Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/917 E. 2019/527 K. 28.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO: 2016/917 Esas
KARAR NO: 2019/527

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 01/09/2016
KARAR TARİHİ: 28/05/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalının müvekkili şirkette 2007/2016 tarihleri arasında çalıştığını 01/06/2016 tarihinde istifa ederek ayrıldığını, bu tarihler arasında müvekkili şirketin yazılım uzmanı olarak çalıştığını, müvekkili şirketin geliştirdiği bir uygulamada ekip yöneticisi olduğu dönemde bu programın karar vericileri de dahil olmak üzere herkes ile görüşmeler yaptığnıı iş akdinde yazmasına rağmen rekabet yasağı hükümlerine aykırı olarak rakip bir firmada işe başlanacağı hususunun istihbar edilmesi üzerine noter aracağılıyla rekabet yasağı hükümlerine aykırı olacağından kendisine cezai şart hükümleri uygulanacağı ihtar edildiğini, buna rağmen rakip firmada işe başladığını, davalının iş akdinde yazan rekabet yasağı hükümlerine aykırı davarındığı için huzurdaki davanın açılarak cezai şart talebinde bulunduklarını, davalıdan 121.760,76 TL cezai şart alacağının dava tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faizi ile birlikte tahsilini, yapılan yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

CEVAP: Davalı yanın cevap dilekçesi sunmadığı görüldü.

DEĞERLENDİRME:
Mahkememizde açılan dava, davalının davacı şirkette edindiği bilgileri, davacı şirketteki işinden ayrıldıktan sonra haksız rekabet kuralları gereği yeni çalıştığı rakip firmaya aktarması ve bu firmada çalışmaya başladığı için oluşan cezai şart tazminatı alacağı talebine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır.
Tarafların dilekçelerinde bildirdikleri ve resen toplanması gerekli belgeler için müzekkereler yazılmış ve istenilen belgeler dosyaya sunulmuştur. Tarafların tanıkları dinlenilmiştir.
Davacı tanığı … mahkememizde “davalıyı tanırım, kendisi daha önce davacı şirkette yazılım geliştirme grup müdürü olarak çalışıyordu, bende finansal iş çözümleri direktörü olarak görev yapıyorum, halen davacı şirkette çalışmaktayım, hatırladığım kadarıyla davalı yaklaşık bir sene önce istifa ederek şirketten ayrıldı, kendisini kalması konusunda ikna etmeye çalıştık fakat istifa etti, sonrasında duyduğumuza göre hemen … Şirketinde çalışmaya başlamış şuan halen orda çalışmaktadır, davalı bizim şirketimizde yapmış olduğu işin aynısını şuan çalıştığı şirkette yapmaktadır, ben bunu halen görüştüğümüz ortak arkadaşlarımız olduğu için onlardan duydum, ben kendim bizzat davalı ile bizim şirketten ayrıldıktan sonra görüşmedim, davalının şuan çalıştığı şirket bizimle aynı işi yapan rakip bir firmadır, davalının birlikte çalıştığı ekip leasing uygulaması yazılımı geliştirdiler, aynı sektörde olduğumuz için biliyorum, davalı benim de çalıştığım şirkette yine leasing uygulaması yazılımı üzerine çalışan ekibin başındaydı, leasing uygulaması yazılımı öncelikle bir iskelet olarak oluşturulur, sonrasında müşterilere göre düzenlemeler yapılarak özelleştirilip müşterilere sunulur, benim çalıştığım şirket 30 yıldır bu işi yapmakta olup, davalının davacı şirkette iken başında bulunduğu ekip şirketin üçüncü jenarasyon yazılım uygulamasını oluşturdular, davalı daha sonra istifa edip … Şirketine geçtikten sonra burada da yeni bir yazılım uygulaması geliştirdiler, … daha öncesinde bizim müşterimizdi davalı … şirketine geçtikten sonra … ile çalışmaya başladı, …’in … ile çalışmaya başlama süreci ile ilgili bilgim yoktur, ancak … Şirketi yazılım uygulaması geliştirmede tıkanmış durumda idiler, bunu aynı sektörde olduğuz için biliyorum, davalı … şirketine geçtikten sonra büyük bir … götürmüş oldu, bu sayede de … şirketi yazılımını oluşturdu, bizim şirketimiz platform olarak … altyapısını kullanmaktadır, bildiğim kadarı ile … ön yüzde …arka yüzde … altyapısını kullanmaktadır, bu altyapıların farklı olması önemli değildir, mesleğe yeni başlayan birisi için ortamların farklı olması önemlidir, ancak davalı gibi meslekte tecrübeli olan birisi için ortamların farklı olması önemli değildir, asıl önemli olan … ve … dır” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davacı tanığı… mahkememizdeki beyanında ” davalıyı tanırım, kendisi daha önce davacı şirkette yazılım geliştirme grup müdürü olarak çalışıyordu, bende profeksyonel hizmetler grup müdürü olarak görev yapıyorum, halen davacı şirkette çalışmaktayım, hatırladığım kadarıyla davalı yaklaşık iki sene önce istifa ederek şirketten ayrıldı, sonrasında duyduğumuza göre hemen … Şirketinde çalışmaya başlamış şuan halen orda çalışmaktadır, davalı bizim şirketimizde yapmış olduğu işin aynısını şuan çalıştığı şirkette yapmaktadır, ben bunu halen görüştüğümüz ortak arkadaşlarımız olduğu için onlardan duydum, ben kendim bizzat davalı ile bizim şirketten ayrıldıktan sonra görüşmedim, davalının şuan çalıştığı şirket bizimle aynı işi yapan rakip bir firmadır, davalı bizim firmadan ayrıldıktan sonra sektörde en büyük müşterimiz olan ve bizimle çalışan … firması artık bizimle çalışmayacağını … ile çalışacaklarına dair bildirim yaptı, … firmasını bizden ayrılış ve …’de anlaşmasına ilişkin gerekçe ve detaylarını bilmiyorum, …büyük bir müşteri olduğu için bu firmanın işini takip edebilecek konusunda uzman olan birisinin …’de olması gerekmektedir, …’de davalı ile anlaşarak anlaşmıştır, davalının … ile anlaşma sürecine ilişkin de bir bilgim yoktur, davalı yazılım ekibinin başında olduğu için çalıştığımız firmanın bütün artılarını, eksilerini, zaaflarını bilmektedir bu bilgiler ile … şirketinde çalışmaya başlamıştır, … de dahil olmak üzere davalının işin teknik boyutları haricinde müşteriler ile yapılan toplantılara ve görüşmelere katılmak gibi bir görevi ve sorumluluğu bulunmamaktadır, teknik işler dolayısıyla müşterilerin teknik personelleri ile yapılacak yazılım işlemleri dolayısıyla görüşmeleri olmuştur, … davalı bizden ayrıldıktan yaklaşık 1-2 ay sonra artık bizimle çalışmayacağını bize bildirdi, … ile ilgili …’deki projenin canlıya alınması en az bir yıl sürmüştür, bu süreçte … bakım hizmetini bizden almaya devam etti, yani biz bu süreçte sadece sistemde sıkıntı oldukça müdahale ettik,… sistemdeki proje canlıya alındıktan sonra bizim firmamız tamamen devreden çıktı, davalı … şirketine geçtikten sonra büyük bir… götürmüş oldu, bu sayede de … şirketi yazılımını oluşturdu, … Şirketi önccesinde sadece kendi grubunda olan …’e hizmet veriyordu, …’in müşteri olarak alınması ile birlikte artık yazılımlarını ticari boyuta taşıdı, davalının orada bulunmasıyla ticari boyuta taşınmaz süreci hızlanmış oldu, … bizim firmamız ile ilişkisini sonlandırır iken herhangi somut bir gerekçe ileri sürmedi, stratejik bir karar olabilir, tam bir bilgim yoktur” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Dosya mahkememizce resen belirlenen bilirkişi heyetine tevdi edilerek rapor hazırlaması talep edilmiş olup bilirkişi heyeti raporunda ” Davacı ile davalı arasında önceye dayanan bir bağlı iş ilişkisinin olduğu, dosyadaki mevcut bilgi ve belgelerden davalının davacı yanında işçi sıfatı ile çalıştığı, iş akdinin sona ermesini takiben davalının davacı ile aynı işkolunda rekabeti sınırlayıcı bir yazılı taahhütte bulunmuş olduğu, davalının BK md. 344 hükümlerine göre bir rekabet etmeme yükümlülüğünün bulunduğu, aynı sektörde çalışmasının bu kapsamda süre ile kısıtlanmış olduğu, Davacı yanında iş akdinin sona ermesini takiben, aynı iş kolunda bir teşebbüste işe başlayan – davalının, piyasada YENİLİK unsuru taşıyan ve pazarda henüz kullanılmayan ticaret ürünlerini ve mahsullerini burada üretmeye devam etmesinin rekabete aykırı birer eylem olarak nitelendirilebileceği, iki malın, iş ürününün, faaliyetin veya işin arasında iltibasa meydan veren iş ürünlerinin üretildiği, , hitap ettiği müşteri çevresinde orta zekalı, orta dikkatli bir alıcının satın almada iki ayrı teşebbüsün ürünlerne birbirinin alternatifi gözü ile bakılabileceği, mevcut delillerin varlığında haksız rekabetin sonuçlarına dair tüm taleplerinin değerlendirmesinin her zaman ve tek başına Sayın Mahkemenize ait olduğu, Davalının 193 Sayılı Gelir Vergisi Kanunu Madde 2 de belirtilen gelir kapsamına giren herhangi bir geliri yoksa, davacı tarafından talep edilen brüt ücret üzerinden ödeme talebi, eline geçen net ücretten fazla olacağı için, ödeme zorluğuna düşürecektir. Dolayısı ile, nihai karar mahkemenin olmak üzere %50 indirim oranında bir indirim hakkaniyete uygun olacaktır.” şeklinde raporunu sunmuştur.
Taraflarca yapılan itirazlar neticesinde dosya bilirkişi heyetine bu itirazlar da değerlendirilmek sureti ile ek rapor hazırlanması için tevdii edilmiş bilirkişiler ek raporunda “tüm mülahazalar ve taraf itirazları değerlendirildiğinde mali yönden, yapılan inceleme ile desteklenmekte olan kök raporumuzda herhangi bir kanaat değişikliğine gidilmesine lüzum olmadığı sonucuna varılmıştır. ” şeklinde ek raporunu sunmuştur.
Netice olarak bilirkişi raporunun dosyaya temin edilmiş olan bilgi ve belgelere müzekkere cevabına, davalı tarafından gönderilmiş olan bilgi ve belgelere, mevzuata ve uygulamaya göre hazırlandığı, hükme esas alınmaya elverişli olduğu kanaatine varılmış, raporda da belirlendiği üzere, davalı davacı şirketten ayrıldıktan sonra dava dışı …AŞ isimli şirkette işe başlangıç tarihi olan 23/05/2016 tarihinden itibaren çalıştığı ilk 6 aylık programda, ilk iki ayı şirketin altyapı uygulama geliştirme metodolojilerini öğrenmek üzere diğer yazılım mimarları ile birlikte çalıştığı, bir ayı … sektöründe … ile … Sistem’in birlikte geliştirdiği uçtan uca yazılım uygulaması olan ve 10/04/2012 tarihinde canlıya alınan…programının incelenmesi ve mimari açıdan değerlendirilmesi üzerine çalışma yaptığı, son üç ayı ise…uygulamasının …’e ait olan ekran ve süreçlerinin ayrıştırılması çalışmalarına katkı sağladığı hususları … Sistem’in mahkememize verdiği müzekkere cevabında belli olup, davalının yapmış olduğu bu çalışmalar davacı şirkette edindiği bilgileri haksız rekabet kapsamında başka bir şirkette kullandığı şeklinde yorumlanmış ve bilirkişi raporunda belirlenmiş olan bedeller üzerinden dava dilekçesindeki talep miktarı ve niteliği de gözetilerek davacı lehine brüt ücret üzerinden hesaplanan 121.760,76 TL den, davacı tarafından talep edilen brüt ücret üzerinden ödeme talebi, davalının eline geçen net ücretten fazla olacağı için, davalıyı ödeme zorluğuna düşüreceğinden %50 hakkaniyet indirimi yapılmak suretiyle neticeten 60.880,38 TL cezai şart alacağını dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine hükmolunmuş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davanın kısmen kabulü ile brüt ücret üzerinden hesaplanan 121.760,76 TL den %50 hakkaniyet indirimi yapılmak suretiyle neticeten 60.880,38 TL cezai şart alacağını dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Fazla talebin reddine,
3-Dava konusu olup, kabul edilen değer üzerinden alınması gereken 4.158,73 TL harcın önceden davacıdan alınan peşin harç 2.079,37 TL harçtan mahsubu ile fazla alınmış olan 2.079,36 TL harcın karar kesinleştikten sonra istek halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafça yapılmış olan toplam posta ve tebligat ücreti 211,90 TL, bilirkişi ücreti 1.800,00 TL olmak üzere toplam 2.011,90 TL yargılama giderinden davanın kabul oranına göre (% 50) 1.005,95 TL yargılama gideri ve 2.079,37 TL peşin harç olmak üzere toplam 3.085,32 TL nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinden, davalıdan tahsiline karar verilenden hariç kalan miktarın kısmen kabul- kısmen red dolayısıyla davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğininden karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre kabul edilen dava değeri üzerinden hesaplanan 7.046,84 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile kendisini vekille temsil ettiren davacıya ödenmesine,
7-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğininden karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre reddedilen dava değeri üzerinden hesaplanan 7.046,84 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile kendisini vekille temsil ettiren davalıya ödenmesine,
8- Karar kesinleşene kadar yapılacak yargılama giderlerinin davacı gider avansından karşılanmasına, karar kesinleştikten sonra bakiye gider avansının istek halinde davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık kesin süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.

Katip …

Hakim …
¸