Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1063 E. 2019/86 K. 04.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/1063 Esas
KARAR NO : 2019/86
DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 21/10/2015
KARAR TARİHİ: 04/02/2019
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili davası ile müvekkili banka tarafından davalı ile aralarındaki sözleşmeye istinaden kullandırılan ABD doları cinsindeki kredinin ödenmeyerek temerrüde düşürüldüğünü, alacağın tahsili için İst. … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, davalının haksız olarak takibe itiraz ettiğini bu nedenle itirazın iptaline, takibin devamına, %20 inkar tazminatı, masraf ve ücreti vekalete hükmedilmesi talep ve dava olunmuştur.
CEVAP : Davalı vekili cevabı ile davacının açmış olduğu davasının kredi sözleşmesinden kaynaklandığını borcun varlığını kabul etmemek ile beraber davacı ile olan aralarındaki sözleşmenin 13.maddesinde tahkim şartının bulunduğu, bu nedenle HMK 413. Maddesi gereğince davanın usulden reddine, yine sözleşmenin 13. maddesinde yetkili mahkemenin Manamadaki ticari tahkim merkezi olduğu belirtilerek yetkisizlik sebebi ile usulden reddine, davacının yabancılık teminatı yatırması gerektiğini, MÖHUK 48/2 maddesi gereğince emredici hüküm olduğunu, müvekkilinin davacı ile imzaladığı bu sözleşme ile dava dışı … A.Ş. ile İş Sözleşmesi ile doğrudan bağlantılı olup, davalı ile dava dışı şirket arasındaki organik bağında bulunduğunu, bu nedenle husumet yöneltilemeyeceğini kredi sözleşmesinin kesin hükümsüz olduğunu, zira aylık net ücretler toplamının 5 katını aşmamak üzere verilecek kredilerin ifade edilmekle maaşın tam 10 katı kredi kullandırıldığını, böyle bir kredi sözleşmesinin kesin hükümsüz olduğunu, yine davacıya sözleşme gereği borçlarınında bulunmadığını, müvekkilinin bankaya getirdiği işlevin primleri hesaplandığında borçlu değil aksine alacaklı olacağını bu nedenle davanın reddine, %20 kötü niyet tazminatına hükmedilmesi istenmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi ve sair tüm evraklar hep birlikte incelenmiştir.
İncelenen İst. … İcra müdürlüğünün … sayılı takibi ile davacı banka tarafından davalı aleyhine 165.208,33 USD asıl alacak olmak üzere işlemiş temerrüt faizi ile toplam 182.249,68 USD üzerinden yapılan takibe süresinde itiraz edilmiştir.
Yapılan yargılamada iddia ve itirazlar tekrarlanmış, takip dosyası, sözleşme, sunulan deliller, dosyaya celp edilmiştir.
Yabancı unsurlu olaylarda belirli bir devletin mahkemesinin yetkili olup olmadığının milletlerarası yetki kavramı ile ifade edilmiş olup, bunun yanı sıra Türk Mahkemelerine yabancı mahkemece yetki veremeyeceği veya atfedemeyeceği, taraflar arasında sözleşme ile bu yönde çıkacak ihtilafta yetkili mahkeme ve dolayısı ile uygulanacak hukukun belirlendiği, sözleşme incelendiğinde tarafların karşılıklı görüşü ile sonuca varamamaları halinde uzlaşı ve arabuluculuk yoluna gidileceği, bunun gerçekleşmemesi halinde anlaşmazlığın… merkezi sözleşmesi ve Tahkim kuralları uyarınca nihai çözüm için Bahreyn Krallığının başkenti Manama’daki tahkim merkezine sunulabilir ibaresini içerdiği 13.madde ile hakim yasa veya bağlı bulunan yargı yetki alanı iş bu kredi anlaşması Bahreyn Krallığı kanunlarınca idare ve tefsir edilecektir hükmünü içerdiği görülmüştür.
