Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/890 E. 2018/1276 K. 25.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/890 Esas
KARAR NO : 2018/1276
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ: 19/08/2016
KARAR TARİHİ: 25/12/2018
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı arasındaki ticari ilişki nedeniyle oluşan alacağa ilişkin 8 adet fatura düzenlenerek davalıya gönderildiğini, davalının buna itiraz etmeksizin kabul ettiğini, davalının bu borcu ödememesi üzerine davalı aleyhine İstanbul …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile icra takibine başladıklarını davalının bu takibe itiraz ederek durdurduğunu müvekkilinin alacağının tahsili için huzurdaki davanın açılarak yapılan itirazın iptalini takibin kaldığı yerden devamına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davacıya müşterilerine yönelik dijital ortamda reklam yapılmasına yönelik sözleşmenin bulunduğunu, hizmet verilmeden önce faturalar düzenlenerek müvekkile yollandığını ancak davacının hizmeti vermeyerek bu fatura bedellerini talep ettiğini, davacının ekonomik darboğazda olduğunu hukuki boşluklardan yararlanarak borçlarından kurtulmaya çalıştığını, haksız olduğunu davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE DEĞERLENDİRME:
Mahkememizde açılan dava: İİK.nun 67.maddesine dayalı itirazın iptali davasıdır.
Dava konusu İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine toplam 91.096,00 TL üzerinden icra takibi yapıldığı, davalının itirazı üzerine takibin durduğu, itirazın süresinde ve usulüne uygun yapıldığı, davanın, bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Dava konusu ihtilaf; taraflar arasında bulunan ticari ilişki gereğince oluşan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine yapılmış itirazın iptali noktasında toplanmaktadır.
Dosya mahkemece reesen belirlenen mali müşavir ve sektör bilirkişiye tevdii edilerek rapor hazırlaması talep edilmiş bilirkişi raporunda “Davacı yanın sunduğu ticari defterlerin TIK hükümlerine göre gerekli ayrılış ve kapanış onayına sahip olduğu, davacı defterlerinin HMK 222’\c delil niteliğinde olup olmadığı hususunun Sayın Mahkemenin takdirinde bulunduğu. Davalı yanın sunduğu ticari deitcrierm TTK hükümlerine göre gerekli açılış kapanış onayına sahip olduğu, davalı defterlerinin HMK 222’ye göre delil nitelinde olup olmadıkı hususunun mahkeme takdirinde olduğunu, Davacı’nın ticari derlerlerinde uıpılan inceleme sonucunda; davalı yandan alacaklı olduğu, Davalı yanın ticari defterlerinde yapılan inceleme sonucunda; davacı yana kaydı olarak borçlu göründüğünü, Davacı yanın davalı yandan talep etmesi hususu hakkındaki hukuki yorum ve takdirin Sayın Mahkemeye ait olduğu Davacı yanın davalı yanı takiple temerrüde düştüğünden inceleme yapılmadığı, ” şeklinde rapor sunmuştur.
Yapılan itirazlar sonucunda bilirkişiye dosya tekrar ek rapor hazırlamak üzere bilirkişiye tevdi edilmiş bilirkişi ek raporunda “Davaya konu olan alacağın, hizmet alımından sonra faturalandırılmadığı, bilakis reklam gösterimi yapılmadan, bir başka deyişle hizmet alımı gerçekleşmeden, sadece kapsam ile ilgili bir elektronik yazışmanın ardından faturanın kesildiği, reklamların gösteriminin gerçekleştirildiğine dair hiçbir veri olmadığı tespit edilmiş olup, arz ederim” şeklinde raporunu sunmuştur.
Tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasında ticari ilişkinin mevcut olduğu, alacağın davalıya henüz hizmet sağlanmadan fatura edildiği, taraflar arasında reklam gösteriminin kapsamını ve şeklini içeren herhangi bir imzalı akit bulunmadığı, sadece e-posta yolu ile yapılan yazışmalar olduğu, davacının davaya konu reklam gösterimine ilişkin, davalıya herhangi bir rapor ya da gerçek zamanlı raporlama imkanı sağlamadığı bu doğrultuda, faturanın hizmetin verildiği anlamına gelmeyeceği durumunun dosya kapsamı itibariyle tespit edildiği ve davalı tarafın verilmeyen hizmet dolayısıyla fatura bedelinden sorumlu tutulmasının mümkün olmadığı kanaatiyle davanın reddine karar vermek gerektiği düşünülerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın reddine,
2-Davalı tarafın kötü niyet tazminatı talebinin koşulları oluşmadığından reddine,
3-Alınması gerekli harç 35,90 TL olup, peşin alınan 1.100,22 TL den mahsubu ile fazla alınmış olan 1.064,32 TL harcın karar kesinleştikten sonra istek halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı taraf vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 10.037,68 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
6- Karar kesinleşene kadar yapılacak yargılama giderlerinin davacı gider avansından karşılanmasına, karar kesinleştikten sonra bakiye gider avansının istek halinde davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık kesin süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.
Katip …
Hakim …
¸