan dilekçesi ile davalı taraf ile sulh olunduğunu sulhe göre karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.
Davalı vekili tarafından da, 23/03/2022 tarihli beyan dilekçesi ile sulh protokolüne göre karar verilmesi talep edilmiştir.
Mahkememizce, tarafların sulhe göre karar verilmesini talep etmeleri nedeniyle; taraflar duruşmaya çağrılmış, sulh protokolü sorulmuştur. 20/04/2022 tarihli duruşmada, mahkeme dışı sulhun mahkeme içi sulhe dönüştürmek istediklerini taraflarca beyan edilmiş ve imzaları ile tasdik etmeleri ile birlikte, mahkememizce HMK 313.madde ve 315.madde uyarınca Sulh Protokolüne göre karar verilmiştir.
H Ü K Ü M :yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Tarafların HMK 313/1 maddesi uyarınca sulh olduklarının tespitine,
2-Sulh protokolüne göre;
-… adına düzenlenmiş, imzasına itiraz edilen … Bankası … Şubesi … seri nolu 13.01.2015 keşide tarihli 5.300 TL bedelli çekle ilgili olarak …’ün açmış olduğu İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1082 E. Sayılı dosyada davacı ve davalı taraflar sulh olmuş olup, dava konusu çek aslı davacıya teslim edilecek, …’e tüm masraflarına karşılık olmak üzere 450 TL Av….’in … ıban nolu hesabına … tarafından ödenecektir.
– Davacı tarafın gerek dava dosyasına gerekse …. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ … E. Sayılı dosyaya depo etmiş olduğu teminatlar davacıya aynen iade edilecektir. Davalı teminatların iadesine muvafakat edecektir.
-Davacı … işbu davayla ilgili olarak yapmış olduğu tüm yargılama giderleri kendi üzerinde bırakılacak olup, davacı tarafın vekalet ücreti ve başkaca herhangi bir talebi bulunmamaktadır.
-Davalı taraf protokolde söz konusu icra ve dava dosyalarından dolayı yargılama gideri, vekalet ücreti ve de dosya kapsamında hiçbir hak ve alacak talep etmeyecektir.
-İcra ve dava dosyalarından ödenmesi gereken harç ve masraflar davalı tarafa ait olacaktır.
3-Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 80,70- TL karar harcından peşin alınan 92,42 TL’den mahsubu ile geri kalan 11,72 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Taraf vekillerince vekalet ücreti talep edilmediğinden bu yönde hüküm kurulmasına yer olmadığına,
5-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde artan gider avansının ilgili tarafa iadesine,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup anlatıldı.20/04/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır