Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/819 E. 2023/241 K. 23.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2016/819 Esas
KARAR NO:2023/241

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:05/02/2016
KARAR TARİHİ:23/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
… 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin … sayılı gerekçeli kararı ile dosya usulden red edilerek İstanbul Mahkemelerinin yetkili olduğu belirtilerek, yetkisizlik kararı verilerek Mahkememize tevzi edilerek Mahkememizce 2016/819 Esas sayılı dosya numarasını almıştır.
DAVA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket tarafından davalı şirket aleyhine … 24. İcra Müdürlüğü’nün … sayılı icra takip dosyasıyla icra takibi yaptıklarını, icra takibinin dayanağını müvekkilinin dava dışı … … … Aş’den ihraç kaydıyla aldığı malların yurtdışındaki alıcısına gönderilmesi sırasındaki gümrük işlemlerini gerçekleştiren davalının gümrük işlemlerini yaptığı sırada düzenlenen beyannamelerde “üretici kısmında … … … Aş” gösterilmesi gerekirken müvekkil şirketin unvanının gösterildiğini, beyannamelerdeki bu hatanın düzeltilmesi için … Gümrük Müdürlüğü’ne yazılan müzekkereden de bir yanıt alınamadığını, bu hata sebebiyle ihraç edilen ürünlere ilişkin teslimat satışlarına dayalı faturalara ait KDV ve ÖTV bedelinin tahsili için … … Aş’den talepte bulunduklarını, bu şirketin bedeli vergi dairesine ödediğini, ancak bu şirketin ödediği bedeli rücu için müvekkili şirkete yöneldiğini ve müvekkilinin de bu şirkete bu bedeli ödemek zorunda kaldığını, bu şekilde ödenen bedelin davalıdan tahsili için 19/06/2013 tarih 04242 nolu 16.088,46.- TL fatura düzenlendiğini, ancak davalı tarafın faturayı iade ederek müvekkiline gönderdiğini, davalı taraf söz konusu sorunun ilgili vergi dairesinde düzeltileceğini beyan ettiğini, müvekkilinin bu durumu vergi dairesine kendisinin sözlü olarak bildirdiğini, ancak vergi dairesinin talebi reddettiğini, bu nedenlerle davalı tarafa ihtarname çektiğini, ödenmeyince de belirtilen icra takibinin yapıldığını, davalının takibe itiraz ederek takibi durdurduğunu, itirazın haksız olduğunu, bu nedenlerle itirazın iptali ile takibin devamına ve % 20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın haksız olduğunu, öncelikle usule ilişkin olarak müvekkilinin davacı şirketin 08/02/2013 tarihinden itibaren bir yıl süreli ile sözleşmeyle gümrük müşavirliği hizmetini sunduğunu, sözleşmenin 6. maddesinde uyuşmazlık halinde İstanbul Mahkemeleri’nin yetkili olacağının kararlaştırıldığını, dolayısıyla davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, esas yönünden ise; müvekkilinin davacıyla olan sözleşme doğrultusunda gerekli ihracat beyannamelerini hazırlayarak … Gümrük Müdürlüğü’ne tevdi ettiğini, davacı tarafın dava dışı imalatçı … … … Aş ‘nin davacı tarafça yazılması gerektiği bildirilmediği için yazılmadığını, dolayısıyla söz konusu hatanın kendilerinden kaynaklı olmadığını, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava; taraflar arasındaki gümrük danışmanlığı sözleşmesinden kaynaklanan bir kısım alacağın tahsiline yönelik ilamsız icra takibine vaki itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasıdır.
Taraflar arasında gümrük müşavirliği hizmet sözleşmesi olduğu konusunda bir uyuşmazlığın olmadığı; taraflar arasındaki asıl uyuşmazlığın ise; öncelikle usule ilişkin olarak davaya bakma yetkisinin mahkememize ait olup olmadığı, esas yönünden ise; davacının davalıda icra takibine konu edilen tutar kadar alacaklı olup olmadığı noktalarında toplandığı belirlenmektedir.
Dosya kapsamı bütün olarak incelenmiştir.
