Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/885 E. 2019/262 K. 25.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/885 Esas
KARAR NO : 2019/262
DAVA : Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin)
DAVA TARİHİ: 18/08/2016
KARAR TARİHİ: 25/03/2019
Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Davalı tarafın 31.05.2002 tarihinde kurulan …Şti.’nin 10.000,00 TL sermaye ve 2 ortakla kurulmuş olan şirketin %1 hisseye sahip kurucu ortağı olduğunu, davalı tarafın şirketin kurulduğu tarihten bu güne dek üzerine düşen edimlerini yerine getirmediğini, bunun üzerine… Noterliği 12.08.2011 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarı gönderildiğini, ihtara da herhangi bir cevap verilmediğini, davalı tarafın şirketin hiç bir kademesinde bir çalışması ve gayreti olmadığından şirketin geleceğinin tehlikeye girdiğini, açıklanan nedenlerle; …Şti.’nin %1 pay sahibi olan …’in edimlerini yerine getirmemiş olması nedeniyle şirket ortaklığından çıkarılmasına, davalıya ait %1 payın şirkete devrine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalıya usulüne uygun tebligatın yapıldığı ancak cevap verilmediği görülmüştür.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Dava dilekçesi ve sair tüm evraklar hep birlikte incelenmiştir.
Dava, ortaklıktan çıkarılma davasıdır.
Tarafların iddia ve itirazları sunulan deliller, taraf kayıtları denetlenerek iddia ve itarazlar pay değeri ve ortaklıktan çıkma koşulları denetlenerek davacının var ise alacağının ortaklık payı belirlenip tespit edilmesi için mahkememiz duruşma salonunda bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiştir. Bilirkişiler raporda, Davacı şirketin ödenmiş sermayesi 60,000,00 TL ve tespit edilen 60.000,00 TL’lik ödenmiş sermayenin 2015, 2016 ve 2017 Yıllarındaki Mali Tablolara göre korunamadığı ve Şirketin Borçlarının Aktiflerinden fazla olduğu, Neticeten Şirketin Borca batık olduğu müşahade edildiği, Davacı şirketin Yıllar itibariyle sürekli zarar ettiği ve Şirketin Pasiflerinde bulunan en büyük Alacaklı rakamın 2017 yılı sonu itibariyle 627.912,66 TL olarak, Şirketin %99,83 oranla şirketin ortağı olan …’e ait olduğunu, Davalı yanın Şirket ödemelerine katılmadığının tespit edildiğini, Limited şirketlerde TTK’nin 640, maddesinin 3. Fıkrası ile, esas sermayenin yansından fazlasına sahip bulunan ortakların mutlak ekseriyeti tarafından muvafakat edilmek şartıyla limited şirketin, muhik (haklı) sebeplerden dolayı bir ortağın şirketten çıkarılmasını mahkemeden isteyebileceği hüküm altına alındığını, ortağın şirketten çıkarılması için şirket sözleşmesine hüküm konulmamış ya da sözleşmede öngörülen hükümler haricinde haklı bir sebep oluşmuş bulunabileceği, bu itibarla, şirket sözleşmesinde hüküm bulunmasa yahut sözleşmesinde gösterilen sebepler arasında yer almasa dahi, haklı bir sebebin ortaya çıkması durumunda, şirket ortaklıktan çıkarma davasını açabileceği, bir limited şirket ortağının ortaklıktan çıkarılabilmesi için üç şartın sağlanması gerekmektedir. Bunların, “haklı sebeplerin varlığı, bu sebeplere istinaden esas sermayenin yarısından fazlasına sahip bulunan ortakların mutlak çoğunluğu ile ortaklar genel kurulunun ortaklıktan çıkarma kararı alması ve açılan davada mahkemenin çıkarma talebini uygun bulmasıdır.”Ortağın, ortaklar genel kurulunun çıkarma kararını kabul etmesi halinde, çıkarma işlemi sonuçlanır ve artık mahkemeye başvurmaya gerek kalmaz. Ancak ortak tarafından çıkarma kararının kabul çıkarılmasını İsteyebilir.TTK md. 640 f. 3 de anılan hususların huzurdaki davada gerçekleşip gerçekleşmediğine gelince a) TTK’ya göre, gerek “ortağın şirket sözleşmesinde öngörülen sebepten dolayı şirketten çıkarılması” gerekse “ortağın haklı sebepler dolayısıyla şirketten çıkarılması için mahkemeye başvurulması” konulannda genel kurulca karar alınabilmesi için, genel kurulda temsil edilen oyların en az üçte ikisinin ve oy hakkı bulunan esas sermayenin tamamının salt çoğunluğunun bir arada bulunması gerekmektedir. Taraflar arasındaki uyuşmazlıkta genel kurulda davalı ortağın çıkarılması yönünde bir karar alınmadığı anlaşılmaktadır. Bununla birlikte şirketin pay dağılımı dikkate alındığında GK da bu yönde bir karar alınması mümkün görünmektedir. Bu durumda usul ekonomisi dikkate alınarak kanunda aranan bu şartın tamamlatılması ve TTK md. 640 {3)’de aranan şarta uygun bir karar alınması mümkün görünmektedir. b)TTK md. 640 (3)’ün uygulanabilmesi için gerekli diğer koşul haklı bir sebebin varlığına gelince: Haklı sebep kanunda tanımlanmamış, örnek olarak da gösterilmemiş, bu kavramın niteliklerinin gösterilmesi ve tanımlanması yargı kararlarıyla öğretiye bırakılmıştır. Şahıs şirketlerinde olduğu gibi Limited Şirketlerde de ortakların aynı amacı gerçekleşüımek üzere müşterek gayret ve birbirlerine karşı güven ilişkisi içerisinde bulunmaları şirketin devamı için zorunludur. Şirketlerde olmazsa olmaz bu unsurların zedelenmesi, şirketin devamını ve kuruluş amacının gerçekleşmesini imkansız hale getirebilir. Ortaklar arasında özünde, aynı amaç için çalışma azminin olmaması şirketlerde güvensizliğe neden olacaktır. Böyle bir durumun varlığına rağmen, ortakları şirket sözleşmesi ile bağlı tutmak doğru değildir. Huzurdaki davada davalı ortağa ulaşılamadığı, davalının bir cevap vermediği şirket çalışmalarına katılmadığı şirketin amacına ulaşması noktasında katkı sağlamanın ötesinde engel olduğu bu durumda davalı ortağın şirketten çıkarılması için aranan haklı sebep şartının gerçekleştiğinin kabulü gerekmektedir. c) TTK md. 551 f. 3’e istinaden ortağın şirketten çıkarılabilmesi için aranan son koşul ise Mahkemenin talebi uygun bulmasıdır. Sonuç olarak Davalının TTK md. 640 f. 3 kapsamında aranan davalının ortaklıktan çıkartılması yönünde bir genel kurul kararı sunması halinde şirketten çıkarılmasına hükmedebileceği hususları rapor olunmuştur.
Davacı iddiası, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamınca davacının davasının kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Açılan davada şirketin hakim ortağı tarafından, şirkette %1 paya sahip olan diğer ortağa karşı şirket ortaklığından 6102 sayılı yasanın 640/3.maddesi uyarınca açılan haklı sebeple ortaklıktan çıkarma talebi olduğu, zira şirket ana sözkleşmesinde ortaklıktan çıkarmaya ilişkin bir hüküm bulunmadığından ve genel kurulca da bu yönde bir karar alınamadığından, bilirkişiler tarafından usulüne uygun olarak tespit edildiği üzere; şirkette %1 paya sahip olan davalının şirket çalışmalarına katılmadığı, şirket çalışmaları ve borçlarının şirketin diğer ortağı üzerinde olduğu, davanın bu manada şirkete bir katkı sunmadığı ve bu katkı sunmaması hali dışında ayrıca paydaş sayısına göre alınması gerekli kararlar yönünden de toplantılara katılmamakla birlikte şirket çalışmasına engel de olduğu, buna göre de şirketten çıkarılması için gerekli haklı sebeplerin bulunduğuna kanaat getirilmiştir.
Bir ortağın haklı sebeple şirketten çıkarılması için genel kurul tarafından karar alınması gerektiği ve alınması gerekli kararın da genel kurulda temsil edilen oyların en az 2/3’sinin (hisse yönünden) ve bunun yanında oy hakkı bulunan paydaş sayısının salt çoğunluğunun bir arada bulunmasını içerir bir karar gerekmesine rağmen Mahkememizde görülmekte olan bu davada daha önce her ne kadar bu yönde karar getirilmesi için tamamlanabilir dava şartı olarak davacı tarafa süre verilmiş ise de; bundan vazgeçilmiştir. Zira şirketin iki ortalık bir limited şirketi olduğu, hisse oranı yönünden 2/3 oranında bir çoğunluk sağlanabilecek olmasına rağmen paydaş sayısı yönünden salt çoğunluk, yani en az 3 ortak ve 3 kişiden 2 ortağın ortaklıktan çıkarılması yönünde karar alınması gerektiği, oysa davalının çıkartılması talep edilen şirketin iki ortaklı olduğu, buna göre de en az iki ortak tarafından çıkarma yönünden karar alma imkanının bulunmadığı anlaşılmıştır. Yasada bir ayrım olmamasına rağmen, yasanın iki ortaklı limited şirketleri için bu manada haklı nedenle şirket ortaklığından çıkarılması maddesinin işletilemeyeceği bir an için düşünülecek olsa bile Mahkememize bu yönde bir kanaat oluşmamıştır. Yasa koyucu boş işlerle uğraşmaz, boş yere yasa yapmaz, yasa koyucunun iki ortaklı şirket yönünden bir ayrım öngörmemesinin yasal bir boşluk olduğuna kanaat getirilmiş ve buna göre de yasanın 640.maddesinde limited şirketler için ön görülen haklı nedenle ortaklıktan çıkarma için bahsi geçen pay ve paydaş sayısı çoğunluğu iki ortaklı şirketler için imkansız olduğundan bu kuralın iki ortaklı şirketler yönünden uygulanmaması gerektiğine, aksi halin yasal bir haklı sebep varlığı halinde şirkete ortaklıktan çıkarma hakkı kanunen verilmiş olmasına rağmen fiilen imkansız bırakılmasına yol açacağı ve bu maddenin kullanılamayacak olması nedeniyle tek seçenek olarak ancak iki ortaklı limited şirketinin haklı sebep bulunmasına rağmen ortağın çıkarılamamış olmasından dolayı fesih ve tasfiyesine yol açacağı, halbuki kanun koyucunun ve ticari hayatın asıl gayesinin şirketleri ayakta tutma amacında olduğu, bunun da sadece şirket menfaati için değil şirketin çalışanları, ülkeye sağladığı ekonomik katkı, sosyal güvenlik sistemine sağladığı katkı ve istihdam sağlaması nedeniyle bir kamu menfaati de gözetildiği ve bunun Mahkememize de dikkate alınması gerektiği hususlarından dolayı iki ortaklı limited şirketi için ortağın ortaklıktan çıkarılması için gerekli olan genel kurulda 2/3 pay ve ortak sayısının salt çoğunluğuna ilişkin paydaş çoğunluğu kuralının işletilmemesi gerektiğine kanaat getirilmiştir. Tüm bu nedenlerle davacının davasının kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-Davacının davasının kabulü ile … Müdürlüğü’nün … sicil numarasında kayıtlı … Şti.’nin %1’lik payına sahip … T.C no’lu …’in şirket ortaklığından haklı sebeple çıkartılmasına,
2-Karar kesinleştiğinde Ticaret Sicil’de tescil ve ilanına,
3-Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 44,40 TL karar harcından peşin alınan 29,20 TL’nin mahsubu ile geri kalan 15,20 TL bakiye harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydedilmesine,
4-Davacının yaptığı 62,70 TL ilk masraf, 83,10 TL tebligat ve 1.400,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.545,80 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı kendini vekille temsil ettirdiğinden lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği 2.725,00 TL vekalet ücreti takdirine, bunun davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak davacı vekili vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda oy birliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı.
Başkan …
Üye …
Üye …
Katip …