Somut olayda davalının yetki itirazında usulüne uygun olarak bulunduğu, taraflararasındaki sözleşmede belirlenen yetki şartı gereği uyuşmazlığın bu şartta belirlenen sözleşmenin 13.maddesi ile ilgili yasa ve mahkemesi belirlenip, ihtilafta tahkim şartının öngörüldüğü ve öncelikle ve bağlayıcı biçimde iradelerin bu yönde uyuştuğu, MÖHUK 40-47 maddeleri gereğince mahkememizin yargı hakkının bulunmadığı, tahkim şartının bulunduğu nedenle yetki itirazının kabulü ile HMK.413.madde gereğince davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Mahkememizce verilen karar İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi …Hukuk Dairesi’nin… E.-… K.sayılı, 13/11/2017 tarihli ” HMK 114 maddesinde dava şartlarından olan görev, HMK 116. Maddesinde de ilk itirazlardan olan tahkim hususu düzenlenmiştir. Davacı bankanın yabancı bir tüzel kişi olup merkezinin de Bahreyn olduğu, MÖHUK md. 48/2’ye göre Türk Mahkemesinde dava açan, davaya katılan veya icra takibinde bulunan yabancı gerçek ve tüzel kişiler, yargılama ve takip giderleri ile karşı tarafın zarar ve ziyanını karşılamak üzere mahkemenin belirleyeceği teminatı göstermek zorundadırlar. Yabancılık teminatının dava şartı olduğu ve ilk önce yabancı tüzel kişi olan davacı için yabancılık teminatı yatırılmasına karar verilmesi gerekecektir. Mahkemece yapılması gereken öncelikle davacı bankanın hangi ülke uyruğuna tabi olduğunun kesin ve net olarak tespit edildikten sonra bu ülke ile Türkiye Cumhuriyeti arasında karşılıklılık (mütekabiliyet) sözleşmesi bulunup bulunmadığı, eğer böyle bir sözleşme var ise bu kişiyi teminattan muaf tutulacağı, eğer böyle bir sözleşme yok ise, MÖHUK md 48/2 maddesine göre teminat yatırılması gerektiğinden, yabancı şahıslar tarafından karşılanması gereken, bu teminat dava ve takip şartı olduğundan ve mahkemece kamu düzeni niteliğinde olan bu kararın resen nazara alınması gerektiğinden mahkemece bu husus irdelenmeden işin esasına girilmesi usul ve yasaya aykırı bulunmuştur. Dava konusu kredinin dosyanın incelenmesinde ne tür bir kredi olduğu da anlaşılamamaktadır. Hal böyle olunca mahkemece gerekirse bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle kredinin türü de belirlendikten sonra dava şartı olan ve kamu düzenini ilgilendiren mahkemenin görevi hususunda da bir değerlendirme yapılarak sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken bu hususlara riayet edilmemesi de usul ve yasaya aykırı olduğu anlaşılmış olduğundan davalının istinaf taleplerinin kabulü ile ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına” hükmü ile dosya mahkememize iade edilmiş, dosyanın yargılamasına devam olunmuştur.
Dava, itirazın iptali davasıdır.
Davalı tarafça her ne kadar yabancılık teminatı itirazında bulunulmuş ise de bu talebi yerinde görülmemiştir. Zira Türkiye Cumhuriyeti devleti ile Bahreyn Krallığı arasında ikili veya çok taraflı teminattan muafiyet şartını içerir bir anlaşma bulunmaması rağmen Türk vatandaşlarının veya Türk vatandaşlarına ait tüzel kişilerin açmış olduğu Bahreyn’deki icra takip veya mahkeme davalarında Bahreyn vatandaşlarının sorumlu olduğu yükümlülükler dışında Türk vatandaşları için ayrıca bir teminat yükümlülüğünün olmadığı, bu hususun…Bakanlığı ile yapılan yazışmalardaki ek…Bakanlığı yazıları dikkate alındığında iki ülke arasında sözleşmeye dayalı olmayan ancak Bahreyn tarafından Türkiye’ye dönük fiili olarak teminat alınmaması uygulamasının bulunduğu, iki ülke arasında dostane ilişkilerin devamı, Bahreyn Krallığı mahkemeleri ve icra dairelerinin Türk vatandaşlarına veya Türkiye’deki ticaret sicillere kayıtlı tüzel kişilerin açmış olduğu dava ve takiplerde teminatsız dava açma ve takip yapma anında teminat alınmaması yönündeki fiili uygulamasına karşılık, fiili mütekabiliyetin sağlanması yönünde Bahreyn yasalarına göre kurulmuş, Bahreyn menşeili davacıdan fiili mütekabiliyet uyarınca teminat alınmaması gerektiğine kanaat getirilmiş ve bu yönde mahkememizce daha önce verilen 09.07.2018 tarihli celsenin 1 no’lu ara kararında zikredilen %10 davacının teminat yatırması ara kararından vazgeçilmiştir.
Davanın esasına ilişkin olarak da davacı tarafça her ne kadar kullanılan kredinin bir tüketici kredisi olmadığı bildirilmiş ise de; bizzatihi davacının sunduğu, davalıdan sadır olan davacıya yazılmış olan 16.06.2011 tarihli yazıda açıkça kendisinin şahsi ihtiyaçları, okul harçları ve ailesinin ihtiyacı için kredinin alındığı sabit olup, bu kredinin bu manada 6502 sayılı yasa uyarınca tüketici kredisi hükmünde olduğu, davacı tarafça davalının ticari amaçla kredi alındığını kanıtlar belgeleri sunamadığı, aksine davalının, davacının grup şirketlerinden olan … A.Ş çalışanı olduğu, kredinin kullanılması esnasında tacir olmadığı ve kendi şahsı adına krediyi kullandığı sabit olup bu nedenle kullanılan kredinin ticari değil, meslek amaçlarından bir kredi de olmadığı, açıkça ihtiyaç kredisi olduğu ve gerçek kişi tarafından çekilen bu kredinin 6502 sayılı yasa uyarınca bir tüketici işlemi olduğundan davaya bakma görevinin 6502 sayılı yasanın 3, 83 ve 76. Maddeler uyarınca Tüketici Mahkemesinin görev alanında bulunduğundan davaya bakmanın mahkememiz değil Tüketici Mahkemesinin görevinde olduğuna kanaat getirilmiştir.
HMK 138 maddesinde dava şartlarının öncelikle değerlendirileceği ve HMK 115/1 maddesi uyarınca da dava şartlarının yargılamanın her safhasında mahkemece kendiliğinden denetlenebileceği gibi taraflarca da dile getirilebileceğine ilişkin düzenlemeler dikkate alındığında dava konusunun tüketici işleminden kaynaklanması nedeniyle davaya bakma görevinin 6502 sayılı yasanın 76.maddesi uyarınca Tüketici Mahkemesine ait olduğu anlaşıldığından mahkememizde açılan davada görev dava şartının bulunmadığı, bu nedenle de davacının davasının HMK 114/1-c maddesindeki görev dava şartı yokluğundan, HMK 115/2 maddesi uyarınca usulden reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :
1-Davacının davasının HMK 114/1-c maddesindeki görev dava şartı yokluğundan HMK 115/2 maddesi uyarınca usulden reddine,
2-Görevli mahkemenin İSTANBUL TÜKETİCİ MAHKEMESİ olduğuna,
3-HMK ‘nun 331/2. maddesi gereğince yargılama gideri ve vekalet ücreti hususunda görevli mahkemece karar verilmesine,
4-HMK ‘nun 331/2. maddesi son cümlesi uyarınca dosya süresi içinde görevli mahkemeye gönderilmediği takdirde talep halinde yargılama gideri ve vekalet ücreti hususunda mahkememizce karar verilmesine,
5-Karar kesinleştiğinde HMK’nun 20/1. maddesi uyarınca 2 haftalık kesin süre içinde başvurulması halinde dosyanın görevli mahkemesine gönderilmesine, belirlenen süre içinde başvurulmadığı takdirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda oy birliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı.
Başkan …
Üye …
Üye …
Katip …