Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1057 E. 2022/59 K. 01.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2017/1057 Esas
KARAR NO :2022/59

DAVA:Tazminat
DAVA TARİHİ:14/08/2009
KARAR TARİHİ:01/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı kooperatifin ilk kurucularından olup, 26/07/1985 tarih ve 13 sayılı kararı ile kooperatif ortaklığına kabul edildiğini ve o tarihten beri yaklaşık 25 yıldan beri davalı kooperatifin üyesi olduğunu, davacının davalı kooperatifin ilk kurucularından olması nedeniyle aidatları da yüksek miktarda ödeyerek boğaz ön görümlü olan C-8 nolu dubleks villanın tahsisinin yapıldığını ve davalı kooperatif tarafından villanın kendisine teslim edileceğinin taahhüt edildiğini, ancak davalı tarafından müvekkilinin ön görünümdeki villasının 1994 yılında yıkıldığının bildirilmesi karşısında davacının da 7 nolu parseldeki boş olan üyeliklere geçmek için dilekçe verdiğini ve 2005 yılında X39-B nolu dubleks villanın kendisine tahsisinin öngörüldüğünü, davalı tarafından müvekkiline gönderilen 08/10/2008 tarihli yazıda … Belediye Başkanlığı ve encümenince müvekkilinin villasının olduğu villa için yeniden yıkım kararı çıktığının bildirildiğini, davalı kooperatifçe müvekkiline taahhüt edildiği gibi öngörümde olmayan, aşağılarda, arkada yolu dahi olmayan ve yıkım kararı çıkmış bir yapının inşaa edildiğini, böylece kooperatif başkan ve yöneticilerinin yasa gereğince gerekli titizliği göstermeyerek kooperatifi ve üyeleri zarara uğrattıklarını ve Kooperatifler Yasasına muhalefet suçunu işlediklerini, bu konuda … Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulduğunu, davalı kooperatif yönetimince usul ve yasalara uygun olarak inşaa edilip müvekkiline teslim edilmesi gereken villanın kooperatif yöneticilerinin ihmal ve görevlerini kötüye kullanmaları sonucunda kaçak olarak inşaa edildiğini, bu nedenle imar mevzuatına ve yasalara aykırı olan yapının yıkım kararı çıkmış olması sonucunda 25 yıldır aidat ödeyen müvekkilinin halen bir villa sahibi olamadığı gibi teslim edilen villanın kullanım ve kira gelirlerinden de mahrum kaldığını, davalıya … 35.Noterliğinin 01/06/2009 tarih ve … yevmiye numarası ile keşide edilen ihtarnamede kira kaybı ve yasalara uygun olarak dubleks villanın teslimini talep etmelerine rağmen davalının talep edilen villayı teslim etmediği gibi kira kaybını da ödemediğini, ihtara da cevap vermediğini, davalı kooperatifin diğer üyelerinin 2000 yılından beri yapılarını teslim almış olmaları karşısında eşitlik ilkesine aykırı davranıldığını ve zarara uğramalarına sebebiyet verildiğini beyanla; fazlaya ilişkin dava ve hakları saklı kalmak ve ileride bilirkişi raporuna göre artırılmak kaydıyla davalı tarafından müvekkiline teslim edilmeyen dubleks villanın dava tarihindeki rayiç bedelinin, ihtarnamenin tebliğ tarihi olan 03/06/2009 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, dava konusu dubleks villanın teslim edilmemesi nedeniyle geriye dönük olarak şimdilik aylık 2.000 TL kira kaybının ilk üyeye yapı teslim tarihinden geçerli olmak üzere ve her ay sonunda tahakkuk edecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; yetki itirazında bulunduklarını, davanın yetkili ve görevli İstanbul Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesini, davacının neticei talep ile harca esas değer arasında bulunan çelişkiyi gidermesi, dava konusu talebini açık ve net olarak belirtmesi zorunlu olmakla mahkemece davanın netice ve talep kısmına açıklık getirilmesi ve harcın davaya konu villanın değeri ile bir yıllık kira bedeli üzerinden hesaplanarak ikmali hususunda davacıya süre verilmesini, yönetim kurulu üyelerinin, kooperatif üyelerinin haklarını ön planda tutan hak ve mesafete göre ve sorumluluk bilinciyle hareket eden kişiler olduğunu, davacının suç duyurusunun da yerinde olmadığını, müvekkilinin topladığı aidatları en iyi biçimde kullanıp üyelerine ödemiş bulundukları aidatların karşılığı olan villa yada dairelerini mümkün olan en kısa zamanda teslim ettiğini, davacıya isabet eden X39-B villanın ihtar tarihinde olduğu gibi hali hazırda bitmiş halde olduğunu, elektrik, su ve doğalgaz bağlantılarının dahi hazır olan villanın davacı tarafından teslim alınıp dilerse kullanılmaya, dilerse kiraya verilmeye uygun vaziyette olduğunu, davaya konu X39-B villanın komşuları olan villaların büyük oranda dolu olup maliklerince yada kiracılarınca kullanıldığını, öngörünümlü villanın yasal düzenlemeler sebebiyle hukuken ve fiilen inşa edilemediğinden müvekkiline kusur izafe edilemeyeceğini, kaldı ki davacı yanın öngörünümlü villanın yeni yasal düzenlemeler sebebiyle imkansızlaşması sebebiyle müvekkili kooperatifçe yapılan kura çekiminde kendisine isabet eden X39-B villayı kabul ettiğini, ilgili genel kurula, karara yada kuraya itiraz etmediğini, davacının kooperatife gelerek villanın teslimi yerine kötü niyetli olarak villanın piyasa satış değerini afaki faizi ile birlikte talep etmeyi tercih ettiğini, müvekkili kooperatifin üyeliği devam eden davacının konutunu teslim almak yerine tazminat yada başka bir adla nakit talebinin yasal dayanağının bulunmadığını, amaca uygun olarak yükümlülüğünü yerine getiren müvekkilinden aynen ifa değil de nakit talep edilmesinin hakkın suistimali olduğunu,villanın teslime hazır olup teslim almayan davacının kendi kusurundan menfaat elde etmeye çalışarak kira kaybı sebebiyle tazminat isteminin yersiz olduğunu, davacının taleplerine ticari avans faizi uygulanması istemi ve belirlediği faiz başlangıç tarihlerinin de kooperatifin varlık sebebiyle çelişkili olduğu kadar yasal düzenlemeye de aykırı olduğunu beyanla; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davalı kooperatiften alınan taşınmazın geç teslimi sebebiyle uğranılan kira kaybı zararının tazmini istemine ilişkindir.
Davacı …’ın 23/09/2020 tarihinde yargılama sırasında vefat etmesi üzerine mahkememizce 19/01/2021 tarihli celse 2 nolu ara karar gereğince vefat eden davacının mirasçılarını gösterir veraset ilamının ve var ise mirasçılar tarafından verilmiş vekaletnamelerin sunulması için davacı vekiline gelecek celseye kadar süre verildiği fakat verilen süre içerisinde ara karar gereğinin yerine getirilmediği dolayısı ile davacının vefatı ile vekilin vekillik görevinin kendiliğinden son bulduğu, bunun üzerine 10 nolu celse 1 nolu ara karar gereği davacı müteveffanın mirasçılarını gösterir nüfus kayıt örneğinin dosya arasında alındığı ve nüfus kayıt örneğinden anlaşılan mirasçıları olarak eşi …’a, oğlu …’a ve kızı …’a bir sonraki duruşma gün ve saatini bildirir ihtaratlı davetiyenin tebliğe çıkartıldığı, mirasçılardan … adına yapılan tebligatın iade edildiği, …’a tebligatın yapıldığı, diğer mirasçı eş …’a ise dosyada masraf bulunmaması sebebiyle tebligatın çıkarılamadığı, aynı zamanda söz konusu mirasçı …’ın …. Sulh Hukuk Mahkemesinin … esas sayılı dosyası kapsamında verilen vesayet kararı ile vesayet altına alındığı, kendisine oğlu …’ın vasi olarak tayin edildiğinin anlaşılması ile mahkememizce, davacı müteveffa mirasçılarından …’ın UYAP sisteminde kayıtlı mernis adresinin yurt dışı olarak görüldüğünden Tebligat Kanununun 25/a maddesi uyarınca kendisine dava dilekçesi, işbu duruşma zaptı ekli ihtaratlı davetiye tebliğine, dosyada masraf bulunmaması sebebiyle tebligat masrafının suç üstü ödeneğinden karşılanmasına, ve davacı müteveffa mirasçılarından vesayet altında bulunan …’ın vasisi olan …’a dava dilekçesi, işbu duruşma zaptı ekli ihtaratlı davetiye tebliğine, dosyada masraf bulunmaması sebebiyle tebligat masrafının suç üstü ödeneğinden karşılanmasına yönelik karar verildiği, ara karar gereği olarak daha evvel kendilerine ihtaratlı tebligat yapılamamış olan 2 mirasçıya da ihtaratlı tebligatın yapılmış olduğu, mirasçılar tarafından davaya katılan olmadığı anlaşılmıştır. Bu kapsamda davacının vefatı ile elbirliğiyle mülkiyet hükümleri gereğince davaya ancak tüm mirasçılar tarafından devam edilmesi veya bir mirasçının davaya devam etmesine diğer mirasçıların muvafakat vermesi ya da terekeye temsilci atanması suretiyle devam edilmesinin mümkün olduğu dikkate alınarak; mahkememizce davacının nüfus kayıt örneğine göre tespit edilen tüm mirasçılarına davaya devam etmek isteyip istemedikleri hususunda ihtaratlı tebliğ işlemlerinin usulünce yapılmış olmasına karşın davaya devam etmek istediğini bildiren bir mirasçı olmadığı anlaşılmakla davanın aktif husumet dava şartı yokluğundan HMK 114/1-d ve 115/2 maddeleri uyarınca usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak izah edildiği üzere;
1-Davanın aktif husumet dava şartı yokluğundan HMK 114/1-d ve 115/2 maddeleri uyarınca usulden REDDİNE,
2-Alınması gerekli 80,70-TL karar ve ilam harcının peşin yatırılan 108,00-TL peşin harçtan mahsubu ile geriye kalan 27,30-TL harcın karar kesinleştiğinde istek halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafça yapılan 43,40-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Kalan gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
6-Davalı taraf vekil ile temsil olunduğundan, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve taktir olunan 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalı tarafa verilmesine,
Dair, tarafların yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.01/02/2022

Katip …

Hakim …