Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/1004 Esas
KARAR NO : 2019/969
DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :14/11/2017
KARAR TARİHİ : 21/10/2019
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Öncelikle …bank A.Ş. ile müvekkili …A.Ş. (Eski …A.Ş.) arasında akdedilen, kredi alacağı temlik sözleşmesi uyarınca iş bu dosyalar kapsamındaki alacak haklarının müvekkili … A.Ş. tarafından temlik alındığını, temlik eden …bank A.Ş. ile davalı borçlu arasında genel kredi sözleşmesi akdedildiğini, bu sözleşmeye istinaden kredinin kullanımından doğan borçların süresi içerisinde ödenmemesi sonucu hesap kat ihtarnamesiyle borçlulara borcun ödenmesinin ihtar edildiğini, borçluların borçlarını verilen sürede ödemediğini ve bu nedenle temerrüde düştüklerini, davalı borçlular aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğü… E. (İlk esası 2009/ … E.) sayılı dosyasıyla takip başlatıldığını, davalı borçlu vekilinin süresi içinde itirazı nedeniyle takibin durduğunu, Borçlu- davalı şahsın, Annesi, Babası ve Amcası ile birlikte müteselsil kefil olarak …bank A.Ş. ‘ den kredi kullandığını, var olan borcunu inkar ettiğini, borçlunun tüm itirazlarının haksız, kötü niyetli ve borcun ödenmesini geciktirmeye yönelik olduğunu, 600.000,00-TL gibi yüksek bir borç meblağı bulunduğunu, davalı tarafın haberdar olmamasının akla ve mantığa sığmadığını, alacaklı bankanın sistemi ve tüm takip hesap hareketlerinde de ortaya çıkacağı üzere, davalı borçluların itirazının haksız ve kötü niyetli olduğunu, açıklanan nedenlerle; İstanbul … İcra Müdürlüğünün… E. sayılı dosyasındaki tüm itirazlarının iptali ile (yetkiye, takibe, borca ve ferilerine ilişkin KÜLLİYEN) takibin devamına, itirazların haksız, kötü niyetli ve borcun ödenmesini geciktirmeye yönelik olduğundan % 20’den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile ücreti vekâletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Davacının temlik edeni …bank A.Ş. ile müvekkilinin hiçbir ticari veya krediye dayalı ilişkisi bulunmadığını, müvekkiline hesap kat ihtarnamesi gönderildiğinin de doğru olmadığını, İstanbul … İcra Müdürlüğünün… esas numarasından müvekkili aleyhine başlatılan takipte davalıya tebligat yapılmadığını, müvekkilinin ilgili takipten hiç haberi olmadığını, müvekkilinin… Müdürlüğünde bir çalışan olduğunu, maaşına yapılan ihtiyati haciz nedeniyle 2009 yılında yapılan icra takibinin varlığını öğrendiğini, takibin babası veya babasının eski bir şirketi ile ilgili bir kredi ilişkisinden kaynaklandığını öğrendiğini ve takibe itiraz ettiğini, davacı tarafın icra takibini ve huzurdaki davayı davacının babası veya babasının şirketi ile ilgili bir kredi sözleşmesine dayandırdığını, müvekkili tarafından imzalanmış bir kredi sözleşmesi olmadığını, ihtiyati haciz talebi ve kararının sadece bir kredi sözleşmesine dayandırıldığını, 2009 yılında açılan takipte davalıya (ilgisiz bir adrese tebligat gönderildiğinden) tebligat yapılamadığını, dosyanın 2009 yılından itibaren 9 yıl boyunca bu şekilde bekletildiğini, 2017 yılında davacının çalıştığı kurumdaki maaşının ihtiyati haciz kararına istinaden haczedildiğini, müvekkilinin bu işlemden telafisi imkansız şekilde mağdur olduğunu ve mağduriyetinin devam ettiğini, müvekkilinin 6 aylık sürede çok ciddi bir ekonomik çıkmaza girdiğini ve bu mali çıkması atlatmasının imkansız hale geldiğini, Bu nedenle; özellikle alacaklının 9 yıldır herhangi bir şekilde alacağını takip etmemesi, davalıya ödeme emrini tebliğ dahi ettirmemesi, kredi sözleşmesinde çıplak gözle bakıldığında dahi davalının imzasının bulunmadığının görülmesi, davalının çalıştığı yer ve adresinin belirli olması gibi hususlar özellikle değerlendirilerek mevcut olan ihtiyatı haciz kararının kaldırılmasına karar verilmesini, açıklanan nedenlerle; davanın reddine, davalı lehine % 20 oranında kötü niyet tazminatına hükmedilmesine ve bu tazminatın davacıdan alınarak müvekkiline verilmesine, 2009 yılında verilmiş ihtiyati haciz kararının davalı yönünden kaldırılmasına veya uygulamasının sadece maaşın ¼’ü hakkında uygulanması şeklinde sınırlanmasına, masraf ve vekalet ücretinin davacı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Mahkememizde açılan dava: İİK.nun 67 maddesi gereğince itirazın iptali davasıdır.