… 24. İcra Müdürlüğü’nün 2013/ 12368 sayılı icra takip dosyasının yapılan incelemesinde; alacaklının-davacı … … Ltd Şti, borçlunun-davalı …Ş. olduğu, alacağın 8.686,18.-TL asıl alacak için yapılan genel haciz yolu ile yapılan ilamsız icra takibi olduğu ve takibin dayanağının … 3. Noterliğine ait 27/09/2013 tarih … Y nolu ihtarnameye ilişkin olduğu, takibe süresi içerisinde borca, işlemiş faize ve ferilerine itiraz üzerine takibin durduğu ve davanın yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
… 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin … sayılı gerekçeli kararında;
“Mahkememizce, dava konusu icra takibinin yetki sözleşmesiyle kararlaştırılan kesin yetkili icra müdürlüğü olan İstanbul İcra Müdürlüğü dışında … İcra Müdürlüğünde yapılmış takip olmakla yetkili yer icra müdürlüğünde yapılmış usulüne uygun bir takip bulunmadığından davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine dair verilen 25.04.2014 tarihli kararın, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz incelemesini yapan Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 23.10.2015 tarihli ilamında, 6100 sayılı HMK’nın 17. maddesinde, tacirler veya kamu tüzel kişilerinin, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabileceği, taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça davanın sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılacağı hükmünü içerdiği, icra dairelerinin yetkisinin ise İİK’nın 50. maddesinde düzenlenmiş olup, öğreti ve uygulamada icra dairelerinin yetkisinin kesin olmadığının kabul edildiği, somut olayda davalı borçlunun icra takibinde yetki itirazında bulunmadığı, itirazın iptali davasında ise, mahkemenin yetkisine itiraz ettiği, bu durumda açıklanan ilkeler gereğince icra dairesinin yetkisinin kesin yetki niteliğinde olmadığı ve yetkisine itiraz edilmeyen … 24. İcra Müdürlüğünde yapılan icra takibinin usulüne uygun bir takip olduğu kabul edilerek, mahkemece davalı tarafın mahkemenin yetkisine ilişkin ilk itirazı konusunda karar verilmesi gerekirken, yetkisiz icra dairesinde takip yapılması sebebiyle itirazın iptali davasının şartları oluşmadığından davanın usulden reddine dair yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı belirtilerek, hükmün davacı yararına bozulduğu görülmüştür.
Bozma üzerine yapılan yargılamada, taraf vekillerinin bozma ilamına karşı beyanları alınmış olup, davacı vekilince bozma ilamına uyulmasının istendiği, davalı vekilince ise ilk hükümde direnilmesini, eğer mahkemece aksi kanaat hasıl olduğu takdirde ilk itirazları doğrultusunda yetkisizlik kararı verilmesini talep ettiği görülmüştür.Mahkememizce bozma ilamı usul ve yasaya uygun bulunmakla uyulmasına karar verilmiş olup, yapılan inceleme sonucu uyulan bozma ilamı, taraflar arasındaki sözleşme hükümleri, davalının yasal sürede yaptığı yetki itirazı ve tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasında akdedilen gümrük danışmanlığına ilişkin 08.02.2013 tarihli sözleşmenin “Uyuşmazlıkların Çözümü” başlıklı 6. maddesinde, anlaşmazlıkların İstanbul Merkez Mahkemeleri ile İcra Dairelerinde halledileceğinin belirtildiğinin görüldüğü, taraflar arasında kararlaştırılan bu yetki şartının geçerli bulunduğu, davalının davaya konu … 24. İcra Müdürlüğünde başlatılan icra takibine karşı yetki itirazında bulunmadığı, bu nedenle icra dairesinin yetkisinin kesinleştiği, ancak açılan işbu itirazın iptali davasında davalı taraf yasal sürede verdiği cevap dilekçesinde, davada yetkili mahkemenin taraflar arasındaki sözleşme uyarınca İstanbul Mahkemeleri olduğunu ileri sürerek, yetkisizlik itirazında bulunduğu, taraflar arasında 08.02.2013 tarihli yazılı sözleşmeye dayalı akdi bir ilişki söz konusu olup, davaya konu uyuşmazlığın da anılan sözleşmeden kaynaklandığı, her iki tarafın da tacir olduğu, 6100 sayılı HMK’nın 17. maddesinde, tacirler veya kamu tüzel kişilerinin, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabileceği, taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça davanın sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılacağının düzenlendiği, bu durumda davalının sözleşmeye dayalı olarak mahkememizin yetkisine yönelik itirazının yerinde olup, taraflar arasındaki sözleşmenin 6. maddesinde anlaşmazlıkların İstanbul Merkez Mahkemelerinde çözümleneceğinin kararlaştırılması nedeniyle usulüne uygun bulunan yetki itirazı uyarınca davada yargılama yaparak karar verme yetkisinin İstanbul Asliye Ticaret Mahkemelerine ait olup, mahkememizin davada yetkili olmadığı anlaşıldığından davanın bu nedenle dava şartı yokluğundan usulden reddine karar vermek gerektiği sonucuna varılarak …” usulden reddine dair karar verilmiştir.
Mahkememizin dosyasında yapılan yargılamada, … Nöbetçi ATMye talimat yazılarak tarafların iddia ve itirazları ve dosya kapsamı değerlendirilerek davacı tarafların talepleri hakkında değerlendirme yapılabilmesi amacıyla davacı tarafın adresine çıkarılacak tebligat ile ticari defter ve kayıtları istenilip talep olması halinde bilirkişilere yerinde inceleme yetkisi de verilmek suretiyle resen belirlenecek bir mali bilirkiş aracılığıyla davacı tarafın ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiştir.
10/09/2018 tarihli talimat raporunda özetle; Davacı … … Ltd. Şti. ticari defterlerin açılış ve kapanış tasdiklerinin süresinde yaptırıldığı, Davaya konu faturanın, 16/06/2013 tarih ve 1004 nolu yevmiye maddesi kaydıyla ticari defterde kaydedildiği, Ticari Defter kayıtlarına göre Davacı … … Ltd.Şti.nin, Davalı …Ş.den 31/12/2017 tarih itibariyle 8.686,18 TL. alacaklı bulunduğu, Davacı ticari defter kayıtlarına göre, 16/06/2013 tarih sonrasında Davalı tarafından yapılan herhangi bir ödeme bulunmadığının tespit edildiği kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mahkememizin dosyasında yapılan yargılamada, tarafların iddia ve itirazları sunulan deliller aralarındaki ticari ilişki talimat mahkemesince davacı şirket kayıtları üzerinde yapılan incleme sonrası düzenlenen bilirkişi raporu ve icra dosyası değerlendirilerek taraflarca yapılan ödemeler de gözetilerek icra dosyasında talep edilen alacak kalemlerinin yerinde olup olmadığının belirlenmesi için Mahkememizden bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiştir.
17/12/2018 tarihinde bilirkişilerce rapor düzenlenmiştir.
Mahkememizin dosyasında yapılan yargılamada 10/09/2018 tarihli bilirkişi raporundan sonra dosyaya getirtilen belge ve beyanların bilirkişi raporunda değerlendirilmesi gerektiği gerekçesi ile dosyanın ek rapor için bilirkişiye tevdiine karar verilmiştir.
06/11/2021 tarihinde bilirkişi raporu alınmıştır.
Dosyada yapılan yargılamada, dosyaya eklenen en son Gelir İdaresi yazısı ve ekleri dikkate alınarak önceki bilirkişilerden ek rapor alınmasına karar verilmiştir.
28/11/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davacı ile Davalı arasındaki sözleşmenin Davacı tarafından imza edildiği, Davalı tarafından imza edilmediği, 10.09.2018 tarihli Mali Bilirkişi Raporuna göre Davacı …’nın Davalı …’dan 8.686,18 TL cari hesap alacağı gözüktüğü, … tarafından Davalı …’a düzenlenen faturanın davalı kayıtlarına alınmadığı görülmüş olup bu fatura hariç iş bu raporda Davalı …’ın Davacı …’dan 6.835,41 TL alacaklı gözüktüğü, … tarafından vergi dairesine ödenen tutarın tahsilat fişlerine göre … tarafından ilgili vergi dairesine gecikme faizi dahil (6.943,83 TL KDV * 6.363,03 TL ÖTV olmak üzere 13.306,86 TL vergi aslı ve 383,51 TL gecikme zammı olarak toplam 13.690,37 TL) ödendiği, bu durumda Davacının alacağının 13.690,37 TL olarak hesap edildiği, Faturalardaki ürünün “… …” markası ile üretilen bir ürün olması karşısında …’nın Tedarikçi durumunda olduğunun bilinmesi gerektiği, Davaya derdest olan yazılara göre, Dava dışı … firmasının ihraç kaydıyla satış yaptığı Davacı firmanın gümrük beyannamelerini düzenleyen Davalı tarafından gümrük beyannamelerine “İmalatçı-… …” yazılmadığından, Davacı firmanın KDV-ÖTV istisnasından faydalanamadığı, dolayısıyla … tarafından ilgili vergi dairesine bu tutarı gecikme faizi dahil (6.943,83 TL KDV + 8.704,29 TL ÖTV olmak üzere 15.648,12 TL vergi aslı ve 440,34 TL gecikme zammı olarak toplam 16.088,46 TL) ödendiği ve cari ekstreye göre ödediği tutarı Davacı ile de mahsuplaştığı, Büyük Mükellefler Vergi Dairesi Başkanlığı yazısına göre, … tarafından ilgili vergi dairesine gecikme faizi dahil (6.943,83 TL KDV * 6.363,03 TL ÖTV olmak üzere 13.306,86 TL vergi aslı ve 383,51 TL gecikme zammı olarak toplam 13.690,37 TL) ödendiği kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Dosyada alınan bilirkişi raporu esas alındığında; Dava dışı … firmasının ihraç kaydıyla satış yaptığı Davacı firmanın gümrük beyannamelerini düzenleyen Davalı tarafından gümrük beyannamelerine “İmalatçı-… …” yazılmadığından, Davacı firmanın KDV-ÖTV istisnasından faydalanamadığı, dolayısıyla … tarafından ilgili vergi dairesine bu tutarı gecikme faizi dahil (6.943,83 TL KDV + 8.704,29 TL ÖTV olmak üzere 15.648,12 TL vergi aslı ve 440,34 TL gecikme zammı olarak toplam 16.088,46 TL) ödendiği ve cari ekstreye göre ödediği tutarı Davacı ile de mahsuplaştığı, Büyük Mükellefler Vergi Dairesi Başkanlığı yazısına göre, … tarafından ilgili vergi dairesine gecikme faizi dahil (6.943,83 TL KDV * 6.363,03 TL ÖTV olmak üzere 13.306,86 TL vergi aslı ve 383,51 TL gecikme zammı olarak toplam 13.690,37 TL) ödendiği anlaşıldığından davanın kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
İcra İflas Kanununun 67/2 maddesine göre “Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.” İşbu davada davacının icra inkar tazminatı talebinin yasal şartları oluşmadığından alacağın likit olmaması sebebiyle % 20 icra inkar tazminat talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile,
… 24. İcra Müdürlüğü’ nün … esas sayılı takip dosyasındaki davalı itirazının iptali ile takibin aynen devamına,
2-Alacak likit olmadığından icra inkar tazminatının yasal şartları oluşmadığından reddine,
3-Harçlar yasası uyarıca alınması gerekli 593,35 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 148,35 TL harcın mahsubu ile eksik 445,00 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafından başlangıçta yapılan 177,35 TL ilk masraf, yargılama aşamasında yapılan tebligat, posta ve bilirkişi ücreti olan 2.549,50 TL olmak üzere toplam 2.726,85‬ TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğininden karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre kabul edilen dava değeri üzerinden hesaplanan 8.686,18 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile kendisini vekille temsil ettiren davacıya ödenmesine,
7-Karar kesinleşene kadar yapılacak yargılama giderlerinin davacı gider avansından karşılanmasına, karar kesinleştikten sonra bakiye gider avansının istek halinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 günlük süre içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi. 23/03/2023

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza