Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/932 E. 2021/178 K. 03.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2016/932 Esas
KARAR NO:2021/178

DAVA:Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ :01/09/2016
KARAR TARİHİ:03/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 14/04/2013 tarihinde, sürücüsü ve plakası tespit edilemeyen bir aracın yaya olan…’ya çarpması sonucu ölümlü trafik kazası tezahür etmiş olup, işbu trafik kazası nihayetinde mezkur kazada Müvekkillerin desteği…’nun vefat ettiğini Bu vefat sonucu müvekkiller, murisin gerçek ve farazi desteğinden mahrum kaldıklarını,Bu kazanın oluşumunda kusurlu olan aracın plakası bilinemediğinden … hesabı tazminatı gerektirir derecede kusurlu oduğunu, KTK hüküm ve klozları icabı, davalı kurumun tam tazminatla mükellef olduğunu, Poliçe klozları icabı,davalı şirketin tam tazminatla mükellef olduğunu, tüm bu nedenlerle maddi tazminat manasında fazlaya ilişkin hakları mahfuz kalarak davalarının kabulü ile. Zekeriya Hacco için 100,00 TL, … için 100,00 TL,olmak üzere toplam 200,00 TL maddi tazminatın davalıdan tahsiline, kaza tarihinden aksi halde ihbar tarihini müteakip 8 işgünün bitiminden, ödeme tarihi olan 26.03.2016 Tarihinden veya son tahlilde dava tarihinden başlayarak işleyecek yasal faiziyle ile birlikte 200,00 TL maddi tazminatın davalıdan tazmin ve tahsiline, Yargılama gideri ve ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekilinin 26/10/2018 tarihli cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından ikame edilen davada davaya konu kazanın 14.04.2013 tarihinde meydana gelmiş olup, alacağın zamanaşımına uğradığını, Trafik kazasından kaynaklanan tazminat davaları kaza tarihinden itibaren 2 yıllık zamanaşımına tabi olup, işbu davada kaza tarihinden itibaren 2 yıllık zamanaşımı süresi geçtiğini, Bu nedenle zamanaşımı yönünden davanın reddini,Kazaya sebebiyet veren aracın plakasının tespit edilmesi halinde müvekkil kurumun sorumluluğunun doğmayacağını. Bu nedenle öncelikle kazaya konu soruşturma dosyasının celbi ile kazaya sebebiyet veren aracın plakasının tespitini ,Davacı tarafa, meydana gelen bu kaza neticesinde başvurusu üzerine 25.03.2015 tarihinde toplam 28.931,00-TL ödeme yapıldığını Müvekkilin 25.03.2015 tarihinde aktüer raporu tarafından hesaplanan 28.931,00-TL’yi başvuran vekili …’a … Bankası aracılığı ile ödeyerek tüm sorumluluğunu yerine getirdiğini, kusur durumunun bilirkişi incelemesi ile tespit edilmesi gerektiğini, müvekkil kurum sigortasız araç sürücüsünün kusuru oranında sorumlu olduğunu, murisinin ölümü sebebiyle yoksun kaldıkları gerçek destek miktarının ilgili sosyal güvenlik kurumları tarafından yapılmış varsa ödemelerde dikkate alınarak uzman bilirkişi marifetiyle tespitinin gerektiğini, cevap dilekçesinde ayrıntılı şekilde bildirildiği üzere Zamanaşımı itirazımızın kabulü ile davanın reddine,-Müvekkil kurumun davacılara ödeme yapmak suretiyle tüm sorumluluğunu yerine getirdiğinden davanın reddine,Yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davalı tarafa tahmiline, karar verilmesini talep etmiş olduğu görülmüştür.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi ve sair tüm evraklar hep birlikte incelenmiştir.
Dava; trafik kazası nedeniyle, sürücüsü ve plakası tespit edilemeyen araç nedeniyle davalı … Hesabından talep edilen destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
Mahkememizce … sayılı hasar dosyası ve … Cumhuriyet Başsavcılığının … CBS sayılı dosyası celp edilmiş ve incelenmiştir.
Dosya kusur ve aktüer hesabı yönünden bilirkişi heyetine tevdi edilmiş olup, kusur raporunda; kaza akabinde plakası belirlenememiş taşıtın kimliği tespit edilememiş sürücüsünün olay mahallini terk ettiği, kaza mahallinin yerleşim yeri dışında bulunmakta olup, kaza mahallinde fren izinin tespit edilmediği, kaza akabinde trafik polis memurları tarafından düzenlenmiş tutanakta özetle, çarpma noktasının tam olarak tespit edilemediği, bankete çarpan araca ait döküntülerin savrulmuş olduğu, kan izi ve vücut parçalan bulunduğu, yayaların yolda karşıdan karşıya geçmek isterken kazanın meydana geldiği belirtildiği, aynı tutanakta, yayaların 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 68(1 -b-3) ‘ışıklı işaret, yaya geçidi ve kavşak bulunmayan yerlerde yaklaşan aracın uzaklık ve hızını göz önüne almadan veya göz önüne aldığı halde uygun zamanda geçmemek’ kural ihlalinin olduğu, kimliği tespit edilemeyen araç sürücüsünün aynı Kanunun 52 (1-b) ‘aracın hızını hava, yol, ve görüş durumuna uydurmamak’ kuralını ihlal ettiği kanaatinin bildirildiği, sonuç olarak 14.04.2013 tarihinde meydana gelen kazadan dolayı olayının meydana gelmesinde; Davacı yaya çocuk …’nun hatalı davranışının birinci derecede ve %50 (yüzde elli) oranında etkili olduğu, kimliği tespit edilemeyen sürücünün hatalı sevk ve idaresinin birinci derecede ve %50 (yüzde elli) oranında etkili olduğu belirtilmiştir.
Hesap bilirkişisi tarafından sunulan raporda; kusur ve maluliyet oranlarına göre davacı tarafın başvurusuna istinaden davalı sigorta şirketi tarafından 25.03.2015 tarihinde davacı eşe 27.570,00 TL, davacı oğula 1.361,00 TL ödeme yapıldığı, ödeme tarihine göre davacı eş için hesaplanan toplam destek tazminatının 66.688,38 TL, davacı oğul için hesaplanan toplam destek tazminatının 6,539,04 TL olduğu, ödeme tarihine göre davacı eş için hesaplanan fark destek tazminatının 39.118.38 TL, davacı oğul için hesaplanan fark destek tazminatının 5,178,04 TL olduğu, güncel değerlere göre (hesaplamanın yapıldığı 21.09.2018 tarihine göre); davacı eş için hesaplanan destek tazminatının 102.688,25 TL olduğu, yapılan ödemenin güncellenmiş hali olan 36.244,35 TL’nin mahsup edilmesinden sonra bulunan fark destek tazminatının 66.443,90 TL olduğunu söz konusu tutara ödemenin yapıldığı 25.03.2015 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesi gerektiği, davacı oğul için hesaplanan destek tazminatının 8.178,71 TL olduğu, yapılan ödemenin güncellenmiş hali olan 1.789,21 TL’nin mahsup edilmesinden sonra bulunan fark destek tazminatının 6.389,50 TL olduğu, söz konusu tutara ödemenin yapıldığı 25.03.2015 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesi gerektiği, o Yapılan ödemenin mahsup edilmesinden önce alınabilecek toplam destek tazminatının 110.866,96 TL olduğunu ve poliçe teminat üst limiti olan 250.000,00 TL’yi aşmadığının rapor edildiği görülmüştür.
Davacı vekilinin 24/09/2018 tarihli ıslah dilekçesi ile yapılan hesaplamalar doğrultusunda destekten yoksun kalma tazminatı yönünden talebini davacı…’nun talep edilen tazminat miktarını 66.343,00 TL, davacı …’nun talep edilen tazminat miktarını 6.289,50 TL yükseltmiştir.
Bilirkişi raporlarına itirazların sunulması nedeniyle, mahkememizce kusur incelemesi yapılarak rapor alınmak üzere, dosyanın ATK Trafik İhtisas Dairesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Adli Tıp Kurumunun 30/05/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle; dosya kapsamı, ifadeler, trafik kazası tespit tutanağı, kroki ve mevcut diğer verilerle birlikte, tümü ile tetkik edildiğinde dava konusu olayda meçhul araç sürücüsünün alt düzeyde tali kusurunun olduğunu, bu nedenle …Asliye Ticaret Mahkemesine verilen 18.07.2016 tarihli bilirkişi raporunda araç sürücüsünün ve yayaların %50′ şer oranda kusurlu olduğu şeklindeki değerlendirmenin isabetsiz olduğu kanaatine vardıkları, buna göre; kimliği meçhul sürücü idaresindeki araçla seyri sırasında yolun karşısına geçmek isteyen yayaları fark ettiğinde fren tatbiki ile hızını düşürmeye çalışması gerekirken bahsedilen bu hususa riayet etmemiş, yalnızca direksiyon tedbiri ile yetinmiş olup alt düzeyde tali kusurlu olduğu, Maktül yaya…’nun yolun karşı tarafına geçmek için gelen araçlara dikkat etmesi, ilk geçiş hakkını araçlara vermesi gerekirken bahsedilen bu hususlara riayet etmemiş, tedbirsiz bir şekilde yolun karşısına geçmeye çalışarak kendi ölümü ile neticelenen olaya sebebiyet vermiş olup asli kusurlu olduğunu, sonuç olarak kimliği meçhul sürücünün %10 (yüzde on) oranında kusurlu, Maktül yaya…’ nun %90 (yüzde doksan) oranında kusurlu olduğu kanaatini bildirmiş olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce, hesap bilirkişisinden alınan raporun tarihi ve kusur oranları da gözetilerek, ek rapor alınmasına karar verilmiştir.
Hesap bilirkişisi tarafından sunulan 15/01/2020 tarihli ek raporunda özetle; davacı tarafın başvurusuna istinaden davalı sigorta şirketi tarafından 25.03.2015 tarihinde davacı eşe 27.570,00 TL ve oğul için 1.361,00 TL ödeme yapıldığı, ödeme tarihine göre davacı eş için hesaplanan toplam destek tazminatının 13.337,17 TL, davacı oğul için 1.307,81 TL olduğu, davacı eş için fark destek tazminatın olmadığı (14.232,83 TL fazla ödeme), davacı oğul için fark destek tazminatının olmadığı (fazladan 53,19 TL ödeme) nihai takdirin mahkemeye ait olmak üzere ödeme tarihine göre davacı eş için hesaplanan destek tazminat tutarının toplam 17.772,90 TL olduğu, yapılan ödemenin güncelenmiş hali olan 39.507,43 TL’nin mahsubu ile davalı … Hesabı tarafından 21.734,53 TL fazla ödeme olduğunun tespit edildiği, davacı oğul için hesaplanan toplam destek tazminatının 2.692,93 TL olduğu, yapılan ödemenin güncellenmiş hali olan 1.945,30 TL’nin mahsubu ile fark destek tazminatının 747,63 TL olduğu kanaatinin bildirildiği görülmüştür.
Mahkememizce, kusur yönünden yapılan inceleme sonucunda; TBK.74 maddesinde haksız eylemin “kusur” öğesi konusunda hukuk hakimine tanınan yetkiler iki bölüm olup, birincisi “kusur bulunup bulunmadığına”, öteki “kusurun derecesini ve zararın tutarını belirlemeye” ilişkindir. Maddenin ilk cümlesine göre “kusurun varlığını” araştırmada yetkileri sınırlı olan hukuk hakimi, maddenin ikinci cümlesine göre “kusurun derecesini ve zarar tutarını belirlemede” tam bağımsız kılınmıştır. HMK 266 madde hükmüne göre kusur oranlarının belirlenmesi teknik değil hukuki bir konudur. Elde edilen teknik bulgulara göre hakim bu oranı belirlemede ihlal edilen kuralları gözönüne almalıdır. Haksız fiilden dolayı sorumlu olabilmek için kusurun bulunması şarttır.