Dava konusu ihtilaf; Genel Kredi Sözleşmesinden kaynaklanan davacının, davalıdan alacağı olup olmadığı, varsa alacağın miktarı, Genel Kredi Sözleşmesinde davalının kefaletinin olup olmadığı, varsa imzanın ona ait olup olmadığı ve davalının, davacıya borçlu olup olmadığı, borçlu ise borç miktarına ilişkin olduğu görülmüştür.
Dosyamıza getirtilen İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine toplam 606.632,25-TL üzerinden icra takibi yapıldığı, davalının itirazı üzerine takibin durduğu, itirazın süresinde ve usulüne uygun yapıldığı, buna göre davanın, İİK.67 maddesinde yazılı 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, icra takip dosyası, dosyadaki tüm bilgi ve belgeler ile tüm dosya kapsamınca davacının davasının reddine karar verilmiştir.
Davacı temlik eden …bank A.ş tarafından davalı aleyhine ilk esası 2009/9711 olan İstanbul … İcra müdürlüğünün dosyasında Genel Kredi Sözleşmesine dayalı olarak takip yaptığı, bilahere alacağını dosyamız davacısı temlik alana devir edildiği ve davalı tarafın süresnide yapmış olduğu itiraz üzerine durmuş olan takibe karşı açılan itirazın iptali davasında, davalı tarafın savunması uyarınca, davacıya borçlu olup olmadığının tespiti için Genel Kredi Sözleşmesinin aslı ve imza incelemesi gerektiği ancak, gerek alacağı temlik alan dosyamız davacısı …A.ş, gerekse alacağı devreden …bank A.ş’ne ayrı ayrı yazılan müzekkere ve sonuçları hatırlatılarak verilen sürelere rağmen Genel Kredi Sözleşmesinin aslının dosyamıza sunulmamış olduğu, bu şekilde davalı savunmasına karşı davacı tarafın verilen kesin süreye uymaması nedeni ile ve alacağı devreden…bank tarafından tüm belgelerin de davacıya teslim edildiğine ilişkin dosyamıza gönderilen yazı cevabı da dikkate alınarak davacının iddiasını ispatlamamış olduğuna, davalının Genel Kredi Sözleşmesinde imzası olmadığı, imzanın kendisine ait olmadığı savunmasına bu nedenle itibar edilerek, davacının davasının reddine karar verilmiştir.
Her ne kadar davalı tarafça kötü niyet tazminatı talep edilmiş ise de; takip alacaklısı alacağı devreden banka tarafından açılan icra takibinde Genel Kredi Sözleşmesinin fotokopisinin sunulduğu, fotokopi içeriğinde davacıya ait olduğu iddia edilen imzanın bulunduğu ancak açılan dava sürecinde takip tarihi de dikkate alındığında imza incelemesi için gerekli olan, fotokopi üzerinde imza incelemesi yapılamayacak olması nedeni ile, Genel Kredi Sözleşmesi aslının sunulamadığı, bu sunulamama halinin açıkça davacının ve alacağı devreden bankanın kötü niyetine istinaden olduğuna dair herhangi bir açık isnat ve bu isnadı delillendiren davalı tarafça herhangi bir delil sunulamadığı, bu nedenle de kötü niyet tazminatı şartlarının oluşmadığına kanaat getirildiğinden davalı tarafın bu talebinin reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM
1-Davacının davasının reddine,
2-Davalı tarafın kötü niyet tazminatının şartlar oluşmadığından reddine,
3-Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 44,40 TL ilam harcının peşin alınan 7.326,67 TL’den düşümü ile geri kalan 7.282,27 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin üstünde bırakılmasına
5-Davalı kendini vekille temsil ettirdiğinden lehine Asgari Ücret Tarifesi gereği 38.215,29 TL ücret takdirine, bunun davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine
6-Karar kesinleştiğinde, kullunılmayan gider avansı bulunması halinde ilgilisine iadesine,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak davacı vekilinin yokluğunda, davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup anlatıldı.
Başkan
Üye
Üye
Katip