Somut durumda, dosyada mevcut ifade ve tutanaklar incelendiğinde kazanın ani ve birden gelişen bir olay neticesinde gerçekleşmediği, davacıların desteğinin, trafik akışı içerisindeki olayları gözlemleyebilme ve görebilme imkanı olduğu, karşıdan karşıya geçmeden önce trafiğin ve araçların seyrini görme imkanı olduğu, ani ve birden gelişen bir olay olmaması karşısında davalının da kazanın gerçekleşmemesi için alabileceği önlemler olduğu anlaşılmış, buna göre de gelen araçlara dikkat etmesi, ilk geçiş hakkını araçlara vermesi gerekirken bahsedilen bu hususlara riayet etmemiş, tedbirsiz bir şekilde yolun karşısına geçmeye çalışarak kendi ölümü ile neticelenen olaya sebebiyet vermiş olup asli ve %90 kusurlu olduğu, kimliği tespit edilemeyen araç sürücüsünün de tali ve %10 kusurlu olduğu kanaati hasıl olmuştur.
Mahkememizce Hesap bilirkişisi tarafından sunulan 15/01/2020 tarihli ek raporu hükme esas alınmıştır.
Dosya kapsamı değerlendirildiğinde; davacı …’ nun annesi, davacı…’ nun eşi olan…’ nun 16/04/2013 tarihinde meydana gelen kaza sonucu vefat ettiği, meydana gelen kazada müteveffanın %90 oranında, dava dışı tespit edilemeyen araç sürücünün ise %10 oranında kusurlu olduğu, kaza sonrasında ve dava öncesinde davalılara ödeme yapıldığı belirlenmiştir. Dava konusu kaza nedeniyle aracın plakasının, sürücüsünün tespit edilemediği anlaşıldığından davalı … Hesabının sorumlu olduğu belirlenmiş, davalı sigorta şirketi tarafından 25.03.2015 tarihinde davacı eşe 27.570,00 TL ve oğul için 1.361,00 TL ödeme yapıldığı, ödeme tarihine göre davacı eş için hesaplanan toplam destek tazminatının 13.337,17 TL, davacı oğul için 1.307,81 TL olduğu, davacı eş için fark destek tazminatın olmadığı (14.232,83 TL fazla ödeme), davacı oğul için fark destek tazminatının olmadığı (fazladan 53,19 TL ödeme) nihai takdirin mahkemeye ait olmak üzere ödeme tarihine göre davacı eş için hesaplanan destek tazminat tutarının toplam 17.772,90 TL olduğu, yapılan ödemenin güncelenmiş hali olan 39.507,43 TL’nin mahsubu ile davalı … Hesabı tarafından 21.734,53 TL fazla ödeme olduğunun tespit edildiği, davacı oğul için hesaplanan toplam destek tazminatının 2.692,93 TL olduğu, yapılan ödemenin güncellenmiş hali olan 1.945,30 TL’nin mahsubu ile fark destek tazminatının 747,63 TL olduğu, KTK’nun 111. maddesi uyarınca, tazminat miktarlarına ilişkin olup da yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmalar yapıldıkları tarihten itibaren 2 yıl içinde iptal edilebileceği düzenlenmiş olup, somut durumda, destek tazminatı yönünden ödeme tarihindeki verilere göre yapılan hesaplamaya göre ödenmesi gereken miktarla ödenen miktar arasında KTK’nın 111. maddesinde belirtildiği şekilde fahiş bir fark olmadığı anlaşıldığından davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :(Açıklanan nedenlerle;)
1-Davacının davasının reddine,
2-Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 59,30 TL ilam harcının peşin alınan 278,20 TL’den düşümü ile geri kalan 218,90 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin üstünde bırakılmasına
4-Davalı kendini vekille temsil ettirdiğinden lehine Asgari Ücret Tarifesi gereği 10.268,23 TL ücret takdirine, bunun davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine
6-Karar kesinleşene kadar yapılacak yargılama giderlerinin davacı gider avansından karşılanmasına, karar kesinleştikten sonra bakiye gider avansının istek halinde davacıya iadesine,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup anlatıldı.03/03/2021

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza